Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1052 E. 2022/77 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1052
KARAR NO: 2022/77
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/586
KARAR NO: 2021/390
DAVA TARİHİ: 11/10/2019
KARAR TARİHİ: 31/05/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Mah. … Cad. … Sok. No:… Bayrampaşa/ İstanbul adresinde, … Ticaret Sicil no.su ile İstanbul Ticaret Odası’na bağlı olarak faaliyet gösteren, her nevi tekstil ve tekstilden mamul iç ve dış giyim eşyalarının hammadde ve yardımcı madde temin edip üretmek, alım satım ithalat ve ihracatını yapmak ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işleri yapmak amacıyla kurulu bir şirket olduğunu, müvekkil şirketin 5.000 m2 kapalı alanda kurulu üretim tesisinde 137 çalışanı ile faaliyetine devam ettiğini, 2005-2011 yılları arası Laleli Rusya pazarından gelen talebe cevap verebilmek için gerek üretim tesisi olarak, gerekse personel anlamında hızla büyüdüğünü, 2011 yılı sonlarında pazardaki daralma dikkate alınarak ihracat yapmaya karar verildiğini, müvekkilinin, katıldığı fuarlar, dış ticaret konusunda alınan danışmanlıklar ve yapılan yatırımlar sonunda İngiltere, Almanya, İspanya, Amerika, Fransa, İsveç vb. ülkelerin önemli markalarına ihracat yapılmaya başlandığını, halen bu ülkelere ihracatı devam ettiğini, iç piyasada ise defacto, zara, mango markalarının önemli tedarikçisi durumunda olduğunu, 2012 yılından 2018 yılına kadar geçen süreçte işletme olarak büyüyen ve gelişen bir trend izlediğini, müşterilerine kaliteli hizmet verebilmek adına finansal kiralama yolu ile son teknoloji makineler alındığını, üretim kapasitesinin artırıldığını, örme, yıkama, konfeksiyon, ütü paket bölümleri kurulduğunu, müvekkilinin halen entegre bir tesis olarak faaliyetine devam ettiğini, şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle konkordatoya başvurduklarını, ön projenin vade ve tenzilat konkordatosu teklifini içerdiğini, şirketin 4 yılda 3’er aylık dönemler halinde borçlarını ödeneceğini beyan ederek geçici mühlet, kesin mühlet verilmesini, tedbirlere hükmedilmesini ve nihayetinde konkordatonun tasdik edilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Tasdik aşamasında; komiser heyetinin tasdike ilişkin raporunu sunması ile tasdik yargılaması süreci başlamış olmaktadır. Konkordatonun tasdiki yargılamasını, geçici veya kesin mühlet kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesi, konkordato şartlarını içerik olarak incelemek suretiyle konkordato talebinin tasdikine veya reddine karar verir. Bu aşamada mahkemenin yapacağı iş dosyanın kendisine tevdinden önce yapılması gereken işlerin kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetlemek ve İİK. m. 305’te öngörülen konkordato tasdik şartlarının mevcut olup olmadığını tespit etmektir. (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2. Bası, Ankara: Seçkin, 2018, s. 195; Öztek/Budak/Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato, s.355) Bu şartlar kapsamında; teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek miktardan fazla olması (m. 305/a), teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (m. 305/b), teklif edilen tutarın m. 302’deki çoğunlukla kabul edilmiş olması (m. 305/c) İİK. m. 206 birinci sıra imtiyazlı alacakların ve komiserin izni ile akdedilmiş borçların kural olarak ödenmiş olması veya teminata bağlanmış olması (m. 305/d), yargılama harç ve giderlerinin depo edilmiş olması (m. 305/e) ve kanunda açıkça yazılı olmasa da konkordato teklifinin dürüstlük kuralına uygun olması gerekir. Konkordatonun tasdiki için m. 305’te öngörülen şartlar kamu düzenine ilişkin olup bu şartların tamamının sağlanması gerekir. Mahkeme her ne kadar komiserin raporu ile bağlı değil ise de konkordatonun tasdiki veya reddi hakkında bir karar verirken komiserin beyanlarını ve kanaatini dikkate alması gerektiğinden eksiklik veya çelişki varsa mahkemenin eksiklik ve çelişkileri tasdik duruşmasından önce gidermesi gerekir. Bu nedenle mahkemenin lüzumu halinde komiserden ek rapor alması ve bilirkişi incelemesi yaptırması mümkündür. