Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/981 E. 2022/1253 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/981
KARAR NO: 2022/1253
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/775 Esas
KARAR NO: 2018/1384
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
DAVA: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
BİRLEŞEN İSTANBUL 11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/572 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İTÜ öğretim üyeleri için kurulmuş davalı kooperatif tarafından, İTÜ’de öğretim üyesi olarak çalışan davacıya kooperatifin Demirciköy bölümünde bulunan bahçeli evin toplam 80.000 $ bedelle satışı hususunda bilgi verildiğini ve davacının 1/2’si peşin 1/2’si daha sonra ödenmek üzere İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Zekeriyaköy, … Çiftliği, … Pafta, … Parsel, … Bağımsız numaralı taşınmazın satışı hususunda kooperatif yönetimi ile konut satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşmede kararlaştırılan bedeli davalıya ödediğini, sözleşme konusu yapının kaba inşaat halinde davacıya teslim edildiğini ve davacı tarafından yaklaşık 100.000 $ masraf yapılarak mutfak, banyo, tuvalet, iç su tesisatı ve her türlü iç tesisat ve işçilik detayları tamamlanarak oturmaya başladığını, konut satış vaadi protokolünde davacı tarafından site alt yapısı ve kooperatifçe planlanmış tüm hizmetler için yapılacak harcamalara 1/439 oranında katılacağının belirlendiğini ve kooperatif yönetimi tarafından kabul edildiğini, kooperatif yönetiminin ayrıca davacıya sözleşme ekindeki taahhütnameyi imzalamak suretiyle kooperatif üyesi olacağını ifade ettikleri ve davacının taahhütnameyi imzaladığını, davacı tarafından davalı kooperatife 29/05/2014 tarihinde Beyoğlu …Noterliği aracılığı ile … no ile düzenlenen ihtarname ile davacının kooperatife borcu kalmadığını, kat irtifak/kat mülkiyeti tapularının davacı adına düzenlenmesini ihtar ve talep ettiğini, bu ihtarnamenin davalıya 30/05/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından 06/06/2014 tarih ve … sayılı Bakırköy …Noterliği ile gönderilen cevabi ihtarnamede, davacının kooperatif üyesi olmadığını, satış sözleşmesinin feshedilmiş olduğu, bu hususun Bakırköy …Noterliği’nin 17/07/2007 tarihinde bildirildiğini, davacının hukuki yollara başvurabileceğinin belirtilerek davacının taleplerinin reddedildiğini, ancak davacı tarafa sözleşmenin feshedildiğine dair gönderilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığını, davalı tarafça gönderilen cevabi ihtarnamede davacının kooperatif üyesi olmadığı bildirilmiş ise de bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın yaklaşık 9 senedir site yönetiminin giderleri, alt yapı masrafları, elektrik, su vs.yapmış olduğu tüm emek ve paraların davalı tarafça yok sayılmasının kabul edilemeyeceğini, anılan nedenlerle davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile dava konusu taşınmazın davacıya tahsisi ve tesciline, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde söz konusu taşınmazın dava tarihi itibari ile rayiç değerinin tespiti ile davalıdan faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen İstanbul 11.asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/572 Esas Sayılı Dosyasında; davacı vekili, ana dosyada sunulan dava dilekçesinde izah edilen hukuki olay ve nedenler tekrarlanarak davalı kooperatiften taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan taşınmazın mülkiyet müvekkile tapuda tescil edilmediğini, ön ödemeli konut satış sözleşmesi TKHK m 40/1 ‘de düzenlendiğini, buna göre ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşme şeklinde olup, ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi de bu çerçevede hükümlerde düzenleme alanı bulduğunu ve uyuşmazlıkların çözümünde tüketici mahkemeleri yetkili kılındığını, bu durumda davanın açılması zarureti doğduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazın kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline aksi durumda söz konusu taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile bedelinin davalı tarafından davacıya tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dave etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının kooperatif üyesi olmadığını, davacı gibi davalı kooperatiften gayrimenkul satın almış 400’ü aşkın kişi bulunduğunu ve bu kişiler gibi