Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/150 E. 2021/1111 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/150
KARAR NO: 2021/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/246
KARAR NO: 2020/675
DAVA TARİHİ: 04/04/2019
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 3.000.000,00 TL sermaye ile kadın ve erkek spor ve antrenman giysileri, kayak kıyafetleri, yüzme kıyafetleri vb imalatı ve ana sözleşmesinde yazılı diğer işlerde faaliyette bulunduğunu, şirketin içine düştüğü likidite sıkıntısı ve ödeme aczini konkordato yoluyla bertaraf edebileceğini belirterek 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile verilecek geçici ve kesin mühlet neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre “borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir” İİK’nun 305.maddesinde konkordatonun tasdiki şartları, adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin İİK’nun 302.maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması, 206/1 maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle aktedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması şeklinde düzenlenmiştir. Davacı şirketin rayiç değerli öz varlıklarının 30/06/2019 tarihi itibariyle (-) 2.871.849,68 TL , 20/08/2020 tarihi itibariyle (+) 1.331.717,66 TL olup borca batık durumda olmadığı anlaşılmıştır. Sunulan nihai projede alacağın % 100’ünün 2021 yılı başından itibaren 36 aylık eşit taksitlerle ödeme teklif edilmiştir. İflas halinde adi alacaklıların tahsil edebileceği oran 45 olup teklif edilen tutar, borçlunun iflas halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazladır. Borçlu şirketin konkordato projesi kaynakları ile karşılanacak borçları gösteren tablosu iye 20/08/2020 tarihi itibariyle nakde dönüştürülebilecek kaynakları karşılaştırıldığında nihai projede, satılması öngörülen taşınmazlar ve nakit sermaye arttırımından sağlanacak nakit akışlarının nakit akım tablosundaki veriler ile uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Borçlu şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 3 yıllık dönemde yaratabileceği kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olduğu sonucuna varılmıştır. Konkordato nisabına dahil edilmiş alacak miktarı 12.027.294,79 TL, alacaklı sayısı ise 68 olup, teklifi kabul eden alacaklı sayısı 38, kabul edenlerin alacak toplamı ise 8.516.689,44 TL’dir. Teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesi % 55,88, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içindeki yüzdesi % 70,81’dir. Borçlu şirket, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini şeklindeki her iki alternatifli çoğunluğu da sağlamakta olup, İİK’nun 302.maddesinde öngörülen çoğunluk koşulunun gerçekleşmiş bulunduğu görülmüştür. İİK’nun 305/d bendinde, 206.maddenin 1.fıkrasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle aktedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması da tasdik şartları arasında sayılmıştır. Komiser heyeti tarafından yapılan incelemede mühletin içinde komiserin izniyle doğan 734.264,08 TL tutarındaki ticari borç ile 610.310,92 TL tutarındaki vergi ve SGK primleri toplamı 1.344.575,00 TL bakımından teminat gösterilmesi gerektiği, İİK’nun 206.maddesi kapsamında alacağın bulunmadığı belirtilmiş ise de, kamu borçları için teminat gösterilmesi gerekmediğinden davacı şirketin göstermesi gerekli teminat tutarının 734.264,08 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Tasdik şartlarının değerlendirilmesi bakımından dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 23/09/2020 tarihli raporda, iflas halinde mühlet içerisinde komiserin izniyle doğan borçların masa borcu olarak hesaplanması gerektiğinin gözardı edildiği, yeniden yapılan