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını da isteyebilir.(m. 305/son)(Kuru, İcra ve İflas Ders,s.510) Mahkeme, duruşmada komiseri ve itiraz eden alacaklıları dinler. (Kuru, İcra ve İflas El Kitabı,s.1489; Uyar, Yeni Konkordato, s.120) Ancak alacaklı sayısı çok ve dinlenmeleri uzun sürecek ise alacaklıların yazılı itirazları ile yetinebilir.(Uyar, Yeni Konkordato, s. 120) Mahkeme, komiseri, alacaklıları ve borçluyu dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde konkordato hakkındaki kararını verir.(m.304/1-c.2) (Kuru, İcra ve İflas Ders,s. 509; Pekcanıtez/Erdönmez, Konkordato, s. 117) Mahkeme kararını kesin mühlet içinde vermek zorundadır.(Öztek/Budak/Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato, s. 355 ve 358) Konkordato komiser heyetince, İİK. 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısının yapıldığı, toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresinin geçmesinden sonra yine yasa gereği en geç 7 günlük süre içinde nihai raporun dosyaya ibraz edildiği, Konkordato Komiserinin iltihak süresi sonunda sunduğu 27/04/2021 tarihli nihai gerekçeli raporda özetle; borçlu şirketin kaydi ve rayiç bilançosunun çıkarıldığı, kaydi bilanço değerleri üzerinden (-) 3.765.996,49 TL borca batık olduğu, rayiç bilanço değerleri üzerinden (-) 36.909.356,17 TL tutarında borca batık olduğu, rehinli alacaklılarla müzakereler neticesinde borçlunun anlaşma teklifi İİK.m.308/h’de öngörülen çoğunluk ile kabul edilmediği, adi alacaklılar toplantısı neticesinde borçlunun konkordato teklifinin, İİK m.302’de öngörülen nisap ile kabul edilmediği, bu nedenle borçlunun konkordato talebinin İİK m.308 uyarınca reddi gerektiği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkememizin 02/02/2021 tarihli konkordato tasdik duruşması tensip tutanağı ile İİK. 304/1 maddesi yollamasıyla İİK. 288. maddesi uyarınca duruşma gününün ilan edilerek konkordato komiserleri adına duruşma gününün bildirir davetiye tebliğ edildiği ve 31/05/2021 tarihli duruşmada tasdik yargılamasına başlanılmıştır. Konkordato komiser heyeti nihai raporu ve tasdik koşulları ile ilgili mahkememizce yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacı şirket bakımından tasdik şartlarının sağlanamadığı anlaşılmış, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporlardan da davacı şirketin borca batık durumda olduğu anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308. maddesinde, konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlığı ile konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemenin konkordato talebinin reddine karar vereceği ve bu kararın 288’ci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirileceği, borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkemenin borçlunun iflasına karar vereceği belirtilmiştir. Komiser heyeti görüşü ve bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davacı şirketin borca batık durumda olduğu, tasdik yargılaması için kesin mühletin uzatılmasını gerektiren bir durumun mevcut olmadığı, İİK 308. maddesi gereği iflas kararı verilebilmesi için doğrudan iflas sebeplerinden birinin mevcut olmasının yeterli olduğu ve davacı şirketin borca batık durumda olduğu, davacının revize projesinin ulaşılabilir hedefleri içermediği ve revize projenin uygulanabilir nitelikte olmadığı…” gerekçesiyle, “1-a)Davacının konkordatonun tasdiki talebinin REDDİNE, Davacı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) yararına mahkememizce 15/10/2019 tarihi saat 13:30’dan başlamak üzere verilen 3 aylık geçici mühletin, 07/01/2020 tarihi saat 13:30’dan itibaren 2 ay uzatılmasına ilişkin geçici mühletin, 04/03/2021 tarihinden itibaren verilen kesin mühletin ve tüm tedbirlerin 31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle tümden kaldırılmasına,… b)Davacı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) İFLASINA, 