davacının da kooperatife üye kaydedilmesinin mümkün olmadığını, davacıda bulunan konut satış vaadi protokolü ve ekinde bulunan taahhütnamenin hiçbir şekilde davacının kooperatife üye olabilmesine olanak sağlamadığını, her ne kadar davacı taraf senelerdir site aidatlarını ödediğini ileri sürülmüş ise de bahse konu gayrimenkulün bulunduğu sitenin davalı kooperatif ile herhangi bir alakası olmadığını, anılan nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/572 Esas Sayılı Dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile ; Kooperatif Genel Kurulunca alınan karar üzerine, Zekeriyaköyde bulunan ve parsellere ayrılmış, bir kısmının kabasının bitirilmiş bir kısmına ise hiç başlanılmamış bulunun gayrimenkülün satılarak Uskumruköy’deki üye konutlarının finansmanında kullanılmasına karar verildiğini, davacı ile birlikte toplam 111 kişiye bu gayrimenkuller üzerinde bulunan kabası bitmiş konutlar satıldığını, satış sartlarını ihtiva eden ve davacının elinde bulunan Konut Satış Vaadi Protokolü ve ekinde bulunan Taahhütname düzenlendiğini, davacının bu sözleşmeye göre ödemesi gereken parayı zamanında ödememiş kendisine Bakırköy … Noterliğinin 29/06/2007 tarih ve … yevmiyeli ihtarname ile ödemelerini yapmadığı takdirde sözleşmenin 8. Maddesi gereğince satım sözleşmesinin feshedileceği bildirildiğini, davcı bu ihtarnameyi tebellüğ etmesine rağmen bir ödeme yapmadığını, aradan geçen yıllarda ödeme yapmayan davacı 29/05/2014 tarihinde Beyoğlu … Noterliği kanalıyla … yevmiyeli bir ihtarname keşide etmiş borcunu ödediğini, tapunun kendisine devrini talep etttiğini, davacıya Bakırköy … Noterliğinin 06/06/2014 tarih ve … yevmiyeli cevabı ihtarname ile bunun mümkün olmadığı bildirildiğini, bunun üzerine davacının 33. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan ve fakat daha sonra mahkemelerin birleştirilmesinden sonra İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/775 Esas sayılı dosyasına devredilen kooperatif üyeliğinin tespiti davasını açtığını, davacının kendisi ile yapılan protokol çerçevesinde edimlerini yerine getirmemesi üzerine aynı parselde yer alan diğer bağımsız bölümlerin satış bedelleri ile birlikte davacının talep ettiği bağımsız bölümün satış bedeli de Kooperatif Genel Kurulunca artırılmış bulunduğunu, davacıya %50’si peşin geriye kalan kısmı taksitle 80.000.00 $’a yapılan satış sözleşmesi, davacının edimlerini yerine getirmemiş olması sebebiyle geçerliliğini kaybettiğini, davacı eğer bahse konu yeri satın almak istiyorsa Genel Kurulca belirlenen bedeli ödemek zorunda olduğunu, davacının senelerdir site aidatlarını, ve sair faturalarını ödediğinden bahsetmekte ise de bahse konu gayrımenkulün bulunduğu site ile Kooperatifinin uzaktan yakından her hangi bir alakası olmadığını, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilerek dosyanın istanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, kabul edilmediği takdirde davanın reddine karar verilmesini, tüm masraflarla ücreti vekaletin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Davacının davalı kooperatiften taşınmaz satın aldığı, davacının taşınmazı 80.000 USD’ye satın aldığı, satış bedelinin bir kısmını peşin olarak davalıya ödediği, kalan kısmını da 45.000 USD bedelli 7 adet senet verdiği ve bu senetlerin de bir kısmının süresinde, bir kısmının da süresinden sonra ödendiği, davacının davalı kooperatife yaptığı toplam ödemenin 93.110 USD olduğu, davalı kooperatifin ana sözleşmesinde kooperatif üyelerine üyelik yoluyla yada satış yoluyla gayrimenkul edindirmenin kooperatifin konusunu oluşturduğu, her ne kadar davalı tarafça taraflar arasındaki satış sözleşmesinin feshedildiği ileri sürülmüş ise de davacının kooperatif ortaklığından çıkarıldığına yönelik usulüne uygun alınmış karar bulunmadığı, tarafların konut satışına ilişkin edimlerini karşılıklı olarak yerine getirdikleri, her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği ileri sürülmüş ise de gerek davacının kooperatif üyeliğinden çıkartılmamış olması, gerekse davalı tarafça sözleşmenin feshedildiğini iddia ettiği tarihten sonra davacı tarafça yapılmış olan ödemeleri itirazsız olarak alması da dikkate alındığında, davacı ve davalının sözleşme uyarınca karşılıklı yüklendikleri tüm edimleri yerine getirdikleri, sadece davalı kooperatifin tapuyu devretme yükümlülüğünü yerine getirmediği, taşınmazın fiilen de