Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1150 E. 2021/1413 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1150
KARAR NO: 2021/1413
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/235 Esas
KARAR NO: 2021/206
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin, müflis şirketten abonelikten kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacak talebinin iflas masasınca reddedildiğinden 5.531,65 TL olan alacaklarının hatların iptal tarihinden ödeme tarihine kadar hesaplanacak %25 ve değişebilir oranlarda avans faizi ile birlikte iflas masasına kayıt ve kabulü ile müvekkili şirketin iflas idaresi alacaklılar toplantısına katılmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; söz konusu davacı alacağın tamamının yargılamayı gerektirmesi nedeni ile tamamının reddedildiğini ayrıca kayıt kabul davalarının sadece alacağın kaydı istemine yönelik olup belirli bir miktarın ödenmesine yönelik olmadığından bu davalarda vekalet ücreti ve harçların maktu olarak belirlendiğini ve nispi vekalet ücretine hükmedilmediğini, alacak miktarının hesaplanmasında ise İİK’nın 195. ve 196. maddelerinin dikkate alındığını beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ” 20/11/2020 tarihli celsede davacı vekilinin gelmediği ve mazarette bildirmediği anlaşılmakla HMK’ nun 150. maddesi gereğince davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalı vekili mazeret dilekçesi sunmuş ise de davanın devam etmesi aleyhine olan davalının, davacının duruşmaya katılıp katılmayacağını bilmeksizin sadece kendi mazereti nedeniyle yeni duruşma günü ve yapılan işlemlerden haberdar olmak amacıyla verdiği dilekçe Mahkememizce davalının davayı takip iradesi taşıdığı yönünde yorumlanmadığı, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/12/2019 tarih ve 2017/13- 676 Esas 2019/1415 Karar sayılı ilamı). 6100 sayılı HMK’ nun 150. maddesinin 5. fıkrasında davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek esas kaydının kapatılacağı düzenlenmiş olup buna göre yasal 3 aylık süre içinde yenilenmemesi nedeniyle ” davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; usulüne uygun davetiye ile duruşma günü kendilerine bildirilmediğini, tarafınca elden verilen mazeret dilekçesi UYAP kaydına alınmadığını, söz konusu UYAP’ tan öğrenme talebine ilişkin de bir tebligat tarafına gönderilmediğini, kaldı ki davalının huzurdaki davayı takip edip etmeyeceğine ilişkin açık beyanı alınmadan taraflarca takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin verilen kararın usul ekonomisine aykırı düştüğünü ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava İİK’nun 235 maddesi gereğince açılan kayıt kabul istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının, davacı tarafından istinaf edilen kısmı, dava değeri olan 5.531,65 TL olduğu, HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca reddedilen miktar bakımından karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 5.880,00 TL olduğundan davacının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu durumda, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde iadesine, 3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 352/1-b bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.29/12/2021