Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1483 E. 2022/618 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1483
KARAR NO: 2022/618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2021
NUMARASI: 2021/186 2021/741
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirket aleyhine Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1203 esas, 2019/534 karar sayılı ilamına dayalı Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamlı icra takip başlatıldığını, icra emrinin tebliğine rağmen borcun ödenmediğinden bahisle, İİK 177/4 maddesi gereğince borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi ile; takibe dayanak yapılan mahkeme ilamının henüz kesinleşmediğini, ilamın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını beyanla davanın reddini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesi; davacının davalı aleyhine giriştiği ilamlı icra takibine rağmen borcun ödenmediği, tehiri icra kararı da bulunmadığı, borçlu şirket yetkilisinin dinlenmek bir kaç kez duruşmaya çağrıldığı, ancak her duruşma öncesi doktor raporu ile mazeret sunduğu ve mazeretin davayı uzatmaya matuf görüldüğünden mazeretlerin kabul edilmediği, ilanların yapıldığı ve iflas avansının da yatırıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı borçlunun İİK’nın 177/4 maddesi uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; takibe dayanak yapılan mahkeme ilamının henüz kesinleşmediğini, söz konusu kararın bekletici mesele yapılmaksızın müvekkil şirket hakkında iflas kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirket yetkilisinin duruşmaya katılımı sağlanmaksızın karar verildiğini, şirket yetkilisinin mazeretleri doktor raporuna dayanan sağlık problemlerinden kaynaklı olduğunu, mazeretin mahkemece kabul edilmemesinin hukuken izahı mümkün olmadığını ve müvekkil şirketin savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 177/4. Maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 177.maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri” üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas, Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 117/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen 4 bent ise sırasıyla;1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Sermaye şirketleri (anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket) ticaret şirketi olduğundan, (TTK m124) ve tacir sayıldıklarından (TTK m16) iflasa tabidir. Bu nedenle bu sermaye şirketlerinden alacaklı olan kişi genel iflas yolu, kambiyo senetlerine mahsusu iflas yolu veya doğrudan iflas yolu ile şirket aleyhine iflas davası açabilmektedir. Alacaklı, bazı sebeplere dayanarak ilk önce icra dairesine bir iflas takip talebinde bulunmadan ve borçlusuna bir iflas takip talebi göndermeden doğruca ticaret mahkemesinde iflas davası açabilmektedir. İlama bağlı alacağın icra emri ile istenildiği halde ödenmemiş olması halinde, İİK 177/4 maddesi uyarınca alacaklı, borçluya doğrudan doğruya iflas davası açabilmektedir.Bu halde borçluya icra emri tebliği yeterli olup, ayrıca iflas ödeme emri tebliğine gerek bulunmamaktadır. İflasa tabi borçlu, kendisine tebliğ edilen icra emrine rağmen borcunu ödemez ise, İİK 177/4 maddesi uyarınca alacaklı doğruca ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebilmektedir. İİK 37 ve İİK 177/4 hükümlerine dayanılarak açılan iflas davalarında depo emri tebliğine de gerek bulunmamaktadır (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 08.10.1998,5729/5865) Alacaklının doğrudan doğruya iflas davası açabilmesi için aynı zamanda mahkemece verilen ve alacağı belirleyen ilamın kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. Dosya kapsamından, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1203 esas, 2019/534 Karar sayılı kararında davanın kısmen kabulü ile 822.563,70 Euro’nun 179.251 Euro’luk kısmının 21/08/2017 tarihinden bakiye kısmına 27/04/2017 tarihinden itibar Euro cinsinden mevduata Merkez Bankası’nın uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı … Tic. A.Ş.’den tahsiline karar verildiği, ilamın infazı için Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine başlandığı görülmüş ise de icra emrinin borçluya tebliğine ilişkin tebliğ evrakların dosya içerisinde bulunmadığından icra emrinin borçlu şirkete tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamıştır. Diğer bir husus, davalı vekili, müvekkil şirket yetkilisinin duruşmaya katılımı sağlanmaksızın karar verildiğini, şirket yetkilisinin mazeretleri doktor raporuna dayanan sağlık problemlerinden kaynaklı olduğunu, mazeretin mahkemece kabul edilmemesinin hukuken izahı mümkün olmadığını ve müvekkil şirketin savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamına göre 29/04/2021 tarihli celsede mahkemece, davalı şirket yetkilisine duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye çıkartılmış ise de davalı şirket yetkilisi mazeret dilekçesi sunmuş olup mazeretini, … Hastanesi’nden düzenlen 08/06/2021 tarihli duruşma gününü de kapsar 12/06/2021 tarihine kadar istirahat raporuna dayandırmıştır. Mahkemece tekrardan meşruhatlı davetiyi çıkartılmış ise de davalı şirket yetkilisince tekrardan mazeret dilekçesi sunmuş olup mazeretini, aynı hastaneden düzenlenen 09/07/2021 tarihli duruşma gününü de kapsar 16/07/2021 tarihine kadar istirahat raporuna dayandırmıştır. Görüldüğü üzere davalı şirket yetkilisini mazereti, Acıbadem Hastenesince düzenlenmiş tek hekimli, başhekim onaylı sağlık raporuna dayanmaktadır. Bu nedenle düzenlenen sağlık raporunun sahteliği tespit edilinceye kadar mazeretin kabul edilmemesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2021/186 Esas, 2021/741 Karar ve 13/07/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022