Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/935 E. 2022/1152 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/935
KARAR NO: 2022/1152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/834
KARAR NO: 2018/238
DAVA TARİHİ: 23/01/2014
KARAR TARİHİ: 01/03/2018
DAVA: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin amcası dava dışı … Ltd Şti. arasında akdedilen prekast cephe kaplaması sözleşmesi gereği yapılan işin ödemesinin bir kısmına mahsuben …’le önce kooperatiften hisse devri daha sonra dairenin tamamlanmasına müteakip 18 numaralı dairenin tapuda tescili ile teslim edilmesi için anlaşmaya varıldığını, kooperatiften hak edilmiş hissesi bulunan … ile müvekkilinin ise hissenin kendisine devri için anlaşmaları üzerine devir işlemini gerçekleştirmek için adı geçen kooperatife gittiklerini, müvekkilinin dava dışı …’e bu devir karşılığında 330.000,00 TL’yi farklı vade tarihli müşteri çekleriyle ve nakit olarak ödediğini, kooperatif ortaklığı için yetkililer huzurunda gerekli işlemlerin tamamlanarak müvekkiline kooperatif ortaklık senedi verildiğini, daha sonra müvekkilinin yetkililerle yaptığı görüşmelerde dairenin ne zaman tamamlanacağına ilişkin sorulara kaçamak cevaplar verilmeye başlandığını, durumdan şüphelenen müvekkilinin ortaklık senedinde belirtilmiş olan 24/04/2013 tarihli ve 4 sayılı karara ilişkin yönetim kurulu karar defterini incelemeyi çok kereler talep etmiş olmasına rağmen yetkililerce dikkate alınmadığını, bunun üzerine Kartal … Noterliği’nin 10/09/2013 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile kooperatif ortaklığına ilişkin yönetim kurulu karar defterinin gösterilmesi için ihtarda bulunduğunu, 01/10/2013 tarihli cevabi yazıda müvekkili adına ortaklık senedi düzenlendiği fakat kooperatif ana sözleşmesi gereği ortaklık şartlarını taşıdığına ilişkin belgeleri ve usulüne uygun müracaat dilekçesini vermediğinden ayrıca kooperatif genel kurulunda alınan kararlara istinaden gereken ödemeleri yapmadığından ortaklık hakkının beklemeye alındığı belirtilerek kooperatif yönetim kurulu karar defterini inceleme taleplerinin kabul görmediğini, cevabi yazıda herhangi bir ödeme yapılmadığından bahsedilmiş olsa da ödeme yapılması ve müvekkilinin toplantılara davet edilmesi adına kooperatiften hiçbir ihbar veya bildirimde bulunulmadığını, bunun ise dairenin ticari iş karşılığı verilmiş olması nedeniyle müvekkili tarafından başkaca bir ödemenin gerçekleştirilmesinin söz konusu olmamasından kaynaklandığını beyan ederek davalı kooperatife üye olduğunun ve kooperatife borçlu olmadığının tespitini, söz konusu dairenin kendi adına tescil ve teslimini, mümkün olmadığı takdirde ise güncel değerinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yönetim kurulunun 24/04/2013 tarih 04 sayılı kararı ile ortaklardan …’ın ortaklık haklarını …’e devir isteğinin kabul edildiğini, …’in devir alma dilekçesini, nüfus örneğini ve ikamet belgesini ibraz etmediğindeni ve bugüne kadar kooperatife bir ödeme yapmadığını, ortaklığı devreden …’ın 15/11/2013 tarihli dilekçe ile …’in kendisine ödeme yapmadığından bahisle ortaklık devir işleminin geçersiz sayılmasını talep ettiğini, ortaklığı devralan davacı ortaklık ilişkisini sağlayan belgeleri ibraz etmediğinden ortaklığının oluşmadığını, hiçbir genel kurula davet edilmediğini ve ortaklar cetvelinde yer almadığını, bu sebeple ortaklık ilişkisinin … adına yürütüldüğünü, …’in ortak olarak gözükmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, denetlenebilir bilirkişi raporları içeriğine göre, davacı … dava dilekçesi ile dava dışı …’in … Ltd. Şti. ile yaptığı sözleşme çerçevesinde davalı kooperatiften hisse devri aldığını ve 18 nolu dairenin tapusunu kendi adına kaydı ve tescili konusunda anlaştıklarını bu kooperatif hissesinin devri için 330.000,00 TL muhtelif çek ve nakit verdiğini, bu anlaşmanın kooperatif yetkililerine sunulduğunda ortaklık senedi verilerek ortaklığa kabul konusunda vaadde bulunulduğunu ancak ortaklığa kabul edilmediğini bu konuda ihtar gönderdiğini belirterek kooperatife