Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/970 E. 2022/1201 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/970
KARAR NO: 2022/1201
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2018
ESAS NO: 2015/215 Esas
KARAR NO: 2018/716
DAVA TARİHİ: 06/03/2015
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin … Mah. … Cad. … sokak Beylikdüzü adresinde … Ada, … ve … nolu parsellerde yaptığı inşaatın davalı sigorta şirketine tüm risklerle sigortalatıldığını, inşaatın yapım sürecinde Beylikdüzü Belediyesinin sorumluluk sahasında bulunan sokak yolunda meydana gelen çökme nedeniyle hasar oluştuğunu, belediye tarafından yapılan incelemelerde davalı sigorta şirketine bildirim yapıldığını, davalı tarafın hasarın poliçe ile teminat altına alınmamış kazık – iksa çalışması nedeniyle meydana geldiğini ileri sürerek ödeme yapılmasını reddettiğini, poliçede bulunan 3. Şahıslara karşı sorumluluk sigortası klozu başlıklı 1B maddesi uyarınca sigorta konusu inşaat nedeniyle 3. Şahıslara verilecek zararların teminat kapsamında bulunduğunu, inşaat çalışmaları nedeniyle zarar gören yolun eski hale getirilmesi için müvekkili tarafından yapılan ödemenin poliçe kapsamında kendisine ödenmesi gerektiğini, bu nedenle 29.890 TL’nin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili davaya karşı cevabında dava konusu hasarın sigorta teminatı kapsamında olmadığını, hasarın oluş şekli ve hasar miktarının tespiti için yapılan eksper incelemesinde hasara davacı şirket tarafından yapılan kazıklı iksa uygulamasının sonucuna varıldığını, hasara sebep olan kazıklı iksa uygulamasının poliçenin 2H maddesinde teminat harici bırakıldığını, poliçenin düzenleme tarihinin 03/06/2014 olduğunu, inşaata ise Nisan 2014 tarihinde başlandığını, 09/05/2014 tarihinde de kazıklı iksa uygulamasının tamamlandığını, olayın sebebi ve oluşumu dikkate alındığında hasarın poliçe tanzim tarihinden önce gerçekleşmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” 19/02/2016 ve 15/03/2018 tarihli bilirkişi raporlarında davacıya ait inşaat üzerinde yapılan teknik incelemede dava dosyasında bulunan 2 adet yapı ruhsatından dava konusu … Mahallesi, … Ada, … ve … parsellerde yer alan inşaata davacı tarafından 29/04/2014 tarihinde yapı ruhsatı alınarak inşaata başlanmış olduğu, inşaatın yapı denetim firması tarafından gönderilen 02/12/2015 tarihli yazısından inşaatın temel betonunun 04/06/2014 tarihinde dökülmüş olduğu, temelin bir üst katı olan 2. Bodrum kat tabliyesinin döküm tarihinden 3 gün önce 20/06/2014 tarihinde yolda çökme meydana geldiği, ayrıca zemin sağlamlığı açısından … ada ve civarı … Mahallesi tehlikeli bir bölge olduğu zeminin akışkan bulunduğu belirlenmiştir. Beylikdüzü Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yazılan yazıda çökmenin yaşandığı tarihten biraz sonra çekildiği anlaşılan renkli fotoğraflarda temelin bir üst katı olan 2. Bodrum kat tabliyesinin dökülmüş olduğu ve 1. Bodrum kat kolonlarının da dökülmüş olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bahse konu … Mahallesi … Sokakta yapılan incelemede çökme ve bozulmanın hava şartlarından olmadığı yapılmakta olan inşaat nedeniyle meydana geldiği, olay tarihinden 5 gün sonra yapılan ekspertiz incelemesinde taş duvar bölgesinde herhangi bir çökme olmayıp duvar yolundaki yol gövdesinin çökmesi ile artan toprak itki kuvvetinin duvarı ötelemesi ile yol bölgesinin 40-50 cm mertebesinde çöktüğü belirlenmiştir. Bu teknik belirlemelere göre bilirkişi heyetleri tarafından iksa ve harfiyat çalışmaları esnasında harfiyat yanal şevinin yeterli açı ile hafredilmemesi