Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/984
KARAR NO: 2022/177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/314
KARAR NO: 2018/902
KARAR TARİHİ: 11/09/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 02/09/2014 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli “… Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi” ile iş bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak 02/09/2014 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli “… Kanal Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi” akdedildiğini, müvekkilinin iş bu sözleşmeler gereği üzerine düşen edimlerini ve hizmetleri tümüyle yerine getirdiğini, kesilen faturaların ödenmemesi üzerine borçlu davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası ile 29.074,72-TL üzerinden 14/12/2016 tarihinde kanuni takibe geçildiğini, takip üzerine davalının borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilene itiraz ettiğini, davalının bu itirazlarının usule yasaya ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeler hükmüne aykırı olduğunu, davalının temerrüdü için ayrıca bir ihtar ve ihbara gerek olmadığını ve yapılan işin ticari iş ve her iki tarafın da tacir olması sebeplerine binaen takip tarihine kadar işlemiş aylık %5 faiz ve takip tarihinden işleyecek davalı aleyhine talep olanın aylık % 5 faiz talep ettiklerini, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Taraflarca ibraz edilen deliller, dosya kapsamı ile uyumlu bulunup hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 02/09/2014 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli “… Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi” ile iş bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olarak 02/09/2014 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli “… Kanal Yönetimi Programı Kullanım Taahhütnamesi” akdedildiği, davacının sözleşme uyarınca verdiği hizmetleri nedeniyle davacı adına kesilen faturaların ödenmemesi üzerine borçlu davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası ile 29.074,72-TL üzerinden 14/12/2016 tarihinde icra takibi başlattığı, usulünce tutulan davacı defter kayıtlarına göre de; davalı şirketin takip ve dava konusu faturalar nedeniyle 26.960,05 TL borçlu olduğu, davalı tarafın ise usulünce yapılan ihtara rağmen defterlerini ibraz etmediği, sözleşmenin 2. maddesi kapsamında düzenlenen e-Arşiv Faturalarının toplam tutarının 24.821,75 TL olduğu, E-Arşiv fatura oluşu nedeniyle, anılan faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, yine taahhütname kapsamında düzenlenen 01.09.2015 tarihli faturanın e-Arşiv Fatura oluşu nedeniyle davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davalı tarafından da takip konusu edilen faturaların tebliğ edilmediği, içeriği hizmetlerin alınmadığı yönünde itirazının bulunmadığı, davacının; tüm fatura tarihlerine 7 gün ilavesi ile belirlenen ödeme vadelerine göre temerrüt faizi talep ettiği, ancak; Sözleşme ve taahhütnamede farklı ödeme vadelerinin belirlendiği, bu nedenle bilirkişi raporu ile tespit olunan 26.960,05-TL asıl alacak, (1.232,64+798,39) 2.031,03-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.991,08-TL alacak üzerinden itirazın iptali ve likit olan alacağın %20 oranı üzerinden icra inkar tazminatına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin davayı takip etmesi yönünden avukatıyla anlaştığı ancak avukatının tutuklanmış olması sebebiyle davadan haberdar olamadığı ve kendisine hiçbir tebligat yapılamadığı, faturalarla ilgili hiç bir ihtarname gönderilmediği ve takip başlatılabilmesi için faturanın ihtarname ile gönderilmesi gerektiği istinaf dilekçesinin ekinde sunduğu 2 evrakta de müşterilerin rezervasyon iptalleri gerçekleşmesine rağmen davacı tarafın bu iptalleri bedel olarak düşmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiş olup istinaf dilekçesinin ekinde bahsi geçen belgelerin yer almadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, sözleşmeden doğan fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 26.960,05-TL asıl alacak ve 2.114,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.074,72-TL alacağın tahsili amacıyla 15/12/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 24/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında 02/09/2014 tarihli … Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesinin 2.f. maddesinde; hizmetler, aylık olarak hizmetin ait olduğu ayın son günü faturalandırılır. Otel, hizmetlerin ait olduğu ayı takip eden ayın 15. Günü ilgili faturayı ödemekle yükümlüdür. Bu fatura ödeme günü taraflar arasında kesin vade hükmünde olup , vade tarihinde ödenmeyen borçlar ayrıca ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmüş kabul edilir. Zamanda ödenmeyen faturalara aylık %5 gecikme faizi uygulanır” yer almaktadır. Alacağı dayanak gösterilen faturanın incelenmesinde … numaralı 360 Euro bedellİ fatura ”… Senelik ücret”, 438 numarada 3.02 Euro bedelli fatura ”… Rezervasyonları komisyon bedeli” … numaralı 360 Euro bedelli fatura ”… free senelik bedel”, … numaralı 10,76 numaralı fatura ”… Rezervasyonları komisyon bedeli”, … numaralı 137,22 Euro bedelli fatura ”… Rezervasyonları komisyon bedeli” ve … numaralı 6.445,38 Euro bedelli fatura ”… Rezervasyonları komisyon bedeli” açıklamasıyla düzenlenmiştir. Davalı şirkete, tensip tutanağa ekli 08.11.2017 duruşma gün ve saatini bildirir tebligatı 05.01 05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemece 08.11.2007 ön inceleme duruşma tutanağında