Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/965 E. 2022/388 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/965
KARAR NO: 2022/388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/606 Esas
KARAR NO: 2018/310
KARAR TARİHİ: 26/03/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Otomotiv Sistemleri A.Ş’den olan işçilik alacakları için İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2013/19 sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yaptığını, ancak müvekkilinin müflis şirket … A.Ş çalışanı olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, müvekkilinin çalıştığı … A.Ş ile müflis … A.Ş’nin, … A.Ş’ye ait grup şirketi olup, aralarında organik bağ bulunduğunu, aralarında organik bağ bulunan … A.Ş. ile müflis … A.Ş.’nin “nimet ve külfette eşitlik” ilkesi gereğince şirket borçlarından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini belirterek Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/438 E. 2011/404 K. ve 2009/933 E. 2012/495 Sayılı ilamlarına dayalı ücret alacaklarının yargılama gideri, avukatlık ücreti ve işlemiş faizi ile birlikte 32.911,21 TL alacaklarının iflas masasına kaydını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı müflis … A.Ş. İflas idaresi cevabında özetle; davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı müflis şirkette çalışmadığından, müflis şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının, diğer davalı … A.Ş.’de işçi olarak çalıştığını, çalıştığı işyerinin, müflis şirkete ait olmadığını, davacının dilekçesinde belirttiği “tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” ya da şirketler arasındaki “nimet ve külfette eşitlik” olarak ifade ettiği ilkelerin olayda geçerlilik ve uygulanabilirliğinin olmadığından müflis şirkete karşı açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …İşçiler ile İşveren … A.Ş. arasında iş sözleşmeleri düzenlendiği ve bu şirketin iflas ettiği, her iki şirketin iflas tasfiyesi sürecinde olduğu, … A.Ş. ana Şirket, … A.Ş. ve … A.Ş. bağlı şirketler olduğu, davacının müflis … A.Ş.’nin iflas masasına … no ile 32.911,21 TL alacak kaydı yaptırdığı, alacağın red kararının 01.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, red kararında, borçlu şirketin … A.Ş. olduğu alacaklının müflis şirketin çalışanı olmadığı müflis şirketin borca kefil olduğuna dair kefalet sözleşmesi v.b. herhangi bir belgenin de bulunmadığından alacağın tamamının reddedildiği, Gebze 2. İş Mahkemesinin 21.07.2011 tarih 2009/438 esas 2011/404 karar sayılı ve 2009/933 esas 2012/495 karar sayılı kararlarda davacının davalı … A.Ş.’den olan kıdem ihbar tazminatı ve alacak talebinin kabul edilmiş olduğu, … A.Ş. ile … A.Ş. yönetim kurulu üyelerinin …, …, …, ve …, … olarak aynı kişiler olup her iki şirketin adresinin … Cad. no:… Rami olarak aynı olduğu ( Tic. Sic. Kayıtları) … A.Ş. ile … A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen 31.07.2008 tarihli “İşçi Alacakları Yapılandırma ve Tasfiye Protokolü m.l gereğince “… A.Ş. işçiye karşı işbu protokolden doğan hak ve alacaklar nedeniyle … A.Ş.’nin garantörü olduğunu kabul ve taahhüt ettiği, Müflis … A.Ş.’nin, İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyada Ek Sıra Cetvelinde … no ile davacının 32.911,21 TL alacak kaydının göründüğü, anılan cetvelin davacı avukatına 01.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememiz esasındaki davanın 15.06.2015 tarihinde İİK m. 235 uyarınca 15 günlük sürede açılarak süresinde ikame edilmiş olduğu, … A.Ş. ile … A.Ş. yönetim kurulu üyelerinin bir kısmı da olsa aynı kişilerden oluştuğu iş yeri adreslerinin aynı olması ve her iki şirket arasında 2008 tarihli garantörlük anlaşması bulunduğundan şirketler arasında organik bağ mevcut olduğundan davacının tasfiye halindeki her iki şirkette de müracaat ederek alacağının iflas masasına yazdırılabileceği davacının alacağını … yahut kardeş şirket olan … A.Ş. ‘nden talep etmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin 26.03.2018 günlü celsede … A.Ş. Yönünden davanın tefriki ile bu davalı yönünden davalarını takip etmeyeceklerini beyanı üzerine bu davalı yönünden açılan dava tefrik edilerek, diğer davalı … A.