Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1628 E. 2021/1406 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1628
KARAR NO: 2021/1406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/152 Esas
KARAR NO: 2021/495
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı kooperatif üyesinin, müvekkil kooperatife üyelikten kaynaklanan birikmiş borcu bulunduğunu, icra dosyasına sundukları borç döküm belgesinde, davalı kooperatif üyesinin borcunun ayrıntıları net olarak listelendiğini, üyelik hak ve vecibelerini yerine getirmeyen ve bu çerçevede kooperatife borçlu olan üyelerin borçlarına aylık %5 gecikme faizi uygulanacağı yönünde müvekkil kooperatif genel kurullarında alınan kararlar doğrultusunda, üyelerin asıl alacaklarına aylık %5 gecikme faizi uygulandığını, arz ve izah edildiği üzere yargılama sırasında anlaşılacak ve re’sen guzönünde bulundurulacak sebeplere binaen, davalı-borçlunun İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya borcuna, faiz oranına, beyanlarına ve tüm ferilerine ilişkin itirazının iptaline, dosya konusu alacaklarının fer’ileri ile birlikte tahsili için takibin devamına, alacağımızın %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatının davalı-borçludan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Dava dilekçesinde dava konusu hakkında hiçbir açıklama olmadığını davalının ortaklığına ilişkin herhangi bilgi de verilmediğini, davalının davacı kooperatif ortağı olmadığına ilişkin kesinleşmiş yargı kararları bulunduğunu, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/588 E. 2019/194 K. 27.03.2019 tarihli ve Zonguldak 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/202 E. 2019/2 K. 15.01.2019 tarihli kararlarla davalının davacı kooperatif ortağı olmadığı belirlendiğini, davalı, Kooperatifler Kanunu ve kooperatif ana sözleşme hükümlerine göre davacı kooperatife ortak olmadığını, davacı kooperatif, kanun ve ana sözleşme hükümlerine aykırı işlemler yapmak suretiyle davalıdan haksız kazanç elde etmek niyetinde olduğunu, davacı kooperatif, icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunu, davanın reddine, takip miktarının %20 oranında tazminatın davacıdan alınmasına, davalıya verilmesine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davacı taraf her ne kadar davalı aleyhin kooperatif aidat ve kooperatif genel kurul kararlarıyla üyelerden toplanması gereken ara ödemelerin tahsili istemi ile başlatılan icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın iptalini talep etmişse de; düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu; davalı ile … arasında yapılan devir sözleşmesi ve davalının ortaklık kaydının yapılması için kooperatife verdiği dilekçe mevcut olmamakla birlikte, davalının … tarafından kooperatife verilen devir bildirimi dilekçesini ” tebellüğ ettim” notuyla imzaladığı, adına Ortaklık Senedi düzenlendiği, 08.06.2014, 30.05.2015 , 12.06.2016, 15.01.2017 tarihli genel kurul toplantılarının çağrı listesinde yer aldığı, 08.06.2014 ve 12.06.2016 tarihli genel kurul toplantılarına ait Ortaklar Cetvelinde imzasının bulunduğu, davalının ortaklığa kabulü için kararın bulunmadığı, İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesi ile Zonguldak 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin davalının kooperatif ortağı olmadığına karar verildiği ve kararların kesinleştiği de anlaşıldığından davalının kooperatif ortağı olmadığı bu nedenle kooperatif aidat borcundan da sorumlu olmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Davalı kooperatif üyesi …, Kooperatif Yönetim Kurulunca alınan 01/09/2013 tarih ve 36 sayılı kararı ile ortaklığa kabul edilerek … No.’lu ortak olarak kaydı yapıldığını, bu durum mahkemeye sundukları ortaklık senedi ile de sabit olduğunu, kooperatifin eski ortağı olan … kooperatifteki ortaklığını davalı …’e devrettiğini, yönetim kurulunun bunun üzerine düzenlediği ortaklığın kesinleştiğine dair yazısı da bizzat davalı tarafından