Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1314 E. 2021/969 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1314
KARAR NO: 2021/969
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/448 (DERDEST)
DAVA TARİHİ: 27/05/2021
ARA KARAR TARİHİ: 03/06/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin konkordato talebinde bulunduğunu öğrenen kiraya verenler veya elinde teminat mektubu bulunduran diğer alacaklıların henüz doğmamış/muaccel olmamış borçlara dahi muacceliyet kesbettirip, teminat mektuplarını nakde çevirme yoluna gidecekleri hususunda müvekkilini tehdit ettiklerini, bankaların da teminat mektuplarındaki hüküm sebebiyle ilk talep halinde sorgusuz sualsiz mektupların bedellerini ödeyeceklerinden müvekkilinin borç yükü mevcudunun daha da artacağını, teminat mektuplarının tazmin edilmesi halinde alacaklılar arasında eşitlik bozulacağından ve keza müvekkilinin bankalarla olan uzlaşma anlaşma ihtimalini azaltacağından teminat mektuplarının tazmin edilmesinin önlenmesi yönünde ek tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik iş bu tedbir talebi bir anlamda maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran ve borçlu konkordato talep eden şirkete nazaran üçüncü kişi konumunda olanların maddi hukuktan doğan talep ve def-i haklarını etkileyen tedbirler olarak değerlendirilebilir. Lehtarın konkordato talep etmesi sonucu, garanti veren banka ile muhatap arasında kurulan bu sözleşme ilişkisine ihtiyati tedbir yolu ile müdahale edilmesi düşünülemez. Bu durum sözleşme özgürlüğü ilkesine ve mülkiyet hakkına aykırılık teşkil eder. Tedbir kararı, garanti ilişkisine müdahale anlamı taşır ve muhatabın bankaya karşı alacak hakkını ileri sürmesi ve bankanında borcunu ifa edemez hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu sebeple, konkordato talep eden borçluya göre üçüncü kişi konumunda olan alacaklı – muhtap ile garantör banka arasında oluşan sözleşemeye tedbir yolu ile müdahale edilmesi hukuka uygun değildir. Kural konkordato talebinde, gerek geçici mühlet ve gerekse kesin mühlet süresi içerisinde, üçüncü kişilerin sahip oldukları hakları ve yüklendiği borçları etkileyeceğinden bu konuda tedbir kararı verilemeyeceğinden konkordato talep eden vekilinin bu yöndeki tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; talep dilekçesinde belirtmiş olduğu hususları tekrar ederek, kira sözleşmesinin tarafı olan bazı alacaklıların sırf konkordato ilan edilmesi nedeniyle teminat mektuplarını nakde çevirmeye başladıklarını, mahkeme tarafından görüşü alınan komiser heyeti tedbir konulması gerektiğini değerlendirmiş olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından yeterli inceleme yapılmaksızın talebin reddedildiğini, mahkemenin tedbir kararının üçüncü kişi olan alacaklı ile garantör banka arasında oluşan sözleşmeye müdahale anlamı taşıyacağı gerekçesinin konkordatonun amacına ve alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacak uygulama yapılmaması ilkesine aykırılık oluşturduğunu beyan ederek, kararın kaldırılmasını ve 31/05/2021 ve 01/06/2021 tarihli geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararlarına ek olarak; “davacıların borçlusu bulunduğu ve -sadece kira sözleşmelerinin teminatı kapsamında verilmiş olan teminat mektuplarının- 31/05/2021 geçici mühlet kararı itibariyle paraya çevrilmemesi” yönünde ek tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, geçici mühlet ve kesin mühlet verilerek nihayetinde konkordatonun tasdikine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 31/05/2021 tarihli ara karar ile 3 ay süreli geçici mühlet kararı verilmiş, İİK’nun 287 ve 297.maddeleri uyarınca tedbirlere hükmedilmiştir. Davacı vekili tarafından, banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin durdurulması yönünde de tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece talebin reddedilmesi üzerine, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Teminat mektubu ilişkisi, üçlü bir borç ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Banka teminat mektupları ile garanti veren banka, garanti alan muhataba karşı, lehine garanti verilenin fiilini taahhüt etmektedir. Bu nedenle öncelikle taraflar arasında temel bir ilişki mevcuttur ve bu temel ilişkinin alacaklısının isteği üzerine borçlu, bankadan kendisinin ediminin taahhüt altına alınmasını talep eder. Bankanın teminat mektubu vermesi ile de üçlü ilişki meydana gelmiş olur. Bankalarca, muhataba hitaben düzenlenen teminat mektupları, herhangi bir mahkeme kararına veya borçlunun rızasına bağlı olmaksızın, borçlunun alacaklıya karşı üstlendiği edimi yerine getirmemesi halinde, belirli bir miktar paranın alacaklının talebi üzerine derhal ve gecikmeksizin ödeme taahhüdünü içeren bankalarca düzenlenen belgedir. Bankanın ödeme taahhüdü, taraflar arasındaki her türlü hukuki ilişkiden bağımsızdır. Somut dosyada; konkordato talep eden borçlu, borcunu ödeyememe riskine karşı alacaklısına, alacağını teminatlandırmak veya alacağına daha kolay kavuşmasını sağlamak amacıyla teminat mektubu vermiştir. Alacaklı, teminat mektubunun nakde çevrilmesi için bankaya müracaat ettiği takdirde; banka, teminat mektubu bedelini herhangi bir şart ileri sürmeksizin talep çerçevesinde nakde çevirmek zorundadır. Bu şekilde banka ile muhatap arasında, lehtardan (konkordato talep edenden) bağımsız bir sözleşme ilişkisi kurulduğu için lehtarın konkordato talep etmesi nedeniyle bu sözleşme ilişkisine ihtiyati tedbir yolu ile müdahale edilmez. Teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren engellenmemesi halinde alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacağı iddiası değerlendirildiğinde; yukarıda açıklandığı üzere teminat mektubu verilmesi ile banka ve muhatap arasında bağımsız bir sözleşme ilişkisi oluşacağından konkordato talep eden lehtar ve diğer alacaklılar bu ilişkinin tarafı olmadığından alacaklılar arasında eşitsizlik yaratılması gibi bir durumun oluşması ise mümkün değildir. Ayrıca teminat mektubunun nakde çevrilmesi halinde banka alacaklı konuma geleceğinden konkordato talep edenin alacak ve borç miktarında da bir değişiklik olmayacak, sadece alacaklı kişi değişecektir. Açıklanan nedenlerle; teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik talep, borçlunun mal varlığının muhafazası kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince verilen karar hukuka uygun olup davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı (konkordato talep eden) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ve davacı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının ve 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve artan gider avansının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/10/2021