Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/988 E. 2022/1301 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/988
KARAR NO: 2022/1301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1166 Esas
KARAR NO: 2018/1206
KARAR TARİHİ: 12/12/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile müflis şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi uyarınca ve müflis şirketin iflası üzerine sözleşmeden doğan alacağın masaya kaydını talep etmelerine rağmen davalı tarafın alacaklarının kısmen kabulüne karar verdiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddedilen alacaklarının kat edilmiş ipotekli alacak olup rüçhanlı alacak niteliğinde olduğunu bildirmiş, sıra cetvelinin iptali ile reddedilen alacağın iflas tarihinden itibaren temerrüt faizi ile rüçhanlı alacak olarak masaya kayıt ve kabulüne, reddine karar verilen vekalet ücreti alacağının rüçhanlı alacak olarak kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; alacağın kaynağının kredi sözleşmesi olduğunu, vekalet ücreti alacağı konusunda hiçbir belge sunulmaması nedeniyle istemin reddine karar verildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile davacı bankanın müflis şirketten kredi sözleşmesi kapsamında müflis şirketin kullandığı krediler nedeniyle iflas masasına kaydedilen 13.648.520,19 TL alacağını ipoteğe bağlı alacak niteliğinde olup bu alacak için … ada … parsel sayılı taşınmazın ipotek edildiği, alacağın ipotekli alacak niteliğinde olmasına rağmen iflas idaresi tarafından usul ve yasaya aykırı kararla dördüncü sıraya kaydedildiği, buna göre kabulüne karar verilen nakit alacağın ipoteğe konu taşınmazın satış bedeli ile sınırlı olmak üzere şarta bağlı ve rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne, her ne kadar 201.685,20 TL vekalet ücreti alacağınında masaya kaydı talep edilmiş ise de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin iflas tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle masaya kaydedilir nitelikte alacak niteliğinde bulunmadığı dikkate alınarak bu alacağa ilişkin kayıt isteminin reddine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Müflis davalı ile müvekkil banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi tahtında müflis davalının maliki bulunduğu işbu davanın konusu ipotekli taşınmaz karşılığında müflis davalıya kredi kullandırıldığını, söz konusu İpotekli Taşınmaz’ın resmi ipotek senedinde, kredi taahhütlerinden doğan her türlü masrafların, icra takip ve yargılama giderlerin ve %10 avukatlık ücretinin ve bunun gider vergisinin de ipotek altına alındığını, görüleceği üzere ipotek senedi uyarınca müvekkil banka birinci derece üst limit ipoteği tesis edildiğini, yerel mahkeme tarafından reddedilen avukatlık ücreti ipotek senedi ile ipotek limiti çerçevesinde ödenmesi temin edildiğini, yüksek mahkemenin vermiş olduğu birçok kararında limit ipoteğinde borç anapara yanında gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alacağı, anaparanın dışında takip masrafları ve geçen günlerin faizlerinin de istenebileceği yönünde olduğunu, diğer taraftan Türk Medeni Kanunu’nun 875. Maddesinde belirtilen kalemlerin ((i) ana para, (ii) takip giderleri ve gecikme faizi ile (iii) iflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş üç yıllık faiz ile son vadeden başlayarak işleyen faiz) müvekkil bankanın söz konusu müflis şirketten olan alacağı ipotekli taşınmaz’ın üzerinde mevcut ipotek limiti içerisinde karşılanacağı ifade edilmiş iken yerel mahkemenin avukatlık ücretini reddi yönündeki kararı yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek mahkemenin kısmi red kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Davacının kredi alacağının tamamının rüçhanlı alacak olarak masaya kaydının hukuken mümkün olmadığını, davacının alacağı krediden kaynaklı alacak olduğundan hukuka uygun olarak 4. sıraya kaydedildiğini, ayrıca 201.685,20 TL’lik vekalet ücretine ilişkin davacı taraf iflas masasına hiçbir belge sunmadığından bu yöndeki talebi yine iflas masası tarafından hukuka uygun olarak reddedildiğini, nitekim icra takibi, iflasın açılmasından sonra olduğu için 201.685,20 TL’lik vekalet ücretine ilişkin olarak yerel mahkemece haksız talebin reddine karar verildiğini, bu nedenle bu kısıma ilişkin olarak davacının istinaf talebinin reddi gerektiğini, sonuç olarak 13.648.520,19 TL’lik alacağa ilişkin olarak taşınmazın satış bedeli ile sınırlı olmak üzere şarta bağlı ve rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne dair verilen kararın ise kaldırılarak zaten bu kısıma ilişkin alacağın kayıt kabulünün iflas idaresince kabul edilerek krediden kaynaklı alacak olduğundan hukuka uygun olarak 4. sıraya kaydedildiği nazara alınarak bu kısım yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasından gelen 15/11/2017 tarihli cevabı yazıda; Müflis … Tic. A.Ş hakkında İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/439 esas sayılı dosyasından 06/04/2016 tarihinde iflas kararı verildiği, davacı … Bankası A.