31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle, … LİMİTED ŞİRKETİ’nin iflasın açılmasına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; komiser heyetince covid-19 salgınının ve salgın sürecinin davacı firma yönünden etkilerinin göz ardı edildiğini, komiser heyetinin rapor tanzim ederken covid-19 salgınını mücbir sebep yönünden ele almadığını, davacı firma bakımından işlerini eski günlerine nazaran neredeyse durma noktasına getiren salgın halinin beklenmedik, öngörülemez bir mücbir sebep olmakla davacı firmanın bu hadiselerde herhangi bir kusuru ve iradi bir davranışının bulunmadığını, salgın sebebiyle tekstil sektöründe ekonomik anlamda çok fazla daralma meydana gelmiş olup bunun akabinde de proje kapsamında hedeflenen satış ve kar tablosuna ulaşılamadığını, davacı firmanın kar payının %80’ini yurt dışına ihraç ettiği ürünler oluşturmakta iken konkordato ile birlikte yaşadığı ekonomik sıkıntılardan dolayı küçülmeye gitmek zorunda kaldığını, zamanla personel azaltmaya başladığını, bir yandan üretimine elinde kalan personeller ile devam etme gayreti gösterirken, diğer yandan iş akdi sona eren çalışanların tazminat ödemelerini de aksatmaksızın yerine getirdiğini, olaylar silsilesinin ilk yapı taşının covid-19 salgını olup bu salgında müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, davacı firmaya mühlet kararı verildikten birkaç ay sonra covid-19 salgınının tüm dünyayı etkisi altına alması nedeniyle tüm çabalara rağmen mühletten beklenen sonuçlara ulaşılamadığını, Yerel Mahkemece davacı firmanın iflasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek öncelikle kararın icrasının geri bırakılması ile yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, davacı şirket tarafından teklif edilen konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Talep, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordato yapılış biçimine göre tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. İmtiyazsız alacaklıların, kanunda öngörülen usule göre borçludan olan alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat etmeleri tenzilat konkordatosu, alacaklıların alacaklarından feragat etmeksizin, borçların vadesinin yeniden düzenlenmesi suretiyle daha sonraki bir tarihe ertelenmesi veya ödemenin taksitlere bağlanması vade konkordatosu, hem borçtan indirim yapılması hem de vadeye bağlanması ise karma konkordatodur. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154.maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirketler iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu Bayrampaşa/İstanbul adresindeki asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi, 114/1.f bendi, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından ilgili kayıt ve belgeler sunularak geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki talebiyle başvurulması üzerine, mahkemece 15/10/2019 tarihinde verilen 3 aylık geçici mühlet kararı ile birlikte konkordato geçici komiseri olarak Av. …, YMM … ve Finans Uzmanı Prof.Dr. … atanmıştır. Mahkemece 07/01/2020 tarihinde ise bu tarihten itibaren 2 ay süre ile geçici mühletin uzatılmasına karar verilmiştir. Geçici konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 03/03/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirket ortakları ön projede belirtildiği üzere şirketin nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2019 yılında sermaye artışı yapmadığı ve ön projedeki taahhüdünü gerçekleştirmediği ancak 2020 yılında sermaye artışı gerçekleştirdiği, davacı şirketin kaydi değerlere göre hesaplanan bilançolarına bakıldığında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosuna bakıldığında borca batık durumda olduğu, net satışlar açısından değerlendirildiğinde hedeflenenin altında bir satış yapılmasının heyetçe ön projeye göre başarısız ve uyumsuz bir durum olarak değerlendirildiği, alınan siparişler, şirketin karlılık (zarar) performansının oldukça kötü olduğu