Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1604 E. 2021/1106 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1604
KARAR NO: 2021/1106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/128
KARAR NO: 2021/247
DAVA TARİHİ: 09/04/2019
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin gayrimenkul değerleme sektöründe faaliyet gösterdiğini ve davalının Pendik’te bulunan taşınmazı için ekspertiz hizmeti vererek, verilen hizmet neticesinde gayrimenkul değerleme raporu hazırladığını ve bu hizmete ilişkin davalıya fatura düzenlediğini, davalı faturayı ödemediğinden İstanbul Anadolu … İcra Müd. … E sayılı dosyada takip başlattığını, davalının anaparayı haricen ödediğini ancak vekalet ücretini, faiz ve harçları ödemediğini, davalının yapmış olduğu kısmi ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan mashup edilmesi gerektiğini, bu doğrultuda davacının davalıdan halen alacaklı durumda olduğunu iddia ederek şimdilik 1.000,00 TL yönünden takibin devamına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Yasal süre geçtikten sonra davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde ise; Davalının, takibin başladığı 14/10/2019 tarih, öncesinde takibe konu borcu davacıya ödendiğini, temerrüt söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “…Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Davanın 16/08/2016 tarihli faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Davacı vekilince 16/08/2016 tarihli 14.160,00TL bedelli faturanın tahsili amacıyla 04/10/2018 tarihinde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olup dosyamız davalısı/borçlu tarafından 09/10/2018 tarihinde haricen asıl borç ödenmiş olup 09/04/2019 tarihinde açılan itirazın iptali davası ve davacı vekilince 11/03/2020 tarihinde dosyaya sunduğu ıslah dilekçesinde miktarı arttırılmak suretiyle 3.346,03 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Taraflar arasındaki dava, taraflar arasında hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK 1530.maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası hizmet alım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerektiği için davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz. Davalı takip tarihi olan 04/10/2018 tarihinden sonra 09/10/2018 tarihinde asıl alacağı ödemiş olduğundan bu tarihler aralığında hesaplanan avans faiz tutarı 30,68 TL olduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilerek işlemiş faiz talebi reddedilerek, takibin 30,68 TL üzerinden devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; “Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibe konan asıl alacağın tamamı iş bu davadan önce ödenmiş olup takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olan 30,68 TL üzerinden takibin devamına, fazla talebin reddine, 2-Asıl alacak davadan önce ödenmiş olduğundan davacı tarafın inkar tazminatı talebinin reddine” kesin olarak karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; TTK 1530 maddesi mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçlarını düzenlediği için somut dosya yönünden uygunlanmasında engel bir halin bulunmadığı, 16/08/2016 tarihli faturanın müvekkili şirket tarafından 17/08/2016 tarihinde … kargoya verilerek 18/08/2016 tarihinde davalı tarafa teslim edildiğini ve defter incelemesinde faturanın davalı defterlerine işlendiğinin tespit edildiğini, davalı taraf 14.160,00 TL tutarındaki fatura borcunu ödeme emrinin kendisine tebliğinden daha sonra ödediğinden, ödeme emrindeki tüm borçtan ve vekalet ücretinden sorumlu olup ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin 22/06/2021 tarihli kararı ile; “Anılan kararın kesin olarak verilmiş olduğu görülmekle, HMK’nın 346/1. maddesi uyarınca davacı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KARARINA İLİŞKİN İSTİNAF SEBEPLERİ Yargılamanın hızlandırılması, iş yükünün azaltılması ve yargılamayı uzatmaya yönelik başvuruların önlenmesi için ilk derece mahkemesi kararlarına karşı kanun yolu başvurularında parasal sınırlar belirlenmiş ise de bu zaman ve emek kaybını önlemek pahasına adaletten fedakarlık yapılmaması, usul hukukunda geçerli olan biçimselliğin asla maddi anlamda gerçekliğin ortaya çıkmasına engel olmaması gerektiğinden kanun yolu başvurusunun kabul edilmesini talep ederek, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dava 1.000,00 TL üzerinden açılmış, mahkemenin 27/02/2020 tarihli celsesinde 7 numaralı ara kararı ile “İcra takip dosyasında asıl alacak ve işlemiş faiz olarak toplam 17.506,03 TL üzerinden takip başlatıldığı ancak iş bu davada harca esas değer olarak 1.000,00 TL olarak gösterildiği, davacı vekiline takipte talep edilen ancak harca esas değer gösterilmeyen 16,506,03 TL taleplerinin olup olmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere talepleri var ise harç eksikliğini tamamlak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” karar verilmiş, davacı vekilinin ara karara karşı beyan ve ıslah konulu 11/03/2020 tarihli dilekçesinde; eldeki davada 17.506,03 TL yönünden hiç bir zaman talepte bulunulmadığını, davalıya karşı İstanbul And. … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyası ile 17.506,03 TL bedelli icra takibi başlatılmış olup davalının takibe konu alacağın faizsiz kısmı olan 14.160,00 TL’yi haricen ödemiş olması nedeniyle itirazın iptali davasının ödenmeyen 3.346,03 TL yönünden açılan kısmi dava ile 1.000,00 TL talep edildiğini beyan etmiş, devamında ise kısmi olarak açılan eldeki davada müddeabihi 2.246,03 TL artırarak ıslah ederek, toplam 3.346,03 TL’lik alacak talebinin kabulüne ve bu tutar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Yani 1.000,00 TL olan dava değeri ıslah neticesinde 3.346,03 TL’ye çıkartılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. maddesinde “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”, aynı yasanın “Parasal sınırların artırılması” üst başlığı ile Ek Madde 1’de, “(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükümleri yer almaktadır. İstinaf incelemesine konu kararın verildiği tarih 25/03/2021, dava değeri 3.346,03 TL, kabul edilen kısım 30,68 TL, reddedilen kısım 3.315,35 TL’dir. Ancak 01/01/2021 tarihinden itibaren 2021 yılı için istinaf kanun yoluna başvuru parasal sınırı 5.880,00 TL olarak belirlenmiştir. Yani bu miktarın altında olan kararlar kesin olup, istinafa konu kararın verildiği tarih itibariyle kesin olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346.maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli 2019/128 E. 2021/247 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne / kısmen reddine kesin olarak karar verilmiş, istinaf başvurusu üzerine mahkemenin 22/06/2021 tarihli istinaf talebinin değerlendirilmesi kararı ile karar kesin olduğundan, istinaf isteminin reddine karar verilmiş olup, verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin istinaf isteminin reddi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının ve 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2021