Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/992 E. 2022/1165 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/992
KARAR NO: 2022/1165
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
ESAS NO: 2017/95 Esas
KARAR NO: 2019/382
DAVA TARİHİ: 27/01/2017
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili, … İKN kapsamında yüklenilen işin işçilik maliyetinin artışlar oranında revize edilerek sözleşme tarihinden bugüne kadar geçen süreçte müvekkili firmaya eksik ödenen kısımların tespitiyle şimdilik 5.000,00-TL sinin idareye başvuru tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, davacı tarafından verilen hizmetin personel çalıştırmasına dayalı bir hizmet olmaması, davacının ihale sürecinde ilan ve ihale dökümanına karşı herhangi bir itirazda bulunmamış olması, hizmete ait sözleşmeyi imzalayarak fiyat farkı verilmeyeceğine dair tüm hükümleri kabul etmiş olması sebebiyle, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava hukuksal niteliği itibariyle, işçilik maliyetlerine ilişkin fiyat farkından doğan alacak davasıdır. Taraflar arasındaki sözleşmede yapılacak işte çalıştırılacak personele asgari ücretten kaynaklanan artışlarda fark ödeneceğine ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı, işin tamamının 30.000 adet yemek, 1.000 adet kahvaltı ve 2.000 adet iftar temini ve servisi hizmet alımı olarak belirtildiği, sözleşmenin ekindeki şartnamelerde kamu ihale genel tebliğinin 81.1 maddesindeki ihale dökümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanıldığı hizmet alanlarında işçilik maliyetine ilişkin fiyat farkı hesaplanacağının ihale dökümanında belirtilmesi gerektiğine ilişkin düzenleme uyarınca işçi sayısının belirtilmediği, çalışacak personelin çalışma saatinin tamamının davalı nezdinde gerçekleştiği nezdinde tespit yapılamadığı, dolayısı ile asgari ücret farklarına ilişkin talebin yasal dayanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak Kamu İhale Genel Tebliğinin 81.1 maddesinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihaleleri ile personel çalıştırılmasına dayalı olmamakla birlikte ihale dökümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanıldığı hizmet alımları ile ilgili düzenlemeler içermektedir. Davacı vekilince itiraz dilekçesinde zikredilen Kamu İhale Kurulu’nun 2016/DK.D-11 karar sayılı uygulaması idarelerce personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihalelerinde istihdam edilen işçilere ilişkindir. Dolayısıyla taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesi ve eki niteliğindeki idari ve teknik şartnamelerdeki düzenlemeler uyarınca ihale yoluyla davalı yanca davacı firmaya verilen yemek temini ve servisi hizmet alımı işinin kapsamı ve niteliği incelendiğinde; yukarıda belirtilen tebliğin ilgili maddesindeki ihale dökümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idare kullandığı hizmet alımlarında işçilik maliyetine ilişkin fiyat farkı hesaplanacağının ihale dökümanında belirtilmesi gerektiği yönündeki düzenlemede belirtilen işçi sayısının belirtilmediğinin tespit edildiği, ayrıca çalışacak personelin çalışma saatinin tamamının davalı nezdinde yapıldığı noktasında saptama da bulunmadığından bu yönde hesaplama yapılması mümkün olmadığından asgari ücret farkına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mezkur kararda ve karara esas bilirkişi raporunda, çalışacak personelin çalışma saatinin tamamının davalıda gerçekleştiği yönünde bir tespit yapılamamış, yani söz konusu işin personel çalıştırılmasına dayalı bir hizmet olup olmadığının tespit edilemediğini, asgari ücrette meydana gelen artış ile sözleşmenin yürütülmesinden beklenen ekonomik faydanın ortadan kalktığı ve müvekkili yönünden aşırı ifa güçlüğünün doğduğunu, bu kapsamda dava konusu iddiaların aşırı ifa güçlüğü hükümleri çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiğini, davalının, huzurdaki davanın açılmasından sonraki süreçte hakediş icmallerini ve ödemeleri dava konusu talepleri doğrultusunda fiyat farkını