imzalandığını, işbu evraklar doğrultusunda davalı tarafın kooperatifte ortak olarak yer edinmiş olduğu izahtan vareste olmakla birlikte ortaklar defterinde yer alan tahsilat tablosu da, kendisinin yapmış olduğu aylık ödemeleri içermekte olup davalı tarafın kooperatifteki ortaklığını desteklediğini, her ne kadar davalı taraf, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/202 E., 2019/2 K., 15/01/2019 tarihli ve Zonguldak 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/588 E., 2019/194 K. 27/03/2019 tarihli kararlarında kendisinin kooperatif ortağı olmadığına yer verildiğini ileri sürerek iddiasını ispatlamak istese de söz konusu kararlar kanun yoluna başvuru yapılmadan kesinleştiğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, daha önce de delil listesinin sunulduğu esnada belirtildiği üzere ilgili evrak ve belgelerin boyutunun büyük olmasından dolayı, bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılması talep edildiğini sunulacak belgeler doğrultusunda davalı tarafın kooperatif ortağı olup olmadığı hususunda karar verilebilmesi için mahkemeden ek rapor talep edilmesine rağmen ek rapor talebinin haksız şekilde reddedildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda yargılama yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından, davalı aleyhine, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat ve ara ödeme borcuna istinaden 30.080,00 TL asıl alacak, 15.467,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.547,00 TL borcun ödenmesi amacıyla 05/04/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/588 E. ve Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/202 E. Sayılı dosyaları incelendiğinde, davacı …’in davalı S.S Boğaziçi Sitesi Konut Yapı Kooperatifi aleyhine genel kurul kararının iptali istemiyle dava açtığı, davacının koooperatif ortağı olmadığından aktif husumet yokluğundan davaların reddine karar verildiği ve verilen kararların istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki deliller ve kooperatif kayıtları incelenip davalının kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif üyesi ise hangi tarihlerde olduğu, davacının davalıdan takip konusu alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ve alacağının bulunması halinde dönem itibariyle davalının kooperatif üyesi olup olmadığının tespiti için asıl alacak ve ferileri ile birlikte hesaplama yapılması yönüden dosyanın kooperatif alanında uzman bilirkişiye tevdine karar verildiği, bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davalı ile … arasında yapılan devir sözleşmesi ve davalının ortaklık kaydının yapılması için kooperatife verdiği dilekçe mevcut olmamakla birlikte, davalının … tarafından kooperatife verilen devir bildirimi dilekçesini ” tebellüğ ettim” notuyla imzaladığı, adına Ortaklık Senedi düzenlendiği, 08.06.2014, 30.05.2015 , 12.06.2016, 15.01.2017 tarihli genel kurul toplantılarının çağrı listesinde yer aldığı, 08.06.2014 ve 12.06.2016 tarihli genel kurul toplantılarına ait Ortaklar Cetvelinde imzasının bulunduğu, İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesi ile Zonguldak 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin davalının kooperatif ortağı olmadığına karar verildiği ve kararların kesinleştiği, davalının kooperatif ortağı olduğu kabul edilse dahi takip ve dava konusu aidat ve ara ödeme borcunun olup olmadığının ve miktarının; dayanak genel kurul kararları , ortaklığı devraldığı tarihteki borç ve alacak durumundan başlayarak ( icra takibine kadar hesabına borç kaydedilen aidat ve ara ödeme tutarları ile hesabına alacak kaydedilen tahsilat tutarlarının tarih , fiş ve yevmiye tarih/ sayısının yazılı olduğu ) yardımcı hesap dökümleri, bunları teyit eden yevmiye ve envanter defteri kayıtları üzerinden tespit ve hesaplanması gerekmektedir Davacının ibraz ettiği genel kurul kararlan arasında 2017 ve 2018 yılı genel kurul belgeleri bulunmadığından bu yıllarda karara bağlanan parasal