Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/93 E. 2020/346 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/93
KARAR NO: 2020/346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/525 Esas
KARAR NO: 2017/954
KARAR TARİHİ: 14/11/2017
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı … yapı kooperatifin hissedarı olup kendisinden herhangi bir genel kurul kararı olmaksızın kendisinden 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı emlak vergilerinin faiziyle birlikte talep edildiğini, müvekkilinin her türlü hakkını saklı tutacağını beyanla ihtirazi kayıtla kendisinden istenen bedeli faizi ile ödediğini, öncelikle kooperatif yönetim kurulu tarafından, emlak vergisi adı altında ortaklardan bir kısmından, kendi insiyatifi ile gerçek verginin üç misli para toplandığını, ancak ne kooperatifin ne de yönetim kurulunun, üyelerinden emlak vergisi adı altında para toplama hak ve yetkisi bulunmadığını, malik sıfatı kooperatif tüzel kişiliği haiz olduğundan, bu yük de ona ait olduğunu, ortaklardan sadece oda, genel kurul kararıyla içinde emlak vergisinin de bulunduğu her türlü harcama kalemi için avans mahiyetinde ödenti toplayabileceğini, yine kooperatif yönetim kurulunun insiyatifi ile icat ettiği gelir kalemleri için faiz alamayacağını, sonuç olarak yönetim kurulunun, genel kurul kararları dışında para toplama yetkisi olmadığı gibi faiz istemesinin de mümkün olmadığını, kaldı ki kooperatifin gelir ve aidatlarının toplamı üç yıllık bütçe giderlerini karşılayacak düzeyde olduğunu ileri sürerek, kendilerinden haksız olarak tahsil edilen 8.233,00 TL emlak vergisi ve 5.486,00 TL gecikme faizi toplamı olmak üzere 13.719,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren aylık % 2 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; kooperatifin bütçelerinde her zaman emlak vergi ödemesinin bulunduğunu, bu hususun yasal bir sorumluluk olduğunu, taşınmazların kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle ayrıca genel kurul kararına gerek olmadan bilançolarda ödenecek vergilerin belirtildiğini, bundan ayrı olarak 2000 ve 2004 tarihli genel kurul kararlarında ödenecek vergilerin üyelerden tahsiline ilişkin kararların bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Yapılan yargılama sonucu iddia ve savunmaya, davalı kooperatifin sicil dosyasına, tarafların kabulünde olan ödeme belgelerine, sunulan ve toplanan deliller ile yaptırılan inceleme sonucu alınan 15/10/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporuna, itiraz üzerine aynı heyetten alınan 16/09/2015, 16/02/2017 ve 15/08/2017 tarihli ek raporlara, emsal olarak bildirilen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/525 esas sayılı dava dosyasına ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifte üye olduğu, taşınmazların kooperatif adına olması nedeniyle emlak vergilerinin kooperatif tarafından ödenmesinde yasal zorunluluk olduğu, davalı kooperatifin 12/04/2004 tarihli genel kurulunda emlak vergilerinin üyelerden toplanmasına karar verildiği, son alınan ek raporda kooperatifin ticari faaliyette bulunmaması nedeniyle işlemiş faiz yönünden TBK’nın 120/2. maddesine göre hesaplama yapıldığında, davacıya düşen emlak vergisinin 8.208,00 TL, işlemiş faizin ise 4.167,63 TL tuttuğu, her ikisinin toplamının 12.375,63 TL ettiği, ancak davalı kooperatifin toplamta 13.719,00 TL davalıdan tahsil ettiği, aradaki fark olan 1.343,37 TL’nin davacıya iadesinin gerektiği ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; verginin belediyeye ödenmesi ve belediyeye ödenen miktar tartışma ve dava konusu yapılmadığını, tarafımızdan ihtilaf konusu edilmesinin sebebinin, yönetim kurulunun kendi inisiyatifiyle ve yasaya aykırı olarak ortakların tamamından değil bir kısmından ve keyfe keder olarak emlak vergisi adını kullanarak gerçek verginin üç misline varan para toplaması olduğu, yani emlak vergisi adı altında bu fahiş bedeller istendiğini, ortaklar vergi mevzuatına vakıf olmadıklarından istismar edildiği, kaldı ki kooperatifin aidat ve gelirleri yıllık bütçesinin üç katına ulaştığı, kooperatifin bilançosunda gözüken varlığı, onlarca emlak vergisini karşılayacak düzeyde olduğunu, belediyeye yapılan ödemelerin kooperatif üyelerine nasıl yansıtıldığı da ayrı bir muamma olduğunu, buna ilişkin belgelerin mahkemeye sunulmasını ısrarla talep etmelerine rağmen bu belgelerin getirtilmediği, 2007-2012, 6 yıla ait genel kurulların hiç birinde aidatlar hariç emlak vergisi veya sair adla ortaklardan para tahsili hususunda alınmış bir karar bulunmadığını, bilirkişi raporlarında dava konusu dönemden çok önce alınan 12.06.2004 tarihli Genel Kurul kararlarına dayanıldığı buna dayanılarak görüşleri bina edildiğini ve karar da aynı doğrultuda olduğundan kaldırılması gerektiği, Yargıtay uygulaması doğrultusunda somut olayda genel kurul tarafından alınmış bir