Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/151 E. 2021/920 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/151
KARAR NO: 2021/920
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/65
KARAR NO: 2020/827
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın başta TOKİ ve belediyeler olmak üzere büyük kuruluşlar için inşaat taahhüt işleri yaptığını, döviz kurundaki artış, ekonomik ve siyasi sorunlar nedeniyle şirketin nakit akışının nakit akışının zayıfladığını ve finansal yapısının bozulduğunu belirterek 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile verilecek geçici ve kesin mühlet neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre “borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir” İİK’nun 305.maddesinde konkordatonun tasdiki şartları, adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin İİK’nun 302.maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması, 206/1 maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle aktedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması şeklinde düzenlenmiştir. Davacı şirket, 31/08/2020 tarihi itibariyle kaydi özkaynaklarının (+) 12.449.093,29 TL, rayiç değerli özkaynaklarının ise (+) 1.920.930,57 TL olduğu, diğer bir anlatımla, şirketin hem kaydi hem de rayiç bilançoya göre borca batık durumda olmadığı tespit edilmiştir. İflas halinde adi alacaklıların tahsil edebileceği orana göre borçlunun iflas halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olduğu, borçlunun mevcut kaynaklarının ve nihai projede öngörülen yaklaşık 4 yıllık takvimde yaratabileceği kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğu tespit edilmiştir. Borçlu şirket, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını şeklindeki çoğunluğu sağlamış olup, İİK’nun 302.maddesinde öngörülen çoğunluk koşulunun gerçekleşmiş bulunduğu görülmüştür. İİK’nun 305/d bendinde, 206.maddenin 1.fıkrasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle aktedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması da tasdik şartları arasında sayılmıştır. Komiser heyeti tarafından yapılan inceleme ile mühlet içerisinde komiser heyetinin açık veya örtülü onayı ile doğan alacaklardan bir kısmının ödendiği, bir kısmının teminat gösterme hakkından feragat ettiği, bu alacaklıların ve alacakların liste halinde komiser heyeti tarafından mahkememize sunulduğu, teminat için gösterilen gayrimenkul üzerine teminat şerhi konmak üzere Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı görülmüştür. Davacı şirket tarafından belirlenen tasdik harcı ve yargılama gideri mahkememiz veznesine depo edilmiştir. İİK’nun 305.maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının davacı şirket yönünden gerçekleştiği…” gerekçesiyle “1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarası ile kayıtlı davacı … ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK’nun 305 maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE, 2-Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının 01/10/2021 tarihinden başlamak üzere ÖDENMESİNE, dosyaya sunulan ödeme planının kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … Bankası T.A.O vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Borçlu şirket ile imzalanan genel kredi sözleşmeleri uyarınca konkordato komiserine yapılan alacak kaydı tarihi olan 16/09/2019 tarihi itibariyle bankanın nakdi alacağının 1.457.900,17 TL, çek sorumluluk tutarından kaynaklı 2.060,20 TL ve nakde dönüşmemiş teminat mektuplarından kaynaklı 1.055.500,00 TL olmak üzere üzere toplam alacak tutarının 2.515.460,37 TL olduğunu, mahkeme tarafından müvekkili banka alacağının 2.485.430,17 TL ve teminatta ipotekler bulunmasına rağmen adi alacak olarak hesaba katıldığını, bu konuda dava açma hakklarını saklı tuttuklarını, konkordato talepli davanın 2019 yılının ilk günlerinde açıldığını, aradan geçen uzun süre boyunca konkardato kurumunun getirdiği güvencelerden faydalanan davacı şirketin, hiçbir finansal gelişme göstermediğini, alacaklıların menfaatlerini güvence altına almadığını, bu durum karşısında davacı bakımından konkordato kurumunun faydasız olduğunu beyanla, açıklanan hususlar ve re’sen tespit olunacak nedenlerle, hakkında yasal koşulları oluşmayan, ihtiyati tedbirden yıllarca yararlanmasına rağmen halen istediğini elde edememiş kötü niyetli davacı şirket lehine verilen tasdik kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Borçlu firma kredilerinin teminatında İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Köyü, … ada … parsel … blok No: … ve … nolu bağımsız bölüm adresindeki taşınmaz üzerinde 1.dereceden 1.200.000,00 TL ipotek mevcut olup, banka alacağı rehinli alacaklı olduğu için 18/09/2019 tarihi itibarıyla 1.512.146,01 TL alacak kaydı yapılmasına rağmen komiser heyetince yapılan bildiriminde 1.000.000,00 TL alacağın tespit edildiğini ve itiraz üzerine mahkeme tarafından oluşturulan 02/06/2020 tarihli ara kararda bankanın toplam 1.020.562,50 TL alacak üzerinden konkordato nisabına dahil edilmesine karar verildiğini, mahkemece itirazlar incelenmeyerek müvekkili banka alacağının rehinli alacaklı olarak değil adi alacaklı olarak kabul edildiğini, bu konuda dava açma hakklarını saklı tuttuklarını, konkordato