yeterli eğimin gerçekleştirilmediği zamanla zemin içindeki suların etkisi nedeniyle söz konusu bölgede zeminde çözme oluştuğu dava konusu hasara sebebiyet veren çökmenin temel betonunun döküldüğü anlaşılan 04/06/2014 tarihinden önce yürütülmüş olan iksa ve harfiyat işlerinden kaynaklanmakta olduğu belirtilmiştir. Davacı ile dava arasındaki sigorta poliçesinin özel koşullar muafiyet açıklamalar başlığı altında yer alan kazık ankraj, iksa ve temel güçlendirme işlemlerinin teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; hasarın poliçe tarihinden sonra 20/06/2014 tarihinde meydana geldiğini, davalı tarafın ise hasarın 09.05.2014 tarihli kazık iksa çalışmasından kaynaklandığını hem hasarın meydana gelme nedeninin poliçe dışında olduğunu hem de hasarın meydana geldiği tarihin poliçe tanziminden önce meydana geldiğini iddia ettiğini, davalı şirket tarafından inşaat, poliçe öncesi tüm riskler ve hasarsızlık açısından incelenmişken işbu iddia ve bu iddia üzerine aleyhimize kurulmuş yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini, bilirkişinin tamamen yorum ve tahmin yoluyla çökme olayını aylar öncesinde yapılıp bitirilmiş, üzerine temel ve kat betonları dökülmüş olan kazık- iksa çalışmasıyla irtibatlandırmasının hatalı olduğunu, çökmenin doğal inşaat faaliyet çerçevesinde oluşabilecek bir tahribattan kaynaklandığını, bilirkişi heyetinin, taraflı ekpertiz raporunu kendi raporuna ölçüt edindiğini, hafriyat çalışmasının doğru yapılmadığını, hafriyat yanal şevinin doğru açıyla harf edilmemesi, bir başka deyişle zemin özelliklerine göre yeterli eğimle harf edilmemesi nedeniyle çökmenin gerçekleştiğini beyan ettiğini, bahsedilen hususun kazık iksa faaliyeti olmayıp doğrudan hafriyat işiyle alakalı olup bu işin de poliçe kapsamı dahilinde olduğunu, bilirkişinin tüm bunları aynı işlemlermiş gibi değerlendirip hatalı bir sonuca vardığını beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan inşaat sigorta poliçesi kapsamında, davacıya ait inşaatın yapımı sırasında yolda meydana gelen çökme sebebi ile 3. Şahıs olan belediyenin zararının davalı sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir.01/04/2014-2015 dönemlerini kapsar şekilde davacı ile davalı arasında 03/06/2014 tarihinde düzenlenen inşaat tüm riskler sigorta poliçesinin incelenmesinde, … Mah. … Cad. … sokak Beylikdüzü adresinde … Ada, … ve … nolu parsellerdeki inşaatın riziko adresi olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen poliçede Özel Koşullar/ Muafiyetler/ Açıklamalar” başlığı altında yer alan hükme göre, “Kazık, ankraj, iksa ve temel güçlendirme işleri teminat kapsamı dışındadır.” Sigorta poliçesinin “Üçüncü Şahıslara Karşı Sorumluluk Sigortası Klozu”nun “Teminat Dışında Kalan Haller”i düzenleyen 2, maddesinin H bendi hükmünde, ”İnşaat/montaj tüm riskler branşı için istisna edilmiş tüm kloz /özel şartlar çerçevesinde istisna edilmiş bir durumdan dolayı üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü maddi ve bedeni zararlar da teminat haricidir.” denilmektedir. Sigorta poliçesinde yer alan “Üçüncü Şahışlara Karşı Sorumluluk Sigortası Klozu”nun 2-H maddesi ile “ Özel Koşullar/Muafiyetler/Açıklamalar” başlığı altında yer alan “Kazık, ankraj, iksa ve temel güçlendirme işleri teminat kapsamı dışındadır. ” hükmü birlikte değerlendirildiğinde; “Kazık, ankraj, iksa ve temcl güçlendirme işleri” nedeniyle üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü maddi zararın teminat kapsamı dışında kaldığı açıkça anlaşılmaktadır. Davaya konu uyuşmazlıkta, inşaatın yapım sürecinde Beylikdüzü Belediyesinin sorumluluk