Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1500 E. 2021/1282 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1500
KARAR NO: 2021/1282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/133 Esas
KARAR NO: 2021/30
KARAR TARİHİ: 06/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı müvekkili şirketle 10-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında düzenlenen … Fuarına (10. Gıda, İÇecek Ürünleri, Yöresel Ürünler, Gıda İşleme Unlu Mamulller Teknolojileri, Depolama, Soğutma, Taşıma ve Mağaza Market Ekipmanları Fuarı) katılım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeyle ödemeyi taahhüt ettiği katılım bedelini bugüne kadar ödemediğini, taraflar arasında hür iradeleriyle akdedilen sözleşme ve sözleşme serbestisi göz önüne alındığında sözleşme bedelinin açık olduğunu ve davalının bu miktardan ve işlemiş olan faizden sorumlu olduğunun açık olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, alacağın sürüncemede bırakma amacı taşımakta olduğunu, bu nedenle müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilin adresinin Aksaray/Merkez olduğu halde davacının kendi adresinde dava açmasının yerinde olmadığını, icra dosyaına yapılan itirazda da İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığını öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini dosyanın yetkili ve görevli Aksaray Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, müvekkili ile davacı arasında yapılmış olan bir sözleşme olmadığını, davada belirtilen sözleşmenin altındaki imzanın müvekkile ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir sözleşmeyi bilmediği gibi iddia edilen sözleşmeye de bir imzası bulunmadığını, haksız ve yersiz açılan davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ” Dava konusu icra takibinin davalı borçlunun yerleşim icra dairesinde (Aksaray icra dairelerinde) yapılabileceği gibi, takip dosyasında yer alan takibe konu Katılımcı Kira Sözleşmesinde belirtilen fuar yeri icra dairesinde (… Fuar ve Kongre Merkezi – Adana İcra Dairelerinde) de yapılabilir, takip dayanağı belgelerin akdi ilişki ve alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olduğu durumlarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralı gereği dava konusu alacak para alacağı olduğunda alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki yetkili icra dairesinde de (…Mah. …Bulvarı Adana/Seyhan – Adana İcra Dairelerinde) yapılabilir. Davalı borçlunun da gerek borca itiraz dilekçesinde gerek eldeki davada cevap dilekçesinde akdi ilişkiyi inkar ettiği, böylece akdi ilişkinin çekişmeli olduğu, mevcut durumun akdî ilişkinin ve alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1 maddesinin uygulanma imkânı bulunmadığı, ayrıca davalının cevap dilekçesinde akdi ilişkiyi inkar ettiği gibi davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığı ve sözleşmedeki imzayı inkar ettiği, netice olarak akdi ilişkiyi inkar ettiği anlaşıldığından çekişmeli olan ve sözleşmedeki imzası inkar edilen akdi ilişkiye dayalı olarak sözleşmenin 5.12.maddesinde kararlaştırılan yetki sözleşmesinin uygulanmasına imkan bulunmadığından, genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği, buna göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca yetkili icra müdürlüğünün davalı borçlunun yerleşim yeri olan Aksaray İcra Müdürlükleri olduğu ve netice olarak davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı haklı olduğu, itirazın iptali davaları bakımından dava şartı olan yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen 21.02.2017 tarihli sözleşmeye göre taraflar yetkili yer icra müdürlüğü ve mahkemelerini İstanbul olarak belirlendiğini, karşı yanın sözleşmedeki imzayı inkar etmesi üzerine Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemede imzanın basit tersimli, taklidi kolay imza olması sebebiyle davalıya ait olup olmadığı tespit edilemediğini, bunun üzerine tarafımızca bilirkişi raporuna itiraz edilerek ve dosyanın üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesinden bilirkişilerden oluşan heyete tevdii talep edildiğini ancak yerel mahkeme tarafından yeniden rapor alınması talebimiz reddedilerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/12-49 E., 2015/1022 K. Sayılı kararı gerekse yerleşik yargıtay içtihatlarına aykırı olarak kesin kanaat içermeyen adli tıp kurumu raporuna göre hatalı ve eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi düzenlendiği iddiasından kaynaklanan fuar katılım ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 21/02/2017 tarihli fuar katılım sözleşmesine istinaden6.159,02 TL asıl alacak, 197,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.356,45 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı) 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”Somut olayda, öncelikle HMK 17. Maddesinin uygulama imkanı olup olmadığı değerlendirilmesi, olmadığı takdirde söz konusu davada yetkinin, kesin yetki olmayıp seçimlik bir yetki olduğu kabul edilmelidir. Davacı vekili, taraflar arasında düzenlendiği iddia olunan fuar katılım sözleşmesinin 5.12 maddesinde sözleşme ile ilgili çıkacak sorunlarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairesi’nin yetkili kılındığını iddia etmiş ise de davalı vekili sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını savunmuş olduğundan sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmıştır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 18/02/2010 tarihli raporunda ” inceleme konusu belgelerde davalı adına atılan imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığı tespit edilemediği kanaatine varıldığı” bildirilmiştir. Mahkemece her ne kadar, davalının, sözleşmedeki imzayı inkar ettiği, çekişmeli olan ve sözleşmedeki imzası inkar edilen akdi ilişkiye dayalı olarak sözleşmenin 5.12.maddesinde kararlaştırılan yetki sözleşmesinin uygulanmasına imkan bulunmadığından, genel yetki kurallarının uygulanması gerektiğine karar verilmiş ise de alınan Adli Tıp Kurumu raporunda sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, emsal yargıtay kararlarında ifade edildiği gibi kesin kanaat bildirmeyen mevcut raporlara göre sonuca gidilemeyeceği gözetilerek davacı alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre yeniden grafoloji alanında uzman üç kişilik bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/133 E. 2021/30 K. sayılı 06/01/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2021