Ş yönünden davacının davasının kabulü ile Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/438 esas 2011/404 karar sayılı kararında 10.094,65 TL kıdem tazminatı, 3.751,48 TL ihbar tazminatı, 4.407,18 TL ikramiye, 3.379,59 TL tis, 495,67 TL yargılama gideri, 1.886,03 TL vekalet ücreti, Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/933 esas 2012/495 karar sayılı kararında 92,06 TL yargılama gideri, 943,35 TL vekalet ücreti, 7.861,02 TL ücret alacağının davalı muflis uzel makina a.ş ‘nin iflas masasına işçilik alacakları olarak kayıt kabulüne ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan itiraz ve beyanlarının hiçbir surette nazara alınmadan ve eksik inceleme ile hakkaniyete aykırı karar verildiğini, her şeyden önce şirketlerin yönetim kurullarının birbirinden farklı olduğunu, … A.Ş.‘nin traktör üreten bir fabrika olmasına rağmen … A.Ş. ‘nin çeşitli kamyon ve otobüs firmalarına yaprak ray üreten bir yan sanayi olduğunu, tek müşterisinin de … A.Ş. olmadığını, iki ayrı tüzel kişilik ve bunun devamında ticari kazanç sağlama hadisesinin söz konusu olduğunu, davacının … A.Ş. de hiçbir biçimde çalışmadığını, davacı gibi müflis şirkette çalışmadığı halde İflas masasına kayıt yaptıran bazı işçilerin mevcut olduğunu, ancak bahsi geçen işçilerin davacı İle aynı konumda olmadığını, işçi protokolü kapsamında yer alan işçiler olduğunu, aralarında davacının yer almadığı protokolde 303 adet … A.Ş. işçisinin bu işverenden doğan alacaklarının protokol kapsamına alınarak … A.Ş. tarafından da bu alacaklara garantör olduğunu, davacının protokol kapsamında ki işçiler arasında olmadığını, aynı durum ve kapsamdaki bir başka İşçinin İstanbul 13 ATM ‘nin 2015/610 Esas, 2017/548 Karar sayılı dosyasında açılan davada mahkeme tarafından red kararı verildiğini, bu kararın incelenmesi taleplerinin reddedildiğini, her şeyden önemlisinin, … A.Ş. nin İflas masasına bu şirketin doğrudan kendi işçilerinden oluşan 1. 000 kişi civarındaki alacaklı çalışanın tarafından alacak kaydı yapıldığını, bu işçilerin şirketin malvarlığından kendilerine işçilik alacağı ödeneceği yönünden beklenti içinde olduğunu, şirketin kendi işçilerinin mağduriyetine sebep olacağı gibi diğer alacaklılarında zararına yol açacağını belirterek kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, İİK’nın 235. maddesine istinaden açılmış kayıt kabul davasıdır. Uyuşmazlık, müflis şirket ile davalı şirket arasında organik bağ olup olmadığı, bu anlamda, müflis çalışanı olmayan davacı alacağının müflis masasına kayıt ve kabulüne dair verilen hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamına göre; Müflis … A.Ş’nin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2013 tarihli 2011/415 Esas 2013/124 karar sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, iflas işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacının talebi üzerine … kayıt numarasıyla 32.911,21 TL’lik alacak kaydı yapıldığı iflas idaresince, davacının, müflis şirket çalışanı olmadığı, … A.Ş çalışanı olduğu gerekçesiyle alacağın tamamını reddedildiği, ek sıra cetveli 31/05/2015 tarihli … Gazetesinde ve 04/06/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, masrafı davacı tarafça karşılandığından ayrıca red kararı 01/06/2015 tarihinde davacı alacaklı vekiline tebliğ edildiği, iş bu davanın İİK’nın 235. maddesi gereği 15 günlük yasal süresi içinde 15/06/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, müflis şirketlerden … A.Ş’de çalıştığını açıkça bildirerek, her iki müflis şirketinde aslında … A.Ş’nin bağlı ortaklığı olduğunu, her iki şirketin ortaklarının aynı şahıslar olduğunu, kardeş şirketler arasında iktisadi bütünlük bulunduğunu, dolayısıyla şirketler arasında organik bağ bulunması sebebiyle, nimet ve külfette eşitlik ilkesi uyarınca her iki şirketin borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla, Gebze 2. İş Mahkemesi ilamlarına dayalı işçi alacaklarının Müflis … A.Ş iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı ise, davacının çalışmasının ve alacağının, … A.Ş.’den olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunmasında bulunmuştur. 26.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalı müflis şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin aynı ve her iki şirket adresinin de “… Cad. No:… Rami/İstanbul” adresi olması, şirketlerin iç içe geçmiş ortak ticari faaliyette bulunmaları, … A.Ş. ile … A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen 31.07.2008 tarihli “İşçi Alacakları Yapılandırma ve Tasfiye Protokolü m.l gereğince “… A.