Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1386 E. 2022/666 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1386
KARAR NO: 2022/666
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/576 Esas
KARAR NO: 2020/137
KARAR TARİHİ: 21/02/2020
TALEP: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İİK 287 maddesi uyarınca davacı şirketler ve gerçek kişiler yönünden üç aylık geçici mühlet kararı verilmesi, şirkete karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesi, başlatılmış icra takiplerinin durdurulması, iş bu dönemde malvarlığının korunması amacıyla tüm tedbirlerin alınması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… konkordato talep eden … A.Ş.’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı olduğu, konkordato talep eden …, …, …’ın … A.Ş.’nin ortakları olduğu, şirketin spor giyim işi ile iştigal ettiği, konkordato talep eden … Ltd. Şti.’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı olduğu, konkordato talep eden …’ın … Ltd. Şti.’nin tek ortağı olduğu, şirketin giyim ve kozmetik işi ile iştigal ettiği, her iki şirketin de TTK 376/3 maddesi çerçevesinde borca batık olmadığı sabittir. Geçici konkordato komiser heyetinin 07/02/2020 tarihli 3 nolu raporundan bilançoya ilişkin oran analizlerinin yapıldığı, cari olan, asit-test oranı, nakit oranı analizleri sonucunda … A.Ş.’nin ve … Ltd. Şti.’nin mâli yapısının bozulduğu, kısa vadeli borçları ödeme kabiliyetinin çok azaldığı, yapılacak tasarruflar ile sağlanacak kaynaklar ile daha kârlı ticari operasyonlar sonucu bu durumun aşılabileceğinin değerlendirildiği, … Ltd. Şti.’nin 2019 yılını -4.800.236,58-₺ zararla kapattığı, finansman giderleri kambiyo zararları ve diğer borçlanma mâliyetlerinin şirketin mâli yapısını çok bozduğunun anlaşıldığı, yapılan karşılaştırmalardan şirketin kârlılıklarının giderek azaldığının tespit edildiği, proforma gelir tablosu ve proforma nakit akım tablosundaki verilerin değerlendirilmesi sonucunda ise … A.Ş.’nin kârlılık açısından konkordato ön projesinde belirlediği hedefleri tutturamadığı, şirketin göreceli olarak mâli yapısında iyileşmeler görülmek ile beraber konkordato projesindeki hedefin yakalanamadığı, … Ltd. Şti.’nin ise özellikle kambiyo zararları ve finansman giderlerinin yüksek olması nedeni ile konkordato ön projesinde belirlediği hedefleri yakalayamadığı, diğer yandan her iki şirketin yabancı kaynaklar içerisinde banka kredilerinin önemli bir yer tuttuğu anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar ve geçici mühletten bu yana meydana gelen gelişmeler de dikkate alınmak sureti ile her iki şirketin de mâli durumunu iyileştirme ve önceden doğmuş ve gelecekte doğacak borçlarını ödeyebilecek duruma geleceğine dair gerçekçi ihtimalin bulunmadığı, bütün alacaklıların alacaklarının konkordato mühleti sonunda ödeyebilecek durumda olamayacağı, konkordatonun tasdiki ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmakla her iki şirketin konkordato talebinin reddine karar verilmiştir. İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2019 tarih 2019/807-1723 E.K. sayılı ilâmı gereği şirketlerin borca batık olmaması nedeni ile İİK 292/1-b bendi uyarınca re’sen iflâs kararı verilmemiştir. Diğer yandan; konkordato talep eden gerçek kişilerin açıklandığı üzere borçlu şirketlerin ortağı oldukları, sundukları konkordato projesine göre konkordato teklifinin şirketlerin borçlarına kefil olmalarından kaynaklandığı, projede gerçek kişilerin kefaleti dışındaki şahsî borçlarının ise mevcut mal varlıklarının çok çok altında olduğu görülmektedir. Kefil mahkemeye