katarak yaptığını, müvekkilin davalı yandan ihale ile yüklendiği iş ilgili mevzuat çerçevesinde “personel çalıştırılmasına yönelik hizmet alımı” niteliğinde olduğunu, fiyat farkı hesaplanacağının ihale dokumanında belirtilip belirtilmemesinin davalı idarenin yükümlülüğünde olup ihale sözleşmelerinin matbu bir metin halinde müvekkiline -yani yüklenicilere- imzalatıldığını, HİGŞ ve sözleşmelerin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin tek taraflı olarak hazırlanarak karşı tarafın/müvekkilin pazarlık dışı bırakılması sebebiyle sözleşme özgürlüğünün engellendiği ve güç dengesinin müvekkili firma aleyhine bozulduğunu, mezkur maddelerin yok hükmünde sayılması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Davacı vekili müvekkili firmanın davalı yanca ihaleye çıkarılan … ihale kayıt numaralı yemek temini ve servisi işini 330.000 TL karşılığında üstlendiği, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 81/1. Maddesinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihaleleri ile personel çalıştırılmasına dayalı olmamakla birlikte ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanıldığı hizmet alımlarında işçilik maliyetlerine ilişkin fiyat farkı hesaplanacağının ihale dokümanında belirtilmesi gerekmektedir, şeklinde düzenleme yapılmak suretiyle işçilik maliyetlerine ilişkin fiyat farkı hesaplanması gerekliliğinin vurgulandığını, bu fiyat farkı hesabına ilişkin düzenlemenin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki idareler tarafından sözleşmeye bağlanan hizmet alımlarında uygulanacak fiyat farkına ilişkin usul ve esaslara göre hazırlanan kamu ihale kanununa göre ihale edilen hizmet alımlarında uygulanacak fiyat farkına ilişkin esasların 6/2 maddesinde yer aldığını, bu düzenlemenin ”İhale dokümanında sözleşme kapsamında çalıştırılacak personele brüt asgari ücretin belli bir yüzde fazlası oranında ücret ödenmesi öngörülmüş ise, uygulama ayında fiilen ödenen ücret üzerinden fiyat farkına esas olacak brüt maliyet bulunur ve fiyat farkı, bu maliyete asgari ücretteki brüt artış oranı uygulanarak hesaplanır. Ulusal bayram ve genel tatil günleri ile fazla çalışma ücretiyle ilgili olarak bu fıkraya göre belirlenen ücret esas alınarak fiyat farkı hesaplanır.” düzenlemesi; 7 inci maddesi (3) nolu fıkrasında İhale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanıldığı hizmet alımlarında fiyat farkı hesaplanacağına ilişkin düzenlemeye yer verilmesi zorunludur, şeklinde olduğunu, zikredilen emredici düzenlemeler uyarınca asgari ücret değişikliği sebebiyle ortaya çıkan farkların idarece fiyat farkına ilişkin esaslar çerçevesinde yüklenicilere ödenmesi gerektiğini belirterek bu farkı talep etmiştir. Ayrıca 4735 sayılı Kanun’da aşırı ifa güçlüğüne yönelik bir hüküm yer almasa da anılan Kanun’un 36’ncı maddesinde, Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağının öngörüldüğünü, bu itibarla; Borçlar Kanununun 138 inci maddesi çerçevesinde sözleşme şartlarının olağanüstü değişmesi nedeniyle taraflardan birinin sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirmesi olağanüstü derecede zorlaşmış ise, işlem (sözleşme) temelinin çöktüğü ve mevcut koşullar çerçevesinde taraflardan üstlendikleri edimi yerine getirmelerinin beklenmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği iddia edilerek mahkemeden sözleşmenin mevcut olağanüstü şartlara göre uyarlanması ya da sözleşmenin feshi/sözleşmeden dönme talep edilmesinin mümkün olduğunu, yine bu noktada Kamu İhale Kurulu’ nun ekte mübrez 2016/DK.D-11 sayılı düzenleyici nitelikteki kararından da anlaşılacağı üzere işçilere ödenecek ücretlerin asgari ücretin belirli bir yüzde fazlası olarak belirlendiği ihalelerde, asgari ücret artışının beklenenin çok üzerinde olması sebebiyle ifanın zorlaşması ve sözleşme sonucu elde edilecek faydadan çok daha ağır mali külfet getirmesi söz konusu ise bu durumda mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabileceğini beyan etmiştir.Davalı vekili ise, taraflar arasında imzalanan