projesinin gerçeklikten uzak ve alacaklıların alacaklarını sürüncemede bırakacak bir proje olduğunu, borçlu şirketin dava süresi boyunca borçlarını ödemediğini ve finansal anlamda olumlu gelişme göstermediğini, proje ile öngörülen vadenin oldukça uzun olup alacaklıların mağduriyetine sebebiyet verdiğini, müvekkil bankanın alacağının tahsili hususunda zarara uğradığını beyanla, açıklanan hususlar ve re’sen tespit olunacak nedenlerle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İİK 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar ve koşullar detaylı olarak belirtildiğini, kanun hükmünde sayılan şartların davacı/borçlu tarafından tamamen yerine getirilmediğini, konkordato komiserliğinin dosyasına sunmuş olduğu konkordato projesi hakkında oluşturulan nihai raporunda tasdik koşullarının oluştuğunun somut olarak ortaya konmadığını, konkordato projesinin ödeme planına göre konkordatoya tabi borçlarının 4 yıl içerisinde taksitler halinde ödeneceği düşünüldüğünde uzun ödeme planının müvekkili banka ile diğer müdahil olan alacaklıların için çok büyük zararlar doğuracağını, yerel mahkemenin müdahillerin çıkarlarını gözetmeden yapılan konkordato projesine onay vermesinin hiçbir hukuk ve adalet kavramıyla açıklanamayacağını, banka alacağının sunulan kayıtlar ile belli olmasına rağmen borçlunun itirazı üzerine talep edilen miktarın komiserlikçe kabul edilmediğini ve konkordato nisabına gerçeğe uygun şekilde kaydedilmediğini, müvekkil banka alacağının ”Çekişmeli Alacak” kapsamında olması itibariyle söz konusu alacak tutarları hakkında çekişmeli alacak davası açma haklarını saklı tuttuklarını beyanla, açıklanan hususlar ve re’sen tespit olunacak nedenlerle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Alacaklı … Ltd. Şti. vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin konkordato talep eden davacı şirketten toplam 1.151.992,38 TL alacağı bulunduğu sabitken ilk derece mahkemesince tasdik edilen konkordato projesinde yalnızca karşılıksız çıkan çeklerden kaynaklanan alacaklarının nisaba dahil edildiğini, cari hesap alacağının nisaba dahil edilmediğini, nisaba dahil edilmeyen alacak miktarı bakımından alacak kaydı davası açma haklarını saklı tuttuklarını, konkordato talepli davanın 2019 yılının ilk günlerinde açıldığını, aradan geçen uzun süre boyunca konkardato kurumunun getirdiği güvencelerden faydalanan davacı şirketin, hiçbir finansal gelişme göstermediğini, alacaklıların menfaatlerini güvence altına almadığını, bu durum karşısında davacı bakımından konkordato kurumunun faydasız olduğunu beyanla, açıklanan hususlar ve re’sen tespit olunacak nedenlerle, hakkında yasal koşulları oluşmayan, ihtiyati tedbirden yıllarca yararlanmasına rağmen halen istediğini elde edememiş kötü niyetli davacı şirket lehine verilen tasdik kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … A.Ş. vekili 25/12/2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında 12/10/2017 Tarih; … Tescil No’lu, … No’lu finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, davacı finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 08/05/2019 tarihi itibarı ile toplam 15.897,89 Euro + 735,84 TL kira, masraf, sigorta ve gecikme faizi borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğü için Beşiktaş … Noterliği’nden, 08/05/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek, borçların 60 gün içinde ödenmesi ve ödenmediği taktirde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, dava sonra şirketin konkordato talepli huzurdaki davayı ikame ettiğinin ve 26/06/2019 tarihinde hakkında kesin mühlet kararı verildiğini, davacı tarafından geçici mühlet ve kesin mühlet süresince herhangi bir ödeme yapılmadığını, İİK 307.maddesinde yer alan koşulların oluşmadığını, davacı ile imzalanan finansal kiralama sözleşmesine konu alacağın konkordato talebinden çok önce doğduğunu, 3 aydan daha uzun süredir kira taksitlerinin ödenmediğini, konkordato talebi tasdik edilse bile leasingli ekipmanın iadesi gerekeceğini ancak yerel mahkemece yargılama esnasında bu talepler değerlendirilmediği gibi verilmiş olan tasdik kararında da dikkate alınmadığından kararın hukuka aykırı olduğunu, konkordato dosyasına alacak miktarı açıkça bildirilmesine ve davacı/borçlu tarafça bu miktara itiraz edilmemesine rağmen tasdik projesinde alacak miktarının eksik gösterildiğini, alacak miktarı hakkında dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla tutara da itiraz ettiklerini beyanla, açıklanan hususlar ve re’sen tespit olunacak nedenlerle davacı şirket lehine verilen tasdik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİ KARARI Mahkemenin 31/12/2020 tarihli kararı ile; “Mahkememiz tarafından verilen 02/12/2020 tarih 2019/65 Esas Esas 2020/827 sayılı karar, müdahil … A.Ş. vekili tarafından 25/12/2020 tarihinde istinaf edilmiş ise de, tasdik kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 08/12/2020 tarihinde ve Basın İlan Kurumunda da 07/12/2020 tarihinde yayınlandığı, İcra ve İflas Kanununun 308/a madde hükmü uyarınca itiraz eden alacaklılar yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 10 günlük süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulabileceği hükmü dikkate alınarak süresi içerisinde bulunmayan müdahil … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin reddine” istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. İstinaf isteminin reddi kararı, alacaklı … A.