dikkate alındığında, söz konusu siparişlerin şirkete ciddi bir finansman sağlamasının gerçekçi görünmediği, şirketin 2019 yılında 8.294.992,44 TL zarar etmesi, şirketin devamlılığı ve projenin başarıya ulaşılabilirliği açısından çok ciddi olumsuz bir gelişme olarak görüldüğü, şirket 31/01/2020 tarihi itibariyle hedeflediği satış tutarın altında satış gerçekleştirmesine rağmen hedeflediği vergi sonrası kara (35.803,95 TL) ulaşmış göründüğü, hedeflenen vergi sonrası kara ulaşılmış olması şirket için nispeten olunlu bir gelişme olarak görülse de 31/12/2019 tarihi itibariyle geçmis yıl zararları dahil toplamda 12.342.578,98 TL zarar olduğu dikkate alındığında, elde edilen karın firmayı artıya çıkarmak için çok yetersiz kalacağı, şirketin 31/08/2019-31/12/2020 tarihli brüt satış karı, faaliyet karı ve dönem karı negatif olduğundan tüm karlılık oranlarının da negatif sonuç verdiği, şirketin yeniden hesaplanan ödeme tablosunda elindeki kaynaklarla (26.721.237,40) ödenmesi planlanan borçların (36.149.446,03) ödenemeyeceği, yaklaşık 9,5 milyon TL kadar daha borcun kalacağı, bu durumun davacı şirketin ön projesindeki ödeme tablosunun başarıya ulaşabileceğinin gerçekçi olmadığını gösterdiği, davacı şirket vekilinin beyanında olumlu oy kullanacak alacaklıların alacak tutarı toplam 22.844.482,77 TL belirtildiği, komiser heyeti olarak oranın 22.844.482,77 / 48.199.261,37 = %47,4 olarak hesaplandığı, dolayısıyla davacı şirket vekilinin beyanında olduğu gibi olumlu oy kullanacakların oranının %72.6 gerçeği yansıtmadığı, oranın komiser heyetince %47,4 olarak hesaplandığı, nitekim rehinli alacakların teminatsız kalan bakiye alacakları bu hesaba dahil edilmediği, dahil edilmesi halinde bu oranın daha da düşeceğinin heyetçe öngörüldüğü, alacaklıların konkordato sürecine ilişkin söz konusu beyan yazıları olumlu olmakla birlikte bu durum alacaklıların nihai kararlarını yansıtmadığı, özkaynağın negatif olması durumu dikkate alındığında, bu durum firmanın finansal bağımsızlığının olmadığını gösterdiği gibi işletme için ciddi bir risk unsuru oluşturduğu, şirketin likidite oranları incelendiğinde cari oranın ve nakit oranın genel kabul görmüş ortalamaların çok altında olduğu, likidite oranlarının düşük olması firmanın finansal durumuna çok temkinli yaklaşılması gerektiğini gösterdiği, yukarıdaki olumsuz gelişmeler dikkate alındığında; 15/10/2019 tarihli geçici mühlet kararından itibaren geçen 5 aylık sürecin sonucunda sürecin devamı için davacının konkordato talebi ile amaçladığı iyileşmenin mali sonuçların oldukça kötü olması, ön projedeki bazı taahhütlerin gerçekleşmemesi, ön projedeki kaynak/borç ödeme tablosunun gerçekçi olmadığı gibi nedenlerle davacının konkordato talebi ile amaçladığı iyileşmenin gerçekleşmesinin gerçekçi olmadığı ve tüm bu olumsuz gelişmeler sebebiyle konkordatonun başarıya ulaşmasının ihtimal dahilinde olamayacağı yönünde görüş ve kanaatlerini belirtmişlerdir. Mahkemece 04/03/2020 tarihinde yapılan duruşmada komiser …’ın, davacı vekilinin hazır olan alacaklıların beyanları alınarak 04/03/2020 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmiştir. Davacı şirketin 22/03/2021 tarihli revize projesinde; COVİD 19-pandemi sürecinin sektöre olumsuz yansımaları nedeniyle ön projeyi revize etme gerekliliği doğduğunu, Şirketin konkordato kaynaklarının; Hazır Değerler 44.696,49 TL (Şirketin aktifinde yer alan kasa, banka bakiyeleri), Ticari Alacaklar 6.000.000,00 TL (Şirketin aktifinde yer alan halen ticari ilişkinin devam ettiği tahsil kabiliyeti olan c/h vadeli çek-senet alacakları), Stoklar 12.000.000,00 TL (Şirketin aktifinde yer alan fiili stoklar ve verilen sipariş avansları), Diğer dönen varlıklar 827.466.25 TL, Sermaye artışı 3.020.000,00 TL (2022 yılı sonuna kadar ödenmesi öngörüldüğü ve şirket ortağına ait şirketin banka borcuna ipotekli g.menkul satışından elde edilecek tutarın sermayeye ilave edileceği), Şirket aktifinde kayıtlı ihtiyaç fazlası makinelerin satışından