hesaplamada iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutarın % 38,86 oranında olduğu, konkordatoyla alacaklıların iflas halinde kendilerine düşecek tutardan dava fazlasını alabilecekleri, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, borçlu şirketin İİK’nun 302.maddesindi düzenlenen kaydedilmiş alacaklıların ya da alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini şeklindeki her iki alternatifli çoğunluğu sağladığı, kamu borçları üzerinden teminat gösterilmesinin gerekmediği belirtilmiş, vekaletname eksikliklerine işaret edilmiş ve yatırılması gereken harç tutarı hesaplanmıştır. Komiser heyeti tarafından sunulan 19/10/2020 tarihli ek raporda, mühlet içerisinde komiser izniyle doğan 734.264,08 TL tutarındaki ticari borca ilişkin ibraz edilen feragat dilekçeleri ve belgelerden alacaklıların 704.493,94 TL alacak tutarına ilişkin teminattan açıkça vazgeçtikleri bildirilmiştir. Davacı şirket tarafından belirlenen tasdik harcı ve yargılama gideri ile bakiye teminat tutarı mahkememiz veznesine depo edilmiştir. İİK’nun 305.maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının davacı şirket yönünden gerçekleştiği…” gerekçesiyle; “1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 421021 sicil numarasında kayıtlı … LTD.ŞTİ’nin konkordato projesinin İİK’nun 305 maddesi tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE, 2-Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının 30/01/2021 yılından başlamak üzere 36 aylık eşit vadelerde ÖDENMESİNE, ödeme takvimi 30/01/2021 tarihinden başlamak üzere ödeme miktarları bakımından dosyaya ibraz olunan ödeme takviminin kararın eki sayılmasına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Rehinli alacaklıların İİK 308/h maddesinde düzenlendiğini, rehinli alacaklılardan müvekkili banka ve … Bankası’nın alacaklılar toplantısına katılmaması nedeniyle rehinli alacaklılar bakımından nisabın oluşmadığını, İİK’nun 308/h maddesi uyarınca rehinli alacaklılar ile anlaşma olmadığı ve rehinli alacaklılara ilişkin projenin kabul edilmediğinin yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda sarih olarak belirtilmesi gerektiğini, verilen kararda bu yönde bir istisna veya açıklık mevcut olmayıp infazda tereddüt oluştuğunu, müvekkili banka alacağının tamamının rehinli alacak olarak kabul edilmesi gerekirken bir kısmının adi alacak olarak kabul edildiğini, 19/08/2020 tarihinde dosyaya ibraz edilen taşınmaz fiyat güncellemesine dair rapora göre Müvekkili Bankaya ipotekli 3 taşınmazın toplam değeri 1.125.000,00 TL olup bu durumda Banka alacağının tamamının rehinle teminat altına alındığını, tamamı rehinli olmasına rağmen rehin alacağımız eksiltilerek 154.300,00 TL’lik kısmının adi alacak olarak nisaba ve projeye dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Alacaklı … A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın 197.826,73 TL üzerinden oylamaya katılması taleplerine karşı, mahkemece 08/07/2020 tarihli ara karar ile 98.104,89 TL üzerinden konkordato nisabına dahil edilmesine karar verildiğini, İcra İflas Kanunu m. 302 ile m. 308/b hükümleri uyarınca itiraza uğrayan alacakların ve gayrinakit alacakların hesaba katılmaması halinde Mahkemenin bahsi geçen alacaklara isabet eden payın bir Bankaya depo edilmesine hükmetmesi gerekirken mahkemece nakdi ve gayrinakdi alacaklar yönünden usule ve yasaya aykırı olarak depo kararı verilmediğini, konkordatonun amacı borçluyu olduğu gibi alacaklıyı da tatmin edebilecek bir orta yolda buluşulması olup verilen kararın borçlarını zamanında ödemeyen şirkete zaman kazandırmaktan başka bir anlamı olmadığını beyanla, kararın kaldırılmasını, davacı yanın konkordato talebinin reddine karar verilmesini, aksi kanaat halinde müvekkili