yükümlülük olup olmadığı tespit edilemediği, davalı adına açılmış yardımcı kayıtlar ,ile yevmiye ve envanter defterleri ibraz edilmediği için de borçlu olup olmadığını ve borçlu ise tutarını hesaplama imkanı bulunamadığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.Mahkemece, daha önce Kooperatif aleyhine genel kurul kararının iptali istemiyle davalı tarafından açılan davaların, davalının, kooperatif üyesi olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması nedeniyle aynı gerekçe ile davalının kooperatif üyesi olmadığından bahisle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de dayanak yapılan genel kurul kararların iptali davaların konusu ve sebebi farklı olduğu işbu davada kesin hüküm oluşturmadığı gibi red gerekçelerinde kesin delil teşkil etmediği anlaşılmıştır. Nitekim dosya kapsamına göre davacı tarafından e-mail ile bilirkişiye ibraz edilen belgeler arasında ” … adlı kişiye tarafından doldurulan “S.S. Boğaziçi Sitesi Konut Yapı Koooperatifı Başkanlığına ” hitaplı form dilekçede; “kooperatifin … numaralı ortağı olduğu, ortaklık hakkını davalı …’e devretmek istediği” belirtilerek …’in adres ve kişisel bilgilerine yer aldığı aldığı, dilekçenin alt bölümüne de “Tebellüğ Ettim” ifadesinin altında davalı … isim ve imzasının, yönetim kurulu başkanı ifadesinin altında imzasının ve el ile yazılmış ” 36 nolu karar 1.9.2013 ” notunun bulunduğu, davacı tarafında davalı … adına düzenlenen Ortaklık Senedinde de adı geçen kişinin baba adı, doğum yeri, tarihi ve adresi ile “Yönetim kurulunun 01.09.2013 tarih ve 36 sayılı kararı ile kooperatif ortaklığına kabul edilerek … ortak no ile kaydınız yapılmıştır. ” cümlesi yer aldığı, ortaklar defterinin 262. sahifesinin davalı … İlgin’e ayrıldığı, bu sahifede nüfus hüviyet cüzdanı bilgilerinin, 01. 09.2013 tarihli 36 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile …’den aldığı ortaklığa kabul edildiğinin ve bazı ödeme tarih ve miktarlarının yazılı olduğu, 08.06.2014, 30.05.2015 , 12.06.2016, 15.01.2017 tarihli genel kurul toplantılarının çağrı listesinde yer aldığı, 08.06.2014 ve 12.06.2016 tarihli genel kurul toplantılarına ait Ortaklar Cetvelinde imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Kooperatifler Kanunu 14/3 maddesinde, ortaklığın devredilebileceği, yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortak nitelikleri taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir. Bu sebeple ortalığı devralan kişinin yazılı dilekçe ile kooperatife başvurması zorunlu değildir. Yargıtay 23.Hukuk dairesi 2015/2728 Esas 2015/2508 Karar sayılı ilamında bu husus ” devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve ana sözleşmenin 17/2. maddeleri uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve ana sözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Bu nedenle, kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davadan önce davalı kooperatife bildirilmemesi, devir alanın hakkına olumsuz bir etki yapmaz.” şeklinde ifade edilmiştir. O halde mahkemece, davacı tarafından sunulan belgelerin aslı getirtilerek, devreden ortak …’in öncesinde kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif üyesi ise ibraz edilen devir dilekçesindeki imzanın …’e ait olup olmadığı, dilekçenin … tarafından verilip verilmediği gerekirse …’in duruşmada alınacak ifadesi ile tespit edildikten sonra geçerli bir devir halinde 01. 09.2013 tarihli 36 sayılı Yönetim Kurulu Kararına istinaden, yönetim kurulu kararı bulunmasa dahi davalının zımmen kooperatif üyesi olarak kabulü gerekmektedir. Buna göre kooperatif ortaklığının devri halinde devreden ve devralan ortak kooperatif aidatları kooperatife karşı devir tarihine göre sorumlu olduğu gözetilerek kooperatifin ticari defter ve kayıtları getirtilerek bu konuda alınacak ek rapora göre karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2020/152 Esas, 2021/495 Karar ve 15/06/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/12/2021