Ş. vekiline 12/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ancak bu karara karşı istinaf dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74 maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nun 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Davacı şirket konkordato ön projesinde; vade konkordatosu talep ederek 2023 yılı mart ayına kadar 36 aylık süreçte tüm borçlarını ödemeyi planladığı, verilecek geçici ve kesin mühlet sayesinde faaliyetlerinden elde edeceği gelir, sermaye artırımı ve haciz/muhafaza tehdidi olmaksızın genişleteceği faaliyetleri ile ek gelir sağlayarak, elde edeceği geliri komiser denetiminde muhafaza ederek borç ödemelerinde kullanacağı, şirketin 141 işçi istihdam ettiği, kısa vadeli yabancı kaynaklarının 24.302.459,64 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklarının 3.848.423,00 TL, çeşitli kurumlara verilen teminat mektupları tutarının 23.511.800,00 TL olmak üzere toplam borç tutarı 51.662.682,64 TL olup, 31/12/2019 tarihli iflas esaslı bilançoya göre şirket varlıklarının rayiç değeri 24.629.998,01 olduğundan, iflas halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının en iyi ihtimalle % 47,67 olacağı, 2019 yılında 30.400.000,00 TL, 2020 yılında 36.480.000,00 TL, 2021 yılında 43.776.000,00 TL, 2022 yılında 52.531.200,00 TL, 2023 yılında 63.037.440,00 TL net satış, 2019 yılında 6.314.542,89 TL, 2020 yılında 7.867.089,21 TL, 2021 yılında 9.424.907,06 TL, 2022 yılında 11.634.547,87 TL, 2023 yılında 14.115.959,84 TL net kar öngörüldüğü, şirketin 7.000.000,00 TL olan sermayesinin 3.000.000,00 TL artırılacağı belirtilmiştir. Davacı tarafından ilgili kayıt ve belgeler sunularak geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki talebiyle başvurulması üzerine, mahkemece 30/01/2019 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmesine, 24/04/2019 tarihli duruşmada geçici mühletin 30/04/2019 tarihinden itibaren 2 ay uzatılmasına, 26/06/2019 tarihinde ise 1 yıllık kesin mühlet verilmesine karar verilmiştir. 12/06/2020 tarihli ara karar ile 7226 Sayılı Yasa’nın Geçici 1.maddesi ve 30/04/2020 tarih 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereğince davacı şirket hakkında 26/06/2020 tarihine kadar devam edecek kesin mühletin 20/09/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmasına, 17/09/2020 tarihli ara karar ile kesin mühletin 1 yıllık kesin mühletin 20/09/2020 tarihinden başlamak üzere 45 gün süre ile uzatılmasına, 03/11/2020 tarihli ara karar ile davacı şirket hakkında verilen kesin mühlet süresinin 04/11/2020 tarihinde sona ereceği ancak bu süre içerisinde tasdik yargılamasının tamamlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı şirket hakkında İİK’nun 304/2 maddesi gereğince kesin mühletin sona erdiği 04/11/2020 tarihinden itibaren 28 gün süre ile uzatılmasına, 02/12/2020 tarihinde yapılan duruşmada ise konkordatonun tasdikine karar verilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 15/04/2019 tarihli raporda; davacı şirketin 31/03/2019 tarihli mali verileri ve faaliyetlerinin incelenmesi neticesinde, 31/03/2019 tarihli gelir tablosuna göre gayrisafi hasılatının 30.330,68 TL olduğu, şirketin 31/12/2018 tarihinde faaliyetlerinden kar/zararı (+) 1.749.916,84 TL iken, 31/03/2019 tarihinde (-) 817.184,06 TL zararda olduğu, bu durum konkordato sürecinin henüz başlangıç aşaması oluşu nedeniyle normal karşılandığı, şirketin daha yüksek miktarda hasılat elde edip kara geçmesi için zamana ihtiyacının olduğu, davacı şirketinin kaydi bilançoya göre öz varlığının (+) 8.889.817,43 TL olduğu, bilançoda görünen varlıklarının rayiç bedellerinin tespiti için görevlendirilen bilirkişi …’un henüz raporunu teslim etmediği, bu nedenle rayiç değerlere göre bilançonun tanziminin mümkün olmadığı, şirketin kaydi bilançosuna göre özvarlığının ayrıntılı olarak hesaplandığı üzere pozitif değerde olmasının komiser heyetince olumlu karşılandığı ve şirketin içinde bulunduğu dar boğazdan çıkabileceği sinyali olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı şirketinin mevcut durumu ile çalışma düzenini koruduğu ve 31/03/2019 tarihi itibariyle 91 personel istihdam ettiği, şirket yetkilileri ve personelinin belirlenen hedeflerine ulaşması için gerekli çabayı sarf ettikleri, davacı şirketin konkordato ön projesinde 2019 yılı sonuna kadar 30.400.000,00 TL satış hasılatı öngördüğü, şirketin 01/01/2019-31/03/2019 tarihleri arası 3 aylık dönemde 30.330,68 TL satış hasılatı elde ettiği projede belirtilen hedefine ulaşamadığı, bu durumun henüz konkordatonun başlangıç aşamasında olmasından kaynaklandığı, şirketin hedeflerine ulaşmak için azami gayreti sarf ettiği ancak zamana ihtiyacının olduğu, yapılan açıklamalar ve davacı şirketin yetkililerinin bu aşamaya kadar konkordatonun başarılı olması için gösterdikleri performans bir bütün olarak değerlendirildiğinde borçlu şirketin teklif ettiği konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğu, açıklanan nedenlerle 2 aylık geçici ek süre taleplerinin değerlendirmeye alınmasının sunulan projenin