sahasında bulunan sokak yolunda meydana gelen çökme nedeniyle hasar oluştuğu iddia olunarak 3.kişinin uğradığı zararın davalı sigorta şirketinden tazmini talep ve dava edilmiştir.17/09/2014 tarihli ekspertiz raporunda; Muhtemelen temel açma calışmaları esnasında kazıklı iksa uygulaması ve temel kazısı nedeni ile açılan bölgede sızan yer altı suları bölgenin yer altı rejimini bozması nedeni ile zeminde oluşan boşlukların etkisi ile yol gövdesinin çökmesine sebebiyet verdiği kanaati tarafımızda hasıl olmuştur. Bölge zemini genel olarak heyelana müsait karaktere sahip olup, bu tür zemin hareketlerinin oluşması mümkün görülmektedir. Olay oluşumundaki yakın sebep-sonuç ilişkisi olarak incelendiğinde, police tanzim tarihi 03.06.2014 ten önce yapılmış olan kazıklı iksa sistemi inşası sebebi ile arazinin stabilizasyonun bozulması sonucu tetiklenmis ve olay 20.06.2014 günü yolun kullanılamayacak durumda bozulmasına sebebiyet verdiği beyan olunmuştur. Ancak mevcut netice gerçekleşmeden önce arazideki zemin hareketlerinin başladığı yol üst yapısındaki iz ve emarelerden önceden görünmesi mümkündür. Tespit olunan hasar oluş şekli itibarı ile incelendiğinde, inşaatta kazı çalışmalarının yapılabilmesi için yapılan kazıklı iksa sisteminin yapımından kaynaklandığı ve poliçe başlangıcından önce yapılan bir imalat olması sebebi ile hasar poliçe şartları gereği teminat verilmeyen “Kazık-Ankraj-İksa ve Temel güçlendirme işleri sonucunda vuku bulmuştur. İşbu sebep ile talep olunan 3. Şahıs maddi hasarı poliçenin teminat dışı kalan haller, H) bendinden “İnşaat/Montaj tüm riskler branşı için istisna edilmiş bir durumdan dolayı üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü maddi ve bedeni zararlarda teminat haricidir, dolayısıyla teminat dışı kalmaktadır. ”Şeklinde düzenlenmiştir.Mahkemece yapılan keşif neticesinde 19/02/2016 tarihli inşaat mühendisi, mali müşavir ve sigorta alanında uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle; davaya konu inşaatın yapımı sürecinde, Beylikdüzü Belediyesinin sorumluluk sahasında bulunan sokak yolunda ve tretuarda meydana gelen çökmenin, İnşaata ait ıksa çalışması ve temel kazısı nedeniyle meydana gelmiş olduğu kanaatine varıldığı, dosyada bulunan hasara ilişkin fotoğraflarda, hasarın olduğu tarihlerde iksa ve temel kazısı ile ikinci bodrum kat tabliyesinin tamamlandığı, ayrıca 1. Bodrum katın kolon ve perde betonlarının döküldüğü, bu tespitten yola çıkıldığında, hasarın meydana geldiği tarih olan 20.06.2014 tarihi göz önüne alındığında, iksa ve temel kazısı imalatlarının bu tarihten çok önce, bir başka deyişle Sigorta Poliçesi başlangıç tarihi olan 03.06.2014 tarihinden önce tamamlandığı, bu duruma göre iksa ve temel kazısına bağlı olarak meydana gelen hasarın, iksa çalışmalarının Sigorta Poliçesi başlangıç tarihi olan 03.06.2014 tarihinden önce tamamlanmış olması nedeniyle poliçe teminatı kapsamı dışında olduğu, mahkeme aksi kanaatte ise zararın 18.555,26 TL olabileceği belirtilmiştir. Davacının itirazlarının değerlendirmek amacıyla mahkemece İnşaat mühendisi, jeoloji mühendisi ve sigorta uzmanı bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmış, 05/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından söz konusu inşaatlara 29.04.2014 tarihinde Yapı Ruhsatı alınarak başlanmış olduğu, bu tarihten sonra temel betonunun döküldüğü anlaşılan 04.06.2014 tarihine kadar parsellerde iksa ve hafriyat işlerinin yürütüldüğü ve tamamlandığı, bu sayede de 04 06.2014 tarihinde binaya ait temel betonunun dökülebildiği, (söz konusu inşaatın Yapı Denetim Firması tarafından gönderilen