Yemek Temini ve Servisi Hizmetinin teknik şartnamesinde işin konusu, kapsamı, niteliği ayrıntılı olarak tanımlandığını, söz konusu hizmetin personel çalıştırmaya dayalı bir hizmet olmadığını bu sebeple bu iş kapsamında teknik şartnamede, niteliği ve sayısı belirtilen personelin haftalık çalışma saatinin tamamını idarede kullanacağına dair bir düzenleme yapılmadığını, yayınlanan ilanda ve ihale dokümanında bu iş için fiyat farkı verilemeyeceği belirtildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler içeriğinde, ”14.1. Yüklenici, gerek sözleşme süresi, gerekse uzatılan süre içerisinde, sözleşmenin tamamen ifasına kadar, vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerde artışa gidilmesi veya yeni mali yükümlülüklerinin ihdası gibi nedenlerle fiyat farkı talebinde bulunamaz veya idareden kaynaklanan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmek suretiyle uzatılması halinde, yürürlükte bulunan fiyat farkına ilişkin esaslar dikkate alınarak fiyat farkı hesaplanacaktır. 14.3. Sözleşmede yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz.” hükümlerinin olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu, Kamu ihale Genel Tebliği’nin 81.1. madde hükmü dikkate alındığında; “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihaleleri ile personel çalıştırılmasına dayalı olmamakla birlikte ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanıldığı hizmet alımlarında işçilik maliyetlerine ilişkin fiyat farkı hesaplanacağının ihale dokümanında belirtilmesi gerekmektedir.” Şeklinde düzenleme yapıldığı görünmekte olduğunu ancak davacı şirket çalışanları haftada 45 saatten az çalışmakta, tüm günlerini idarede geçirmemekte ve çalışma saatlerinin tamamının müvekkili şirket için kullanmadığını, dolayısıyla yapılan hizmetin personel çalıştırmaya dayalı bir hizmet olmadığının açık olduğunu, bu sebeple ilgili ihale dokümanlarında asgari ücret fiyat farkı alacağının hesaplanmayacağının açık bir biçimde belirtildiğini, davacının uyarlama talebinde bulunmasının dayanağını oluşturan 28.01.2016 tarihli Kamu İhale Kurulu Kararı incelendiğinde, personel çalıştırmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde, asgari ücret artışı sebebiyle, ortaya çıkan maliyet artışının 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi çerçevesinde mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceğine ancak 6098 sayılı BK çerçevesinde çözüme kavuşturulabileceği belirtildiğini, ilgili kararın, kararda açıkça belirtildiği gibi personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ıhalelerine ilişkin sözleşmelerde geçerli olduğunu ancak müvekkili şirket İle davacı şirket arasında imzalanan hizmet alımı sözleşmesi personel çalıştırmasına dayalı olmayan bir iş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, mahkemenin aksı kanaatte olduğu düşünülürse, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı vekilince zikredilen Kamu İhale Kurulu’nun 2016/DK.D-11 sayılı kararın idarelerce personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihalelerinde istihdam edilen işçilere ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede yapılacak işte çalıştırılacak personele asgari ücretten kaynaklanan artışlarda fark ödeneceğine ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı, işin tamamının 30.000 adet yemek, 1.000 adet kahvaltı ve 2.000 adet iftar temini ve servisi hizmet alımı olarak belirtildiği, sözleşmenin ekindeki şartnamelerde Kamu İhale Genel Tebliği’nin 81.1 maddesindeki düzenleme uyarınca işçi sayısının belirtilmediği, çalışacak personelin çalışma saatinin tamamının davalı nezdinde gerçekleştiği tespitinin yapılamadığı, dolayısı ile asgari ücret farklarına ilişkin talebin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştirakı olan davalı şirket, yemek temini ve servis işini ihaleye çıkartarak, ihale sonucunda işi davacı şirkete vermiştir. Taraflar arasında imzalanan 10/11/2015 tarihli Yemek Temini ve Servisi Hizmeti Alımına Ait Sözleşme’nin iş tanımı başlıklı 5.maddesine göre iş, 30.000 adet yemek ve 1.000 adet kahvaltı ve 2.000 adet iftar temini ve servisi hizmeti alımıdır. Fiyat farkı ödemesi ve hesaplaması şartları başlıklı 14. Madde şu şekilde düzenlenmiştir: ”14.1. Yüklenici, gerek sözleşme süresi, gerekse uzatılan süre içerisinde, sözleşmenin tamamen ifasına kadar, vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerde artışa gidilmesi veya yeni mali yükümlülüklerinin ihdası gibi nedenlerle fiyat farkı talebinde bulunamaz. 