Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1157 E. 2021/904 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1157
KARAR NO: 2021/904
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2020
NUMARASI: 2019/490 Esas (Derdest)
DAVA: İflasın Ertelenmesi
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/490 E. sayılı dosyasında 22/10/2020 tarihli kararına karşı müdahil … Bankası A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmesi üzerine Dairemizin 06/05/2021 tarihli kararı ile emsal mahiyette Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12/12/2019 tarihli 2019/3744 E. 2019/5131 K. sayılı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 31/10/2019 tarihli 2019/3493 E. 2019/8590 K. sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/09/2019 tarihli 2019/4524 E. 2019/8088 K. sayılı ilamları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6723 sayılı yasa ile değişik geçiçi 3. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlenme uyarınca Yargıtay denetiminden geçen dosyalar ile ilgili Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra nihai karar sayılmayan bir karar verilmiş olsa bile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilemeyeceği gerekçesiyle geri çevrilmesine karar verilmiş ise de Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17/06/2021 tarihli 2021/5051 E. 2021/2816 K. sayılı kararı ile talebin Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek dosyanın iade edilmesi sebebiyle Dairemizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir. İstinaf incelemesine konu dava iflas erteleme istemine ilişkin olup 05/07/2012 tarihinde açılmıştır. İstanbul (Kapatılan) 50. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli 2012/157 E. 2013/219 K. sayılı kararı ile iflas erteleme talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 30/05/2014 tarih 2014/332 E. 2014/4185 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma sonucu İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1190 E. sırasına kaydedilmiş, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1190 E. 2018/118 K. sayılı ve 08/02/2018 tarihli kararı ile davacı şirketin iflasına karar verilmiş, bu kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/1116 E. 2019/3288 K. sayılı ve 04/07/2019 tarihli ilamıyla karar düzeltme aşamasında “…mahkemece, konusunda uzman yeni oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan alınacak raporla, yukarıda açıklanan ilkeler çereçesinde davacı şirketin, son durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, borca batıklıktan çıkmış olduğunun tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi, borca batıklığın devam ettiğinin tespiti halinde ise; dosyada mevcut raporlar kapsamında iyileştirme projesinde yer almakla birlikte ortaklara ait gayrimenkullerin satılarak şirkete nakdi sermaye olarak konulmadığı, sermaye konulmadığı için inşaat eksikliklerinin giderilmediği, şirketin tek malvarlığı olan tesisin bu nedenle faaliyete geçirilmediği, hisse satışlarınında yapılmadığı nazara alınıp, karar tarihine kadar gerçekleşen değişikliklerde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur…” gerekçesiyle bozularak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/490 Esasına kaydedilmiştir. Mahkemenin 06/09/2019 tarihli duruşmasında bozma ilamına uyularak, “İİK’nın 179/a ve 179/b maddelerine göre daha önce mahkememizce verilen iflas erteleme tedbirlerinin devamına bu konuda celse arasında ek karar yazılmasına” ve aynı tarihli ara kararı ile; “…2-Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerden muhafaza tedbiri uygulaması ve rehinli malın satışının ihtiyati tedbir olarak durdurulmasına…” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı müdahil … Bankası AŞ vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, itirazın