davacıya teslim edildiği, bu itibarla taraflarca tüm edimler yerine getirildikten sonra davalının sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin Medeni Kanunun 2.maddesinde belirtilen dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, bu nedenle davalı kooperatif adına olan davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça birleşen İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/572 Esas sayılı dosyasında da aynı iddialarla dava açılmış ise de aynı dava mahkememize daha önce açılmış olduğundan ve buna yönelik asıl davada karar verildiğinden sonradan aynı iddialarla açılan dava derdestlik oluşturduğu ” gerekçesiyle Asıl davada, davacının davasının Kabulü ile, davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine, yine davalı kooperatif adına kayıtlı olan İstanbul İli Zekeriyaköy İlçesi, … Çiftliği, … Parselde kayıtlı … Blok …nolu bağımsız bölümün davacıya tahsis edildiğinin tespitine ve bu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline, birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili asıl dosya yönünden yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Davacının Kooperatif üyesi olabilmesi için yönetim kurulu kararı gerektiğini, dosya içerisinde mevcut davacının herhangi bir şekilde kooperatife üye olarak kayıt edildiğine ilişkin veya Kooperatif üye kayıt defterinde davacının ismi bulunmadığını, davacının kooperatif defter ve belgelerine göre herhangi bir aidat ödemediğini, hazirun cetvellerinde hiç bir şekilde yer almadığını, ancak, mahkemece, davacının sanki kooperatife üye yapılmış gibi hukuka aykırı şekilde üyeliğinin tespitine karar verildiğini, Davacının sözleşmede kararlaştırılan sürelerde ve tarihlerde ödeme yapmadığını ve edimini yerine getirmediğini, tüm ödemeleri senelere yayarak yaptığını, Kooperatif Genel Kurullarınca alınan kararlara göre bahse konu kaba inşaat bedelleri genel kurullarca yeniden belirlendiğinden davacı ile yapılan sözleşme şartlarınında değiştiğini, bu durumda yeni gelişen genel kurullarca alınan kararlara davacının da katlanmak zorunda olduğunu, yapılan sözleşme ile alınan genel kurul kararları arasındaki farkların ödenmesini gerektiğini, davacının bu farkı ödemediği bu nedenle ediminin yerine getirmediğinden ve ayrıca ortada geçerli bir satış vaadi sözleşmemesi olmaması nedeniyle “herkes aldığını geri verir” ilkesi gereğince davacının gayrımenkulü iade etmek suretiyle ödemiş olduğu parayı ve aldığı gayrımenkule yaptığı zaruri giderleri talep edebilecekken taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve birleşen dava, davacının, İTÜ öğretim üyeleri için kurulmuş bulunan davalı kooperatifteki üyeliğinin tespiti ile dava konusu 14 nolu bağımsız bölümün davacıya tahsis ve tesciline, aksi halde söz konusu taşınmazın dava tarihi itibari ile rayiç değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline ilişkindir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/572 Esas Sayılı Dosyasının İstanbul Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararının Yargıtay onaması ile kesinleşmesi üzerine işbu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece davaya konu taşınmaz başında keşfen inceleme yapılarak öncelikle davacının kooperatif üyeliğinin bulunup bulunmadığı, davacı tarafça davalı kooperatife aidat yatırılıp yatırılmadığı, yada doğrudan satış sureti ile kooperatife zımni olarak üye olup olmadığı, davalı kooperatif tarafından diğer üyelere konut tahsisi yapılıp yapılmadığı, fiilen davaya konu bağımsız bölümün halen kim tarafından kullanıldığı, davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, bu bağlamda davacıya da konut tahsisi gerekip gerekmediği, davalı kooperatif tarafından ferdileşmeye geçilip geçilmediğinin tespiti ile davalı kooperatif tarafından kısmen yada tamamen ferdileşmeye geçilmiş ise ve davacı tarafça üyelik yada satın alma sureti ile kooperatifte yada davacı tarafın hak iddia ettiği taşınmaz ve bağımsız bölüm üzerinde, davacının mülkiyet iddiasının yerinde olup olmadığı, bu doğrultuda kooperatif adına olan kaydın iptalinin mümkün olup olmadığı hususlarında tespit yapılması bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Kooperatif Uzmanı …, Mali Müşavir … ve Yüksek İnşaat Mühendisi …’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; “Davacının davalı kooperatif ortağı olmadığı, genel kurul kararı ile satışa sunulan