Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1242 E. 2021/1274 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1242
KARAR NO: 2021/1274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/187
KARAR NO: 2021/633
DAVA TARİHİ: 17/03/2021
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
DAVA:Yargılamanın İadesi (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin davalı aleyhine İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/936 E. sayılı dosyasıyla açmış olduğu itirazın iptali davasında 09/04/2019 tarih ve 2017/936 E. 2019/401 K. sayılı kararı ile görevsizlik sebebiyle davanın reddine karar verildiğini, bu karar üzerine 12/04/2019 tarihli dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini ancak davalının süresi içinde istinaf yoluna başvurması nedeniyle dosyanın istinaf incelemesine gönderildiğini, İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesinin 16/07/2020 tarihli 2019/2648
E. 2020/1577 K. sayılı kararı ile miktar itibariyle karar kesin olduğundan istinaf isteminin reddine karar verildiğini Yerel mahkemenin daha sonra ek kararında “kararın 27/07/2020 tarihinde davacı Avukatı …’a, 27/07/2020 tarihinde davalı Avukatı …’a tebliğ edildiği, mahkememizce verilen görevsizlik kararının 16/07/2020 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren taraflarca dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi konusunda bir talebi bulunmadığı” gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini,Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesinin 15/12/2021 tarih ve 2021/221 E. 2021/219 K. sayılı ilamı ile “Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden reddine” karar verildiğini, İlk derece mahkemesince 09/04/2019 tarihinde kesin olarak karar verilmesi ve 12/04/2019 tarihinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talepli dilekçe sunulmasına rağmen bu dilekçe işleme alınmaksızın davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği için mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmediğini beyan ederek, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2019 tarih 2017/936 E. 2019/401 K. numaralı ilamının icrasının durdurulmasına ve yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü ile yeniden yargılama yapılarak haksız şekilde açılmamış sayılmasına karar verilen davanın talepleri doğrultusunda görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmesi için mevcut olması gereken sebeplerin HMK’nın 375. Maddesinde tahdidi olarak sayıldığını, davacının talebinin bu sebeplerden hiçbirini ihtiva etmediğini beyanla yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “…Davacı tarafın, mahkememizin 09/04/2019 tarih 2017/936 Esas 2019/401 Karar numaralı kararı ile görevsizlik kararı verildiğini, 12/04/2019 tarihli dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edildiğini, davalı tarafın söz konusu kararı istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 16/07/2020 tarih 2019/2648 Esas 2020/1577 Karar numaralı kararı ile istinaf kanun yolu başvurusunu miktar itibari ile kesin olması sebebiyle reddine karar verildiğini, mahkememizin ek karar ile görevsizlik kararının 16/07/2020 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşme tarihinden itibaren taraflarca dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talebi olmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bunun üzerine ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 15/02/2021 tarih 2021/221 Esas 2021/219 Karar numaralı kararı ile istinaf talebinin miktar itibari ile reddine karar verildiğini, istinaf mahkemesinin kararında davanın miktar itibari ile kararın verildiği tarih itibari ile kesin olduğunu belirttiğini, kararın 09/04/2019 tarihinde kesin olarak verildiğini, 12/04/2019 tarih dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edildiğini ancak dilekçenin işleme alınmaksızın davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini bu şekilde mahkemenin kanuna uygun teşekkül etmediğinden bahisle yargılamanın yenilenmesini talep ettiği görülmüştür. Somut olayda yargılamanın iadesi isteminin HMK.nun 375/a maddesinde düzenlenen “Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması” düzenlemesine dayandırıldığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 16/07/2020 tarih 2019/2648 Esas 2020/1577 Karar numaralı kararı ile istinaf kanun yolu başvurusunu miktar itibari ile kesin olması sebebiyle reddine karar verildikten sonra mahkememizin ek karar ile kesinleşme tarihinden itibaren taraflarca dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talebi olmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, mahkemenin teşekkülünde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı değerlendirilerek talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, Yerel mahkemece ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, 12/04/2019 tarihinde … iş emri numarası ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinin atlandığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilamında davanın miktarı itibari ile kesin olması sebebiyle kararın verildiği tarih itibariyle de kesin olduğunun belirtildiğini, bu durumda kararın verildiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulması gerektiğinden süresi içerisinde talepte bulunularak üzerilerine düşen tüm sorumluluk ve yükümlülüklerin yerine getirildiğini, kaldı ki bir an için talebin süresi içerisinde gönderilmediği düşünülse dahi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 21/04/1994 Tarih, 1993/1883 E. 1993/5265 K. sayılı ilamında ”Davacı, görevsizlik kararı kesinleşmeden; yani, HUMK’ nun 193/3 maddesindeki 10 günlük başvurma süresi henüz işlemeye başlamadan başvurusunu yapabilir. Bunu engelleyen kanuni bir hüküm yoktur. Bu başvuru üzerine davalı, davanın görevsizlik kararı veren mahkemede derdest olduğunu ilk itiraz olarak öne süremez. Çünkü, burada görevli mahkemeye başvurmak, yeni bir dava değil, görevsiz mahkemede açılmış olan davaya görevli mahkemece devam edilmesini isteme niteliğindedir. Öyle ise; görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra davaya görevli mahkemede devam edileceği kuşkusuzdur.” şeklinde belirtildiğini, Yerel Mahkeme’nin dikkatsizliği ve hatası sebebi ile haklarının zayi olmasını hiçbir hukuk sisteminin tasvip etmemesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasar nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan, görevsizlik kararı verilmesi neticesinde süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilen ve kesinleşen karara ilişkin yargılamanın iadesi talebidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi olağan üstü bir kanun yolu olup hukuki niteliği itibariyle yargılamanın iadesi istenen önceki davadan ayrı, bağımsız bir davadır. İBK 23/05/1956 gün ve 8/9 sayılı kararında da yargılamanın yenilenmesi talebinin müstakil bir dava olduğu, bu sebeple ayrı harca tabi olduğu ve mutlaka usulüne uygun duruşma daveti yapılmak suretiyle karara bağlanması gerektiği vurgulanmıştır. Yargılamanın iadesi talebi bir dava olarak açılıp görüldüğünden, dava hakkında Mahkemenin verdiği karara karşı süresi içinde diğer koşulların da bulunması halinde olağan kanun yollarına başvurulabilir (Pekcanıtez Usul, Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, Cilt III, S: 2346). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. maddesinde “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”, aynı yasanın “Parasal sınırların artırılması” üst başlığı ile Ek Madde 1’de, “(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükümleri yer almaktadır. Davacının yargılamanın iadesini talep ettiği İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2019 tarihli 2017/936 E. 2019/401 K. sayılı dosyasında dava değeri 3.775,16 TL olup, kararın kesin olduğu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 16/07/2020 tarihli 2019/2648 E. 2020/1577 K. sayılı kararında da ifade edilmiştir. Kesin kararlara ilişkin yargılamanın iadesi talebinin reddine veya kabulüne ilişkin kararlar da kesindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. Açıklanan yasal düzenlemeler gereğince, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 352/1.b maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 352/1.b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-İstinaf yargılaması için davacı tarafça yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/12/2021