sunacağı konkordato ön projesinde kefalet borcunu hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, ödemelerin yapılması için mevcut mallarını satıp satmayacağını, kefalet borcu ödemesini yapabilmek için gerekli mâli kaynağı nasıl sağlayacağını açıkça belirtmelidir (Yeni Konkordato Hukuku, Editör Selçuk Öztek, 2. Baskı sh. 148). Somut olayda konkordato talep eden gerçek kişilerin konkordato ön projelerinde kefâletten doğan borçlarının fer’i niteliği gereği kefil oldukları şirketlerin konkordatosu ve İİK 308/h çerçevesinde rehinli alacaklılar ile müzakere ve yeniden yapılandırma anlaşmaları çerçevesinde şirketler tarafından ödeme yapıldıkça azalacağı, borçluluklarının kefil oldukları şirketin ödemelerine bağlı olduğu, şirketlerin konkordatosu başarılı olduğunda ve borçlar ödendiğinde kefâlet borçlarının da sona ereceği, borçlu şirketlerin konkordato sayesinde ödeme dengesinin sağlıklı nakit akışı ve karlılığa kavuşması halinde sahip oldukları hisse senetlerini nakte dönüştürerek kefalet borçlarını ödemelerinin mümkün hale gelebileceği açıklanmış olup, görüldüğü üzere konkordato talep eden gerçek kişilerin borçlu şirketlerden bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projelerinin kendine özgü, gerçekçi konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, borçlu şirketlerin ön projesi üzerine temellendirildiği ve ilişkilendirildiğinden, yasanın aradığı şartları sağlamadığı, öte yandan salt alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep edilmesinin de konkordato müessesesinin amacına uygun düşmeyeceği anlaşılmakla İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi 2019/3868-2020/361 E.K. Sayılı emsal ilâmı da nazara alınmak sureti ile konkordato talep eden gerçek kişilerin konkordato talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin tespitinin aksi olarak komiser heyet raporlarında projenin başarıya ulaşacağının belirtildiği, davacı şirketlerin borca batık durumda olmadığına dair tespitin yapıldığı, tasarruf tedbirleri alınarak karlılığın arttığı ve cironun yükseldiği 2019 Şubat döneminden projenin inandırıcılığının zayıf olarak kabul edilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, döviz kurlarındaki artış ve fiyatlardaki artış nedeniyle yatırım maliyetleri planlanan rakamı aştığı, yüksek faizlerle kredi kullanan ve buna bağlı olarak karlılığı azalan şirketin nakit akışının bozulduğu, muaccel borçları ödeyemez duruma düştüğü, bu haliyle şirket sermeyesi Ekim 2018 tarihi itibariyle yetersiz hale geldiği, davacıların kredi borçlarına kefil olduğu şirketler borçlarını ödeme konusunda sıkıntıya girdiğinden tedbir alınmaz ise iflas tehlikesiyle karşı karşıya kalınacağından konkordato talebinde bulunulduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Talep, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir. İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekilince 28.2012.2020 tarihli başvuru dilekçesi ve ekinde yer alan 30.12.2020 tarihli sayman mutemedi alındısının incelenmesinde davacılardan … A.Ş., yönünden istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının (maktu) yatırıldığı anlaşılmakla, dairemizce yapılan inceleme sonucunda 2021/130 E. 2021/654 K. sayılı ilam ile eksik harç ikmalinin tamamlanmasına yönelik HMK’nun 352. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine dair karar verilmiş ve 23.08.2021 tarihli sayman mutemedi alındısı ile eksikliğin ikmal edildiği anlaşılmıştır. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154. maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nun 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile davacılar vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır.Davacılardan … A.Ş. Yönünden: Kağıthane/ İstanbul adresinde spor ayakkabı satışı ile iştigal edildiği, sermayesinin 4.350.00 TL olduğu ve tamamının ödendiği, artan döviz kurları, artan reel faiz oranları ve öngörülmeyen vergilerin yanı sıra piyasadaki ödeme vadelerinin uzatılmasından ötürü negatif yönlü bozulmalar meydana geldiği, borca batıklık halinin söz konusu olmadığı ancak nakit sıkıntısının ilave tedbirler olmadan aşılamayacağının anlaşıldığı, şirketin 30.06.2019 tarihli bilançosuna göre tüm aktiflerini borçları karşılamaya yettiği ve borca batıklığın olmadığı, mali durumunun (+) 443.456.772,75 TL olduğu, rehinle karşılanamayan alacak tutarının 23.200.000 TL, bankaların rehinli karşılığı olmayan alacak tutarının ise 138.666.829,14 TL olduğu, projeye tabi alacaklılarla anlaşarak konkordatonun tasdik tarihinden başlamak üzere 5 yıl vadeli 3 er aylık faizlerle ödemenin planlandığı, alacaklılara %5 faiz ödemesinin gerçekleştirileceği belirtilmiştir.Davacılardan … Şti. Yönünden: şirketin merkez adresinin Kağıthane/İstanbul olduğu, kozmetik alanında iştigal edildiği 29.11.2018 tarihinde şirket sermayesinin 2.600.000 TL olduğu ve tamamının ödendiği, kur dalgalanmaların yarattığı ekonomik kriz sebebiyle tüm karlılıkların azaldığı ve şirketin sağlıklı işleyemez hale geldiği borca batıklık halinin söz konusu olmadığı, mali durumunun iyileştirilmesi ve faaliyete devam edilebilmesi için konkordato talebinde bulunulduğu, 30.06.2019 tarihli bilançoya göre şirket aktiflerinin tüm borçları karşılamaya yettiği ve borcu batık olmadığı, rehinle karşılanamayan alacak tutarının 9.999.975,49 TL olduğu, projeye tabi alacaklılarla anlaşarak konkordatonun tasdik tarihinden başlamak üzere 5 yıl vadeli 3 er aylık faizlerle ödeminin planlandığı, alacaklılara %5 faiz ödemesinin gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Davacılardan … Yönünden: konkordato talep eden … A.Ş.’nin % 37,50 pay sahibi olduğu, pay sahibi olduğu şirketlerin bankalara olan borçlarına kefil olduğu ve kefil olunan banka kredi borcu toplamının 171.866.804,63 TL olduğu, kefil olduğu şirketlerin borçlarını vadesinde ödeyememeleri sebebiyle kefalet borçların yakın zamanda muaccel hale gelmesinin kaçınılmaz olduğu, işbu davacının hem kendi borçlarını hem de şirket lehine olan kefalet borçlarının mevcut mal varlığı ile ödemesinin imkansız olduğu, mevcut borçların konkordato tasdik tarihinden itibaren 3 yıl sonra tam olarak ödenmesinin teklif edildiği ve bu açıdan mahkemece tasdik tarihinden başlamak üzere ödemesi 3 yıllık sürenin sonunda 6 ay içinde 6 eşit taksitte ödeme teklifini içeren vade konkordatosu teklif edildiği , toplam malvarlığı (aktif): 4.007.841,54 TL, toplam borçlar ise 173.297.223,06 TL olduğu belirtilmiştir. Davacılardan … Yönünden: konkordato talep eden …Şti.’nin % 100 ve … A.Ş.’nin % 37,50 pay sahibi olduğu, pay sahibi olduğu şirketlerin bankalara olan borçlara kefil olup kefil olunan banka kredi borcu toplamının 171.866.804,63 TL olduğu, kefil olduğu şirketlerin borçlarını vadesinde ödeyememeleri sebebiyle kefalet borçları muaccel hale geleceği, işbu davacının hem kendi borçlarını hem de şirket lehine olan kefalet borçlarının mevcut mal varlığı ile ödemesinin imkansız olduğu, mevcut borçların konkordato tasdik tarihinden itibaren 3 yıl sonra tam olarak ödenmesinin teklif edildiği ve bu açıdan mahkemece tasdik tarihinden başlamak üzere ödemesi 3 yıllık sürenin sonunda 6 ay içinde 6 eşit taksitte ödeme teklifini içeren vade konkordatosu teklif edildiği, toplam malvarlığının ( aktif ): 7.257.729,86 TL, toplam borçlar ise 173.940.787,31 TL olduğu belirtilmiştir.Davacılardan … Yönünden: konkordato talep eden … A.