14.2 Bu sözleşme kapsamında yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanmayacaktır. Ancak mücbir sebepler veya idareden kaynaklanan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmek suretiyle uzatılması halinde, yürürlükte bulunan fiyat farkına ilişkin esaslar dikkate alınarak fiyat farkı hesaplanacaktır.14.3. Sözleşmede yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz.” Davanın dayanağı yasal düzenlemeler ise şu şekildedir; Kamu ihale Genel Tebliği’ nin 81.1.inci maddesi ”personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihaleleri ile personel çalıştırılmasına dayalı olmamakla birlikte ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanıldığı hizmet alımlarında işçilik maliyetlerine ilişkin fiyat farkı hesaplanacağının ihale dokümanında belirtilmesi gerekmektedir,” 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki idareler tarafından sözleşmeye bağlanan hizmet alımlarında uygulanacak fiyat farkı hesabına ilişkin usul ve esaslar ise anılan maddeye dayanılarak hazırlanan ‘4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin Esaslar’ da düzenlenmiştir. Bahsi geçen esasların “Asgari Ücret Ve Diğer İşçilik Maliyetlerindeki Değişiklikten Kaynaklanan Fark” başlıklı 8 inci maddesinde, “İhale konusu hizmetin gerçekleştirilebilmesi için çalıştırılacak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi personelin, sayı ve günlük çalışma saatinin belirtilmesi kaydıyla; a) Asgari ücret tespit komisyonunca ihale (son teklif verme) tarihinde 16 yaşını doldurmuş işçiler için belirlenmiş asgari ücretin değiştirilmesi halinde eski ve yeni asgari ücret arasındaki fark, b) İhale (son teklif verme) tarihi itibarıyla işveren tarafından karşılanacak olan sosyal sigorta primi ve işsizlik sigortası primine ilişkin toplam tutarda; asgari ücret değişikliği veya sigorta primi alt sınır değişikliği ile prim oranlan değişikliği gibi sebeplerle meydana gelecek fark,… 506 sayılı Kanun gereğince işveren nâm ve hesabına Hazinece yapılacak olan ödemeler de dikkate alınmak suretiyle bu Esasların 7 nci maddesi uygulanmaksızın ödenir veya kesilir” hükümlerine yer verilmiştir. Yine mezkur Esasların “İdarelerin Uyacakları Hususlar” başlıklı 4 üncü maddesinde, “İdarelerin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre ihale edecekleri hizmet alımlarında fiyat farkı hesaplayabilmeleri için, söz konusu ihalelerin idari şartname ve sözleşmelerine bu Esaslarda yer alan hükümleri koymaları zorunludur” hükümleri yer almaktadır. 22 Ağustos 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 27327 sayılı kamu ihale genel tebliği’nin 78.1 Maddesine göre; Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımları; ağırlıklı olarak personel çalıştırılmasına dayanan, çalıştırılacak personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı hizmetlerdir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede çalıştırılacak personel sayısı belirlenmemiş, personelin haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılacağına dair bir düzenleme yapılmamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımına dair olmadığının kabulü gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler göre; hizmet alımlarında fiyat farkı hesaplanabilmesi için söz konusu ihalelerin idari şartname ve sözleşmelerinde bu Esaslarda hüküm konulması ve İhale konusu hizmetin gerçekleştirilebilmesi için çalıştırılacak personelin, sayı ve günlük çalışma saatinin ihalede belirtilmesi gerekmektedir. Davaya konu sözleşme incelendiğinde sözleşmede çalıştırılacak personel sayısı belirlenmemiş, personelin haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılacağına dair bir düzenleme yapılmamıştır. Ayrıca ‘14.1. maddesinde; Yüklenici, gerek sözleşme süresi, gerekse uzatılan süre içerisinde, sözleşmenin tamamen ifasına kadar, vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerde artışa gidilmesi veya yeni mali yükümlülüklerinin ihdası gibi nedenlerle fiyat farkı talebinde bulunamaz. 