Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1605 E. 2021/1107 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1605
KARAR NO: 2021/1107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/92 (DERDEST)
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
DAVA: Menfi Tespit ve İstirdat
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 17. Uluslararası Asansör Fuarı’na katılım ile stant alanının kiralanmasına ilişkin sözleşmenin akdedildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince müvekkilinin davalı tarafa toplam 100,412.10 TL ödeme yapacağının kararlaştırıldığını, ödeme planı yapıldığını, taraflar arasında yapılan anlaşma sonrasında davalı tarafın basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek fuar tarihlerinin değişikliklerini katılımcı olan müvekkiline süresi içerisinde bildirmesi gerekirken bildirmediğinden müvekkili tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, bu durumda sözleşme konusuz kaldığından, sözleşmenin ifası için verilen kıymetli evrakların bedelsiz kaldığını, kıymetli evrakların iade edilmesi gerektiğinin davalı tarafa Denizli …Noterliği’nin 30/12/2020 tarihli … keşide numarası ile ihbar ve ihtar edidiğini, karşı tarafın ihtarnameye karşı cevap vermediğini, işbu süreçte çeklerden 10/01/2021 keşide tarihli … Bankası T.A.O’na ait … seri numaralı 33.400,00 TL bedelli çekin ödeme tarihinin gelmesi nedeniyle davalı tarafça haksız olarak tahsil edildiğini, yine davalı tarafa verilen ve bedelsiz kalan … Bankası T.A.O’na ait 10/02/2021 keşide tarihli … seri numaralı 33.400,00 TL bedelli ve 10/03/2021 keşide tarihli … seri numaralı 33.612,00 TL bedelli çeklerin taraflarına iadesi gerektiğini belirterek, davalı tarafın elinde bulunan çeklerin muhatap bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi,, bu yönde muhatap bankaya müzekkere yazılması, çeklerin icra takibine konu yapılamaması, yapılacak veya yapılmış icra takiplerinin durdurulması, çeklerin ciro ve/veya temlik edilmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve neticeten taraflar arasında akdedilen sözleşme haklı nedenle feshedildiği için sözleşmenin ifası için davalı tarafa ödenen 33.400,00 TL çek bedelinin ticari temerrüt faizi ile iadesini, sözleşme ilişkisi bulunmaması nedeniyle bedelsiz kalan çeklerin iadesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 12/02/2021 tarihli kararı ile; “…İhtiyati tedbir talep eden tarafından sunulan talep dilekçesi ve ekleri ile tüm dosya kapsamı mahkememizce incelendiğinde; davacı iddialarının yargılama sürecinde incelenecek olması, davacı tarafça sunulan deliller, tedbir kararının uygulanmaması halinde davacının iş bu dava sonunda haklı çıkması halinde ödenen bedelin geri ödenmek zorunda kalınacağı, bu durumda yeni hukuki işlemler gerçekleştirilmek üzere yeni iş yükünün doğacağı, öte yandan miktar itibariyle davacının telafisi imkansız zarara uğrayabileceği, belirlenen teminat miktarı ile davalının var ise alacağına kavuşmamasından doğan zararlarının garanti altına alınacağı” gerekçesiyle, Davacı vekilinin tedbir talebinin %20 teminatla KABULÜ ile dava konusu çeklerin davalı … tarafından ibraz edilmesi halinde banka tarafından …’ne ödenmeyip çek bedeli kadar hesaba bloke KONULMASINA, blokenin mahkememiz tarafından yeniden karar verilinceye değin DEVAMINA, tedbir konusu çekler hakkında takip YAPILMAMASINA, tedbirin yalnızca davacı ile davalı taraf arasında geçerli olmak üzere UYGULANMASINA, ciro ve temliğe ilişkin taleplerin çekin bir ödeme aracı olması ve iyiniyetli üçüncü kişileri bağlayacak şekilde tedbir kararı verilememesi nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, itiraz duruşmalı olarak değerlendirilmiş ve 15/06/2021 tarihli kararı ile; “…İhtiyati tedbir talep eden tarafından sunulan talep dilekçesi ve ekleri ile tüm dosya kapsamı mahkememizce incelendiğinde; davacı iddialarının yargılama sürecinde incelenecek olması, davacı tarafça sunulan deliller, tedbir kararının uygulanmaması halinde davacının iş bu dava sonunda haklı çıkması halinde ödenen bedelin geri ödenmek zorunda kalınacağı, bu durumda yeni hukuki işlemler gerçekleştirilmek üzere yeni iş yükünün doğacağı, öte yandan miktar itibariyle davacının telafisi imkansız zarara uğrayabileceği, belirlenen teminat miktarı ile davalının var ise alacağına kavuşmamasından doğan zararlarının garanti altına alınacağı, tedbirde paraya bloke konulmasına karar verildiğinden doğması ihtimali bulunan alacağın da garanti altına alındığı değerlendirilerek davalı vekilinin tedbire yaptığı itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararının koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin alacağını tahsil edememesinin gerek taraflar arasındaki akdi ilişkiyle gerekse hakkaniyetle bağdaşmadığını, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığını, davacının somut iddiasını teyit eden herhangi bir belge sunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesinin 2. paragrafında açık bir biçimde fuarın gerçekleştirilmesini zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkması halinde müvekkilinin yeniden belirleyeceği bir tarihte fuar düzenleyebileceği ve bu durumda katılımcının bedel iadesi istemeyeceğinin düzenlendiğini ve fesih yetkisinin ise tanınmadığını, davacının basiretli bir tacir olarak imzaladığı sözleşme ile bağlı olup, bu durumda fesih haksız olduğundan mahkemenin tedbir isteminin kabulüne yönelik kararının hatalı olduğunu beyan ederek, tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddiası ile menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde ayrıca sözleşme kapsamında verilen çek bedellerinin ödenmemesi ve icra takibine konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece tedbir talebi kabul edilmiştir. İstinaf istemi, mahkemenin verdiği tedbir kararına yöneliktir. 6100 Sayılı HMK’nun 390. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir.2004 sayılı İİK’nun 72/2 maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği düzenlenmiştir. Fuarın kararlaştırılan tarihte yapılmadığı açık olup, bu durumda sözleşme hükümleri kapsamında davacının fesih hakkının ve borçlu olup olmadığı hususunun taraf delillerinin toplanması ve sözleşme hükümleri de incelenerek değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının icra takibinden önce açmış olduğu menfi tespit istemi yönünden İİK’nun 72. maddesi ile HMK’nun 390.maddesinde yer alan koşullar oluşmuş, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş ve davalının oluşabilecek zararları ise teminat altına alınmıştır. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ve HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmediğinden, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının ve 59,30 TL istinaf karar harcın Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2021