murafaalı olarak değerlendirilmesi için 06/02/2020 tarihinde yapılan duruşmada itiraz reddedilerek, 21/02/2020 tarihli gerekçeli karar oluşturulmuştur. Davacı vekilinin 28/01/2020 tarihli dilekçesi ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasında, davacı Şirkete ait ipotekli taşınmaz mallarla ilgili her türlü satışa hazırlık, kıymet takdiri, bilirkişi incelemesi ve bunlarla ilgili her türlü benzeri satış işlemlerinin tamamının durdurulmasına, bu konuda hiçbir işlem yapılmamasına, karar verilmesini talep etmesi üzerine, Mahkemenin 31/01/2020 tarihli ara kararı ile “Davacı şirketin ipotekli taşınmaz mallarının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Sayılı icra dosyasındaki her türlü satış işlemlerinin ve bütün satışa hazırlık işlemlerinin, İİK 150/d işlemlerinin, kıymet takdirinin, kıymet takdiri hazırlıklarının, bilirkişi atanmasının ve bilirkişi incelemesi ve bunlarla ilgili her türlü benzeri satış işleminin yapılamayacağının ve bu hususun daha önce verilen tedbir kapsamında kaldığının tespitine” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı müdahil … Bankası AŞ vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, 22/10/2020 tarihinde yapılan duruşmada itiraz reddedilerek, aynı tarihli gerekçeli karar oluşturulmuş ve “…31/01/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararımızda bahsi geçen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunan ait 2017/12-760 Esas 2019/838 karar nolu ilamda da dava konusunun İİK 179/b maddesine dayalı iflas erteleme davası olduğu ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca açıkça “İflas erteleme kararı gereğince rehinli malın satışı yapılamayacağından İİK 51. Maddesinin 2.fırkası uyarınca borçlu hakkında icra takip işlemi niteliğindeki satışa hazırlık işlemi de yapılamaz” denilmiş olup mahkememizce iflas erteleme tedbir kararları verildiğinden, söz konusu tedbirler nedeniyle de icra takip işlemi niteliğindeki satış işlemleri, satışa hazırlık işlemleri yapılamayacağı…” gerekçesiyle itiraz reddedilmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş. vekili tarafından bu karara karşı sunulan istinaf dilekçesinde; İİK 179/b maddesinde iflas erteleme tedbirleri ile yalnızca rehinli malların muhafazası ve satışının durdurabileceğinin ancak takiplere devam edilebileceğinin düzenlendiğini, rehinli malların kıymet takdir işlemleri ve rapor tebliği işlemlerinin rehnin paraya çevirilmesi yoluyla yapılacak takiplerin devamı niteliğinde olduğunu aksi takdirde takiplere devam edileceği hükmünün bir anlamı kalmadığını, iflas erteleme tedbirlerine dair hükümde dahi yalnızca rehinli malların satışının durdurulması mümkün iken henüz iflas erteleme kararı verilmeden önce çok daha ağır sonuçlar doğuracak şekilde kıymet takdir işlemlerinin durdurulmasına dair verilen ihtiyati tedbir kararının açıkça Yasaya aykırı olduğunu, itirazın reddine gerekçe olarak gösterilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının ihtiyati tedbirle ilgisiz bir konuda verildiğinden karara dayanak oluşturmayacağını, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2011/10192 E. 2011/27911K. sayılı kararında “İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde İİK’nun 150/b maddesine göre ipotekli taşınmaz kiracısına işleyecek kiraların icra dairesine ödenmesi için muhtıra gönderilmesi İİK’nun 159/1 madde kapsamında muhafaza tedbiri olmayıp ipotekli icra takibinin devamı niteliğinde ve bunun doğal sonucu olan bir işlemdir” açıklamasıyla icra takibinin devamı niteliğindeki işlemlerin yapılabileceğine karar verdiğini, İİK’nun 51. maddesinin 2.fıkrası bulunmamakta olup maddede ise iflas erteleme davası ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı gibi takip muamelesinin ancak icranın talik edilmiş olması veya konkordato için mühlet verilmesi