gerçekleşmesine süre yönünden katkı sağlayacağı belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 27/04/2020 tarihli raporda; davacı şirkette 31/01/2020 tarihi itibariyle 100 kişinin çalıştığı, halihazırda faaliyetlerini kesintisiz devam ettirdiği, konkordato ön proje gelir tablosu projeksiyonunda 2019 yılı hedefinin 30.400.000,00 TL tutarında olduğu, hedeflenen satış tutarının 2019 yılında 1.015.621,14 TL olarak gerçekleştirdiği, 2020 yılı hedefinin yıllık olarak 36.480.000,00 TL tutarında ön görüldüğü, 2020/Ocak döneminde 19.999,15 TL net satış gerçekleştirdiği ancak önceki raporlarda da açıklandığı üzere yıllara sari inşaat ve onarım işleri nedeniyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi gereğince olağan bir durum olarak değerlendirildiği, konkordato ön proje proforma gelir tablosu projeksiyonunda 2019 yılı hedefinin 6.314.542,89 TL tutarında olduğu, hedeflenen esas faaliyet karını 2019 yılında (-) 2.266.715,26 TL olarak gerçekleştirdiği, 2020’de yıllık olarak 7.867.089,21 TL tutarında esas faaliyet karı ön gördüğü, 2020/Ocak döneminde (-) 89.027,94 TL olarak gerçekleştirdiği, davacı şirketin 31/01/2020 tarihi itibariyle (-) 89.027,94 TL zarar raporladığı, 31/01/2020 tarihi itibariyle yıllara sari inşaat işi ile ilgili maliyet hakediş farkının (-) 3.3393.681,84 olduğu, bu hesaplar değerlendirildiğinde yıllara sari işlerden kar edebilmesi için maliyet farkı olan 3.393.681,84 TL’den fazla hakkediş bedellerini tahakkuk ettirmesi gerektiği, mevcut durumda bu tutara ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, davacı şirketin 30/01/2019 tarihi itibariyle kaydi değerlerine göre öz varlık tutarı (+) 5.495.273,05 TL iken, 31/01/2020 tarihi itibariyle kaydi bilançosunda görülen (+) 3.604.818,62 TL’lik öz varlık tutarı ile borca batık olmadığı, konkordato ön projesindeki mali kaynaklardan olan 3.000.000,00 TL tutarında sermaye artışı yönünden bir gelişme olmadığı, projenin gerçekleştirilebilir olduğu belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 10/09/2020 tarihli raporda; borçlu şirketin süreç boyunca tüm ödemelerini komiser heyetinin onayını alarak yaptığı, 31/07/2020 tarihi itibariyle 115 kişinin çalıştığı, halihazırda faaliyetlerini kesintisiz devam ettirdiği, 2020/Temmuz dönemine kadar 300.649,43 TL net satış gerçekleştirdiği ancak davacı şirketin; yıllara sari inşaat ve onarım işi yaptığı, yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde kar/zararların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi gereğince işin bitim tarihinde tespit edilmesi gerektiğinden mevcut tablonun komiser heyetince olağan bir durum olarak değerlendirildiği, 2020/Temmuz döneminde (-) 798.282,16 TL zarar gerçekleştiği, 31/07/2020 tarihi itibariyle kaydi bilançosunda görülen (+) 2.895.564,40 TL’lik öz varlık tutarı ile borca batık olmadığı, mali kaynaklardan olan 3.000.000,00 TL tutarında sermaye artışına ilişkin bir gelişmenin izlenmediği, borçlu şirketin sunduğu konkordato revize projesi ve mali kayıtlarının incelenmesinde, kesin mühlet içerisinde değişen koşullar nedeni ile projelerini revize ederek çalışmaları tamamlanmış olup 03/09/2020 tarihli konkordato komiser heyeti 18. toplantısında sunulduğu ancak heyetçe yapılan değerlendirmede revize projede eksikler olduğunun tespit edildiği, eksikliklerin tamamlanmasının sonucunda ilave değerlendirmelerin yapılacağı belirtilmiştir. Şirketin 02/10/2020 tarihli revize projesinde; şirketin 150 işçi istihdam ettiği, uzun vadeli yabancı kaynaklarının bulunmadığı, kısa vadeli yabancı kaynaklarının 22.364.370,58 TL ve çeşitli kurumlara verilen teminat mektupları tutarının 10.704.800,00 TL olmak üzere toplam borç tutarı 33.069.170,58 TL olup, 31/08/2020 tarihli iflas esaslı bilançoya göre şirket varlıklarının rayiç değeri 21.462.172,49 TL olduğundan, iflas halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının en iyi ihtimalle % 64,90 olacağı, 2020 yılında 118.029.408,89 TL, 2021 yılında 28.300.297,23 TL, 2022 yılında 15.302.746,02 TL, 2023 yılında 12.936.420,30 TL, 2024 yılında 4.376.307,36 TL net satış, 2020 yılında 8.640,01 TL, 2021 yılında 7.485.345,05 TL, 2022 yılında 3.355.747,66 TL, 2023 yılında 3.122.640,86 TL, 2024 yılında 719.917,12 net kar öngörüldüğü, şirketin 7.000.000,00 TL olan sermayesinin 15.100.000,00 TL artırılacağı, şirket ortaklarının gayrimenkul satışından elde edecekleri nakdi şirket sermayesine ilave edecekleri ve 2021 yılı Ekim ayından 2024 yılı Eylül ayı sonuna kadar tüm borçların ödeneceği belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 27/10/2020 tarihli Konkordatonun Tasdiki Hakkında Gerekçeli Raporda; Borçlu Şirketin 31/08/2020 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre (+) 12.449.093,29 TL, rayiç değerlere göre (+) 1.920.930,57 TL ile borca batık durumda olmadığı, şirketin 2020 yılı ilk 8 ayında faaliyetlerinden zarar raporladığı, revize projesinde 2020 yılında 118.029.408,89 TL net satış öngördüğü ancak 2020 yılı Ağustos donemine kadar 78.686.272,59 TL’ye ulaşması gerekirken 929.216,11 TL net satış gerçekleştirdiği, bu durumun önceki raporlarda da açıklandığı üzere yıllara sari inşaat ve onarım işleri nedeniyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi gereğince olağan