üye olduğu ve borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu dairenin kendi adına tescilini olmadığı taktirde güncel değerinin ödenmesini talep ve dava etmiştir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 14/2 maddesinde “Ortaklık devredilebilir, yönetim kurulu ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder” hükmü yer almaktadır. İlgili kooperatifin ana sözleşmesinin 16.maddesinde ise ortaklığın devrinin nasıl yapılacağı belirtilmiş, buna göre “ortaklık yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10.maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilir. Yönetim kurulu bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz. Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenilemez denilerek ortaklığın devrinin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir.Dava konusu kooperatifin 18 nolu dairesi … adına iken kooperatif başkanlığına 17/04/2013 tarihli dilekçesi ile kooperatif yönetim kurulunun 24/04/2013 tarih ve 04 sayılı kararı ile …’e devir isteğinin kabulüne ve devir alma dilekçesi ile birlikte nüfus kayıt örneği ile ikametgah belgesini ibraz etmesine dair karar verilmiştir. Sonrasında ortaklık payını devralan … adına kooperatifçe ortaklık senedi düzenlenmiştir. Ancak … yönetim kuruluna ortaklık payını devraldığına dair istenilen dilekçesiyi vermediği gibi, ortaklık nitelik ve şartlarını belirten belgeleri de kooperatife sunmamıştır. Yukarıda belirtildiği gibi sadece ortaklık payını devreden kooperatife başvurarak devir istemini belirtmiş, davacının ortaklık payını devralma yönünde dilekçesini ve talebini sunmadığı belirlenmiştir. Bu çerçevede davacı …’in kooperatif ortaklığının gerçekleşmediği ve kooperatifin ortağı olmadığı sonucuna varılmıştır. Yine …’ın sabit ortaklığı ortak olarak da kooperatife kayıtlı olmadığı da gözönüne alındığında neticeten davacının kooperatif ortaklığının gerçekleşmediği kanaati ile açılan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de delil ve beyanlarının yeterli şekilde dikkate alınmadığını, davalı hakkında yapılan suç duyurusunda Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/78193 Sor. sayılı dosyası ile takipsizlik kararı verilmiş olsa da savcılık dosyası kapsamında alınan 08/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda; “Müştekinin devir yolu ile ortaklığının gerçekleşmesi için kooperatif mevzuatına göre, ortaklık şartlarını taşıdığına ilişkin belgeleri kooperatife ibraz etmekle kusurlu olduğu, buna rağmen kooperatifin devir yolu ile ortaklık gerçekleşmeden ortaklık senedi düzenlemesinin doğru olmadığı…” tespitine yer verildiğini, mahkemece alınan 25/03/2016 tarihli ilk bilirkişi raporunun sonuç bölümünde “Davacı …’in 24/04/2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalı kooperatifin ortağı olduğu hususunun kabul edilebileceği” şeklinde görüş bildirildiğini, buna rağmen hükme esas alınan rapordaki tespitlerin dürüstlük kuralına ve kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesine açıkça ters düştüğünü, kooperatif tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığı için müvekkilinin kendisinden belge istendiğinden haberdar olmadığının göz ardı edildiğini, ayrıca raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulmasının ise bozmayı gerektirdiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; kooperatif ortaklığının tespiti ile ortaklığa konu dairenin tescil ve teslimi, mümkün olmadığı takdirde ise güncel değerinin ödenmesi istemine ilişkindir. Davacı; amcası olan … ile kooperatife ait binayı yapan … Ltd Şti. arasında cephe kaplaması işi sözleşmesi gereği …’e düşen dairenin, … tarafından kendisine satıldığını, karşılığında 330.000,00 TL ödediğini, kooperatifin kendisine ortaklık senedi verdiğini buna rağmen ortaklığının tescil edilmediğini iddia etmektedir. Dava dışı … ile ihbar olunan … Tic. Ltd Şti. arasında 25/12/2012 tarihinde akdedilen mavi beton cephe kaplaması sözleşmesi incelendiğinde; iş sahibi … Tic. Ltd Şti. (…), yüklenici … Cephe Uygulamacısı … olduğu, işin konusunun “… İnşaat tarafından