hallerinde yapılamayacağının düzenlendiğini, davacı firmanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu takipleri talik edilmediğinden anılan hükmün uygulanmasının mümkün olmadığını, davacı firma hakkında verilen iflas kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesince şirketin borca batıklıktan çıkmış olması ihtimali gerekçesiyle bozulduğunu, borca batık olmama ihtimali dışındaki tüm karar düzeltme taleplerinin reddedilmiş olması nedeniyle, davacı firmanın borca batık olması halinde verilebilecek tek kararın iflas, borca batık olmama halinde verilecek kararın ise davanın reddi kararı olduğunu, şirket borca batık olmadığı iddiasında olduğundan iflasın ertelenmesine ilişkin ön koşulun ise gerçekleşmediğini bu nedenle tedbir kararı verilemeyeceğini, davacı firmanın süreç boyunca hiçbir iyileşme göstermediğini, Bankaya ipotekli taşınmazları üzerinde yer alan ve işletmeye açacağını iddia ettiği … Eğlence Projesinin ihtiyati tedbir kararı verildiği 27/08/2012 tarihinden bu yana işletmeye açamadığı gibi, tesisin hiçbir giderini ödeyemediğini, tesisin korunması için … firmasına yapılan aylık ödemelerin, sigorta primlerinin, aylık elekrik faturalarının ve zorunlu personele ödenen aylık ücretlerin Bankaca karşılandığını, ihtiyati tedbir kararının firmanın borçlarını artırmaktan başka bir sonuç doğurmadığını, davacı firmanın azami iflas erteleme süresinden daha uzun bir süre kadar ihtiyati tedbir korumasında olmasına rağmen, somut ve inandırıcı bir iyileştirme projesi uygulayamadığını, verilen tedbir kararının tüm alacaklıların, firmanın ve ülke ekonomisinin aleyhine olduğunu, tesis davacı firma tarafından işletilemediğini gibi Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararları nedeniyle de icraen satışı sonucu yeni malikler tarafından işletilmesine de engel olunduğunu beyan ederek, rehinli malların satışa hazırlık işlemlerinin ve kıymet takdir işlemlerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbirin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava; iflasın ertelenmesi davasıdır. İstinaf istemine konu karar ise, davacı şirket hakkında mahkemenin 31/01/2020 tarihinde verdiği ipotekli taşınmazların satışa hazırlık işlemlerinin ve kıymet takdir işlemlerinin durdurulmasına yönündeki ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İflasın ertelenmesinin temel amacı, borca batık halde bulunan bir işletmenin, tasfiye yoluyla sona ermesi yerine tüzel kişiliği ayakta tutularak, erteleme süresince şirket aktiflerinin korunması, çalıştırılması, pasiflerin azaltılması ve nihayetinde şirketin mali durumunun düzeltilmesi ile iflas sürecinden çıkmasının sağlanmasıdır. İflasın ertelenmesi talebinde bulunulması halinde, hem iflas erteleme talebinde bulunan şirketin hem de alacaklıların korunması amacıyla mahkemece şirkete kayyım atanarak gerekli olan tedbirlerin alınacağı İİK’nun 179/a maddesinde düzenlenmiştir.İİK’nun 179/a maddesinin 3.fıkrasında “Mahkeme ayrıca şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması ve faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli olan tedbirleri alır; 179/b maddesinin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri saklı kalmak ve toplam iflasın ertelenmesi süresinden sayılmak kaydıyla, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere şirket veya kooperatif aleyhine takip yapılmasını yasaklayabilir veya evvelce başlatılmış takipleri durdurabilir. Bu süre içinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.” hükmü gereğince iflas erteleme talebinden itibaren, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması ve faaliyetini iyileştirme projesine göre yürütebilmesinin sağlanması için mahkemece gerekli olan tedbirlerin alınacaktır. Bu kapsamda mahkemece İİK 179/b maddesinde yer alan tedbirlere de karar verilebilecektir.