Ş.’nin % 25 pay sahibi olduğu, pay sahibi olduğu şirketlerin bankalara olan borçlarına kefil olduğu ve kefil olunan banka kredi borcu toplamının 171.866.804,63 TL olduğu, kefil olduğu şirketlerin borçlarını vadesinde ödeyememeleri sebebiyle kefalet borçları muaccel hale gelecek bir kısmında yakın zamanda muaccel hale gelmesinin kaçınılmaz olduğu, işbu davacının hem kendi borçlarını hem de şirket lehine olan kefalet borçlarının mevcut mal varlığı ile ödemesin imkansız olduğu ve ve bu açıdan mahkemece tasdik tarihinden başlamak üzere ödemesi 3 yıllık sürenin sonunda 6 ay içinde 6 eşit taksitte ödeme teklifini içeren vade konkordatosu teklif edildiği, toplam malvarlığı (aktif): 1.707.868,87 TL, toplam borçlar ise 171.917.436,91 TL olduğu belirtilmiştir. 26.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda: davacı gerçek kişilerin sunduğu ön proje eklerinde alacaklara ilişkin liste bulunduğu, banka borçlarına kefil oldukları belirtildiği ve herhangi bir faaliyet ve hedefin gösterilmediği, ön projede konkordatonun başarısının borçlu şirketlerin konkordatosunun başarısına bağlandığı, alacaklarının icra tehdidinden kurtulmak amacıyla konkordato talep edildiğinin anlaşıldığı, her iki davacı şirket yönünden ön projedeki finansal tabloların uluslararası muhasebe standartlarına göre düzenlendiğinin tespit edildiği belirtilmiştir. Konkordato talep eden şirketler ve gerçek kişiler lehine düzenlenen ve geçici mühlet kararı verilmesinden sonra bankaya ibraz edilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi ve karşılığının ödenmesinin tedbiren durdurulmasına dair 03.10.2019 tarihli ara karar ihdas olunmuştur. Konkordato geçici komiser heyeti üyeleri tarafından düzenlenen 24.10.2019 tarihli raporda: Konkordato mühleti içinde süresi sona erecek teminat mektuplarının mahkemece takdir edilecek süre için uzatılmış teminat mektuplarıyla değiştirilmesinin borçludan istenmesinin ilgili alacaklarının maddi hukuktan gelen haklarının korunması bakımından gerekli olduğu, bunun yapılması için mahkemenin borçluya uygun bir kesin mehil verebileceği ve kesin mehil içinde ilgili teminat mektuplarının mahkemece süresi belirlenen yeni teminat mektupları değiştirilmemesi halinde tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olacağı belirtilmiştir. Stok Rayiç değer tespitine yönelik bilirkişi heyeti raporu: … A.Ş. Yönünden; 153 kodlu hesap ana icmali envanter :342.950 TL, toplam maliyet; 42.914.558 TL, toplam rayiç tutarı; 77.541.117 TL ve … Şti. yönünden; 153 kodlu hesap ana icmali envanter :146.747 TL, toplam maliyet; 6.004.177,58 TL, toplam rayiç tutarı; 10.362.442,90 TL olarak belirtilmiştir. Taraf şirketlerin konkordato sürecine uyma noktasında azami gayret içinde oldukları, karlı olmayan şubeleri kapatarak daha kar odaklı operasyonuna yönelindiği, iyi niyet kurallarına bağlı olarak komiser heyetinin taleplerinin yerine getirildiği ve bu aşamada konkordato sürecinin devam etmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Konkordato geçici komiser heyeti üyeleri tarafından düzenlenen 19.12.2019 tarihli raporda: şirketin faaliyetlerinin devam etmesini borçlu şirketlerin teklif ettiği konkordatonun başarıya ulaşması ve konkordatonun tasdik edilmesi ihtimalinin bulunduğu, ilk 3 aylık sürenin sonunda 2 ay daha ek geçici süre verilmesinin uygun olacağı, … A.