Bankanın itiraza uğrayan alacaklarına ilişkin olarak itiraza uğrayan tutarın, borçlu şirket tarafından mahkemece belirlenecek bir bankaya depo edilmesine, müvekkili Bankanın alacaklarının alacak kaydı olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Banka kayıtları ile alacağın 03/09/2019 tarihi itibarı ile 537.956,20 TL nakdi ve 2.030,00 TL gayrinakdi olduğu sabit iken mahkemece oluşturulan ara kararda alacağın bir kısmının konkordato nisabına dahil edilmesine karar verildiğini, İcra İflas Kanunu m. 302 ile m. 308/b hükümleri uyarınca itiraza uğrayan alacakların ve gayrinakit alacakların hesaba katılmaması halinde Mahkemenin bahsi geçen alacaklara isabet eden payın bir Bankaya depo edilmesine hükmetmesi gerekirken mahkemece nakdi ve gayrinakdi alacaklar yönünden usule ve yasaya aykırı olarak depo kararı verilmediğini, konkordatonun amacı borçluyu olduğu gibi alacaklıyı da tatmin edebilecek bir orta yolda buluşulması olup verilen kararın borçlarını zamanında ödemeyen şirkete zaman kazandırmaktan başka bir anlamı olmadığını beyanla, kararın kaldırılmasını, davacı yanın konkordato talebinin reddine karar verilmesini, aksi kanaat halinde müvekkili Bankanın itiraza uğrayan alacaklarına ilişkin olarak itiraza uğrayan tutarın, borçlu şirket tarafından mahkemece belirlenecek bir bankaya depo edilmesine, müvekkili Bankanın alacaklarının alacak kaydı olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka alacağının eksik hesaplandığını, alacağın imtiyazlı alacak olarak kabul edilmesi gerekirken rehin haklarının dikkate alınmadığını, Kesin mühlet süreci içerisinde komiserler tarafından müvekkilin alacağının kabul mu edildiğine, red mi edildiğine yoksa kısmen mi kabul/red edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, her ne kadar konkordato projesinin onaylandığı toplantıda alınan karar için onay verilmiş olsa da bu onayın konkordato projesi gereğince borcun tasfiye şartlarına ilişkin bir onay olduğunu, müvekkili bankanın alacağının reddedilen kısmı için yasal itiraz ve bilirkişi tespiti için talepte bulunma haklarının kanuna aykırı olarak ellerinden alınması, projenin yetersiz olması, yasanın aradığı şartları taşımaması nedenleriyle yasanın amir hükmüne ve usule aykırı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİ KARARI Mahkemenin 21/12/2020 tarihli kararı ile; “Mahkememiz tarafından verilen 21/10/2020 tarih 2019/246 Esas Esas 2020/675 sayılı karar, müdahil … Bankası A.Ş.vekili tarafından 18/12/2020 tarihinde istinaf edilmiş ise de, tasdik kararının Basın İlan Kurumu’nda 26/10/2020 tarihinde, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde de yine 26/10/2020 tarihinde ilan edildiği, İİK.308/son maddesi uyarınca itiraz eden alacaklılar yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurulabileceği hükmü dikkate alınarak süresi içerisinde bulunmayan müdahil … Bankası A.Ş.vekilinin istinaf isteminin reddine” istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. İstinaf isteminin reddi kararı, alacaklı … Bankası A.Ş. vekiline 30/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ancak bu karara karşı istinaf dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74 maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nun 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Davacı şirket konkordato ön projesinde; Davacı şirketin 3 ortağının ve 3.000.000,00 TL sermayesinin bulunduğu, 36 çalışanı olduğu, şirketin aktif varlıklar toplamının 19.908.780,04 TL, borçlar toplamının 18.194.485,00 TL, özvarlığının 1.714.295,04 TL olup iflas halinde alacaklıların alacağının % 59,87 civarında kısmının karşılanabileceği, konkordato kaynaklarının 7.777.053,29 TL faaliyetin devamlılığı ile öngörülen kaynak, 5.216.745,93 