elde edilecek 3.000.000,00 TL (Fason üretim yaptırıldığından örme makinelerinin 30-35 adedi satılarak leasing borçlarına karşılık ödeme yapılacağı), Şirket aktifinde kayıtlı ihtiyaç fazlası taşıt satışından elde edilecek 889.200,00 TL (Rayicinde satılarak konkordatoya tabi borçların ödenmesinde kullanılacağı), Şirket aktifinde kayıtlı dairenin satışından elde edilecek 1.100.000,00 TL (Rayicinde satılarak … Bankası kredi borcunun ödemesi yapılacağı), Faaliyet sonucu elde edilecek kar (6 yıl) 15.266.334,60 TL olmak üzere toplam 42.147.697,34 TL olduğu, Konkordatoya tabi borçlar 39.078.584,98 TL ise de % 50 iskonto ile 19.539.292,49 TL olacağı, rehinli borçlar 17.292.054,75 TL, imtiyazlı borçlar 1.067.723,45 TL olmak üzere borçlar toplamının 37.899.070,69 TL olacağı, Bu durumda kaynaklar toplamı 42.147.697,34 TL’den, borçlar toplamı 37.899.070,69 TL’nin düşümü ile kalan miktarın 4.248.626,65 TL olduğu, 2021 yılında 19.200.000,00 TL, 2022 yılında 30.000.000,00 TL, 2023 yılında 36.500.000,00 TL, 2024 yılında 40.475.000.00 TL, 2025 yılında 45.000.000.00 TL, 2026 yılında 48.000.000 00 TL net satış, 2021 yılında 550.000,00TL, 2022 yılında 1.630.000,00 TL, 2023 yılında 2.950.000,00 TL, 2024 yılında 3.265.000,00 TL, 2025 yılında 3.333.334,50 TL, 2026 yılında 3.688.000,00 TL net kar öngörüldüğü, Konkordatonun tasdik edilmesi halinde; konkordatoya tabi borçların 1 yıl ödemesiz 4 yılda ve %50 iskonto yapmak kaydı ile %50’sini her yılın Mart, Haziran, Eylül, Aralık aylarında eşit taksitler halinde faizsiz, hiçbir icra takip fer’isi ve çek tazminatı ödemeksizin (yapılan ödeme oranında keşide edilen karşılıksız çeklerin iade edilmesi kaydı ile) ödenmesinin teklif edildiği, ayrıca rehinli borçların ise İİK 308/h maddesi uyarınca kesin mühlet içerisinde müzakere edilerek 1 yıl ödemesiz 48 ay vade ile yapılandırılarak ödenmesinin planlandığı bildirilmiştir. Konkordato komiser heyetinin 05/04/2021 tarihli ara raporunda özetle; davacı şirketin kaydi değerlere göre hesaplanan bilançolarına bakıldığında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosuna bakıldığında borca batık durumda olduğu, şirketin 29/03/2021 tarihli SGK Borç Sorgulamalarında Sosyal Güvenlik Kurumuna kesinleşmiş 558.823,81 TL sosyal güvenlik prim borcu bulunduğu, şirketin tasdik edilen 29/03/2021 tarihli dilekçesinde 224.125,66 TL vergi borcu olduğu, şirket 28/02/2021 tarihi itibariyle hedeflediği satış tutarının üzerinde satış gerçekleştirdiği ancak hedeflediği kara ulaşamadığı, şirketin ağırlıklı olarak COVİD-19 pandemi sürecinde faaliyetini durdurması nedeniyle 2020 yılı sonunda satışlarında belirgin bir düşüş meydana gelmiş olup, satışları 16.025.536,53 TL olarak gerçekleştiği, şirketin 31/12/2019 döneminde 12 aylık süreçte 49.248.901,43 TL satışlarının olduğu göz önüne alındığında, 2020 yılı sonunda firmanın faaliyet sonuçlarının çok olumsuz olarak değerlendirildiği, özkaynağın negatif olması durumu dikkate alındığında, bu durum firmanın finansal bağımsızlığının olmadığını gösterdiği gibi işletme için ciddi bir risk unsuru oluşturduğu, şirketin likidite oranları incelendiğinde cari oranın ve nakit oranın genel kabul görmüş ortalamaların çok altında olduğu, likidite oranlarının düşük olmasının firmanın finansal durumuna çok temkinli yaklaşılması gerektiğini gösterdiği, şirket ortaklarının nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2019 yılında 1.5 milyon TL, 2020 yılında 1.5 milyon TL, 2021 yılında 2 milyon TL ödemek üzere toplam 5 milyon TL sermaye artışı yapmayı taahhüt ettikleri, davacı şirket ortaklarının şirketin nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2019 yılında yapmayı taahhüt ettiği sermaye artışını 2020 yılında gerçekleştirdikleri, 2020 yılı için yapmayı taahhüt ettikleri 1,5 miyon TL sermaye artışının rapor tarihi itibariyle yalnız 479.273 TL’sinin gerçekleştirildiği, şirket Türk Ticaret Kanununun 376. maddesi gereği borca batık olduğu için sermayenin yeni şekli ile 19.885.425,00 TL