kooperatif taşınmazlarından kaba inşaat halindeki bir konutu, aralarında yapılmış olan “Konut Satış Vaadi Protokolü” ve “Taahhütname” adlı belgeler karşılığında 80.000 Dolar bedelle satın aldığı, konut bedeline mahsuben peşinat ödediği ve 45.000 Dolar tutarlı 7 adet senet verdiği, konutun eksikliklerini gidermek ve yaşanabilir hale getirmek için 65.000,00 TL masraf yaptığı, konut bedelini zamanında ödemediği için davalının ihtarnamesine muhatap olduktan sonra 2007 yılı Mayıs ayında sona ermesi gereken borcu 6 yıla yayarak tasfiye ettiği, banka kayıtlarına göre kooperatife yaptığı ödeme toplamının 93.110 Dolar’a ulaştığı, davalının alacağını davacının senetlerini takibe koyarak tahsil etme veya sözleşmeyi davacının ödemiş olduğu paradan pişmanlık akçesi ve ceza şartı kesintisi yaparak bakiyesini 6 ay sonra 5 taksitte iade etme suretiyle feshetme alternatifi olduğu halde, dosya kapsamında bunları kullandığını gösterir belge ve bilginin bulunmadığı, borcunu tamamen ödedikten sonra konutun kat irtifak tapusunun verilmesini isteyen davacının, sözleşmenin 2007 yılında feshedildiği cevabıyla karşılaştığı, davalının sözleşmenin 5.maddesine göre kat irtifak tapusunu vermek veya davacının yaptığı ödeme ve harcamaların toplamını iade etmek yükümlülüğü altında olduğu, dava konusu İstanbul İli, Zekeriyaköy İlçesi, … Çiftliği Mevkii, … Parsel sayılı 7.457,10 m2 yüzölçümlü, arsa vasıflı ana taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulu … Blok … numaralı bağımsız bölüm vasıflı taşınmazın tamamının keşif tarihindeki hali ile 1) dava tarihi 05/08/2014 tarihi itibari ile değerinin 640.000 TL olacağı 2) dava tarihi 08/09/2015 tarihi itibari ile değerinin 690.000 TL olacağı” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 11/04/2004 tarihli Olağan Genel Kurul’un 10. Gündem maddesi ile kooperatif ortaklara ait Uskumruköy’deki inşaatların yapımında finansman ihtiyacının karşılaması amacıyla, dava konusu 14 nolu bağımsız bölümünde yer aldığı, ortağı bulunmayan ihtiyaç fazlası Zekeriyaköy’de bulunan kat irtifaklı 51 konutun kabası, alt yapısı ve çevre düzenlemesi yapılarak mevcut hali konutların satışının ne şekilde yapılacağı kararlaştırılmış olup bu konuda kooperatif yönetim kuruluna yetki verilmiş olup kooperatif yönetim kurulu, genel kuruldan almış olduğu yetki ile davaya konu 14 nolu bağımsız bölümün satışı hususunda davacı ile bila tarihli adi yazılı konut satış vaadi protokolü Konut Taahhütnamesi düzenlemiştir. Söz konusu protokolde; davaya konu bağımsız bölümün mevcut haliyle alıcıya verilmesi, diğer tüm kaba ve ince işlerin ( mutfak, banyo, wc, şap ve döşeme kaplamaları, merdiven kaplaması ve korkulukları teras ve kaplaması, şömine ısınma ve şeylerin) alıcı tarafından yapılması, alıcının 439 konutluk bu sitede yapılacak tüm alt yapı ve kooperatifçe planlanmış tüm hizmetler için yapılacak harcamalara 1/439 oranında katılması, alıcının ikmal işlerinin tamamlanması ve ferdileşmeye kadar geçecek süre içinde, koaperatife, yönetim giderlerine katılma payı olarak ayda 50 TL, ödemesi, kat irtifak tapusunu borcunun bitmesinden sonra alması, konut bedeli 80.000 Doların %50 sinin peşin, bakiyesini yine Dolar olarak senet karşılığında veya ödeme tarihindeki T.C. M.B döviz alış kurundan TL olarak ödenmesi, ödemelerin iki ay geciktirmesi halında kooperatifin ihtara gerek kalmaksızın sözleşmeyi feshedebilme hakkının olması, bu durumda kooperatifin alıcının yaplığı ödemelerden, alış fiyatının %10’unun pişmanlık akçesi, 1000 Dolar karşılığı TL’nin de ceza şartı olarak alıkoyması ve bakiyesi de 6 ay sonra 5 taksitte iade edilmesi kararlaştırılmıştır.Somut olayda, taraflar arasında imzalanan konut satış vaadi sözleşmesi uyarınca, davacı tarafça, kooperatife toplam tutarı 45.124 USD olan değişik vadeli 7 adet senet verildiği, senetlerin karşılıksız kaldığına ilişkin bir iddia bulunmadığı, kaba inşaat halinde fiilen teslim edilen, kat irtifaklı davalı kooperatife adına tescilli taşınmazın, davacı tarafça tamamlandığı ve davacının ailesi ile birlikte taşınmazda ikamet ettiği, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen Bakırköy … Noterliğinin 29/06/2007 tarihli ihtarnamesi ile 42.062 USD borcun 7 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş ise de davacının söz konusu borcu, 6 yıla yayarak tasfiye ettiği, banka kayıtlarına göre kooperatife toplam 93.110,00 