TL ticari alacaklar, 243.140,93 TL hazır değerler, 1.000.000,00 TL taahhüt edilen sermaye, 2.000.000,00 TL sermaye artışı, 1.600.000,00 TL stoklardaki azalış, 892.525,02 TL gayrimenkul satışı olmak üzere toplam 18.729.465,17 TL olduğu, borçları ise 18.194.485,00 TL olduğu için borç ödemelerinden sonra kalacak tutarın 534.980,17 TL olacağı, borçların tamamının ilk yıl ödemesiz sonraki 36 ay vade içinde ödenmesinin teklif edildiği belirtilmiştir. Davacı tarafından ilgili kayıt ve belgeler sunularak geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki talebiyle başvurulması üzerine, mahkemece 10/04/2019 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmesine, 24/04/2019 tarihli duruşmada geçici mühletin 10/07/2019 tarihinden itibaren 2 ay uzatılmasına, 03/09/2019 tarihinde ise 1 yıllık kesin mühlet verilmesine karar verilmiştir. 09/07/2020 tarihli ara karar ile 7226 Sayılı Yasa’nın Geçici 1.maddesi ve 30/04/2020 tarih 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereğince davacı şirket hakkında 03/09/2020 tarihine kadar devam edecek kesin mühletin 28/11/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmasına, 21/10/2020 tarihinde yapılan duruşmada ise konkordatonun tasdikine karar verilmiştir. Konkordato komiser heyeti (Av. …, YMM Bağımsız Denetçi … ve SMM Bağımsız Denetçi …) tarafından sunulan 28/08/2019 tarihli raporda; davacı şirketin geçici mühlet ve ek mühlet zarfında tüm ödemelerini Geçici Konkordato Komiser Heyetinin onayını alarak yaptığı, davacı şirketin mevcut makine, araç, cihaz ve iş ekipmanları ile çalışma düzenini koruduğu, 30/06/2019 tarihi itibariyle 25 personel istihdam ettiği, halihazırda faaliyetlerini kesintisiz devam ettirdiği, 2019/Haziran ayı sonuna kadar 4.350.310,42 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, 30/06/2019 tarihi itibariyle 260.142,29 TL kar raporladığı, 30/06/2019 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlığının (+) 260.142,29 TL artarak (+) 1.974.437,33 TL olduğu, rayiç değer bilançosundaki (-) 3.981.849,71 TL borca batık olduğu, davacı şirkete kesin mühlet verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 19/03/2020 tarihli raporda; davacı şirketin geçici mühlet, ek mühlet ve kesin mühlet zarfında tüm ödemelerini Komiser Heyetinin onayını alarak yaptığı, kısa vadeli yabancı kaynakların (10/04/2019-31/12/2019), (ödenecek vergi ve diğer yük. 277.299,23 arttığı, mali borçlar 1.280.947,66 TL, ticari borçlar 1.669.411,95 TL, diğer borçlar 44.109,76 TL, alınan avanslar 1.601.430,53 TL azalarak) toplamda 4.350.338,33 TL azalmış olduğu, kısa vadeli yabancı kaynakların (31/01/2019-31/12/2019), (diğer borçlar 15.442,40 TL, alınan avanslar 232.376,13 TL, ödenecek vergi ve diğer yük. 324.175,08 arttığı, mali borçlar 1.994.252,20 TL, ticari borçlar 961.992,51 TL azalarak) toplamda 2.389.907,94 TL azalmış olduğu, hedeflenen oniki aylık net satışı 18.849.291,14 TL iken 31/12/2019 tarihi itibari ile gerçekleşen net satışın 7.737.770,69 TL olduğu ve %41 oranında gerçekleştirebildiği, hedeflenen altı aylık net kar 933.542,39 TL iken dönem itibari ile 224.825,66 TL net karın olduğu ve % 24 oranında gerçekleştirebildiği, 31/12/2019 tarihi itibariyle 24 çalışanı olduğu, kaydi değerlere göre özvarlığının 1.185.120,70 olup 10/01/2019 tarihine göre (-) 550.982,48 TL azaldığı, öz kaynak azalış gerekçesinin konkordato öncesinden gelen hesap düzelmelerine bağlı olduğu, yapılan düzelmelere bağlı revize ön proje hazırlamaları gerektiği belirtilmiştir. Şirketin 11/08/2020 tarihli revize projesinde; Dünya genelinde devam eden pandemi, sektörel ve ekonomik oluşsuzluklar nedeniyle ön projede belirtilen satış ve karşılık tutarlarında sapmalar yaşandığı, bu nedenle projenin revize