Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/940 E. 2022/1236 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/940
KARAR NO: 2022/1236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/792
KARAR NO: 2019/248
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 2009-2013 yılları arasında her yıl yenilenerek devam eden güvenlik sözleşmesi gereğince davacı … Ltd. Şti.’nin davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan mağazalarında güvenlik hizmeti vermekte olduğu 2013 yılında sözleşmenin iki yıllığına yenilendiği ancak sözleşmenin bitimine on bir ay varken davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin yeni bir ihale düzenlediği ve davacı … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin de bu ihaleye katılımının zorunlu tutulduğu, ihale sonucu davalı … Ltd. Şti.’nin … isimli şirketle çalışmaya karar verdiği bu karar sonucu davacı … Ltd. Şti.’nde çalışan 150 işçinin iş akitleri fesih edilerek kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek zorunda kalındığı, 01.01.2014 tarihli Güvenlik Sözleşmesine ek düzenlenmiş protokolun 2. maddesi gereği davacı … Ltd. Şti.’nin ödediği kıdem ve ihbar tazminatlarını müşterisi davalı … Ltd. Şti.’ne fatura ettiği, bu faturalardan … sıra nolu 814,76 TL bedelli fatura, … sıra no lu 814,76 TL bedelli fatura, … sıra nolu,1.264,76 TL bedelli fatura, … sıra no lu 6.016,16 TL bedelli fatura, … sıra nolu 1.226,80 TL bedelli faturalarsn ödenmediği iddia edilmekte; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … Tic. Ltd. Şti., davacı … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin takibe konu ettiği 01.12.2015 tarihli … ,01.12.2015 tarihli …, 01.12.2015 tarihli …, 01.12.2015 tarihli … nolu faturalara yasal süresi içerisinde itiraz ederek iade ettiklerini, dolayısıyla bir fatura borçları olmadığı, davacı … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin ödediği ihbar ve kıdem tazminatları ile ilgili ödemelerin ispat edici belgelerinin olmadığı bu sebeple huzurda görülen işbu itirazın iptali davasının reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Dava, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibaret olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve neticesinde alınan bilirkişi raporu ve diğer bilgi ve belgelere binaen; dava konusu faturaların açık fatura olduğu, dava konusu … -…-…-… nolu faturalar ile ilgili bölüm, bilirkişi tarafından davacı yönünden yapılan incelemeler, Hesap Ekstresi, yevmiye defter kayıtları bölümünde yer alan açıklamalardaki belgelerin 01.01.2014 tarihinde imzalanan asıl sözleşme ve 04.02.2014 tarihinde imzalanan ek protokolde ki ilgili maddelerde ifade edilen ödemeyi ispat eder nitelikteki belgeler olduğu, dava konusu alacağın, davacının dava konusu olan …, …, …, …, … nolu fatura bedelleri karşılığı toplam 10.137,24 TL alacaklı olduğu anlaşılmış olup ancak icra dosyasındaki takip miktarı ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, alacağın likit olması karşısında ayrıca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin 10. maddesi uyarınca tespit edildiği, ödemeyi ispat eder nitelikteki belgelerin sunulmadığı, nitekim sözleşmede bu belgelerin sunulmaması veya bunların müşteri tarafından yeterli görülmemesi halinde müşterinin ödemeden imtina etme hakkına sahip olduğunun kararlaştırıldığı, dava konusu faturalarda ilgili ödemenin yapıldığını kanıtlayacak belgeleri ibraz edilmediğinden davalı şirketin tamamen taraflar arasında imzalanan sözleşme maddelerine dayalı olarak faturaları iade ettiği, likit olmayan alacakla ilgili icra inkar tazminatına hükmedilmesinde hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davacı tarafından ödenen işçilik alacağından kimin ne oranda sorumlu olduğu hususundadır. Bakırköy … İcra Dairesi … sayılı takip dosyasında; davacı tarafça davalı aleyhine 10.099,28 TL bedelli faturadan kaynaklı cari hesap alacağına dayalı olarak 10.099,28 TL alacağın davalıdan tahsilini talepli takip başlatıldığı, ödeme emrine davalı tarafa 25.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekilince 29.02.2016 tarihinde borcu itiraz dilekçesi sunulduğu ve dava değerinin 10.137,24 TL olduğu anlaşılmaktadır. Takip talebine ekli bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı tarafça düzenlenen … numaralı ve 1.264,76 TL bedelli ”…” açıklamalı, … numaralı ve1.228,80 TL bedelli ”…” açıklamalı, … numaralı ve 814,76 TL bedelli, ”2015 dönemi sözleşme damga vergisi” açıklamalı, … numaralı ve 6.016,16 TL bedelli, ”… kıdem tazminatı yansıtma -…”, 437486 numaralı ve 814,76 TL bedelli, ”2015 dönemi sözleşme damga vergisi” açıklamalı faturaların yer aldığı görülmektedir. (Dava dışı …’e ait işten çıkış bildirgesi, ihbar tazminat bordrosu, banka kanalı ile yapılan ödeme dekontu, … yönünden ihbar ve kıdem tazminatı ödemesiz, … döneme ait olmak üzere hizmet döküm cetveli – işten ayrılış bildirgesi, … Bankası aracılığıyla yapılan ödeme dekontu mahkemeye sunulmuştur.) Davalı tarafça davacıya gönderilen fesih ihbarnamesinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 10-b bendi uyarınca feshedildiği, ihbar süresi sonunda sözleşme kapsamındaki tüm hak ve yükümlülüklerinin sonra ereceğinin bildirildiği belirtilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Asıl işverenle alt işverenler arasında yapılan hizmet akitlerine göre yapılan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışan işçilerin işçilik alacakları için açtıkları davalar sonunda ödenmesine karar verilen miktarlardan alacaklı işçiye karşı her biri müteselsilen sorumludurlar. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 167. maddesindeki düzenleme uyarınca, aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça müteselsil sorumlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu olacaklardır. Yasa hükmünde eşit sorumluluğun müteselsil borçlularda aksinin kararlaştırılmaması halinde uygulanacağı belirtilmiştir. İş bu nedenle, taraflar arasındaki düzenlenen sözleşmenin incelenmesi gerekmektedir. 01.01.2014 tarihli güvenlik hizmet sözleşmesinin davacı (yüklenici) ile davalı (müşteri) arasında düzenlendiği ve 5 /ı maddesinde ”… Yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin ücret ,kıdem, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücretli hafta tatilleri, sosyal sigorta primleri ,tazminatları, vergileri, ve sair hakları özetle bu konularla ilgili hangi nedenle olursa olsun veya ne ad altında bulunursa bulunsun 3. şahıslar, devlet, belediye, özel idare veya herhangi bir merci ve makam tarafından tarh ve tahsil olunacak giderler, mali yükümlülükler ve sorumluluklar bütün kapsamıyla yükleniciye aittir.” hükmü yer almaktadır. 01.01.2014 tarihli güvenlik hizmet sözleşmesinin süresinin dair 1. ek protokolde; sözleşmenin genel hususlar başlıklı 5. maddesinin ı bendine ”yüklenici çalışanların iş akitlerinin müşteriye ve/veya mağazalarının yazılı talebi uyarınca feshedilmesi ve talep kapsamında ilgili çalışanlara yüklenici tarafından sair mevzuat kapsamında feshi nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesinin gerektiği durumlarda, çalışanın müşteri mağazalarındaki çalışma süresi kapsamında hesaplanacak olan ihbar ve kıdem tazminatına dair bedel öncelikle yüklenici tarafından ödenecek ve daha sonra bu bedellerin toplamı ekinde ilgili ödemeleri ispat eder nitelikteki belgeler ile beraber müşteriye fatura edilecektir. Ödemeyi ispat eden nitelikte belgelerin sunulmaması ve bunların müşteri tarafından yeterli görülmemesi halinde müşteri ödemeden imtina etme hakkına sahiptir” hükmün eklenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle: sözleşmenin ve ek protokolün maddeleri nazara alındığında ödeme ispat eder nitelikteki belgeler açısından … numaralı fatura ile ilgili itirazında ödeme dekontu, ihbar tazminatı bordrosunun, işten çıkış bildirgelerinin yeterli olduğu, ek protokoldeki ilgili maddeler uyarınca ödemenin ispat edildiği ve davanın açıldığı tarihe kadar toplam 538,12 TL temerrüt faiziyle birlikte davalının 10.675,36 TL ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve ek protokol uyarınca davacının ödeme belgelerini davalıya faturayla tebliğ ettiğine dair bir belge sunulamamış olup, yapılan icra takibine davalının sebebiyet vermediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı tarafça sunulan istinaf dilekçesindeki beyanlarda da alındığında ödeme yapılması ve bu ödemenin muteber ödeme belgeleriyle kanıtlanması halinde, müşterinin yükleniciye bu ödemeyi yapacağı, davalı tarafın da kabulündedir. Bu durumda, davacı tarafça takibe konu fatura içeriği ödemenin yapıldığı kanıtlandığından asıl alacak olan 10.099,28 TL yönünden davanın kabulüne, fazlaya dair istemin ise reddine dair karar vermek gerekmektedir. Ancak takip konusu ödemenin varlığı sözleşme gereğince davalı tarafça ödeme dekontu faturalarla tebliğ edilmediği, icra dosyasına sunulmadığından davalı tarafça bilinebilir durumda olmadığı ve İİK 67/2 maddesi gereğince davalının takibe itirazı haksız sayılamayacağı nazara alındığında, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.HMK’nin 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulüyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulüne, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/792 Esas, 2019/248 Karar saylı ve 05/03/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; a)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, b)Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibe yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin devamına; c)Asıl alacağa takipte talep edilen faizi aşmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına d)İİK nın 67. maddesi uyarınca şartları oluşmadığından icra inkar tazminat talebinin REDDİNE, e)Fazlaya dair istemin REDDİNE, 2-İlk Derece Mahkemesi yönünden; a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 689,88 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 122,62 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 567,26 TL’nin davalı tarafından tahsili ile Hazineye İrad Kaydına, b-Davacı tarafından yatırılan 122,62 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı tarafından toplam 2.743,00 TL yargılama gideri sarf edildiği anlaşıldığından, yargılama giderinden kabul edilme oranına isabet eden 2.732,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, ç-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre tayin ve takdir olunan 37,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 3-İstinaf İncelemesi Yönünden; a-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, b-Davalı tarafından yatırılan 217,52 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya İADESİNE, c-Davalı tarafça sarf edilen 312,80 istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022