Ş.’nin varlıklarının borçlarının üzerinde olduğu ve borcu batık olmadığı, şirketin ödenmiş sermayesinin 5.464.989,60 TL olduğu, … Şti’nin borcu batık olmadığı ve ödenmiş sermayesi 2.600.000 TL olduğu görüş ve tespitinde bulunulmuştur. İş bu raporda şirketlerin mali durumuyla ilgili olarak yapılan tespitlerin incelenmesinde 31.12.2018,30.09.2019 ve 31.10.2019 tarihli bilanço ve gelir gelir tabloları karşılaştırmaları olarak incelendiğinde özkaynak; – … A.Ş. Yönünden: 31.12.2018 tarihi itibariyle 64.319.142,20 TL, 30.09.2019 tarihi itibarı ile 46.280.752,76 TL ve 31.10.2019 tarihi itibari ile 45.317.943,28 TL olduğu, zira şirketin borca batık olmadığı, varlıklarının yükümlülüklerinden daha fazla olduğu 31.12.2018 tarihi itibariyle pasif (kaynaklar) toplamının 249.183.481,48 TL 30.09.2019 tarihi itibarı ile 195.574.443,61 TL 31.10.2019 tarihi itibariyle 190.387.728,26 TL olarak belirtilmiştir. – … Şti. Yönünden: 31.12.2018 tarihi itibariyle 2.940.876,43 TL, 30.09.2019 tarihi itibarı ile 2.585.972,58 TL ve 31.10.2019 tarihi itibari ile (-) 2.651.254,28 TL olduğu, bu durumda öz kaynağın negatife döndüğü, şirketin mali yapısının giderek bozulduğu kısa vadeli borçları ödeme kabiliyetinin çok azaldığı ve yapılacak tasarruflar ile sağlanacak kaynaklar ile daha karlı ticari operasyonlar sonucunda bu durumun aşılabileceği ancak zamana ihtiyacının olduğu, Şirketlerin rayiç değerleri üzerine borca batık olup olmadığının değerlendirilmesinde ise; … A.Ş.’nin şirketin 31.12.2019 tarihi itibarı ile 79.100.046,58 TL nakit girişinin, 54.120.589,56 TL nakit çıkışının olacağı ve dönem sonu net nakit mevcudunun 24.979.457,01 TL olacağının öngörüldüğü, … Şti.’nin 01.07.2019-31.12.2019 tarihleri arasında 14.107.997,91 TL nakit girişi, 4.868.089,16 TL nakit nakit çıkışı olacağı ve yıl sonu itibariyle 9.239.908,75 TL net nakit kalacağı açıklandığı, söz konusu sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin 31.12.2019 tarihli mali tablolara göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Konkordato geçici komiser heyeti üyeleri tarafından düzenlenen 13.02.2020 tarihli raporda: – … A.Ş.’nin ödenmiş sermayesinin 31.12.2019 tarihi itibariyle 5.464.989,60 TL, öz varlığının 46.910.197,84 TL olduğu stokların ve gayrimenkulün değerlendirmesi sonucu oluşan 9.049.701,24 TL, stok değer farkının ilavesi sonucu özkaynağının 55.959. 899,11 TL olduğu, -… Şti.’nin: ödenmiş sermayesinin 31.12.2019 tarihi itibariyle 2.600.000 TL, varlığının değerlendirmesi sonucu oluşan 4.354.439,73 TL, stok değer farkının ve ilavesi sonucu özkaynağının 1.703.185,45 TL olduğu, şirketlerin varlıklarının yükümlülüklerinin üzerinde olduğu ve borcu batık olmadığı, aynı dosyada davacı olan gerçek kişilerin de belirtilen şirketlere kefilliklerinin bulunduğu şirketlerin karlılıklarında artışının gerçekleştirildiği, maliyet düşürücü politikalar uygulandığı ve iyiye doğru bir gidişin gözlemlendiği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada 27.09.2019 tarihli tensip tutanağı ile davacı şirketler ve gerçek kişiler yönünden 27.09.2019 günü saat 10:30 itibariyle 3 aylık geçici mühlet verilmesine, 27.12.2019 tarihli karar ile 27.12.2019 tarihinden itibaren geçici mühlet süresinin 2 ay süreyle uzatılmasına dair karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş olup davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemece davacı gerçek kişilerin yönünden yapılan inceleme sonucunda borçlu şirketlerden ayrı ve bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projelerin kendilerine özgü gerçekçi olmadığı ve hedef içermediği, borç şirketlerin projesi üzerine