edildiğini, konkordato kaynaklarının 1.841.910,92 TL faaliyetin devamlılığı ile öngörülen kaynak (2020-2021-2022-2023 yılları net karlarının toplamı), 1.406.191,36 TL ticari alacaklar, 600.918,61 TL hazır değerler, 664.000,00 TL taahhüt edilen sermaye, 2.000.000,00 TL sermaye artışı, 6.734.630 TL stoklardaki azalış (tekstil mühendisi bilirkişi tarafından tespit edilen değerin dikkate alındığı), 2.050.000,00 TL gayrimenkul satışı (gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi tarafından tespit edilen değerin dikkate alındığı) olmak üzere toplam 15.297.650,89 TL olduğu, borçları ise 13.700.150,08 TL olduğu için borç ödemelerinden sonra kalacak tutarın 1.597.500,81 TL olacağı, borçların tamamının 2021 yılından itibaren 36 ay vadede eşit taksitler halinde ödenmesinin teklif edildiği belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 27/08/2020 tarihli Konkordatonun Tasdiki Hakkında Gerekçeli Raporda; Davacı şirketin 20/08/2020 tarihi itibariyle kaydi özkaynaklarının 2.081.826,61 TL, rayiç özkaynaklarının 1.331.717,66 TL olup borca batık durumda olmadığı, nihai projede yer verilen ödeme kaynakları ile şirket borçları karşılaştırıldığında borçlu şirketin 3 yıllık sürede borçlarını ödeyebileceğine dair öngörüsü ve nihai projenin alacaklıların büyük çoğunluğu tarafından kabul gördüğü hususları nazara alındığında nihai projenin kabul edilmesi gerektiği, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı % 45 iken teklif edilip alacaklılar tarafından kabul edilen projede ise alacakların % 100’ünün faizsiz biçimde ödeneceği, bu nedenle konkordatonun alacaklıların lehine olduğu, borçlu şirketin nihai projesinde 2023 yılını içeren konkordato kaynakları ile karşılanacak borçları gösteren tablosu ile 20/08/2020 tarihi itibariyle nakde dönüştürebileceği kaynakları karşılaştırıldığında, nihai projede satılması öngörülen taşınmazlar ve nakit sermaye artırımından sağlanacak nakit akışlarının nakit akım tablosundaki veriler ile uyumlu olduğu, borçlu şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 3 yıllık dönemde yaratabileceği kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğu, borçlu şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısı 68 alacak toplamı 12.027.294,79 TL olup alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi içerisinde 38 alacaklının kabul oyu kullandığı, kabul edilen alacak tutarının 8.516.689,44 TL olduğu, İİK’nun 302.maddesinin a ve b bendinde yer alan her iki nisabın da sağlandığı, mühlet içinde komiserin izniyle doğan 734.264,08 TL tutarındaki ticari borç ile 610.310,92 TL tutarındaki vergi ve SGK primleri toplamı 1.344.575,00 TL bakımından teminat gösterilmesi gerektiği, İİK’nun 206.maddesi kapsamına dahil işçi borcu bulunmadığı, teminat koşulunun sağlanması ve harcın yatırılması halinde konkordatonun tasdikine karar verilebileceği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişiler Doç. Dr. … ve SMM Bağımsız Denetçi …’dan alınan 23/09/2020 tarihli heyet raporunda; iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %38,86 olduğu, borçlu şirket nihai projesinde, konkordatoya tabi borçlarının tamamını (faizsiz) 2021 yılı başından itibaren 36 ayda eşit taksitler halinde ödemeyi teklif ettiğinden, konkordatoyla alacaklıların, iflas halinde kendilerine düşecek tutardan daha fazlasını alabilecekleri, borçlu şirketin nihai projesine göre ödemelerin gerçekleştirileceği dönemde toplamda 15.297.650,89 TL kaynak yaratılarak, bu kaynakların 13.700.150,08 TL’lik kısmı borçların ödenmesinde kullanılacak ve borçların ödenmesi sonrasında şirketin elinde 1.597.500,81 TL tutarında kaynak kalacak ise de komiser heyetince hazırlanan gerekçeli raporda konkordato talep eden şirketin 20/08/2020 tarihi itibariyle