Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/132 E. 2021/204 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/132
KARAR NO: 2021/204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2017/516 2019/938
DAVANIN KONUSU: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/516 E. 2019/938 K. sayılı ve 25/06/2019 tarihli kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiştir. Dava dilekçesinde özetle, davacıya ait işyerinin davalıya geniş kapsamlı işyeri paket sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, İşyerinde bulunan 2 nolu tanktaki üründe, tankta meydana gelen arıza veya yağmur nedeniyle su sızdırmadan kaynaklanan bozulma meydana geldiğini, bu nedenle bu tanktan akaryakıt ikmali yapılan araçlarda arıza oluştuğunu, dava dışı tek satıcı firmanın bozulan araçları tamir ettirerek araç sahiplerine ödemede bulunduğunu, sonrasında da araçları tamir ettirerek ödediği bedeli müvekkili şirkete rucü ederek ödenmesini istediğini rizikonun davalıya ihbar edildiğini, ancak sigorta bedelinin ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL sigorta bedelinin 20/05/2011 tarihiden itibaren reeskont oranında temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılamayı yapan İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2011/380 E 2013/126 K sayılı ve 29.05.2013 tarihli ilam ile ” Davanın kısmen kabulü ile 16.278,02 TL’nın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, anılan meblağa 30/05/2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazla talebin reddine dair karar verilmiş ve Yargıtay 17 . Hukuk Dairesi’nin 17/11/2016 tarih, 2014/5402 E. 2016/9798 K. sayılı ilamıyla” davacı dava dışı …’nin yaptığı ödeme nedeniyle kendisine rücu ettiğini iddia ettiğine göre davacı ve dava dışı …’nin ticari defterlerinde konusunda uzman muhasebeci bilirkişi tarafından inceleme yaptırılarak tutulması gereken ticari defterlerin şirketler tarafından tutulup tutulmadığı, ticari defterlerin usulüne uygun açılış ve kapanış kayıtlarının bulunup bulunmadığı, iddia edilen zarara göre 16 aracın zararı nedeniyle …’nin bir ödemesinin bulunup bulunmadığı, böyle bir ödeme varsa davacıya rücu ederek davacının dava tarihi itibari ile ticari defterlere geçen bir ödemesi ya da bu araçlara ilişkin olarak bir mahsuplaşmanın olup olmadığı hususlarında rapor aldırılarak rücu şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” Gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ve yargılamanın İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesi kapatılması ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ise; davanın HMK’nun 150/5.maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, esas kaydının bu nedenle kapatılmasına dair karar verilmiştir.Mahkemece kararda yasa yolu olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yasa yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de; 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi; “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez. (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” Aynı Yasanın 373/4. fıkrası ise “…Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir…” şeklindedir. İlk Derece Mahkemesi kararı her ne kadar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20/07/2016 tarihinden sonra ise de; 2017/516 Esas (bozma öncesi 2011/380 Esas) sayılı dosyasının daha önce Yargıtay incelemesinden geçtiği gözetildiğinde, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca karara karşı ancak temyiz yoluna başvurulabileceği, dolayısıyla kanun yolu incelemesinin temyiz mahkemesi olan Yargıtay’ın ilgili dairesince yapılacağı açıktır. Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay’a gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dosyanın 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklik öncesi 1086 sayılı HMK’nda düzenlenen temyize ilişkin hükümlere göre işlem yapılması için ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2-Dairemiz esasının bu şekilde kapatılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.