14.2 Bu sözleşme kapsamında yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanmayacaktır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu bağlamda davacının asgari ücret farkına ilişkin talebinin yasal dayanağı olmadığı gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre de böyle bir talep de bulunulamaz. Her ne kadar davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği 2016/DK.D-11 28.01.2016 Tarih ve 2016/DK.D-11 Sayılı Kamu İhale Kurumu Düzenleyici Kurul Kararında işçilere ödenecek ücretlerin asgari ücretin belirli bir yüzde fazlası olarak belirlendiği ihalelerde, asgari ücret artışının beklenenin çok üzerinde olması sebebiyle ifanın zorlaşması ve sözleşme sonucu elde edilecek faydadan çok daha ağır mali külfet getirmesi söz konusu ise bu durumda mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabileceğine karar verilmiş ise de; karara konu uyuşmazlık, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihalelerinde istihdam edilen işçilere ilişkin olduğundan somut olaya uygulanması söz konusu değildir. Davacı vekili, asgari ücret artışının beklenenin çok üzerinde olması sebebiyle ifanın zorlaştığını ve sözleşme sonucu elde edilecek faydadan çok daha ağır mali külfet oluştuğunu, 6098 sayılı TBK’nın 138. maddesi uyarınca taraflarca ön görülemeyen olağanüstü durum nedeniyle sözleşme ifasının imkansız hale geldiğini, dava tarihinden sonraki dönem için sözleşmenin yeni asgari ücret tutarına göre uyarlanması gerektiğini ileri sürmüştür. Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Bir başka söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Gerçekten de sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Ancak bu ilke, özel hukukun diğer bir takım istisnai ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. TBK’nın 138. maddesi ile getirilen “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen “işlem temelinin çökmesi”ne ilişkindir. Ancak “sözleşmeye bağlılık” ilkesi esas olup sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai nitelikte bir kurum olmakla yasa koyucu tarafından da bu kurumun uygulanması ancak anılan maddede belirtilen dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlanmıştır. Bunlar (1) sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durum ortaya çıkması, (2) bu durumun borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkması yine (3) bu durumun sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi ve (4) borçlunun, borcunu henüz ifa etmemiş olması veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması halidir. Bu dört koşulun birlikte gerçekleşmesi halinde ise borçlunun, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27/06/2019 tarih 2019/2379 E. 2019/7997 K. Sayılı ilamı). Somut olayda, asgari ücret artışının beklenenin çok üzerinde olduğu iddiası, TBK 138. maddede ifade edilen sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durum olarak değerlendirilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Her ne kadar davacı taraf istinaf dilekçesinde; sözleşme kapsamında yapılacak işler için fiyat farkı hesaplanmayacağına dair sözleşme maddesinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğu ve yok hükmünde sayılması gerektiği yönünde istinaf itirazında bulunmuş ise de; bu iddia ilk derece mahkemesinde ileri sürülmemiştir. ”İstinaf kanun yolunda yapılamayacak işlemler” başlıklı HMK 357. maddesi gereğince; bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden davacı tarafın bu itirazı değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/10/2022