Ş. vekili tarafından (140) kayıt numarası ile 13.850.205,39 TL alacak kaydı yaptırıldığı, tebliğ gideri için avans verildiği, iflas idaresince alacak talebinin 13.648.520,19 TL’lik kısmının kabul edilerek sıra cetvelinde 4. Sıraya alınmasına, kalan bakiye 201.685,20 TL vekalet ücretine ilişkin kısmın reddine karar verildiği, tanzim edilen sıra cetvelinin 12/10/2016 tarihinde … Gazetesinde, 14/10/2016 tarihide Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığı, sıra cetveli ilanı ve masa kararının davacı vekiline 19/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından masraf yatırıldığından masa red kararın tebliğ tarihi olan 19/10/2016 tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde 25/10/2016 tarihinde davanın açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Davalı vekili, mahkemenin kabulüne karar verdiği, iflas idaresince kabul edilen 13.648.520,19 TL alacağın, banka kredisinden kaynaklanan adi alacak olduğundan rüçhanlı alacak olarak kaydının iptalini talep etmiş ise de davacı bankanın, müflis şirkete kullandırdığı kredilerin teminatı amacıyla ipotek işlemi tesis edildiği, söz konusu ipotekli taşınmazın resmi ipotek senedinde;”….alacaklı bankaya vermiş olduğum/uz ve vereceğim/iz kefalete dayalı taahhütlerimi/zden velhasıl sebep ve ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak borçlarımızdan 15.000.000.-TL’ye kadar olan kısmı ile bu meblağa ilaveten ve ayrıca bu borçlarımızla ilgili olarak taahhütnamelerim/izde belirtilen faizler ile temerrüt faizlerini ve bunların gider vergilerini, komisyonlar ile kredi taahhütnamelerinden doğan her türlü masrafları, icra takip ve yargılama giderlerini, %10 avukatlık ücretini ve bunun gider vergisinin tahsilini teminen taşınmaz malımı/zı (mallarımı/zı) müştereken bankaya teminat olarak 1. (BİRİNCİ) derecede (boş ve serbest dereceden istifade kaydıyla) fekki bankadan bildirilinceye kadar ipotek etmeyi kabul ediyoruz.” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere davacının, kredi sözleşmesinden doğmuş alacağın 15.000.000.-TL’ye kadar olan kısmı ipotek altına alındığından, kabulüne karar verilen nakit alacağın ipoteğe konu taşınmazın satış bedeli ile sınırlı olmak üzere şarta bağlı ve rüçhanlı alacak olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Davacı vekili, davaya konu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu, söz konusu ipotekli taşınmazın resmi ipotek senedinde, kredi taahhütlerinden doğan her türlü masrafların, icra takip ve yargılama giderlerin ve %10 avukatlık ücretinin ve bunun gider vergisinin de ipotek altına alındığını ileri sürmüştür. Müflis şirketin iflas kararı 06/04/2016 tarihinde verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi davacı bankanın kat ihtarının 30/05/2016 tarihinde, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin ise 15/06/2016 tarihinde yani iflas tarihinden 70 gün sonra takibin başlatıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar İİK 185/1 fıkrasında, rehin sahibi alacaklı, istediği takdirde iflastan sonra da masaya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabileceği düzenlenmiş ise de takip iflastan sonra başlatıldığından dolayısıyla vekalet ücreti de iflastan sonra doğmuştur. Nitekim yasada belirtildiği gibi takibin iflas masasına karşı yöneltilmesi gerektiğinden takipten doğan vekalet ücreti de masa borcudur.İflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır. İflas alacağı, iflasın açıldığı andaki müflis borçları olup sıra cetvelinde yer alan iflas masasına kaydedilen İİK 235. Maddesi uyarınca kayıt kabul davasına konu alacaklardır. Bir diğer ifade ile kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.Masa borcu ise, iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân bulunmayan müflisin değil, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar iflas masası adına iflas idaresi tarafından yapılan borçlardır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 05.04.2016 tarih ve 2016/2556 E., 2016/2121 K., 21.12.2015 tarih ve 351 E., 8323 K. sayılı ilamında ifade edildiği şekilde ” İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin harç ve masrafları sayılabilir. Masa borçları ise, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve onun tarafından ödenmesi gereken borçlardır. Masa borçlarına örnek olarak, iflas idaresinin müflisin sanat veya ticaretinin devamı çerçevesinde akdettiği borçları, iflas idaresinin sebepsiz iktisap, haksız fiillerinden doğan borçları ve iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücretini sayabiliriz. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. Masa alacaklısına alacağının masa tarafından karşılanmayan kısmı için aciz vesikası verilemez. (Öztek, Selçuk, a.g.e s. 17-18) İflas masrafları ve masa borçlarına sıra cetvelinde yer verilmez. Ancak pay cetvelinde gösterilmelidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, ancak bu alacak masa borcu niteliğinde ise masadan tazmin edilir, değilse tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.” Bu itibarla davacı tarafça masaya kaydı talep edilen vekalet ücretinin, masa borcu olması ve iflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemeyeceğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı ve davalı vekilinin istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı ile davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı ile davalı tarafından yatırılan 121,30’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ayrı ayrı Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden taraflardan peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 36,30’ar TL harcın taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/11/2022