bir durum olarak değerlendirildiği, şirketin geçmiş dönem verileri kapsamında nihai projede yer verilen gelir projeksiyonunu gerçekleştirme potansiyelinin mevcut olduğu, davacı şirketin konkordato kaynaklarının 14.692.290,70 TL ticari faaliyetler, 15.100.000,00 TL sermaye artışı, 702.335,54 TL dönem başı nakit olmak üzere toplam 30.494.626,24 TL olup, borç toplamı 25.116.461,05 TL [(konkordatoya tabi toplam borç 36.850.116,01 TL + mühlet içi borçlanma 3.642.042,31 TL + kamu borçları 631.602,73 TL = 41.123.761,05 TL) – teminat mektupları tutarı 16.007.300,00 TL = 25.116.461,05 TL] olduğundan, teklif edilen tutarın kaynakları ile uyumlu olduğu, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının yaklaşık % 32,69 olduğu, teklif edilip alacaklılar tarafından kabul edilen nihai projede ise alacakların % 100’ünün faizsiz bir biçimde ödeneceği belirtildiğinden konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, şirketin 36.850.116,01 TL borcuna karşılık 171 (temliknameler 1 oy kabul edilerek) alacaklının bulunduğu, 97 alacaklının 20.627.097,19 TL alacak için kabul oyu kullandığı, 7 alacaklının 5.097.646,20 TL alacak için oylamada ve 1 alacaklının 601.728,20 TL alacak için iltihak süresi içerisinde red oyu kullandığı, oy kullanmayarak kanunen red sayılan 62 alacaklının 10.440.782,64 TL alacağının olduğu, avukat tarafından kullanılan oylarda vekaletnamede özel yetki olmaması nedeniyle yetki yönünden geçersiz sayılan ve red olarak değerlendirilen 4 alacaklının 82.861,78 TL alacağının olduğu, bu durumda İİK’nun 302/a maddesi uyarınca alacaklı ve alacak tutarının yarısı çoğunluğun 85,5 alacaklı ve 18.425.058,01 TL alacak tutarı ile sağlandığı, davacı şirket ile organik bağı olan … Ltd. Şti’nin alacağının nisaba dahil edilmemesi gerektiği kanaati halinde 170 alacaklı ve 36.377.156,37 TL alacak üzerinden hesaplama yapıldığında 96 alacaklının 20.154.137,55 TL alacak için kabul oyu kullandığı ve bu durumda da İİK’nun 302/a maddesi uyarınca alacaklı ve alacak tutarının yarısı çoğunluğun sağlandığı, İİK 206. maddesinin 1. sırası kapsamına dahil olan işçi borcu 31/08/2020 itibari ile 584.032,96 TL, 2020/07-08 hesap dönemi maaş tahakkuk borcunun bulunduğu, borçlu şirketin önceki dönemlerden kalan personel aylık ücret alacağı 26/10/2020 tarihinde yapılan ödemelerle (305.932,13 TL + 136.085,79 TL) 442.017,92 TL, işbu rapor tarihi itibariyle (584.032,96 TL – 442.017,92 TL=) 142.015,04 TL borcu olduğu, mühlet içerisinde komiser izniyle doğan ve teminatlandırılması gereken borçların 969.502,15 TL olup, (142.015,04 TL + 969.502,15 TL) 1.111.517,19 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, Harçlar Kanunu’na ekli 1 sayılı tarifeye göre konkordato kapsamında ödemesi gereken borç miktarı üzerinden (36.850.116,01 x Binde 2,27) 83.649,76 TL tutarında harç yatırılması gerektiği, teminat koşulunun sağlanması ve tasdik harcının yatırılması durumunda konkordatonun tasdikine karar verilebileceği belirtilmiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nun alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. maddesi: “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. maddesi; “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklindedir. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır. (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539.) İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ve istinaf hakları olup olmadığına ilişkin inceleme; 15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “Kanun Yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “…Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. …, Doç. Dr. … Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. İİK 304. maddesinin birinci fıkrasında, konkordatoya itiraz eden alacaklılar, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522) Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 09/12/2020 ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 07/12/2020 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda alacaklılar, son ilan tarihi olan 09/12/2020 tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurabileceklerdir. İstinaf başvurusu için son gün 19/12/2020’dir. Ancak bu tarih cumartesi gününe denk geldiği için son tarih 21/12/2020 (pazartesi)’dir. Alacaklı … A.Ş. Vekili tarafından 25/12/2020 tarihinde istinaf yoluna başvurulmuş, mahkemece 31/12/2020 tarihinde istinaf isteminin reddine karar verilmiş, karar alacaklı vekiline 12/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ancak bu karara karşı istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Alacaklı … Bankası T.A.O vekilinin 11/12/2020, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin 16/12/2020, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilinin 17/12/2020, alacaklı … Ltd. Şti. vekilinin 17/12/2020 tarihinde süresi içerisinde istinaf yoluna başvurdukları tespit edilmiştir. Alacaklılar … Bankası T.A.O, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Ltd. Şti.’nin alacaklılar toplantısında red oyu kullanmadıkları ve iltihak süresi içerisinde red oyu vermediklerini tespit edilmiştir. Yine İİK 304. maddesi uyarınca duruşma öncesinde itiraz dilekçesi sunmamışlardır. Ancak tasdik yargılamasına ilişkin 03/11/2020 