Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/100 E. 2021/485 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/100
KARAR NO : 2021/485
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/624
KARAR NO : 2020/772
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
DAVA: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin çalışanı olduğu sırada geçirdiği iş kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davası sonucu İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesi’nin 2017/61 E. 2018/689 K. sayılı kararı ile davacı lehine tazminata hükmedildiğini, kararın 04/02/2019 tarihinde kesinleştiğini, davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla başlatılan ilamlı icra takibine ilişkin ödeme emrinin davalıya 22/01/2019 tarihinde tebliğ edilmesine ve tebliğden itibaren 8 aydan fazla zaman geçmesine rağmen dosya borcunun ödemediğini, icra takibinin takip çıkış tutarının 180.780,81 TL, UYAP dosya bilgilerine göre bakiye borç miktarının 208.341,36 TL olduğunu, davalı şirketin bütün taşınır malları leasing yoluyla kiralandığı için haciz yapamadıklarını, alacak ilama dayandığından İİK 177/4 maddesi uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket yetkililerinin piyasadaki ekonomik krize rağmen faaliyetlerine devam ederek ödemelerini yaptığını, şirkete ait bilanço kayıtları incelendiğinde 14.949.978,55 TL mal satışı yapıldığını, piyasada yaşanan ekonomik durumdan dolayı alacaklarını tahsil etmekte zorlandığı için ödemelerin aksadığını ancak davacının alacağı ödenmek istenmesine rağmen davacının anlaşma taleplerini kabul etmediğini, müvekkil şirkete ait “GOODY” markasının değerinin 6.727.490,34 TL olup, marka değerinin dahi alacaklının alacağının garanti altında olduğunu açıkça gösterdiğini, davacının dava dilekçesi incelendiğinde icra dosya borcunun miktarının muallak olduğunu, icra dairesinden dosya borcuna ilişkin dosya kapak hesabı yaptırılmadığını, yani müvekkilin yapacağı ödeme tutarının belirli olmadığını açıklanan nedenlerle ve müvekkili şirket borca batık olmadığından, faaliyetlerine aktif bir şekilde devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/624 E. 2020/772 K. sayılı 25/11/2020 tarihli kararı ile; “…İİK 177 maddesinde alacaklının önceden takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasının istenebileceği haller sayılmış olup, İİK 177/4 maddesine göre, ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağrılır.Mahkememizce davalı-borçlu şirket yetkilisi duruşmaya davet edilmiş, şirket yetkilisi … beyanında ” yetkilisi olduğum şirket alanında Türkiyenin en eski şirketlerinden biridir, şirketin ortaklarından yabancı sermayeli olan şirket 2015 yılında çekildi, bütün borçları diğer ortaklar olarak karşılamaya çalıştık, müvekkil şirket hakkında çok sayıda takip yapıldı, bunların hemen hemen hepsi ile anlaştık ve borçlarını ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz, davacı taraf ile de sulh olabilirsek borcumuzu ödemek istiyoruz, iflas kimsenin çıkarına değildir, 57 çalışanımız vardır iflas halinde bunlarda işsiz kalacaktır, kamu borçlarımızı da ödemekteyiz bunları yapılandırdık” demiştir.Somut olayda, davacının ilama dayalı alacağının ödenmediği, şirket yetkilisinin alınan beyanı ile bu durumun doğrulandığı, alacaklının davalı borçlu şirketin iflasını istemekte haklı olduğu…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI Davacı vekili Av. … 30/11/2020 tarihli dilekçesinde; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından alacak konusu yapılan bedelin, 24/11/2020 tarihinde … tarafından bizzat müvekkiline ödendiğini ve müvekkilinin yapılan ödeme ile birlikte icra dosyasında davalı şirketi ibra ederek, iflas dosyasından feragat ettiğini, yapılan bu ödemeden ve feragatten haberdar olmadıkları için 25/11/2020 tarihli celsede iki kez 600,00 TL dışında bir ödeme yapılmadığını beyan ettiklerini, açıklanan nedenlerle davadan feragat ettiklerini belirterek feragat doğrultusunda işlem yapılmasını talep etmiştir.İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/624 E. 2020/772 K. sayılı 03/12/2020 tarihli ek kararı ile; “İİK’nun 165. Madde hükümlerinde iflas hükümle açılır ve bu hükümle açılma anı gösterilir, iflasa karar verilmesinden sonra iflas davasından feragat geçersiz olduğu düzenlenmiştir.Yüksek Yargıtay Kararlarında da benimsendiği üzere İİK’nun 165. Maddesi uyarınca iflas davalarında karar verildikten sonra davadan feragat edilmesi mümkün değil ise de, taraflarca iflas kararına esas borcun davalı tarafından karar tarihinden önce ödendiği ispat edilmek koşulu ile feragatin geçerli olabileceği belirtilmiştir.Davacı vekili tarafından ibraz olunan istem dilekçesi ekinde davacı …’ın takip konusu alacağın 24/11/2020 tarihinde bizzat tarafına ödendiği belirtilmiş ise de, davalı şirket yetkilileri 25/11/2020 tarihli duruşmaya celp edilmek suretiyle beyanlarına başvurulmuştur.Davalı şirket yetkilisi … yetkilisi olduğu şirket alanında Türkiyenin en eski şirketlerinden biri olduğu, şirketin ortaklarından yabancı sermayeli olan şirket 2015 yılında çekildiği, bütün borçları diğer ortaklar olarak karşılamaya çalıştıklarını, şirket hakkında çok sayıda takip yapıldığını, bunların hemen hemen hepsi ile anlaşarak ve borçlarını ödediklerini ve ödemeye devam ettiklerini, davacı taraf ile de sulh olabilirsek borcumuzu ödemek istiyoruz, iflasın kimsenin çıkarına olmadığını belirtmiş beyanının doğruluğunu imzası ile tasdik etmiştir.Davalı şirket yetkilisinin beyanından da anlaşılacağı üzere borçlu şirket tarafından ödemenin 25/11/2020 tarihli duruşmada yapılmadığı açık ve net bir şekilde ortaya konulmasına rağmen davacının 25/11/2020 tarihli duruşmadan daha önce 24/11/2020 tarihinde ödemenin yapıldığını beyan etmesine itibar edilmemiştir.Bu nedenle davacı tarafından ödemenin karar tarihinden önce yapıldığına ilişkin inandırıcı delil ve belge ibraz edilmediğinden davadan feragat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle davacı vekilinin feragat isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İflas davasının 25/11/2020 tarihli celsesinde vekil olarak herhangi bir ödemeden haberdar olmadıkları için Mahkemece iflas kararı verildiğini, müvekkilinin davalıların işçisi olup alacağının tahsili için yakınlık duyduğu şirket ana hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı …’ın evine 24/11/2020 tarihinden giderek alacağının tamamını tahsil edip ibra verdiğini, vekil sıfatı ile farklı bölgelerde olmaları, pandemi ortamı ve müvekkili ile iletişim güçlüğü sebepleriyle ödemeden geç haberdar oldukları için celsede feragat edemediklerini, müvekkiline ödemenin iflas kararı açıklanmadan önce yapıldığını, yazılı olarak sunulan belgelere rağmen 30/11/2020 tarihli feragat taleplerinin reddedildiğini, borç tahsil edildiğinden verilen kararın vicdanlarını rahatsız ettiğini beyanla, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/624 E. 2020/772 K. sayılı kararı ile ek kararının kaldırılmasını ve feragatin kabulünü talep etmiştir. Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İflas kararının verildiği 25/11/2020 tarihli celseden bir gün önce davacı …’ın, Mahkemeye davet edilip yaşı ve pandemi sebebi ile icabet edemeyen, raporlu olan şirketin bir numaralı yetkilisi Yönetim Kurulu Başkanı …’dan borcun tamamını tahsil ederek borçlu şirketi ibra ettiğini ancak istanbul dışında bulunan davacının pandemi ortamında keyfiyeti avukatına celse öncesi bildiremediğini yine …’ın da yaşı itibarıyla pandemi nedeni ile işleri evden takip etmesi ve ödemeyi evinden yapması nedeni ile zamanında şirket avukatına bildiremediğini, tarafların 30/11/2020 tarihinde bu duruma vakıf olması ile alacaklı vekilinin karardan evvel yapılan ödenme üzerine verilmiş olan ibranameye dayanarak davadan feragat ettiğini, ödeme makbuzları ve ibranameyi talep ekinde sunduğunu ancak mahkemenin beyan ve ödeme belgelerine itibar etmeyerek feragat dilekçesini reddettiğini, mahkemenin gerekçeli kararı öncesinde feragati kabul ederek iflas müdürlüğüne yazdığı yazı ile feragat nedeniyle iflas avansının iadesini talep etmesine rağmen sonraki ek kararının usul hükümlerine aykırı olduğunu, Mahkeme nezdinde dinlenen …’ın şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmayıp genel müdür pozisyonunda görevli sigortalı çalışanı olduğundan yapılan işlemlerden haberdar olmamasının olağan olduğunu ayrıca davacının … İcra Müdürlüğü nezdinde iflas yolu ile takip başlatmasına rağmen 23/11/2020 tarihinde müvekkili şirketin markasına haciz koyarak haciz prosedürünü seçtiğinden iflas prosedürünün düştüğünü, verilen iflas kararının İİK 43 maddesi gereği usul ve kanuna aykırı olduğunu, duruşmaya davet edilen ancak yaşı ileri olan şirket yetkilisi …’ın duruşmalara katılamadığını, pandemi sebebiyle evden ayrılmasına yasak olduğunu, bu hal mücbir sebep olmasına rağmen mahkemece iflas gibi önemli bir hususta yeterince delil toplanmadan, şirket yetkilileri tam dinlenmeden, alelacele karar verildiğini, şirketin 3 tane yetkilisi olmasına rağmen sadece bir yetkilisi dinlenerek hemen karar verilmesinin yanlış ve telafisi güç sonuçlar doğurduğunu, son duruşmada dinlenen şirket yetkilisinin “sulh olabilirsek borcumuzu ödemek istiyoruz” beyanına rağmen mehil verilmediğini, alacağın tamamen tahsil edilmesi karşısında iflas kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, haksız kararın davalı şirketin önüne geçilemeyecek şekilde zarara uğramasına sebebiyet verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davadan feragat edilmiş olması karşısında feragatın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, ilama dayalı alacağın icra emriyle istenilmesine rağmen ödenmemesi sebebiyle 2004 sayılı İİK 177.maddesi uyarınca açılan iflas davasıdır.İlamların icrasına ilişkin hükümler 2004 sayılı İİK’nun 24 ile 41. maddeleri arasında düzenlenmiş, İİK’nun 32 ve devamı maddelerinde ise para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. İİK’nun 32. maddesinde; “Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24 üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet yedi gün içinde ödenmesi…” hükmü, Haciz veya iflas istemek yetkisi başlıklı 37. maddesinde; “İcra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu ödemeyenlerin malları haczolunur yahut borçlu iflasa tabi eşhastan olup ta alacaklı isterse yetkili ticaret mahkemesince iflasına karar verilir.” hükmü yer almaktadır. İİK 177/1.4 maddesinde; ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse, alacaklı tarafından iflasa tabi borçlunun iflasının istenebileceği düzenlenmiştir. İlamı icraya koyarak borçluya icra emri gönderen alacaklı icra emrine konu alacağın ödenmemesi üzerine haciz yolu ile takibe devam edebileceği gibi haciz yolu ile takibini İİK 43/2’ye göre iflas yoluna çevirmeden doğrudan doğruya ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini isteyebilir.İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesinin 05/12/2018 tarih 2017/61 E. 2018/689 K. sayılı kararı ile; davacının iş kazası nedeniyle açmış olduğu tazminat davası neticesinde asıl davada 100,00 TL maddi, 23.000,00 TL manevi tazminata, birleşen davada 68.233,18 TL maddi tazminata hükmedilmiş, karara karşı temyiz yoluna başvurulmadığından 04/02/2019 tarihinde kesinleşmiştir. İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında, İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesinin 2017/61 E. 2018/689 K. sayılı kararı ilamı gereğince hükmedilen maddi ve manevi tazminat, işlemiş faiz, yargılama giderleri ile vekalet ücreti toplamı olan 180.680,81 TL alacağın tahsili için düzenlenen ilama dayalı icra emrinin, davalı borçlu şirkete 21/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği ancak dosya borcunun ödenmediği anlaşılmıştır. İflas davasında yetkili mahkeme, İİK 154/3 maddesi uyarınca borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesidir. Bu yetki, kamu düzenine ilişkin ve kesin olup dava şartıdır. Davalı şirketin muamele merkezi Tuzla/İstanbul olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. Davacı tarafın adli yardım talebi kabul edilerek yargılama masrafları ve İİK 160.maddesi uyarınca iflas avansının suçüstü ödeneğinden karşılanmasına karar verilmiştir. İİK 177/son maddesi göndermesi ile İİK 178/2 ve İİK 166.maddesi uyarınca yasal ilanlar yapılmış, davaya müdahale ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır. İİK’nın 177. maddesi uyarınca ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir ve bu madde kapsamında iflas talebinde bulunulması halinde Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır. İİK 177. maddesi uyarınca davalı şirket yetkilisi …’a duruşma günü olan 17/03//2020 tarihinde, duruşma salonunda hazır olması için tebligat çıkartılmıştır. 