yazıdan) dava konusu inşaatın bulunduğu bölgenin zemin sağlamlığı açısından tehlikeli bir bölge olduğu ve zeminin oldukça akışkan olduğu, (Beylikdüzü Belediyc Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıdan) çökme ve bozulmanın hava şartlarından değil, yapılmakta olan inşaat nedeniyle olduğu, iksa ve hafriyat işlemlerinin bitirilmesinden sonra hafriyatın yanal şevinde oluştuğu anlaşılan çökmenin; davacı iddiasında olduğu gibi doğal inşaat faaliyetleri çerçevesinde oluşan tahribattan kaynaklanamayacağı, çöken yanal şevin hafriyat alanında yapımı devam eden inşaat ile bir irtibatınım’temasının bulunmamakta olduğu, inşaatta o süreçte imalatı yapılan kalıp, demir ve beton işlerinin titreşime/sarsıntıya sebep olacak işler olmadığı, bu sebeple hafriyatı yapılmış olan alanın içinde yapımı devam eden inşai faaliyet nedeniyle (bu inşai faaliyet ile hiçbir irtibatı/teması olmayan) hafriyat yanal şevinin çökmesinin mümkün olmadığı, bölgenin zemin sağlamlığı açısından tehlikeli bölge olması ve zeminin oldukça akışkan olması faktörleri de göz önünde bulundurulduğunda; iksa ve hafriyat çalışmaları esnasında hafriyat vanal şevinin yeterli açı ile hafredilmemesi, bir başka deyişle zemin özelliklerine göre yeterli eğim (yatıklık) ile hafredilmemesi sebebiyle, zamanla zemin içindeki suların da etkisi nedeniyle söz konusu bölgede zeminde çökme oluşmuş olduğu, sonuç olarak da dava konusu hasara sebebiyet veren çökmenin, temel betonunun döküldüğü anlaşılan 04.06.2014 tarihinden önce yürütülmüş olan iksa vc hafriyat işlerinden kaynaklanmakta olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Poliçe hükümleri değerlendirildiğinde; “Kazık, ankraj, iksa ve temel güçlendirme işleri” nedeniyle üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü maddi zararın teminat kapsamı dışında kaldığının açıkça anlaşılmaktadır, Uyuşmazlık konusu zarara yol açan olay, sigorta süresinin başlamasından önce gerçekleşmiştir. Ancak zarar olgusu, 20.06.014 tarihinde gerçekleşmiştir. ((04/06/2014 tarihine kadar parsellerde iksa ve hafriyat işleri yürütülmüştür.) Yukarıda, 3. Şahıslara Karşı Mali Sorumluluk Sigortasında rizikonun, zarar olgusunun meydan geldiği anda gerçekleşmiş sayılacağı açıklanmıştır. Mahkemece zarara yol açan olayın (zarar sebebinin) sigorta teminatı kapsamında olduğu kabul edildiği takdirde; sigortalı rizikonun sigorta süresi içinde gerçekleşmiş olduğu, dolayısıyla da zararın meydana geldiği andan itibaren sigortacının, sigorta himayesi sağlama yükümlülüğünün başladığı ve meydana gelen zararı sigorta poliçesi hükümleri uyarınca sigortalısına tazmin etmek zorunda kalacağı kanısına ulaşılmaktadır.” şeklinde mütalaa olunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı ile dava arasındaki sigorta poliçesinin özel koşullar muafiyet açıklamalar başlığı altında yer alan kazık ankraj, iksa ve temel güçlendirme işlemlerinin teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesinde , “kazık, ankraj, iksa ve temel güçlendirme işleri” nedeniyle üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü maddi zararın teminat kapsamı dışında kaldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi, hasara sebebiyet veren ve sigorta süresi içinde gerçekleşen çökmenin, temel betonunun döküldüğü anlaşılan 04.06.2014 tarihinden önce yürütülmüş olan iksa ve hafriyat işlerinden kaynaklanmakta olduğu, bu bağlamda; meydana gelen rizikonun, poliçedeki ”Özel Koşullar/ Muafiyetler/ Açıklamalar” başlığı altında yer alan hüküm uyarınca teminat kapsamı dışında olduğu anlaşılmakla; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/10/2022