Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1015 E. 2021/808 K. 16.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1015
KARAR NO: 2021/808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2021
NUMARASI: 2021/179
DAVA KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 16/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firma …, … ve … isimli 3 farklı kafe işletmesinde … ticari yayın haklarını satın alıp maç yayınlarını kafe müşterilerine sunabilmek için davalı firma ile 3 adet sözleşme akdedildiğini, sözleşmelerin ödeme şekli taksitli senet olarak işaretlenerek her biri 15.000,00 TL bedelli olmak üzere 8 adet toplam 120.000,00 TL bedelli bono verildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam ederken Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı kararıyla 20/11/2020 tarihinde pandemi nedeniyle kafe ve restoranların kapatılmasına ve yalnızca paket servis yapabilmelerine karar verildiğinden yayın sağlayıcı … tarafından verilen ticari yayınların kesildiğini ve müvekkilinin bu tarihten itibaren sözleşme gereği alması gereken yayını alamamaya başladığını, sözleşmenin mücbir sebep nedeniyle uygulanamaz hale geldiğini belirterek müvekkilinin davalı firmaya yapmış olduğu fesih bildiriminin geçerliliğinin, müvekkili firmanın davalı firmaya borçlu olmadığının tespiti ile davalı firmaya verilen bonoların iptaline ve müvekkile iadesine karar verilmesini, müvekkilinin telafisi imkansız maddi zararlara uğrama ihtimali olduğundan dava sonuçlanıncaya kadar 15/02/2021 tarihli 15.000,00 TL bedelli, 15/03/2021 tarihli, 15.000,00 TL bedelli ve 15/04/2021 tarihli 15.000,00 TL bedelli bononun ödenmemesi, icra takibine konu edilememesi ve eğer banka zilyedindeyse dava sonuçlanıncaya kadar el konulması şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 17/03/2021 tarihli ara kararı ile; “Dosya kapsamında davalı tarafından sunulan sözleşme içeriği dikkate alındığında, dava konusu 3 adet senede açıkça atıf yapılmadığı gibi, sözleşmelerde senet miktarının 5.000,00 TL olarak belirtildiği, davacının sözleşme gereği hizmeti alamadığı ve bu sebeple dava konusu 3 adet 45.000,00 TL’lik senedin bedelsiz kaldığına ilişkin iddiasının yargılamayı gerektirdiği, davacı taraf iddiaları ve sunulan deliller dikkate alındığında davacının iddiası HMK 389. maddesi gereği yaklaşık ispat ile ispatlayamadığına mahkememizce kanaat getirilmiştir. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının talebini yaklaşık ispat ile ispatlayamadığı, dava konusu talebin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, dava dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek, kararın kaldırılmasını ve tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında imzalanan … abonelik sözleşmesi hizmetinin, pandemi nedeniyle kafeler kapatıldığı için sağlanamadığı iddiası ile menfi tespit ve sözleşme kapsamında verilen senetlerin iadesi istemine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK’nıun 72/2. maddesi uyarınca “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmü yer almaktadır. Diğer yandan tedbir kararının verilebilmesi için 6100 Sayılı HMK’unu 390. maddesi uyarınca “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. (Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacının işlettiği 3 adet kafede … yayını yapılması için sözleşme imzalanmış ve bu kapsamda davacı tarafından her bir kafe için aylık 5.000,00 TL olmak üzere 3 kafe için 15.000,00 TL bedelli senetler düzenlenerek davalıya verilmiş ise de, pandemi nedeniyle kafelerin kapatılmış olması nedeniyle söz konusu yayın hizmetinin sağlanamadığı yönündeki davacı iddiasına ilişkin bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş olup tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız zararların doğma ihtimali gözetildiğinde mahkemece İİK 72/2 maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin karara itiraz eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, uyuşmazlık konusu olan hususlar ve dosyadaki mevcut belgelere göre teminat mukabilinde dava konusu senetler yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/179 Esas sayılı dosyasında verilen 17/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, 2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile, a-İİK’nun 72/2. maddesi uyarınca dava tarihinden önce icra takibine konu edilmemiş olmaları şartı ve davanın tarafları arasında hüküm ifade etmek kaydıyla, davacı tarafından keşide edilen 15/02/2021 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, 15/02/2021 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, 15/02/2021 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli üç adet senet yönünden, senetlerin toplam bedeli olan 45.000,00 TL’nin %15’i oranında hesap edilen 6.750,00 TL teminat tutarının, davacı tarafça nakit olarak yatırması yada kesin ve süresiz nitelikteki banka teminat mektubunun ibraz edilmesi halinde, senet bedellerinin ödenmemesi ve icra takibine konu edilmemesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, davacı vekilinin dava konusu senetlere dava sonuçlanana kadar el konulması yönündeki tedbir isteminin REDDİNE, b-Teminat alınmasına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan, başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/07/2021