toplam borcu (konkordatoya tabi olan ve olmayan toplam borcu) 14.943.617,74 TL olarak gösterildiğinden borçların ödenmesi sonrasında şirkete kalacak bir tutarın neredeyse olmayacağı, borçlu şirketin ödeme kaynakları arasında gayrimenkul satışının da bulunduğu, satışı planlanan gayrimenkullerin şirket faaliyetinin devamı açısından önemli olmadığı bu gayrimenkuller dışında şirketin satılması halinde faaliyetin devamının etkilenmeyeceği başkaca malvarlığının olmadığı, borçlu şirket ödeme kaynakları arasında 2.664.000,00 TL tutarında sermaye artırımı ödemesine yer verdiği, bu sermaye artırımı ödemelerinin nasıl finanse edileceği belirsiz ve şirket ortaklarının 2.664.000,00 TL’lik sermaye artırım ödemesi yapacağına yönelik hedefin gerçekleştirilebilirliğinin şüpheli olduğu hal böyle iken, borçlu şirketin ödeyebileceği azami tutarın, nihai projede öngörülen tutar olduğu, bu nedenle de konkordato talep şirketin borçlarını daha kısa vadede veya faiziyle birlikte ödemesine imkan bulunmadığı, bu tespitlere göre somut olayda teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, kabul oyu veren alacaklılara ait vekaletnameler, imza sirkülerleri ve diğer dayanak belgeler incelendiğinde alacaklı … Ltd. Şti’nin 121.379,17 TL alacağı yönünden kabul oyunun vekaletnamede HMK 74.maddesi uyarınca konkordatoya muvafakat yönünden özel yetkisinin olmaması nedeniyle geçersiz olduğu, bu durumda kabul eden alacaklı sayısı 37, alacak miktarı 8.395.310,27 olup, alacaklıların % 54,41’ine, alacak miktarının ise % 69,80’ine denk geldiği ve İİK’nun 302.maddesinde yer alan her iki nisabın da sağlandığı, mühlet içinde komiserin izniyle doğan 734.264,08 TL tutarındaki ticari borç olduğu ve bu borcun teminata bağlanması gerektiği, şirketin personel borcunun bulunmadığı, komiser heyeti raporunda 610.310,92 TL tutarındaki vergi ve SGK primleri bakımından teminat gösterilmesi gerektiği belirtilmiş ise de kamu borçları için teminat gösterilmesine gerek olmadığı, şirketin konkordatoya tabi borçları 12.027.294,79 TL olduğundan alınması gereken harç miktarının (binde 2,27) 27.301,96 TL olduğu, rehinli alacaklar yönünden 2/3’lük alacak çoğunluğunun sağlanamadığı belirtilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 19/10/2020 tarihli ek raporda; mühlet içinde komiserin izniyle doğan 734.264,08 TL tutarındaki ticari borca ilişkin ibraz edilen feragat dilekçeleri ve belgelerden alacaklıların 704.493,94 TL’lik alacak tutarına ilişkin teminattan açıkça vazgeçtikleri, bu durumda borçlu tarafından 29.770,14 TL’lik kısım için teminat gösterilmesi gerektiği ifade belirtilmiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır. (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539.) İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ve istinaf hakları olup olmadığına ilişkin inceleme; 15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “Kanun Yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “…Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. …, Doç. Dr. … Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. İİK 304. maddesinin birinci fıkrasında, konkordatoya itiraz eden alacaklılar, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522) Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 26/10/2020 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda alacaklılar ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurabileceklerdir. İstinaf başvurusu için son gün 05/11/2020’dir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili tarafından 18/12/2020 tarihinde istinaf yoluna başvurulmuş, mahkemece 21/12/2020 tarihinde istinaf isteminin reddine karar verilmiş, karar alacaklı vekiline 30/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ancak bu karara karşı istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Alacaklılar … A.