tarihli ilanın “Tasdik yargılaması duruşma gününün 02/12/2020 günü saat 10:15 olarak belirlenmesine, tayin olunan duruşma gününün İİK’nun 288’nci maddesi uyarınca ilan edilmesine,” şeklinde olduğu, başkaca bir ilan yapılmadığı tespit edilmiştir. İİK’nun 304.maddesinde “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece yapılan ilanda itiraza ilişkin husus yazılı olmadığından, alacaklılar … T.A.O, T. … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Ltd. Şti.’nin istinaf hakları olduğu kabul edilerek istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir. Alacakların eksik kabul edildiği yönündeki itirazlar; Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nın 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nın 302/6. maddesinde; çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin, itiraza uğrayan alacakların nisaba hangi oranla dahil edilecekleri yönündeki kararı maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil eden bir karar olmadığından ayrıca mahkemece hükümde bu alacaklıların “İİK’nun 308/b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta muhtariyetlerine,” karar verildiğinden, alacağı itiraza uğrayan ve çekişmeli hale gelen alacaklılar yönünden mahkemece 02/06/2020 tarihinde ve 13/10/2020 tarihinde hangi nisap dahilinde toplantıya katılacağına karar verilen … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … T.A.O’nın bu yöndeki istinaf talepleri yerinde değildir. Alacaklı … Ltd. Şti. vekili de, alacaklarının eksik ve hatalı gösterildiğini iddia etmiş ise de bu alacaklının İİK’nın 302/6. maddesi uyarınca alacağının kabul edilmeyen kısmının nisaba dahil edilmesi hususunda, ilk derece mahkemesinde herhangi bir başvurusu bulunmamaktadır. HMK’nın 357. maddesi uyarınca istinaf mahkemesince resen gözetilecekler dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez. Bu durumda ilk derece mahkemesinde kabul edilmeyen alacağın nisaba dahil edilmesi için İİK’nın 302/6. maddesi uyarınca herhangi bir talebi olmayan alacaklının, tasdik kararına karşı alacağının eksik ve hatalı hesaplandığına dair istinaf talebi gerek bu nedenle gerekse diğer alacaklılar yönünden yapılan açıklamalar uyarınca yerinde değildir. Alacağın ipotekle teminat altına alınmasına rağmen rehinli alacak olarak değil adi alacak olarak değerlendirildiği yönündeki itiraz; Alacaklı … Bankası A.Ş. ve … Bankası T.A.O vekilleri istinaf nedeni olarak müvekkil banka alacağının rehinli alacak olduğunu, bu sebeple konkordato nisabında adi alacaklılar listesinde yer almasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklı bankalara ait kayıtlar incelendiğinde, ipotekli taşınmazların tamamının davacı borçlu şirket adına değil 3.kişi adına tescilli olduğu, dolayısıyla alacaklı bankaların alacağının 3.kişinin rehni ile güvence altına alındığı anlaşılmıştır. Üçüncü kişi rehniyle güvence altına alacakların konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin uygulamada ve doktrinde farklı görüşler bulunsa da hakim görüş, alacağı üçüncü kişi rehniyle güvence altına alınan alacaklının, konkordato projesinin kabulüne ilişkin olarak nisaba dahil edileceği yönündedir. Bu görüşünün temel gerekçesi, alacağı üçüncü kişi tarafından sağlanan rehinle güvence altına alınan alacaklının, konkordato nisabına dahil edilmemesi halinde, halefiyet gereği daha sonra alacaklının yerine geçerek borçluya rücu edebilecek üçüncü kişinin zarara uğrayacağı düşüncesidir. Bu düşünceye göre alacaklı nisaba dahil edilmeyerek teminattan mahrum bırakıldığında, üçüncü kişi de buna bağlı olarak rücu hakkının güvencesinden mahrum kalacağı yönündedir (Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof Dr. Murat Atalı ve Doç. Dr. Ersin Erdoğan tarafından yazılan ve 16.10.2020 tarihinde blog.lexpera.com.tr’de yayımlanan “Üçüncü Kişi Rehniyle Güvence Altına Alınmış Olan Alacakların Borçlunun Konkordato Nisabında Dikkate Alınıp Alınmayacağı Meselesi başlıklı makale). Alacaklının, 3.kişinin rehni ile güvence altına alınan alacağının adi alacak olarak mı yoksa rehinli alacak olarak mı nisaba dahil edilmesi gerektiğine ilişkin Öğretideki hakim görüş ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları adi alacak olarak dahil edilmesi gerektiği yönündedir. Bu konu Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16/02/2021 tarih 2021/1389 Esas 2021/275 Karar sayılı ilamında; “…İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir. 17/07/2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20/10/1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İİK 45. maddesi uyarınca alacaklı önce rehne müracaat etmelidir. Maddede rehnin 3. kişi tarafından verilmiş olması durumu ayrık tutulmamıştır. Bu nedenle alacaklının 3. Kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesi, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacak olup bu husus konkordato kurumunun amacına uygun olacaktır. Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekecektir…” şeklinde açıklanmıştır. Dairemizce de üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Açıklanan gerekçelerle üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınan alacakların, oylamada adi alacak olarak yer almasında bir isabetsizlik görülmediğinden bu yöndeki istinaf talepleri yerinde değildir. İİK 305.maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı itirazı; İİK 305.maddesine göre konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar sayılmıştır. İİK’nun 305. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması, (b) bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir. Burada hedeflenen amaç konkordatonun, alacaklıları iflastan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Mahkemenin bu değerlendirmeyi yaparken, tasdik yargılamasında borçlunun karar aşamasına yakın bir dönemdeki mal varlığı değerlerini hesaba katmalıdır. Teklif edilen oranın borçlunun mal varlığı ile orantılı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu inceleme kapsamında bilirkişi tarafından ilk olarak borçlunun konkordatoya tabi aktifleri ile pasifinin belirlenmesi gerekmektedir. Borçlunun konkordato teklifi değerlendirilirken dikkate alınacak olan aktifleri, konkordatoya tabi borçları karşılaması mümkün olan net aktifleridir. Konkordatoya tabi olmayıp, tamamen ödenmesi gereken rehinli, imtiyazlı ve kamu alacaklarının borçlunun brüt aktifi kabul edilen tüm aktiflerden indirilmesi ve bu işlemin sonunda konkordato bakımından göz önünde tutulması gereken net aktife ulaşılması gerekmektedir (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 529-531). Somut olayda borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; şirketin konkordato kaynaklarının 14.692.290,70 TL ticari faaliyetler, 15.100.000,00 TL sermaye artışı, 702.335,54 TL dönem başı nakit olmak üzere toplam 30.494.626,24 TL olup, borçlar toplamı 25.116.461,05 TL [(konkordatoya tabi toplam borç 36.850.116,01 TL + mühlet içi borçlanma 3.642.042,31 TL + kamu borçları 631.602,73 TL = 41.123.761,05 TL) – teminat mektupları tutarı 16.007.300,00 TL = 25.116.461,05 TL] olduğundan, kaynaklar toplamından borç miktarı tenzil edildiğinde kalan miktarın 5.378.165,19 TL olup teklif edilen tutarın kaynakları ile orantılı olduğu tespit edilmiştir. Davacı borçlunun konkordato nisabına dahil edilmiş borç miktarı 36.850.116,01 TL, alacaklı sayısı ise 171’dir. Yapılan alacaklılar toplantısında ve iltihak süresinde teklifi kabul eden alacaklı sayısı 97, kabul edenlerin alacak toplamı ise 20.627.097,19 TL’dir. Teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesi % 56.73, teklifi kabul edenlerin alacak toplamının, tüm alacak miktarı içindeki yüzdesi % 55,98’dir. İİK’nun 302/3 maddesine göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısının veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisinin sağlanması halinde konkordato projesi kabul edilmiş sayılacaktır. İİK’nun 302/3.a maddesi uyarınca alacaklı ve alacak tutarının yarısı çoğunluğun 85,5 alacaklı ve 18.425.058,01 TL alacak tutarı ile sağlandığı, davacı şirket ile organik bağı olan … Ltd. Şti’nin alacağının nisaba dahil edilmediği takdirde yine İİK’nun 302/3.a maddesi uyarınca alacaklı ve alacak tutarının yarısı çoğunluğun sağlandığı tespit edilmiştir. Şirketin iflası halinde alacaklıların tahsil edeceği oran % 32,69 olmasına rağmen, borçlu şirketin nihai projesinde öngördüğü şekilde 4 yıllık vadede borçlarının % 100’ünü ödemesi mümkün olduğundan, alacaklıların elde edeceği bedelin iflâs yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağı açıktır. Komiser raporlarında teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu ifade edilmiştir. İİK’nun 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarına ilişkin yeterli teminat alınmıştır. Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç davacı tarafından yatırılmıştır. Bu durumda konkordatonun tasdiki için gerekli şartların sağlandığı açık olup, İİK 305.maddesi koşullarının oluşmadığı yönündeki istinaf taleplerinin reddi gerekmektedir. Ödeme planının uzun vadeli olmasının adil olmadığı ve alacaklıların zararına sebep olacak nitelikte olduğu itirazı; Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkelerin gözetilmesi gerekir. Somut dosyada ödeme planı alacaklılar arasında eşitlik ilkesi gözetilerek, her bir alacaklının alacağının aynı oranda ödenmesi suretiyle oluşturulmuştur. Davacı şirketin iflası halinde alacaklıların, alacaklarının ancak % 32,69’unu tahsil edebilecekleri, konkordatonun tasdiki halinde ise borçlu şirketin nihai projesinde öngördüğü şekilde 4 yıllık sürede alacaklarının % 100’ünü tahsil edebilecekleri tespit edilmiştir. Tasdikin, iflas haline nazaran alacaklılar yönünden daha avantajlı sonuç doğuracağı açıktır. Ayrıca konkordato projesi İİK 302 ve 305.maddesi uyarınca yeterli çoğunlukla kabul edilmiştir. Kabul eden alacaklıların sayısı ve alacak miktarı da göz önüne alındığında bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Re’sen yapılan inceleme; İİK 306/1 maddesinde “Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Karara ödeme projesinin mahkemece kabul gören şekli ile geçirilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince; “Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının 01/10/2021 tarihinden başlamak üzere ödenmesine, dosyaya sunulan ödeme planının kararın eki olduğunun bildirilmesine” karar verilmiş ise de hüküm bu haliyle açık değildir. Borçlu şirketin yasanın öngördüğü çoğunluk ile kabul edilen revize projesinde; şirketin 