USD ( ödemelerin yapıldığı tarihteki TCMB döviz satış kuru üzerinden 141.788,93 TL) ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekili, sözleşmede kararlaştırılan sürelerde ve tarihlerde ödeme yapılmadığını, davacının edimini yerine getirmediğini, tüm ödemeleri senelere yayarak yaptığını, Kooperatif Genel Kurullarınca alınan kararlara göre bahse konu kaba inşaat bedelleri genel kurullarca yeniden belirlendiğinden davacı ile yapılan sözleşme şartlarınında değiştiğini, bu durumda yeni gelişen genel kurullarca alınan kararlara davacının da katlanmak zorunda olduğunu, yapılan sözleşme ile alınan genel kurul kararları arasındaki farkların ödenmesini gerektiğini, davacının bu farkı ödemediğini, edimini yerine getirmediğinden ve ayrıca ortada geçerli bir satış vaadi sözleşmemesi olmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiş ise de taraflar arasındaki sözleşme feshedilmediği sürece, tarafların sözleşme maddeleri ile bağlı olduğu, fark bedellerine ilişkin genel kurulda alınan kararların davacıyı bağlamayacağı aşikardır. Dosya kapsamı itibariyle sözleşmenin feshedildiğine ve sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca ödemelerin iade edildiğini ilişkin bir belgeye rastlanılmamıştır. Kaldı ki, 2007 yılında davacıya çıkartılan ihtarnamede bakiye borcun 7 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş ise de davacı tarafça 2013 yılına kadar banka kanalı ile yapılan ödemeler davalı tarafça kabul edilmiş olduğundan sözleşme yürürlükte olduğu kabulü gerekir. Her ne kadar resmi şekil şartına uyulmadan yapılmış olması nedeniyle şeklen geçersiz olan bir taşınmaz satışı söz konusu ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Dürüst davranma” başlıklı 2. maddesinde; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüne yer verilmiş olup sözleşmeden kaynaklı tüm edimlerin taraflarca yerine getirildiği, davacının sözleşme bedelinin tamamını ödediği, taşınmazın kaba inşaat halinde davacıya teslim edildiği, taşınmazın davacı tarafça tamamlandıktan sonra davacının ailesi ile birlikte uzun zamandır taşınmazda ikamet ettiği gözetilerek sözleşmenin sonradan geçersiz olduğunu ileri sürmek TMK 2. maddesi ile bağdaşmadığından davalının bu bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun ikinci bölümünde, ortaklık sıfatının kazanılması ve kaybedilmesi üst başlığı ile, “8.” maddede ortaklığa girme şartları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, kooperatif ortaklığına girmek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerinin bütün hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurulacağı, İkinci fıkrada, yönetim kurulunun, ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadığını araştırmak zorunda olduğuna yer verilmiştir. Ayrıca kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açık bir karar olmasa bile kooperatifin bu kişi ile üyesi sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsis ve teslim etmesi ve tadilata izin vermesi, tahliye etmemesi, ecri misil istememesi şeklinde somut ilişkiler ile zımnen de gerçekleşebilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 11/11/2015 tarih 2014/23-649 Esas 2015/2597 Karar sayılı ilamı) Sonuç olarak, kooperatif ortaklara ait Uskumruköy’deki inşaatların yapımında finansman ihtiyacının karşılaması amacıyla, herhangi bir kooperatif üyesine tahsis edilmeyen, ihtiyaç fazlası taşınmazın davacıya satışı ve tahsisi üzerine davacının zımnen kooperatif üyeline kabul edildiği, taraflar arasında düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca davacının tüm edimlerini yerine getirdiği gözetilerek asıl davanın kabulü ile davacının kooperatif üyeliğin tespiti ile davaya konu bağımsız bölümün davacıya tashih edildiğinin tespiti ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilen asıl dava yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçların Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 10.930,00 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 10.849,30 TL harcın istemi halinde davalıya iadesine, 4-Davalı vekilince birleşen dava yönünden 121,30 TL başvurma harcı, 44,40 TL maktu karar harcı yatırılmış ise de, birleşen davanın derdestlik nedeni ile reddine karar verildiği, davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinafı bulunmadığından yatırılan harçların iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02/11/2022