Ş. vekilinin 22/10/2020, … A.Ş. vekilinin 02/11/2020, … Bankası A.Ş. vekilinin 03/11/2020 tarihinde süresi içerisinde istinaf yoluna başvurdukları tespit edilmiştir. Alacaklılar … A.Ş. ve … Bankası A.Ş., İİK 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısına katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde red oyu verdiğini bildiren alacaklılar içinde olduklarından istinaf yoluna başvurabilecekleri kabul edilmiştir. Alacaklı … A.Ş. ise alacaklılar toplantısında ve iltihak süresi içerisinde red oyu vermediği tespit edilmiştir. Yine İİK 304. maddesi uyarınca duruşma öncesinde itiraz dilekçesi sunmamıştır. Ancak tasdik yargılamasına ilişkin 29/09/2020 tarihli ilanın “Tasdik yargılaması duruşma gününün 21/10/2020, saat 11:55 olarak belirlenmesine, 7101 sayılı Kanunla değişik İİK’nın 288/2 maddesi uyarınca ilgililere ilanen duyurulmasına” şeklinde olduğu tespit edilmiştir. İİK’nun 304.maddesinde “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece yapılan ilanda “İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabileceklerinin” belirtilmemiş olması hatalıdır. İtiraza ilişkin husus ilanda yazılı olmadığından, alacaklı … A.Ş.’nin de istinaf hakkı olduğu kabul edilerek istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir. Rehinli alacaklılara ilişkin projenin kabul edilmediğinin kararda sarih olarak belirtilmediği itirazı İİK’nun 308/h bendi uyarınca borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Dosya kapsamına göre rehinli alacaklıların teminatlı alacaklarının toplamı 2.050.000,00 TL olup rehinli alacaklılardan sadece teminat kapsamında kalan alacağı 680.000,00 TL olan … Ltd. Şti.’nin İİK’nun 308/h bendi kapsamında ileri sürülen teklifi kabul ettiği, … A.Ş.’nin 940.000,00 TL ve … Bankası A.Ş.’nin 430.000,00 TL alacağı yönünden teklifi kabul etmediği, bu durumda İİK 308/h hükmünde öngörülen üçte ikilik alacak çoğunluğunun sağlanamadığı anlaşılmaktadır. İİK 308/h bendinde “…Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşıp ulaşmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 nci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder…” hükmü uyarınca anlaşma sağlanması halinde bunun kararda belirtilmesi gerektiği açık olup, somut dosyada çoğunluk sağlanamadığı için bu hususun gerekçeli kararda belirtilmemesinde ise usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından … A.Ş.’nin bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Alacağın tamamının ipotekle teminat altına alınmasına rağmen bir kısmının rehinli alacak olarak değil adi alacak olarak değerlendirildiği yönündeki itiraz; İİK’nun 298. maddesinde “…Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır bulundurur; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir. İlgililer, yedi gün içinde ve masrafını önceden vermek kaydıyla, mahkemeden rehinli malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilirler. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir.”, İİK’nun 302/5 bendinde “Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar” hükümlerine yer verilmiştir. Kanunumuzun 294, 302/5 ve 308/c maddeleri, rehinle güvence altına alınan akacakların konkordatodan etkilenmeyeceğini açıkça belirtmiştir. Rehin konusu şeyin değeri, borcu karşılamadığı takdirde, alacağın rehinle karşılanmayan kesimi konkordato koşullarına tabi olur. Bu husus 302/5 hükmü ile doğrulanmıştır. Çünkü alacağın rehnin sağladığı bedelle karşılanmayan kesimi “rehin açığı” oluşturur. Rehinle karşılanmayan alacak “adi alacak” karakterine sahiptir. Bu bağlamda İİK’nun 298/3 bendi komiserin rehinli malların değerini takdire ilişkin kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporuna ilgililerin 7 gün içinde karşı çıkarak rehinli malların değerinin yeniden takdir edilmesini isteyebileceklerini öngörmüştür. (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.361). Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf nedeni olarak müvekkil banka alacağının rehinli alacak olduğunu, bu sebeple konkordato nisabında alacağının bir kısmının adi alacaklılar listesinde yer almasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklı bankaya ait kayıtlar incelendiğinde, ipotekli taşınmazların tamamının davacı borçlu şirket adına kayıtlı olduğu açıktır. Ancak bilirkişi incelemesi neticesinde rehinli taşınmazların değerinin 940.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu tespite karşı alacaklı vekili tarafından İİK’nun 298/3 maddesi uyarınca itiraz edilmediği açık olup, bu durumda bilirkişi raporu ile tespit edilen 940.000,00 TL’nin rehinli alacak, 154.300,00 TL’nin ise adi alacak olarak değerlendirilmesinde ve oylamada adi alacak olarak yer almasında bir isabetsizlik görülmediğinden bu yöndeki istinaf talepleri yerinde değildir.Alacakların eksik kabul edildiği yönündeki itirazlar; Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nın 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nın 302/6. maddesinde; çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin, itiraza uğrayan alacakların nisaba hangi oranla dahil edilecekleri yönündeki kararı maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil eden bir karar olmadığından ayrıca mahkemece hükümde bu alacaklıların “İİK’nun 308/b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta muhtariyetlerine” karar verildiğinden, alacağı itiraza uğrayan ve çekişmeli hale gelen alacaklılar yönünden mahkemece 08/07/2020 ve 20/08/2020 tarihinde hangi nisap dahilinde toplantıya katılacağına karar verilen … A.Ş. ve … Bankası A.Ş.’nin bu yöndeki istinaf talepleri yerinde değildir. Çekişmeli alacaklar yönünden İİK 308/b.2. bendi uyarınca karar verilmediği itirazı; “Çekişmeli alacaklar hakkında dava” başlığı ile İİK 308/b maddesi; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Yani İİK 308/b.2 fıkrasının uygulanması çekişmeli alacak hakkında dava açılması halinde gündeme gelecektir. Tasdik kararı verilmesinin ardından yasal süre içerisinde bu yönde dava açarak talepte bulunan alacaklılar hakkında, mahkemenin talebi değerlendirerek çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Yapılan açıklamalar uyarınca … A.Ş. ve … Bankası A.Ş.’nin bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekmektedir. Somut dosya kapsamı değerlendirildiğinde; gerek komiser heyetinin gerekse bilirkişi heyetinin raporları ile borçlunun konkordato nihai projesinde teklifinin kaynakları ile orantılı olduğu tespit edilmiştir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden İİK’nun 302.maddesindeki nisabın sağlandığı, konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, borçlu şirketin gerekli teminat ve harcı yatırdığı belirlenmekle, konkordatonun tasdiki yönünden tüm koşulların oluştuğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Alacaklılar … A.Ş., … A.Ş., … Bankası A.Ş. vekillerinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazlarının açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklılar … A.Ş., … A.Ş., … Bankası A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yoluna başvuran alacaklılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf yoluna başvuran alacaklılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın alacaklılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin alacaklılar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın alacaklılara karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2021