Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1074 E. 2021/1289 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1074
KARAR NO: 2021/1289
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/1 Esas
KARAR NO: 2021/165
KARAR TARİHİ: 26/02/2021
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı …’nın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğu, …’nın aynı zamanda davalı şirket nezdinde de sigortalı olduğu, sigortalının 21/10/2015 tarihinde safra kesesinde tespit edilen taş nedeniyle ameliyat olduğu, 28.157,93 TL tutarındaki tedavi masrafının müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılandığı, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12. Maddesi gereğince; tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olması halinde, tedavi masraflarının poliçelerdeki teminat oranlarına göre sigortacılar arasında paylaşılması gerektiği, TTK 1466 maddesi ikinci fıkrası gereğince, ödemede bulunan sigortacı müvekkilinin aynı sigortalıyı sigortalayan … Sigortaya rücu hakkının bulunduğu, bu sebeple İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibi yapıldığı, ancak yapılan icra takibinden sonuç alınamadığı, bunun üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği, ancak bu yoldan da bir sonuç alınamadığını belirterek, 16.237,67 TL’nin 14/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ederek görevsizlik itirazında bulunmuş ve icra takibinin derdest olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini savunmuş, esasa ilişkin olarak da; davaya konu hastalığın dava dışı sigortalı ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş olan bireysel sağlık sigortası poliçesi kapsamında bulunmadığını, dava dışı sigortalının kazanılmış bir hakkı olmadığını, talep edilen alacak miktarının dav dışı sigortalının müvekkili şirket nezdindeki bireysel sağlık sigorta poliçesinin limit sınırının aştığını, sigortalının bireysel sağlık sigortasının koasüranslı nitelikte olduğunu, özel şartlar ile teminat kapsamı dışında bırakılmış halden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen yargılamada mahkemece, ” dosya davacısı sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, Borçlar Kanunu 61 ve 62. Maddeleri yönünden müteselsil sorumluluğa istinaden davalıdan talepte bulunmuş olup, aralarında doğrudan 6102 sayılı yasanını 4. Maddesinde tanımlanan şekilde bir ticari ilişkinin bulunmadığı, 6098 sayılı TBK’nun 62.maddesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ilgili hükümleri uyarınca dava dışı sigortalı gerçek kişi ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişki bir tüketici işlemi olduğundan, görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğu ” gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, davanın TTK 4. Maddesinde yer alan mutlak ticari davalardan olduğunu, zira davaya konu alacak her iki tarafı tacir olan alacağı ilişkin olduğunu, bu nedenle görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, müşterek sigorta kapsamında ödenen tedavi gideri bedelinin %50lik kısmının, TTK 1466 maddesi ve Sağlık Sigortası Genel Şartları uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK ‘nın 1466. maddesinde müşterek sigorta düzenlenmiştir. Maddede, bir menfaatin birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsinin ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılacağı, bu takdirde sigortacılardan herbirinin sigorta bedellerinin toplamına göre sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olacağı, sözleşmelere göre sigortacıların müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalının uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her birinin yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olduğu, bu halde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkının, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda olduğu bedeller oranında olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkette … Sağlık Sigortası kapsamında bulunan sigortalı …’ın 21/10/2015 tarihinde safra kesesinde tespit edilen taş nedeniyle hastanedeki tedavisine ilişkin 28.157,93 TL TL tutarındaki tedavi masrafının davacı sigorta şirketince ödendiğini, sigortalı …’ın aynı zamanda bireysel sağlık sigortası kapsamında davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12. maddesinin “tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olunması halinde bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılır” düzenlemesi gereği, poliçe limiti uyarınca ödenen tutarın %50’lik kısmından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. O halde davacı, dava dışı sigortalının halefi kapsamında değil müşterek sigortayı düzenleyen TTK’ nın 1466. maddesi kapsamında tazminat isteminde bulunduğuna göre uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve hukuka aykırı görülmüştür Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, hukuki ilişkinin tespitinde yanılgıya düşülerek, Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/1 Esas, 2021/165 Karar, 26/02/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yargalama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.c bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/12/2021