yapılmakta olan Kartal Uğurmumcu projesi ve Termal 5 yıldızlı Otel projesi uygulanmasında anlaşılmış … Dış Cephe Uygulaması hususunda karşılıklı mutabakata varılarak imalat ve montajının yapılmasına karar verilmiştir.” şeklinde belirtildiği, sözleşmenin “Ödeme Şekli” başlıklı 7.maddesinde “İşin ödemesinin bir kısmı 6.kat 18 Nolu Daire karşılığı yapılacaktır. İşe karşılık alınacak daire 330.000 TL ye sayılmış olup geri kalan bedel şu şekilde ödenecektir; Dairenin teslim süresi en geç 1 yıldır. Teslim edilmediği takdirde günün rayicinden kira ödenecektir. Yüklenici dairenin bedelini hak ettiği zaman kooperatiften hisse verilecektir.” hükmü yer almaktadır. Davacı tarafından bu hüküm gereğince kooperatif hissesinin amcası …’e verildiği ve kendisinin 330.000,00 TL ödeyerek hisseyi amcasından devraldığını iddia etmektedir. Hisse devir beyanı, yönetim kurulu kararı, ihtarname; Dava dışı … kooperatife hitaben yazdığı 17/04/2013 tarihli dilekçesi ile; “Kooperatifimizdeki 18 no’lu daire hissemi …’e devrediyorum. Gerekli işlemlerin yapılmasını arz ederim.” talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamında yer alan … Tic. Ltd Şti.’ye ait sicil kayıtlarına göre şirketin ortaklarının …, … ve … olduğu, ayrıca … ve …’ın münferiden yetkili oldukları tespit edilmiştir. Kooperatif yönetim kurulunun 24/04/2013 tarih ve 4 sayılı kararı ile “1-Kooperatif ortaklarından …’ın ortaklık hakkını …’e devir isteğinin kabulüne, 2-Ortaklığı devralan …’in devir alma dilekçesini, nüfus kayıt örneğini ve ikametgah belgesini kooperatife ibraz etmesine” karar verilmiştir. Ortaklık senedi incelendiğinde; gayrimenkule ait bilgilerin: “İli: İstanbul, İlçesi: Kartal Köyü: …, Ada: …, Hisse Adedi: …”, ortağa ilişkin bilgilerin “TC No: …, Adı Soyadı: …, Baba Adı: …, Doğum Yeri Ve Tarihi: …, Yerleşim Yeri Adresi: … Sitesi … Mah … Cad … blok … Kurtköy Pendik İstanbul” olarak belirtildiği, bu bilgilerin altında “Yukarıda kimliği yazılı … …….’un Yönetim Kurulumuzun 24/042013 tarih ve 4 sayılı kararı ile KOOPERATİF ORTAK’lığına kabul edilerek İŞ bu senet düzenlenmiş ve bir verilmiştir.” yazılarak başkan ve 2.başkan tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından Kartal … Noterliği’nden keşide edilen 10/09/2013 tarihli ve … yevmiye no.lu ihtarname ile; Kooperatifin İstanbul ili, Kartal ilçesi … köyü, … adada bulunan konut projesine kooperatif ortağı olduğuna ilişkin resmi evrakların en geç (7) gün içerisinde iadeli taahhütlü posta yoluyla ibraz edilmesi veya söz konusu evrakları yerinde incelemek için tebliğ tarihinden itibaren en geç (3) gün içerisinde inceleme günü ve saatinin bildirilmesi, işbu taleplerime süresinde cevap verilmemesi aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiştir. İhtarnameye kooperatif tarafından 01/10/2013 tarihinde verilen cevapta; her ne kadar davacı adına ortaklık senedi düzenlenmiş ise de, kooperatif anasözleşmesi gereği ortaklık şartlarını taşıdığına ilişkin belgeleri ve usulüne uygun müracaat dilekçesini vermediği ve bugüne kadar kooperatif genel kurullarında alınan kararlara istinaden yapılması gereken ödemeleri de yapmadığının tespit edildiği belirtilmiş, kooperatif ortaklığı için gerekli belgeleri ibraz etmesi, kooperatif anasözleşmesinde şart koşulan ifadeleri içeren ortaklık dilekçesini vermesi ve gerekli ödemeleri yapması halinde ortakla ilgili prosedürlerin tamamlanacağı, mevcut durumda söz konusu ödemenin yapılması ve belgelerin ibraz edilmesi için ortaklık ilişkisinin beklemeye alındığı bildirilmiştir. Dava dışı … kooperatife hitaben yazdığı 15/11/2013 tarihli dilekçesi ile; “17/04/2013 tarihli dilekçemle …’e hissemin devredilmesini talep etmiştim. Ancak … anlaştığımız ödemeleri tarafıma yapmamıştır. Kooperatifinize üyelik ödemelerimi ben yaptım ve yapmaktayım. Bu nedenlerle daha evvel …’e devir yolu ile alınan ortaklık kararının geçersiz sayılıp tapunun tarafıma verilmesini arz ederim.” talebinde bulunmuştur. Dava konusu 2900 ada no.lu taşınmazda ferdileşme işlemi yapılarak davacının talebine konu 18 no.lu bağımsız bölümün … Tic. Ltd Şti. adına tescil edildiği, edinme sebebinin satış (08/04/2014 tarih ve … yevmiye) olarak belirtildiği dosya kapsamında yer alan tapu kaydından anlaşılmıştır. Sulh beyanı ve protokol İhbar olunan … Ltd Şti. Vekili 26/04/2016 tarihli dilekçesi ile müvekkil ile davacı arasında görülmekte olan ticari davalar için sulh olunarak protokol imzalandığını, protokol ile birlikte taraflar sulh olduğundan davaların sulh protokolü çerçevesinde reddi gerektiğini, protokol gereği söz konusu senetlerin ilkinin ödendiğini, 20/10/2015 vadeli ikinci senet davacı ile … tarafından ödeme gününde ibraz edilmediğinden 22/10/2015 tarihinde İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1993 D.İş dosyası ile TTK m.712 gereği tevdi mahalli tayini istenerek tevdi mahalline ödendiğini, ayrıca senetlerin davacı ve … tarafından 3.kişilere ciro edildiğini, sulh protokolü imzalanması ve senetlerin verilmesi ile sulhun gerçekleştiğini ayrıca senetler 3.kişiye ciro edildiği için davacı senetlere bağlı maddi menfaati elde ettiğinden sulhun şartlarının yine gerçekleşmiş olacağını, davacının hukuki yararının kalmadığını ifade etmiştir. 31/07/2015 tarihli sulh protokolünde; …, … ve vekilleri Av. …’ın “Alacaklı”, … Ltd. Şti. ve … Yapı Kooperatifi’nin “Borçlu” olarak anıldığı, protokolün Alacaklı tarafından başlatılmış olan birleşen İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/781 E. ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/834 E. İstanbul Anadolu C. Savcılığı 2014/78193 Sor. sayılı dosyaları kapsamına ilişkin olarak imza altına alındığı ifade edilerek; “1.Taraflar İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/781E. ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/834E. dosyaları karşılığı toplam borcun protokol tarihi itibariyle asıl alacak, işlemiş faiz, vekalet ücreti ve protokol tarihine kadar yapılmış olan masraflar dahil olmak üzere Alacaklı tarafından yapılmış indirim neticesinde 450.000-TL (Dörtyüzellibin TL) asıl alacak, 25.000-TL(Yirmibeşbin TL) vekalet ücreti olduğu hususunda mutabık kalmışlardır. Ancak ödemelerde gecikme veya ödemeler yapılmadığı takdirde bu tutar kabul edilmeyecek ve dava neticesine göre tutar belirlenecektir. 2. Söz konusu borç aşağıdaki şekilde ödenecektir: a. Bu Protokol’ün imzası tarihinde, Keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 31.07.2015, vade tarihleri 20.09.2015, 20.10.2015, 20.11.2015, 20.12.2015, 20.01.2016 olan her biri 90.000-TL(Doksanbin TL) bedelli beş adet senet, … Tic. Ltd. Şti. tarafından, … şahsi kefaletinde, …’e keşide edilerek alacaklı vekiline teslim edilmiştir. b. Borçlu, vekili ve alacaklı; alacaklı vekilinin vekalet ücretinin 25.000-TL (Yirmibeşbin TL) olduğunu kabul ve beyan eder. Keşide tarihi 31.07.2015, vade tarihi 10.08.2015 olan 25.000-TL(Yirmibeşbin TL) bedelli senet, … Tic. Ltd. Şti. tarafından, … şahsi kefaletinde, …’a keşide edilerek alacaklı vekiline teslim edilmiştir. Senet bedeli vade tarihinde alacaklı vekiline defaten ödenecektir. 3-Bu protokolün 2.a ve 2.b maddelerinde belirtilen senetlerin herhangi birisinin vadesinde ödenmemesi veya Borçlunun bu protokolün herhangi bir hükmüne aykırı hareket etmesi durumunda kalan senetlerin vadeleri beklenmeksizin protokolde belirtilen tüm alacak muaccel hale gelecektir. Tahsilde tekerrür olmamak üzere yasal takibat başlatılacaktır. Taraflar senetlerin teminat senedi olmadığını yukarıda belirtilen dava dosyalarındaki alacağın tahsili amacıyla düzenlendiğini şimdiden kabul ve taahhüt ederler. Borçlu protokolde belirtildiği üzere senetlerin vadesinde ödenmemesi durumunda hiçbir indirimden yararlanamayacağını, işbu protokolle borcunun yeniden yapılandırılmadığını kabul, beyan ve taahhüt eder.4. Vekalet ücreti ödemesinin ve asıl zılaczfğa ilişkin senetlerin vadesinde haricen nakit olarak ödenmesi halinde veya bankaya ibrazı ile tahsil edilmesi halinde alacaklı ve alacaklı vekili borçlu taraftan başkaca bir hak ve alacaklarının olmadığını kabul eder. İşbu protokolün imzalanması sonrası alacaklı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/781E. ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/834E. sayılı dosyaları sulh olma ihtimali nedeniyle Mahkemeden son senedin vadesi olan 20.01.2016 tarihine kadar süre talep edilecek ve söz konusu son senedin ödenmesine müteakip davalardan feragat edilecek işbu feragat nedeniyle davalılar herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmayacaktır… 8. Yukarıda belirtilen altı adet senet protokol tarihinde Av. …’a fiilen teslim edilmiştir…” maddelerine yer verildiği, protokolün …, ve … vekili olarak Av. … ile … Tic. Ltd. Şti. yetkilisi tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili ise 20/10/2015 vadeli senedin süresinde ödenmediğini, protokolün ihlal edildiğini beyan etmiştir.Mahkemece senet ve ödeme makbuzlarının ibraz edilmesi için ihbar olunan … Tic. Ltd Şti. vekiline süre verildiği, ihbar olunan vekilinin 04/05/2016 tarihli dilekçesi ile 20/09/2015 ödeme günlü 90.000,00 TL bedelli senedin ödendiğini ve senet alacaklısı tarafından imzalanmış bulunan evrakı sunduklarını, diğer senetlerin ise alacaklı tarafından ibraz edilmemesi ve 3.kişiye ciro edilmesi nedeniyle mahkemece belirlenen tevdi mahalline bedellerinin yatırıldığını belirterek, 20/10/2015 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli senet için 23/10/2015 tarihli ödemeyi gösterir banka dekontunu, 20/11/2015 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli senet için 19/11/2015 tarihli ödemeyi gösterir banka dekontunu, 20/12/2015 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli senet için 21/12/2015 tarihli ödemeyi gösterir banka dekontunu, 20/01/2015 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli senet için 21/01/2015 tarihli ödemeyi gösterir banka dekontunu ibraz etmiştir. Ayrıca ilk senedin vadesinde ödenmediği iddiası ile senet hamili … tarafından sözleşme gereği tüm senetlerin muaccel hale geldiği iddiası ile takibe konu edilmesi sonucu … Tic. Ltd Şti. te … tarafından takibin iptali istemiyle açılan dava neticesinde İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 14/01/2016 tarihli 2015/838 E. 2016/81 K. sayılı kararıyla “borçlu tarafından 22/10/2015 tarihinde İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1993 Diş sayılı dosyası ile tevdi mahalli tayini isteyip mahkemenin belirlediği tevdi mahalli hesabına 20/10/2015 vade tarihli senet miktarı olan 90.000,00 TL’yi yatırdığı, ancak davalı alacaklının ciranta olduğu, bu ödemenin lehtar adına yapıldığı, taraflar arasındaki iç ilişki olduğu, 90.000,00 TL davalı alacaklı ciranta adına yapılmadığından 20/10/2015 vade tarihli 90.000,00 TL tutarlı senet ile ilgili olarak açılan davanın reddine, 20/11/2015, 20/12/2015,20/01/2016 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli senetler ile ilgili olarak icra takibinin iptaline” karar verildiği, temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 07/03/2017 tarihli 2016/11715 E. 2017/3411 sayılı kararıyla; “Somut olayda, alacaklı tarafından senedin ödenmek üzere keşideci borçlulara ibraz edildiğine dair bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür. Borçlu keşidecinin 20.10.2015 vade tarihli senedin vadesini takip eden iki iş gününde 22.10.2015 tarihinde senet bedelini depo etmek üzere tevdi mahalli tayini talebiyle mahkemeye başvurduğu, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1993 Değişik iş sayılı dosyasında mahkemece, 20.10.2015 vade tarihli senet bedelinin senet alacaklısı … adına açılacak bir hesaba yatırılmak üzere … Bankası Kartal Soğanlık şubesinin tevdi mahalli olarak tayinine dair 23.10.2015 tarihinde karar verilerek tevdi mahalli tayin edildiği, borçlular tarafından senet bedelinin aynı gün tayin edilen hesaba ödendiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu senet yönünden borçlular takip edilemez. Bu durumda, mahkemece, alacaklı tarafından vadede ödenmek üzere borçlulara ibraz edilmeyen 20.10.2015 vade tarihli senet yönünden mahkemece tayin edilen tevdi mahalli hesabına vadesinde yapılan ödeme dikkate alınarak yukarıda açıklanan yasa maddeleri gereği bu senet yönünden de takibin iptali gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmasına kararı verilmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda yer alan hükümler;1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklığa girme şartları ve ortak sayısı” başlıklı 8.maddesinde; “Kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzelkişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşır. Yönetim Kurulu; ortaklar ile ortak olmak için müracat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorundadır. Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir. Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez.”, “Ortağın ölümü ve ortaklığın devri” başlıklı 14.maddenin 2.fıkrasında; “Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.” hükümleri yer almaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklık Senedi” başlıklı 18.maddesinde; “Her ortağın üyelik haklarının, ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır. Bu senede kooperatifin unvanı, sahibinin adı ve soyadı, iş ve konut adresi, kooperatife girdiği ve çıktığı tarihler yazılır.Bu hususlar, senet sahibi ile kooperatifi temsile yetkisi olan kimseler tarafından imzalanır. Ortağın yatırdığı veya çektiği paralar tarih sırasiyle kaydedilir. Bu kayıtlar kooperatifin ödediği paralara ait ise ortak imza eder. İmzalı ortak senedi makbuz hükmündedir. Mezkür senet anasözleşmeyi ihtiva etmek şartiyle ortaklık cüzdanı şeklinde de düzenlenebilir. Ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece beyyine vesikası hükmündedir.” düzenlemesi ise aynı şekilde kooperatif ana sözleşmesinin 19.maddesinde de yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinde yer alan düzenlemeler;Kooperatif ana sözleşmesinin “Ortaklık Şartları” başlıklı 10.maddesinde; “Kooperatife ortak olabilmek için aşağıdaki nitelik ve şartların varlığı gereklidir.1)Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi olmak, 2)Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya yabancı uyruklu olmakla birlikte 2644 Sayılı Tapu Kanunu veya yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre Türkiye’de gayrimenkul edinmesine imkan sağlanmış kişilerden bulunmak,3)1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 9 uncu maddesinde sayılan tüzel kişilerden olmak”, “Ortaklığa Kabul” başlıklı 11.maddesinde; “Gerekli şartları taşıyıp da, kooperatife ortak olmak isteyenler yazılı olarak yönetim kuruluna başvururlar. Bu başvuruda, anasözleşmenin tüm hükümlerinin ve getirilen yükümlülüklerin kabul edildiği açıkça belirtilir. Ortaklığa kabul yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşir. Yönetim kurulu, ortaklar ile ortak olmak için başvuranların 10 uncu maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak zorundadır. Ortaklığa kabul veya ret kararı, ilgiliye 15 (Onbeş) gün içinde yazı ile bildirilir. İstekli, ortaklığa alındığı takdirde, kararın kendisine bildirildiği tarihten itibaren 1 (Bir) ay içinde sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksiti ile diğer ortakların her birinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paylara eşit meblağı bir defada öder. 17 nci madde uyarınca devir yolu ile ortaklığa alınanlar hariç olmak üzere daha sonra ortaklığa kabul edileceklerden, yukarıdaki fıkrada belirtilen meblağın üzerinde para talep edilmesi, genel kurulun bu hususta karar alması halinde mümkündür. Yedek üye ve benzeri şekilde ortak kaydı yapılamaz. Bu amaçla para tahsil edilemez.”, “Ortaklığın Devri” başlıklı 17.maddesinde; “Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10 uncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir. Yönetim kurulu bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz. Yasal bir sebep olmaksızın devralanın ortaklığını kabul etmeyen yönetim kurulu üyeleri devreden ve devralanın uğrayacakları zararlara karşı müteselsil sorumludurlar. Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca ödemelerde bulunmaları istenemez.” hükümleri yer almaktadır. Kooperatif Uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 25/03/2016 tarihli raporda; kooperatifin önceki ortağı …’ın 17/04/2013 tarihinde kooperatife hitaben 18 no.lu daire ortaklığını …’e devretmek istediğini bildirdiği, devir çift taraflı bir hukuki muamele olduğundan hem devredenin hem de devralanın müşterek imzalarının bulunması gerekmekte ise de verilen dilekçede …’in imzasının bulunmadığı ancak davalı kooperatifin 24/04/2013 tarihli 4 nolu yönetim kurulu kararı ile …’ın, …’e devir isteğini kabul ederek, …’in lüzumlu evraklarının ibraz edilmesine karar verdiği, kural olarak devir talebinin kabul edilmesi ile birlikte ortaklığın devralan ortağa geçeceği, … 15/11/2013 tarihli dilekçe ile devir kararından vazgeçtiğini bildirmişse de devir iradesinin tek başına geri alınmasının mümkün olmadığı, kooperatif ortaklığında yönetim kurulu kararı ile bir ortağın ortaklığı kabul edildikten sonra ilgili evrakları vermemesi veya eksik vermesi sebebi ile ortaklığın iptal edilemeyeceği, devreden … kooperatifte sabit fiyatlı bir ortak olmadığından devralan davacının da sabit fiyatlı ortak sayılamayacağı ve tüm aidat borçlarından sorumlu olacağı, kooperatifte aidat borcu bulunan bir ortağın esasen daire teslimini isteme hakkının ise olmayacağı yönünde görüş sunulmuştur. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 08/09/2017 tarihli ek raporda; davalı kooperatifin 28/06/2011 tarihli genel kurulunda gündemin 11’nci maddesi ile kooperatifte sabit fiyatlı ortakların kimler olduğu ismen belirlenmiş olup bu kişiler arasında …’ın yer almadığı, bu nedenle devirdeki külli halefiyet ilkesi gereğince devralan davacının ortaklığa ait eski ve yeni borçlardan sorumlu olacağı, dava dışı … ile … Bil. Tic. Ltd. Şti. akdedilmiş olan cephe kaplama sözleşmesinin de davacının ortaklığı ile doğrudan bir ilgisi bulunmadığı, her ne kadar 25/12/2012 tarihli sözleşmenin 7’nci maddesinde işin ödenmesinin bir kısmının 6’nci kat 18 no.lu daire karşılığı yapılacağı yazılı ise de bu sözleşmede kooperatif taraf olmadığından ve esasen yönetim kurullarının da böyle bir sözleşme yapmaya yetkisi bulunmadığından dava dosyasına sunulan 31/07/2015 tarihli protokolünde dava konusu kooperatif ortaklığı ile bir ilgisinin bulunmadığı, protokol … ve … Ltd.Şti. arasında düzenlenmiş olup protokolün kooperatifte bir ortaklığın sabit fiyatlı ortaklık olmasını sağlamayacağı ifade edilmiştir. Mahkemece Kooperatif Uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/01/2018 tarihli 2.raporda; ortaklık payını devraldığını iddia eden …’in ortaklık payını devralmak istediğine dair kooperatife herhangi bir başvurusu veya dilekçesi mevcut olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yönetim kurulu ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder hükmünün emredici mahiyette olduğu, başka bir deyişle yönetim kurulunun ortaklığı devralan kişinin ortaklık nitelik ve şartlarını taşımayan, ortaklık niteliklerini taşıdığına ilişkin belgeleri dilekçe ekinde ibraz etmeyen kişiye yapılan devir isteğini kabul etmesinin söz konusu olamayacağı, bu nedenle davacı …’in devir alma isteğinin kabulüne dair 24/04/2013 tarihli ve 04 sayılı kararın ortaklık payının devri ve kooperatife ortak olarak kabulü için geçerli bir karar olmadığı, ortaklık payını devraldığını iddia eden …’in yönetim kuruluna ortaklık payını devraldığını belirten dilekçe vermediği gibi ana sözleşme gereğince ortaklık nitelik ve şartlarını belirten belgeleri de vermediği, devrin kooperatif yönünden geçerli olabilmesi için ortaklığı devreden ve devralan kişilerin belgelerini bir dilekçe ekinde kooperatife vererek dilekçelerinde devir yapılmasını istemeleri ve kooperatifçe istenilen diğer belgeleri de kooperatife vermeleri gerektiği aksi takdirde yapılan bu devrin kooperatif yönünden hüküm ifade etmeyeceği, somut olayda ise sadece devreden kişinin kooperatife dilekçe ile başvurarak ortaklık payını …’e devir etmek istediğini belirttiği, devralan konumundaki … ortaklık payını devralmak istediğine dair bir dilekçe ile kooperatife başvurmadığı gibi anasözleşmenin 10. Maddesinde yer