olması gerektiği, ödenmiş sermaye artışı işlemi yetersiz olduğu için taahhüt edilen sermaye artışı gerçekleşmemiş olup, şirket ortaklarınca söz konusu nakit girişlerinin özkaynak kalemlerinde sermaye yedeklerine aktarıldığı, COVİD-19 salgını hasebiyle şirketin faaliyetlerini durdurduğu ancak Eylül ayı itibariyle çalışmaya başlayacağını heyete bildirdiği ve faaliyete tekrar başladığı, alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet ilanı 14/09/2020 tarihinde Basın-İlan Kurumunun Resmi ilan Portalında, 16/09/2020 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, alacaklılar tarafından ilanlar kapsamında heyetçe yapılan alacak beyanlarının tamamlandığı, alacaklılar toplantısının 16/04/2021 tarihinde yapılmasına karar verildiği ve ilanların yapıldığı, 23/03/2021 tarihli revize projede yer alan konkordato kaynaklarının borçları ödeyebilmek için yeterli olamayacağının değerlendirildiği, işbu raporda açıklanan hususlar çerçevesinde konkordato sürecinin başarıya ulaşabilmesi ihtimali revize proje kapsamında da pek mümkün görünmemekle beraber, İİK m. 292/b uyarınca Mahkemece borçluların iflasına re’sen karar verilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Mahkemece konkordato revize projesinin uygulanabilir olup olmadığı yönünde bilirkişiler İcra İflas Hukuku Öğretim Görevlisi Dr. …, YMM Bağımsız Denetçi … ve SMMM Bağımsız Denetçi …’tan alınan 05/04/2021 tarihli raporda özetle; konkordato talep eden şirketin Mahkemeye sunmuş olduğu 22/03/2021 tarihli revize konkordato projesinin “vade ve tenzilat konkordatosu” teklifi olduğu, konkordatonun tasdiki halinde konkordatoya tabi borçların 1 yıl ödemesiz 4 yılda %50’sinin ödeneceği, konkordato talep eden şirketin revize konkordato projesinin dikkate alındığı 31/12/2020 tarihli kaydi değerlere göre düzenlenmiş bilançosunda (-) 4.041.803,21 TL tutarında borca batık durumda olduğu, konkordato talep eden şirketin bilirkişi heyetince rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosunda (-) 41.970.014,62 TL tutarında borca batık durumda olduğu, konkordato talep eden şirketin 22/03/2021 tarihli revize projesinde göstermiş olduğu 42.147.697,34 TL tutarındaki konkordato kaynaklarının afaki değerlerden oluştuğu ve gerçekçi bulunmadığı, konkordato talep eden şirketin 2019 ve 2020 yıllarındaki gerçekleşen satış ve karlılık oranları dikkate alındığında, 22/03/2021 tarihli revize konkordato projesindeki satış ve karlılık öngörülerinin gerçekçi ihtimal dahilinde bulunmadığı, anılan dönemlerde firmanın faaliyet sonuçlarının son derece olumsuz olarak gerçekleştiği ve ulaşılabilir hedefleri içermediğinin değerlendirildiği, komiser heyetinin X. raporunda da belirtildiği üzere; şirket ortakları nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2020 yılında yapmayı taahhüt ettikleri nakit sermaye artışının tamamını gerçekleştiremedikleri, bu hususta başkaca bir somut belge ve gösterge yer almadığından bilirkişi heyetimizce yapılan incelemede; revize projede yer alan toplam 1.5 milyonluk nakit sermaye artışı ön görüsünün temenniden ibaret olarak değerlendirildiği, üçüncü kişinin verdiği rehinle teminat altına alınan alacakların konkordato nisâbında dikkate alınıp alınmayacağı meselesinin konkordato hukukunun güncel tartışmaları arasında yer aldığı, revize konkordato projesinde üçüncü kişinin verdiği rehinle teminat altına alınan alacakların rehinli alacaklı olarak değerlendirildiği, rapor içerisinde ayrıntılı olarak açıklandığı her iki görüş doğrultusunda hesaplamada bulunulduğu, her iki hesaplama sonucunda da kaynak eksiğinin ortaya çıktığı, sonuç itibarıyla; belirtilen konkordatoya tâbi olmayan ve kaynaklardan indirilmesi gereken veriler itibariyle; somut olayda konkordato talep eden şirketin projesine dayanak olan mali kaynaklar ile, şirketin nakit akışına etki eden ve proje içerisinde gösterilen kaynakların, borçlunun önceden doğmuş ve gelecekte doğacak diğer borclarını ödeyebilecek duruma gelmesine neden olamayacağı, projenin “gerçekçi ihtimal” kapsamında değerlendirilemeyeceği ve dolayısıyla, ulaşılabilir hedefleri içermediği ve bu bağlamda uygulanabilir olmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir. Konkordato komiser heyetinin 05/04/2021 tarihli gerekçeli raporunda özetle; -davacı şirketin 2019/Eylül ayında 137 çalışanı olduğu, 2021/Mart ayında 79 çalışan ile devam ettiği, 12/04/2021 tarihli SGK Borç Sorgulamalarında Sosyal Güvenlik Kurumuna kesinleşmiş 613.166,37 TL sosyal güvenlik prim borcu yine aynı tarih itibariyle 240.801,98 TL vergi borcu olduğu, Stoll marka 16 adet rehinli düz örgü makinasının toplam rayiç değerinin 2.679.750,00 TL olduğu, … marka (38 Adet ) ve … marka düz örgü makinaları (10 adet) haklar bölümünde olduğundan rayiç değerlendirmesi yapılmadığı, ilk madde ve malzeme kaydi 3.702.186,85 TL, rayiç 1.851.093,43 TL, mamüller kaydi 2.168.159,26 TL, rayiç 10.000,00 TL, tesis, makine ve cihazlar kaydi 4.991.284,32 TL, rayiç 3.324.354,00 TL, taşıtlar kaydi 1.026.410,79 TL, rayiç 1.405.200,00 TL, demirbaşlar kaydi 301.265,85 TL, rayiç 180.759,51 TL tespit edildiği, davacı şirket adına kayıtlı İstanbul ili, Bahçelievler İlçesi, … Mah, … parsel sayılı gayrimenkulde … no.lu bağımsız bölümün güncel rayiç değerinin 1.100.000,00 TL olduğu, 31/03/2021 tarihli kaydi değerlere göre dönen varlıklar 31.756.614,81 TL, duran varlıklar 21.228.779,14 TL olmak üzere varlıklar toplamının 52.985.393,95 TL, kısa vadeli yabancı kaynaklar 44.554.335,37 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklar 12.197.055,07 TL olmak üzere borçlar toplamının 56.751.390,44 TL olduğu, bu durumda şirket özvarlığının (-) 3.765.996,49 TL ile borca batık olduğu, 31/03/2021 tarihli rayiç değerlere göre dönen varlıklar 9.082.071,29 TL, duran varlıklar 10.701.907,30 TL olmak üzere varlıklar toplamının 19.783.978,59 TL, kısa vadeli yabancı kaynaklar 44,542.621,18 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklar 12.150.713,58 TL olmak üzere borçlar toplamının 56.693.334,76 TL olduğu, bu durumda şirket özvarlığının (-) 36.909.356,17 TL ile borca batık olduğu, Şirketin 31/03/2021 tarihi itibariyle 2.592.887,45 TL’lik net satış rakamı gerçekleştirerek 388.933,11 TL brüt kar yarattığı ancak finansman giderlerindeki yüksek tutarlar nedeniyle aynı tarih itibariyle 124.553,23 TL dönem net zararı tespit edildiği, Alacaklılara, alacaklarını bildirmeye davet ilanı yapılarak aynı zamanda adresleri belli olanlara posta ile de gönderildiği, alacak kaydı yaptıranlar hakkında davacı borçlu şirketin herhangi bir itirazının olmadığı, bu nedenle çekişmeli hale gelen alacak bulunmadığı, alacaklılar toplantısının 16/04/2021 tarihinde yapıldığı, davacı şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 195, nisaba mesnet teşkil eden alacak tutarının 47,453,239,87 TL olduğu, Bu alacaklılardan 57 alacaklının (17.217.516,59 TL alacak) toplantıda yada iltihak süresi içinde kabul oyu verdiği, Toplantıda alacaklının (6.408.09 TL alacak) red oyu verdiği, 136 alacaklının (30.229.315,19 TL alacak) ise kabul veya red oyu kullanmadığı için red olarak değerlendirildiği, bu durumda 138 alacaklının (30.235.723,28 TL alacak) red olarak değerlendirildiği, Davacının konkordato teklifinin kabulü için gerekli çoğunluğun İİK’nun 302.maddesi uyarınca en az 98 alacaklı ve 23.726.619,93 TL’den fazla alacak yada en az 48 alacaklı ve 31.635.493,25 TL’den fazla alacak ile kabul edilmesi gerekmesine rağmen 57 alacaklı (toplam alacaklı sayısının % 29’u) ve 17.217.516,59 TL alacak (toplam alacak miktarının % 36’sı) ile gerekli çoğunluğun sağlanamadığı, revize projenin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, İİK 308.maddesi koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince 05/05/2021 tarihli tensip ara kararı ile; İİK’nun 304. maddesi uyarınca konkordato tasdik yargılamasına başlanılmasına, duruşmanın 31/05/2021 tarihinde yapılmasına, duruşmanın ilanına, İİK 304/1. maddesi gereğince komiser heyetinin beyanının tespiti bakımından duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmasına, borçlu vekiline ve borçlu şirket adına İİK 292. maddesi gereği duruşmada hazır bulunmalarının ihtar edilmesi için tebligat çıkartılmasına karar verilmiş, borçlu şirket ve şirket temsilcisi … adına İİK 292.madde ihtarını içerir tebligat yapılmıştır. İİK 287.maddesinde, borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edilmiştir. İİK 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme olasılığına sahip olmasıdır. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku – Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1.Cilt). İsv. İİK’da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “borçlunun iyileşmesi” kavramına yer verilmiştir. İyileşmeden söz edilebilmesi açısından bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp, yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187) İİK’nın 286/1.a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Bu yapılırken özellikle alacaklıların sürece dahil edilmesi, alacaklıların, komiserin ve mahkemenin katılımı ile nihai projenin oluşturulması ve konkordatonun başarıya ulaşması için iş birliğine gidilmesi gerekir. Projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığının değerlendirilebilmesi yönünden, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalıdır. Borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ile konkordato amacına ulaşacaktır. Mahkemece, 31/05/2021 tarihli duruşmada kesin mühlet süresinin sona ermesiyle konkordatonun tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmiş, tasdik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verilmiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nun alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. maddesi: “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. maddesi; “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” düzenlemeleri yer almkatadır. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539). Davacı şirket konkordato revize projesinde, karma konkordato ile % 50 iskonto talep etmiş ve % 50 iskonto yapılacağından borçlarının kalan % 50’lik kısmını 1 yıl ödemesiz 4 yılda, her yılın Mart, Haziran, Eylül, Aralık aylarında eşit taksitler halinde faizsiz ve hiçbir icra takip fer’isi ile çek tazminatı olmaksızın ödemeyi teklif etmiş yine rehinli borçlarını ise 1 yıl ödemesiz 48 ay vade ile yapılandırılarak ödemeyi teklif etmiştir. Davacı şirketin sunduğu revize projede gerekli mali kaynağın; şirketin hazır kaynakları, ticari alacakların tahsili, sermaye artışı, ihtiyaç fazlası makineler ve taşıtlar ile şirket adına kayıtlı gayrimenkulün satışı, faaliyet sonucu elde edilecek kar ile sağlanacağı ifade edilmiştir. Ancak hem komiser heyetinin hem de bilirkişi heyetinin raporunda davacı şirketin revize projesindeki konkordato kaynaklarının afaki değerlerden oluştuğu, 2019 ve 2020 yıllarında gerçekleşen satış ve karlılık oranları dikkate alındığında projesindeki satış ve karlılık öngörülerinin gerçekçi ihtimal dahilinde bulunmadığı, ulaşılabilir hedefler içermediği belirtilmiştir. Davacının alacaklı sayısı 195 olmasına rağmen 57 alacaklının kabul oyu verdiği yine borçlar toplamının 47,453,239,87 TL olmasına rağmen teklifi kabul eden alacaklıların alacak toplamının 17.217.516,59 TL olması nedeniyle konkordato projesinin İİK’nun 302.maddesi uyarınca “a)Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacaklarının yarısını” veya “b)Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” aşan çoğunluk tarafından kabul edilmesi gerekmesine rağmen, alacaklı ve alacak miktarının bu iki koşuldan birini sağlayamadığı açıktır. Bu durumda İİK 305. maddesinde yer alan tasdik şartlarının oluşmadığı tespit edilmekle, şirketin borca batık olduğu da belirlendiğinden İİK’nun 308.maddesinde yer alan iflas koşulu gerçekleşmiştir. Mahkemece davacı şirketin konkordato tasdik talebinin reddi ile şirketin iflasına karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2022