17/03/2020 tarihli duruşma pandemi nedeniyle 17/06/2020 tarihine ertelenmiş, davalı şirket yetkilisine yeniden tebligat çıkartılmış ancak 17/06/2020 ve 14/10/2020 tarihli celsede şirket yetkilisi …’ın pandemi ve yaşı nedeniyle hazır olamayacağına dair davalı şirket vekili tarafından rapor sunulması sebebiyle mahkemece şirketin diğer yetkilileri olan … ve …’ın dinlenmesine karar verilmiştir. 25/11/2020 tarihli duruşmada dinlenen davalı şirket yetkilisi … “yetkilisi olduğum şirket alanında Türkiyenin en eski şirketlerinden biridir, şirketin ortaklarından yabancı sermayeli olan şirket 2015 yılında çekildi, bütün borçları diğer ortaklar olarak karşılamaya çalıştık, müvekkil şirket hakkında çok sayıda takip yapıldı, bunların hemen hemen hepsi ile anlaştık ve borçlarını ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz, davacı taraf ile de sulh olabilirsek borcumuzu ödemek istiyoruz, iflas kimsenin çıkarına değildir, 57 çalışanımız vardır iflas halinde bunlarda işsiz kalacaktır, kamu borçlarımızı da ödemekteyiz bunları yapılandırdık.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Aynı celse davacı vekili, davalı şirket tarafından iki kez 600,00 TL dışında bir ödeme yapılmadığını beyan ederek iflas kararı verilmesini talep etmiş, Mahkemece davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.Davacı vekili Av. … 30/11/2020 tarihli dilekçesi ile alacağın 24/11/2020 tarihinde … tarafından bizzat müvekkiline ödendiğini ve müvekkilinin yapılan ödeme ile birlikte icra dosyasında davalı şirketi ibra ederek, iflas dosyasından feragat ettiğini ancak kendilerinin yapılan bu ödemeden ve feragatten haberleri olmadığı için 25/11/2020 tarihli celsede iki kez 600,00 TL dışında bir ödeme yapılmadığını beyan ettiklerini beyanla feragat uyarınca işlem yapılmasını talep etmiştir. İİK 165. maddesinde “İflas hükümle açılır ve bu hükümde açılma anı gösterilir. İflasa karar verilmesinden sonra iflas davasından feragat geçersizdir.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 31/10/2016 tarihli 2015/8689 E. 2016/4819 K. sayılı ilamı; “…Dava, davalı kooperatifin iflası istemine ilişkindir. Her ne kadar İİK’nın 165. maddesi uyarınca iflas davalarında karar verildikten sonra davadan feragat edilmesi mümkün değil ise de taraflarca iflas kararına esas borcun davalı tarafından karar tarihinden önce ödendiği beyan edilmiştir. Bu durumda tarafların bu beyanları üzerinde durularak, ödemeye ilişkin belge ve delillerin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir…” şeklindedir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/624 E. 2020/772 K. sayılı 03/12/2020 tarihli ek kararı ile; iflasa karar verilmesinden sonra iflas davasından feragatin geçersiz olduğu, davalı şirket yetkilisi …’ın 25/11/2020 tarihli beyanı ile karar tarihinden önce ödeme yapılmadığının sabit olduğu ve ödemenin karar tarihinden önce yapıldığına ilişkin inandırıcı delil ve belge ibraz edilmediği gerekçesiyle davadan feragat talebinin reddine karar verilmiş ise de, ödemenin duruşma tarihinden bir gün önce … tarafından davacıya elden yapıldığı beyan edildiğinden, sunulan belgelerin değerlendirilmesi ve tarafların beyanları alınarak karar verilmesi gerekmekte olup, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/624 E. 2020/772 K. sayılı 03/12/2020 tarihli ek kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafından ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar harçlarının ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,
5-Davacı tarafından ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın ilk derece mahkemesince iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
28/04/2021