01/10/2021 tarihinden 31/08/2021 tarihine kadar Ekim ve Kasım ayları için aylık % 3, Aralık ayı için % 4 olmak üzere 2021 yılı için toplam borcun % 10’unu, 2022 yılında her ay toplam borcun % 3’ü olmak üzere 2022 yılı boyunca toplam borcun % 36’sını, 2023 yılında her ay toplam borcun % 3’ü olmak üzere 2023 yılı boyunca toplam borcun % 36’sını, 2024 yılı Eylül ayına kadar kalan % 18’ini ödeyeceği belirtilmiş, borçlu vekili tarafından sunulan 01/12/2020 tarihli dilekçede de aynı yönde beyan sunulmuş ve beyan dilekçesi ekinde ödeme planı eklenmiştir. Ödeme planı incelendiğinde 2024 yılında kalan % 18 borcun ise her ay toplam borcun % 2’si olmak üzere Eylül ayı dahil ödeneceği anlaşılmaktadır. Bu yönde bir istinaf talebi olmasa da, mahkemece hangi takvim çerçevesinde ödeme yapılacağının hükümde açıkça yazılması gerektiğinden, İİK’nun 306/1, HMK’nun 297 ve 355.maddeleri uyarınca bu husus re’sen incelenmiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararında hüküm kısmının, borçların ödenmesine ilişkin 2.maddesinin, İİK 306. maddesindeki düzenlemeye aykırı olması nedeniyle HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf isteminin bu yönden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hükmün 2. maddesinin HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca, “Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının; 01/10/2021 tarihinden başlamak üzere, her bir alacaklıya 2021 yılı Ekim ayında toplam alacağının % 3’ünün, 2021 yılı Kasım ayında toplam alacağının % 3’ünün, 2021 yılı Aralık ayında toplam alacağının % 4’ünün, 2022 yılında her bir alacaklıya her ay toplam alacağının % 3’ü olmak üzere 2022 yılı boyunca toplam alacağının % 36’sının, 2023 yılında her bir alacaklıya her ay toplam alacağının % 3’ü olmak üzere 2023 yılı boyunca toplam alacağının % 36’sının, 2024 yılında her bir alacaklıya Eylül ayı dahil 9 ay boyunca, her ay toplam alacağının % 2’si olmak üzere 2024 yılı Eylül ayı dahil % 18’inin ÖDENMESİNE” şeklinde düzeltilmesine, alacaklıların sair istinaf sebeplerinin ise yukarıdaki gerekçelerle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Alacaklılar … T.A.O, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Ltd. Şti.’nin istinaf taleplerinin 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/65 E. 2020/827 K. sayılı ve 02/12/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, a-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarası ile kayıtlı davacı … ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK’nun 305 maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE, b-Davacı … ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordatoya tabi borçlarının, 01/10/2021 tarihinden başlamak üzere, her bir alacaklıya 2021 yılı Ekim ayında toplam alacağının % 3’ünün, 2021 yılı Kasım ayında toplam alacağının % 3’ünün, 2021 yılı Aralık ayında toplam alacağının % 4’ünün, 2022 yılında her bir alacaklıya her ay toplam alacağının % 3’ü olmak üzere 2022 yılı boyunca toplam alacağının % 36’sının, 2023 yılında her bir alacaklıya her ay toplam alacağının % 3’ü olmak üzere 2023 yılı boyunca toplam alacağının % 36’sının, 2024 yılında her bir alacaklıya Eylül ayı dahil 9 ay boyunca, her ay toplam alacağının % 2’si olmak üzere 2024 yılı Eylül ayı dahil % 18’inin ÖDENMESİNE, c-Konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE, ç-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin TESPİTİNE, d-Konkordato işbu tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelmiş olmakla İİK’nun 308/ç maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin (206/1 maddesindeki imtiyazlı alacaklılar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizler istisna olmak üzere) DÜŞMESİNE, e-İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak ve gözetim tedbirlerini almak üzere SMM …’ın kayyım olarak atanmasına, atanan kayyım için aylık 3000,00 TL ücret takdiri ile takdir edilen ücretin her ayın 1-6’sı arasında şirket hesabından tahsiline, f-İİK’nun 308/b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta MUHTARİYETLERİNE, g-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE, ğ-Mahkemece verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA, h-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE, ı-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE, i-Alınması gereken 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 10,00 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, j-Bakiye gider avansı ve iflas avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 5-İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Alacaklılar … T.A.O, T. … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Ltd. Şti. tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, b-Alacaklılar … T.A.O, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Ltd. Şti.’nin her biri tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının, karar tarihinde alınması gereken 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın bu alacaklılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına, e-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan yargılama giderlerinin, başvuran üzerinde bırakılmasına ve yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/09/2021