Ş. işçiye karşı işbu protokolden doğan hak ve alacaklar nedeniyle … A.Ş.’nin garantörü olduğunu kabul ve taahhüt ettiği, şirketler arasında organik bağ bulunduğu, buna göre davacı kayıt kabul davasının, organik bağ içerisinde bulunan müflis … şirketine ikame edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 tarih 2017/(22)9 -31 Esas 2021/1075 Karar sayılı ilamında ifade edildiği şekilde ” Uygulamada işverenler iş hukukundan doğan yükümlülüklerden kaçınmak için bazı durumlarda bir holding veya şirketler topluluğunda ya da bunların dışında kalan şirketlerde işçiler görünüşte bir şirketin işçisi olarak gösterilmektedir. Bu duruma engel olmak için tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi geliştirilmiştir. Borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir kardeş şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle mümkün olabilmektedir. Bu durum sadece ana ve kardeş şirket için değil, aynı zamanda grup veya holding sistemi içinde yer alan kardeş şirketler arasında da söz konusu olabilmektedir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması genellikle kardeş şirketler arasında söz konusu olduğundan, ana şirket ile kardeş şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler zinciri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu noktada bu şirketlerin ekonomik anlamda bağımsız şirket vasfında olup olmadığının araştırılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kardeş şirketler arasında perdenin aralanması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen bu şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuştur. Ayrıca bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetleri birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, şirketler aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut vermektedir (Öztek, S./Memiş, T.: Şirketler Hukuku ve İcra İflas Hukuku İlkeleri Karşısında Borçlu Şirketin Alacaklılarının Hakim Ortağa Karşı Korunması, Erol Ulusoy (Editör), I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2008, s. 209).
Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210) Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır.” Yukarıda ifade edildiği üzere, organik bağın genel ve kapsayıcı bir tanımı bulunmamakla birlikte, her somut olayın özelliğine göre tespit edilmesi gerekir. Emsal Yargıtay kararlarında, şirketlerin ortaklarının aynı olması, şirketlerin iç içe geçmiş olarak ticari faaliyet yürütmeleri, firmalar arasında sıklıkla işçi geçişi olması, şirketin faaliyet konularının aynı olması gibi durumlarda şirketler arasında organik bağın bulunduğu kabul edilmektedir. Emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.11.2016 Tarihli, 2016/29064 Esas, 2016/20166 Karar sayılı ilamında, tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulması gerektiği, organik bağın ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılacağı, bu şirketler arasında bulunan organik bağ sebebiyle davalının da işçilik alacaklarından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, müflis şirket ile davacı şirket ortakları ile şirket adreslerinin aynı olması, şirketlerin birbirini tamamlayan sektörde faaliyet göstermesi, şirketlerin iç içe geçmesi, müflis şirketin davacının çalıştığı ve dava dışı grup şirketlerle ilgili işlemleri, dava dışı grup şirket çalışanları hakkındaki tasarrufları gibi faktörler birlikte değerlendirildiğinde müflis … A.Ş. ve … A.Ş. arasında grup şirketi/kardeş şirketler oldukları anlaşılmakla bu konuda Yargıtay Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal ilamları uyarınca “işveren ile organik bağ içinde olan şirketler de isçi alacaklarından müteselsil olarak sorumlu” olduğu gözetilerek açılan davanın kabulü ile işçi alacağının müflis şirketin masaya kayıt kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı …Makina Sanayi Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince Davalı … Anonim Şirketi’nden alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, Davalı … Anonim Şirketi’nce yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin istinaf eden Davalı … Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin Davalı … Anonim Şirketi üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın Davalı … Anonim Şirketi’ne ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2022