alan ortaklık nitelik ve şartlarını taşıdığına dair belgeleri kooperatife ibraz etmediği, ortaklık payını devretmek isteyen …’ın kooperatifte sabit fiyatlı ortak olarak kayıtlı olmadığı, dava dosyasına sunulan 31/07/2015 protokol ile sözleşmenin de dava konusu kooperatif ortaklığı ile bir ilgisinin olmadığı, söz konusu Protokol ve sözleşmenin … ile … Tic. Şti. arasında düzenlendiği, bu düzenleme ile kooperatifte bir ortaklığın sabit fiyatlı ortaklık olmasını sağlamanın mümkün olmadığı, sonuç itibariyle davacı …’in devir yolu ile kooperatif ortaklık payını devralması işleminin ve kooperatife ortaklığının gerçekleşmediği, ortaklık sıfatını kazanamadığı yönünde görüş bildirilmiştir. İstanbul Anadolu C. Başsavcılığının 2014/78193 sors. sayılı dosyasında; … ve … tarafından, kooperatif yöneticileri hakkında dolandırıcılık suçundan yapılan şikayet üzerine yürütülen soruşturma kapsamında bilirkişi …’dan alınan raporda; müştekinin devir yoluyla ortaklığın gerçekleşmesi için kooperatifler mevzuatına göre ortaklık şartlarını taşıdığına ilişkin belgeleri kooperatife ibraz etmemekle kusurlu olduğu, buna rağmen kooperatifin devir yoluyla ortaklık gerçekleşmeden ortaklık senedi düzenlemesinin doğru olmadığı, müştekilerin gerek kooperatif üyeliği gerekse yüklenici şirkete karşı açılan alacak davası kapsamında hak elde etmelerinin mümkün olduğu ve suçun oluşmadığı belirtilmiş, İstanbul Anadolu C. Başsavcılığının 2014/149264 K. sayılı 12/12/2014 tarihli kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Yukarıda dava konusu olaya ilişkin tüm süreç özetlenmiş olup, davacının kooperatif üyeliği iddiasının dava dışı … ile ihbar olunan … Tic. Ltd Şti. arasında 25/12/2012 tarihinde akdedilen mavi beton cephe kaplaması sözleşmesine dayandığı, ihbar olunan şirket yetkilisi tarafından kooperatife sunulan dilekçe uyarınca kooperatif yönetim kurulunun 24/04/2013 tarih ve 4 sayılı kararı ile …’ın ortaklık hakkını …’e devir isteğinin kabulüne ve ortaklığı devralan …’in devir alma dilekçesini, nüfus kayıt örneğini ve ikametgah belgesini kooperatife ibraz etmesine karar verilmiş ise de aynı zamanda ortaklık senedinin de düzenlendiği ancak davacı tarafça gerekli evrakların kooperatife ibraz edilmediği, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye verilen cevapta evrakların ibraz edilmesi halinde işlem yapılacağı belirtilmesine rağmen evrakların davacı tarafından yine sunulmadığı, ortaklığı devreden …’ın ise kooperatife hitaben yazdığı 15/11/2013 tarihli dilekçesinde … tarafından ödemeler yapılmadığından daha evvel …’e devir yolu ile alınan ortaklık kararının geçersiz sayılıp tapunun tarafına verilmesini talep ettiği, bu talep uyarınca kooperatif tarafından … ortak kabul edilerek taşınmazın adına tescil edildiği ve satış yoluyla … Ltd Şti.’ye devredildiği, daha sonraki süreçte ise …, …’e vekaleten Av. … ile … Tic. Ltd. Şti. arasında sulh protokolü imzalandığı, sulh protokolünde sıralı senetlerin ödenmesi halinde işbu davadan ayrıca … tarafından … Gıda Turz. Bil. Tic. Ltd. Şti.’ne karşı açılan davadan feragat edileceğinin ifade edildiği, protokol kapsamında ihbar olunan şirket tarafından gerekli ödemelerin yapıldığına dair dekontların dosya kapsamına sunulduğu, davacı tarafından protokole itiraz edilmediği anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetince gerek eser sözleşmesinin gerekse protokolün kooperatif ortaklığı ile bir ilgisinin olmadığı, kooperatifin bu yönde bir sözleşme yapma yetkisi bulunmadığı ifade edilmiş olup, kooperatif sözleşmelere taraf değil ise de davacının kooperatif ortaklığı için ilgili kayıtlara dayanıyor olması nedeniyle bu kayıtların da değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira devrin dayanağı sözleşmelerdir. Bu durumda ise davacı tarafından gerekli evrakların da kooperatife ibraz edilmemesi nedeniyle ortaklığın tescil edilmemiş olması yanında sulh protokolü kapsamında ödemelerin yapılmış olması ve davacının protokole itiraz etmemesi de nazara alındığında davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/10/2022