Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1438 E. 2021/1041 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1438
KARAR NO: 2021/1041
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/541 Esas
ARA KARAR TARİHİ:10/08/2021
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince sunulan talep dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 25.09.2020 tarihli serbest tasarruf planı sözleşmesi imzalandığı, iş bu hizmet sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu ve sözleşmedeki hükümlere göre davacı tarafından yapılacak aylık ödemeler, peşinat ve ara ödemeler sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan tasarruf planına göre davalı tarafın banka hesaplarına tam zamanında ve eksiksiz olarak yatırıldığı, ayrıca işbu sözleşme gereği sözleşme tarihi itibariyle çalışma bedel tutarının da davalı tarafa ödendiği sözleşmeler kaynaklanan tüm yükümlülüklerin davacı tarafça eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine rağmen davalı tarafının yükümlülüklerini ısrarla karşılamadığı, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma haklarının da saklı tuttukları belirtilerek davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminat ödemesine karar verilmesi, ayrıca davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK 257 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece 10.08.2021 tarihli ara karar ile talep sonucunun yargılamayı gerektirdiği ve dava sonunda elde edilmesi beklenen sonucun geçici hukuki koruma tedbiri ile temin edilmesi mümkün olmaması sebebiyle talebin reddine dair karar verildiği belirtilmiş ve davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur. Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; HMK 389’a göre ihtiyati tedbir şartlarının belirlendiği ve bu duruma göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesinin varlığı ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, İİK madde 257’de de ihtiyati haciz in iki şartının bulunduğunun belirtildiği ve bu duruma göre rehine temin edilmemiş bir para borcunun varlığı ile muaccel bir para borcunun varlığının bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği belirtilerek mahkemece harçsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi talep edilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. İİK 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nun 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda; Dava dilekçesine ekli 25.09.2020 tarihli Serbest Tasarruf Planı Sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmenin taraflarının davacı ve davalı olduğu, iş bu sözleşmenin davalı tarafından sunulan tasarruf finansmanı hizmeti kapsamında serbest tasarruf planını seçen müşteri (davacı) ile davalı arasındaki hak ve yükümlülükleri belirlenmesi amacıyla düzenlendiği ve davacının tasarruf planlarına göre tasarruf finansmanına sahip olmalarını sağlayan davalının serbest tasarruf planına göre verilecek hizmetlerin esaslarını belirlemek için iş bu sözleşmenin akdedildiği belirtilmiştir. Bursa … Noterliği vasıtasıyla … yevmiye sayılı davacı tarafça davalı lehine çekilen ihtarnamede 25.09.2020 tarihli ihtiyaç tasarruf finansmanı konulu … numaralı karşılıklı taraf olunan sözleşmenin haklı fesih bildirimi ile yapılan ödemelerin iadesinin talep edildiği ve işbu ihtarnamenin 26.03.2021 tarihinde işyerindeki çalışan şirket yetkilisi imzasını tebliğ edildiği dair tebligat mazbatası örneğinin dosya arasında yer aldığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; 25.09.2020 tarihli serbest tasarruf planı sözleşmesinde tarafların yükümlendiği edimlerin belirlendiği, davacı tarafça sözleşmede tüm edimlerin eksiksiz olarak ifa edildiği ve davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin açılan davada takibe konu sözleşmedeki taraflar yükümlülerde edimlerin gereği gibi,i eksiksiz ifa edilip edilmediğini, davacının icra takibindeki haklılık durumu ve oranının açıklığa kavuşturulmasını yargılamayı gerektirdiği, bu haliyle ihtiyati haczin İİK madde 257’de belirtilen koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 162,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 59,30 TL’nın istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dair; 6100 HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 20/10/2021