davacı vekilinin duruşmaya katıldığı, davalı vekili ise duruşmada hazır olmadığı, duruşma tutanağının 4. maddesinde ara kararı ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması konusunda mali bilirkişi …’nın tayin edildiği ve taraf vekillerine bilirkişi incelemesine esas olacak ticari defter ve belgelerinin inceleme gün ve saatinde (15.12.2017 günü saat 14:45) ibraz etmek üzere süre verilmesine, inceleme günü defter ve belgeleri mazeretsiz olarak ibraz etmedikleri takdirde TTK 80 HMK 219 maddeleri gereğince ibrazından kaçınmış sayılacaklarına bildiren duruşma zaptının huzurunda bulunmayan davalıya ” ekli tutanak ile belirlenen inceleme gün ve saatinde HMK 219 ve 222. maddeleri gereğince müvekkilinize ait ticari defter kayıt ve vergilemesi mahkeme kaleminde hazır etmeniz hususu tebliğ olunur. Hazır etmediğiniz takdirde defterlerinizi delil olarak sunmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar olunur” ihtarıyla 20.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Mahkemece 02.05.2018 tarihli duruşmada davalı vekilinin 01.03.2018 tarihli yerinde inceleme talepli dilekçesini inceleme günü irtibatın sağlanmamış olması nedeniyle gerçekleştirilemediği ve inceleme gününden önce davalı vekilinin yerinde inceleme yapılması talep ettiği, davalının ticari defterlerinin incelenmeksizin bilirkişi raporunun oluşturulduğu nazara alınarak davalı ticari defterlerin incelenmesi için 25.05.2018 günü saat 14:45’de mahkeme salonunda inceleme yapılmasına, inceleme gün ve günü defter ve belgelerin mazeretsiz olarak ibraz edilmediği takdirde TTK 81, HMK 219 maddeleri gereğince ibrazından kaçınmış sayılacaklarına, bilirkişiye ek olarak 300 TL ücret takdirine ve ücretin inceleme gününe kadar davalı tarafça karşılanmasına dair ara karar ihdas edilmiş ve mahkemece düzenlenen 25.05.2018 tarihli tutanakta bilirkişi ücretinin yatırılmaması, defterlerin inceleme gün ve saatinde ibraz edilmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davacı şirketi ait defterlerin usule uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma niteliğini haiz olduğu, alacağı dayanak gösterilen faturanın toplam tutarının 27.616,01 TL olmasına karşılık takipte 26.960,05 TL alacağın talep edildiği, davacı defter kayıtlarına göre davalının 26.960,05 TL borçlu olduğu sözleşmenin 2. maddesi kapsamında düzenlenen e- arşiv faturaların 24.821,75 TL olduğu ve e arşiv fatura oluşu nedeniyle anılan faturanın davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varılmış ise de, fatura edilen komisyon bedellerinin hesaplanışına dayanak olabilecek herhangi bir bilgi sunulmadığı, taahhütname kapsamında düzenlenen 01.09.2015 tarihli faturanın teyidine dayanak olabilecek herhangi bir belgenin de sunulmadığı, 01.09.2016 tarihli faturanın ise e-arşiv fatura oluşu nedeniyle davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davanın takip konusu edilen faturanın tebliğ edilmediği, içeriği hizmetlerin alınmadığı yönünde itirazda bulunulmadığı davacının fatura tarihlerine 7 gün ilavesi ile belirlenen ödeme maddelerine göre temerrüt faizi talep ettiği ancak sözleşme ve taahhütnamede farklı ödeme vadelerinin belirlendiği, davacının komisyon faturaları nedeniyle 24.821,75 TL alacaklı olduğunun kabulü halinde sözleşme hükmü doğrultusunda talep edilecek işlemiş faiz alacağının 1.232,64 TL olacağı, üyelik bedeli faturanın davalıya ulaştırıldığına dair bir belgenin sunulmadığı, bu nedenle temerrüd tarihlerinin belirlenemediği ve davacının üyelik bedeli tutarları nedeniyle 2.138,30 TL alacaklı olduğu, bu alacak tutarlarını hizmet başlangıç tarihleri nazara alınarak belirlenen temerrüt tarihine göre işlemiş faiz talep edilebileceğinin kabulü halinde işlemiş faizin 798,39 TL olacağı tespit edilmiştir. Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir. Mahkemece davalı vekiline bilirkişi ücretini ödenmesi konusunda kesin süre verildiğine dair bilginin yer almadığı anlaşılmakla, bu haliyle davalı taraf usulüne uygun ihtarat yapıldığından bahsedilmesi mümkün değildir. Bu ihtar esas alınarak davalının ticari defterlerini öngörülen süre içinde sunmaması nazara alınarak, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile yetinilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Aynı zamanda, tarafların davaya ve takibe konu faturaları BA-BS formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği hususunun da araştırılmadığı, HMK 222 maddesi uyarınca belirlenen inceleme günlü usulüne uygun bir şekilde meşruhatlı davetiye ile davalı tarafa tebliğine karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilerek sadece davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmakla; mahkemece tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairesinden takibe konu faturaların ilgili dönemde BA-BS formu düzenlenmek suretiyle vergi dairesine bildirilip bildirilmediğinin sorulması, davalı tarafa usulüne uygun olarak ticari defterlerini ibraz etmesi için süre verilmesi, davalının cevap dilekçesi sunmadığı nazara alınarak bilirkişiye tayin edilecek ek ücretin ödenmesi konusunda usulüne uygun olarak düzenlenen ihtarın davacı tarafa gönderilerek varılacak sonuç çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak; davanın esasıyla ilgili deliller usulünce toplanmadan, karar verilmiş olması nedeniyle hükmün, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesi kararı verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/314 Esas, 2018/902 Karar ve 11/09/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2022