temellendirildiği ve ilişkilendirildiği belirtilerek bu yönüyle gerçek kişilerin konkordato talebinin yasal koşullar oluşmadığından reddine dair karar verildiği belirtilmiştir. Konkordato projesi konkordatonun nasıl gerçekleştirileceği, borçların nasıl tasfiye edileceği ve gerekli mali kaynaklar ve yönetimini gösteren bir proje olup borçlunun hangi sebeplerden dolayı borçlarını vadesinde ödeyemeyecek duruma geldiğini açıklayıcı bilgiler içermelidir. İİK 286/I-a uyarınca ”borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklarının alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağına, borçlunun faaliyetlerine devam edebilmesi ve alacakları ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanarak sağlanacağını gösteren projeye” konkordato projesi denir. Borçlu bu projeyi, işletmesinin mali yapısını ve gelecekteki beklentilerine rasyonel bir biçimde değerlendirmek suretiyle, geçici bir yaklaşımla düzenlemelidir (bkz. Altay/Eskiocak s.56; Akil Adi Konkordato s.50) “Yeni Konkordato Hukuku Editör, Prof. Dr. Selçuk Öztek, 146 vd. sayfalarında, İİK‘nın 287. maddesinde düzenlenen geçici mühletle ilgili düzenlemeye dair hükumet gerekçesinin devamında, geçici konkordato komiserinin, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının denetlenmesi için görevlendirildiği, İsviçre İİK‘nın 293 b’de, geçici konkordato komiserinin atanması ile borçlunun iyileşme ümidinin olup olmadığının, konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceğinin yakından denetlenmesinin ifade edildiği belirtilmiştir. İİK 287/3. fıkrasında, geçici konkordato mühletine karar verildiğinde mahkemenin bir geçici komiser görevlendirmesini öngörmektedir. Konkordato komiserinin görevleri aynı yasanın 290. maddede düzenlenmiştir. İsv. İİK’da, konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, ‘borçlunun iyileşmesi’ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani iyileşme yahut konkordato tasdik ihtimali yoksa sürenin kaldırılacağı, İİK’da ise, m. 287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İİK‘nın 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Borçlunun mali durumunun iyileştirilmesi ya da iyileşmeme ihtimali nazara alındığında ise iyileşme ümidi görülemeyen borçlunun konkordato tasdiki talebi mümkün görülmeyecek olup, mühlet kararı kaldırılacaktır. Bu durumda iflasa tabi olan borçlu yönünden iflas sonucu ile karşı karşıya kalma durumu ortaya çıkmaktadır. Borçlunun mali durumunun kesin mühlette olduğu gibi geçici mühlet içinde düzelmesi durumunda bu durumun geçici komiser tarafından mahkemeye bildirmesi üzerine konkordato talebinin reddine karar verilir. (Altay, Eskiocak s.97) Gerçek kişiler yönünden: Mahkemece davacılar gerçek kişi yönünden her ne kadar borçlu şirketlerden ayrı ve bağımsız bir projelerinin bulunmadığını belirtilerek davanın reddine dair karar verilmiş ise de; mahkemece eksiklik bulunduğu belirtilen iş bu konuyla ilgili olarak ve eksikliklerin giderilmesine yönelik davacılar vekiline süre verilerek ve kesin süre sonunda hâsıl olan sonuca göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden talebin yazılı gerekçeyle reddine dair karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda iyileştirme ve önceden doğmuş ve gelecekte doğacak borçlarını ödeyebilecek duruma geleceğine dair gerçekçi ihtimalin bulunmadığı, bütün alacaklarının alacaklarının konkordato müddeti sonunda ödeyebilecek durumda olamayacağı ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek her iki şirketin konkordato talebinin reddine karar verildiği belirtilmiştir.Davacı şirketler yönünden: düzenlenen komiser heyet raporunda ayrıca oran analizleri sonucunda şirketlerin mali yapısının giderek bozulduğu, kısa vadeli borçları ödeme kabiliyetini çok azaldığı ancak yapılacak tasarruflar ile sağlanacak kaynaklar ve daha karlı ticari operasyonlar sonucunda bu durumun aşılabileceği ve zamana ihtiyacının olduğunu değerlendirildiği, proforma gelir tablosu ve proforma nakit akım tablosundaki verilerin incelenmesi sonucunda ise, şirketin … AŞ.’nin 01.01.2019- 31.12.2019 tarihi itibari ile net satışının 133.365.196,63 TL olduğu ve zararının (-) 17.480. 944,36 TL olarak gerçekleştiği bu haliyle şirketin karlılık açısından konkordato ön projesinde belirlediği hedefleri tutturamadığı ancak yıllık zarar tutarında azalma olduğu, … Şti.’nin bu dönem itibariyle (-) net satışının 2.634.739,62 TL olacağı ve zararın da 626.920,62 TL olacağının öngörüldüğü, şirketin 31.12.2019 tarihi itibari ile net satışının 19.768.626,80 TL olduğu bu dönemde zararın (-) 4.803.236,58 TL olduğu şirketin özellikle kamu zararları ve finansman giderlerinin yüksek olması nedeniyle konkordato ön projesinde belirlediği hedefleri yakalayamadığı, davacı şirketlerin yabancı kaynakları içerisinde banka kredilerine önemli yer tuttuğu, sahip oldukları gayrimenkulü satarak nakit yaratma arayışında oldukları, komiser heyetinin bilgisi dahilinde olmak üzere şubeler bazında değerlendirmeler yaparak zarar eden şubelerin kapatılması çalışmalarına gidildiği, konkordato sürecine girilmesinde en önemli nedenin plansız bir büyüme stratejisi olduğu, şirketlerin varlıkların yükümlülüklerin üzerinde olduğu ve borca batık olmadığı ve şirketlerin karlılıklarında artışlarının gerçekleştiği maliyet düşürücü politikaların uygulandığı satış kanallarının çeşitlendirerek devam ettiği ve iyiye doğru bir gidişin gözlemlendiği, konkordatonun şirketinin faaliyetine devam etmesi durumunda teklif edilen konkordatonun başarıya ulaşması ve tasdik edilmesi ihtimalinin bulunmasından dolayı İİK 289 maddesine göre 1 yıl kesin süre verilmesine uygun olacağı hususlarının nihai takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Konkordato borçlusun mali durumunda iyileşme ümidi görülemiyor, yani konkordatonun tasdiki mümkün olmayacak ise mühlet kaldırılacaktır.İİK’nun 305/son maddesinde mahkemenin konkordato projesini yetersiz bulması halinde kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebileceği belirtilmektedir.Yukarıdaki bilgiler ışığında; her ne kadar mahkemece davacı şirketler yönünden bütün alacaklarının alacaklarının konkordato mühleti sonunda ödeyebilecek durumda olmayacağı kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de komiser heyetince düzenlenen bilgi ve belgeler nazara alındığında borçlu şirketlerin mali durumunun iyileşme ümidinin bulunduğu, zira şirketlerin maliyet politikalarında değişikliğe giderek mali yönden iyiye doğru bir gidişin gözlemlendiği, borca batıklık durumunun gerçekleşmediği, zarar eden şubelerin kapatıldığı ve bu haliyle mali anlamda iyileşme politikasının uygulandığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekilinin tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2019/576 Esas, 2020/137 Karar sayılı ve 21/02/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 3- İİK 293/2. fıkra gereğince, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi ve İİK 289/6 fıkrası yollaması İİK 288. maddesi gereği gerekli ilamların yapılması ve İİK 297 maddesi öngörülen tedbirlerin alınması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine, 4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/06/2022