karar bulunmadığından faiz işletilmemesi gerektiği halde kooperatifin haksız yere faiz işlettiği, 3817 ortağı bulunan … Kooperatifinin 19.06.2010 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında Yönetim ve Denetim kurullarının seçimiyle ilgili 8. maddesi toplantıya katılan 210 üyeden 190 üyenin oyu ile alındığı, yönetim ve denetim Kurullarının seçilmemiş olduğu, 2014/2398 E. ve 2014/5470 Karar sayılı Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin ilamıyla onaylanarak karara bağlandığı, bu sebeple yönetim kurulunun 19.6.2010 tarihinden sonra üçüncü şahıs durumunda yetkisiz, yaptığı işlemlerin geçersiz, yok hükmünde olduğu yüksek yargI onayı ile de sabit olduğu, kooperatif işlerinin yürütülmesi için gerekli bütün harcamaların (Emlak vergisi dahi bu harcamalar kapsamına girmektedir) toplanan aidatlardan karşılanması gerektiği, kooperatiflerde, ortaktan toplanacak her türlü ödemenin genel kurul kararlarına dayanması gerektiği, yasa, ana sözleşme ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde tartışmasız olup, dava konusu olan hususun göz ardı edilerek, vukufsuzluk ya da büyük bir ihmalle rapor düzenlendiği hususları istinaf nedenleri olarak ileri sürülmüştür
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, davalı kooperatifin, üyesi olan davacıdan, davacının çekince koyarak tahsil ettiği 2007-2012 yıllarına ait emlak vergisi ve faizinin haksız, yasal dayanaktan yoksun ve fahiş olduğu gerekçesiyle, rücuen iadesine yönelik alacak istemine ilişkindir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar doğrultusunda; davalı kooperatifin 2007-2012 hesap dönemlerine ait tahakkuk eden emlak vergilerini Bağcılar Belediyesi’ne yasal süresi içinde ödediği, yapılan ödemelerin yasal ticari defterlere usulüne uygun olarak muhasebe kayıt ve işlemlerinin yapıldığı, emsal yargıtay kararları doğrultusunda emlak vergilerin kooperatif tarafından ödenmesi zorunlu olduğu ve vergi miktarlarına genel kurul tarafından müdahale yapılmasının mümkün olmadığı, bu konuda genel kurul kararı olmasa bile bu borçların ödenmesi gerektiği, ancak davalı kooperatifin ticari faaliyette bulunmaması nedeniyle işlemiş faiz yönünden TBK’nın 120/2 maddesine göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacıdan fazla tahsil edildiği tespit olunan 1.343,37 TL’nin iadesi gerektiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Emsal dosyalardaki Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/10410 Esas 2016/2640 Karar 25/04/2016 tarihli ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2017/59 Esas 2017/86 Karar 30/01/2017 tarihli kararlarında ifade edildiği şekilde davalı kooperatifin, gayrimenkullerin maliki olarak emlak ve sair vergileri ödemekle mükellef olduğu, ayrıca davalı kooperatifin 12/04/2002 tarihli genel kurulunda emlak vergilerinin üyelerden toplanmasına karar verildiği, ilgili dönemlere ait genel kurullarda kabul edilen tahmini bütçelerin tamamında emlak vergileri ayrı bir kalem olarak ve açıkça gösterilerek mayıs ve kasım aylarında ödeneceği kararlaştırıldığı, alınan bu kararların iptali yada değiştirilmesi ve geri alınması söz konusu olmadığından, dolayısıyla davalı kooperatif adına tahakkuk eden, kooperatifin yasal zorunluluktan dolayı ödediği vergilerden, davacının payına düşen kısmının işlemiş faizi ile birlikte tahsil edilmesinde yasaya ve ana sözleşme hükümlerine karşı herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacının, 2010 tarihli kooperatif genel kurul kararının iptaline yönelik taleplerin ilk derece mahkemesinde ileri sürülmemiş olduğundan HMK 357/1 maddesi gereğince inceleme konusu yapılmamıştır. Davacı, gerek dava dilekçesinde gerekse istinaf dilekçesinde ödenen emlak vergisinin miktarının dava konusu yapılmadığını ancak, ödenen verginin ortakların tamamından değil bir kısmından, alınması gereken miktarın üç misli alındığını iddia etmiş olup, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle öncelikle 2007-2012 dönemi emlak vergisi ile ilgili yönetim kurulu kararları ve ödeme tabloları getirtilerek, ödenen emlak vergilerin ortaklar arasında ne şekilde paylaştırıldığı ve davacıya isabet eden iş yeri belirlenerek o tip iş yeri için üyelerce ödenmesi gereken emlak vergisi miktarı tespit edilerek asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınması gerekirken, belirtilen tespit ve araştırmalar yapılmadan hüküm kurulması hatalı olduğundan; davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahal mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun Kabulü İle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/525 E. 2017/954 K. 14/11/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca alınması gereken 98,10 TL harcın HAZİNEYE irat kaydına, 4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde İADESİNE, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/12/2020