İİK’nun 179/b maddesi; “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir…” şeklindedir. Bu hükümde alınabilecek tedbirler düzenlenirken aynı zamanda takip yasağına ilişkin istisna getirilmiştir. İstisnalardan biri, İİK’nun 206.maddesinin 1.sırasında yer alan işçi alacakları ve nafaka alacakları içindir. İflas erteleme süreci içerisinde bu takiplere devam edilebilir yada yeni takip başlatılabilir. Diğer istisna ise taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği veya başlamış olan takiplere devam edilebileceği yönündedir ancak bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamayacağı ve rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceği de özel olarak düzenlenmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, satışa hazırlık işlemlerinin iflas erteleme tedbirleri kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/07/2019 tarihli 2017/12-760 E. 2019/838 K. sayılı ilamda; “…İİK’nın 179/b maddesi iflas erteleme kararı ve sonuçlarını düzenlemektedir. Anılan maddenin 1. fıkrası erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılanlar da dahil olmak üzere tüm takiplerin durması, erteleme süresince hiçbir takip yapılmaması gerektiğini düzenlemektedir. Ancak aynı maddenin 2. fıkrasında “Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz ve ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbiri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hüküm ipotekli taşınmazın asıl borçluya veya ipotek veren üçüncü kişiye ait olup olmadığı konusunda bir ayrım yapmadan iflas erteleme kararı sonrasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplere devam edilebileceğini ancak satış yapılamayacağını öngörmektedir. İflas erteleme kararı gereğince rehinli malın satışı yapılamayacağından, İİK’nın 51. maddesinin 2. fıkrası uyarınca borçlu hakkında icra takip işlemi niteliğindeki satışa hazırlık işlemi yapılamaz. İflas ertelemenin temel amacının erteleme süresince şirket aktiflerinin korunması, çalıştırılması ve pasiflerin azaltılması olmasından yola çıkılarak ipotek verenin üçüncü kişi olması hâlinde satışın yapılacağı sonucuna varılamaz…” denilmiştir. İİK’nun 51/2 maddesi; “Bir borçlu hakkında Kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.” şeklindedir. İcra takip işlemleri; icra organları tarafından, takibin alacaklı yararına ilerletilmesi suretiyle alacaklıyı borçlunun malvarlığından alacağını almaya yaklaştıran, cebri icranın alacaklı yararına ilerlemesi amacına yönelmiş işlemlerdir. İşlemin icra organınca gerçekleştirilmesi, borçluya karşı yapılmış olması ve cebri icra prosedürünü ilerletici niteliğe sahip olması icra takip işlemlerinin temel unsurlarıdır. İİK 150/d maddesinde yer alan taşınmazın satışına ilişkin hazırlık işlemleri, bilirkişi atanması, bilirkişi incelemesi yaptırılması, kıymet takdir raporu alınması gibi işlemler satışa hazırlık mahiyetinde icra takip işlemleridir. Müdahil vekili tarafından, mahkemece verilen iflas kararının sadece şirketin borca batık olup olmadığının tespiti noktasında bozulduğu, sair temyiz taleplerinin reddine karar verildiği, bu nedenle mahkemece yapılacak yargılama neticesinde borca batıklıktan çıkmış olduğunun tespiti halinde davanın reddine, borca batıklığın devam ettiğinin tespiti halinde ise şirketin iflasına karar verileceği, her iki durumda da mevcut tedbirlerin dayanağı olmadığı ifade edilmiş ise de, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/1116 E. 2019/3288 K. sayılı ve 04/07/2019 tarihli ilamında gerekli incelemelerin yapılarak “karar tarihine kadar gerçekleşen değişikliklerinde değerlendirilmesi” gerektiği belirtilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulması sonucunda, şirket hakkında iflas erteleme dava süreci devam ettiğinden, mahkemece İİK’nun 179/a maddesinde yer alan yasal düzenleme uyarınca İİK 179/b.2 maddesinde yer alan tedbire hükmedilmiş ve satışa hazırlık işlemlerinin de tedbir kapsamında olduğu yönünde karar vermiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/07/2019 tarihli 2017/12-760 E. 2019/838 K. sayılı ilamında erteleme kararında rehinli malın satışı yapılamayacağı için icra takip işlemi niteliğindeki satışa hazırlık işlemlerinin de yapılamayacağı açıkça ifade edildiğinden, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca müdahil … Bankası A.Ş. vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Müdahil … Bankası A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Müdahil tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın müdahilden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin Müdahil … Bankası A.Ş. üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/09/2021