Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/913 E. 2022/1199 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/913
KARAR NO: 2022/1199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/435
KARAR NO: 2018/1379
TARİHİ: 21/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Tacirler Arası Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2017
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında 03.07.2013 tarihinde Marka Patent Vekilliği Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından bu sözleşmeye istinaden 6.175 TL şirketin iştigal alanları ile ilgili marka tescili yapılması için ödeme gerçekleştiğini, ancak davalı şirketin marka tescili yaptıkları 11 sınıf içerisinde …’ın esas iştigal alanında marka tescili yapılmayarak ayıplı hizmet verildiğini, davalıya atılan mailler ile ayıplı hizmet nedeniyle ödenen bedelin iadesi için talepte bulunulmuşsa da bu bedelin iade edilmediğini, müvekkili tarafından davalının ödediği resmi bedeller düşülerek asıl alacak miktarı olan 4.166,00 TL için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğundan bahisle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacıya taahhüt edilen hizmetin verildiğini ve işlemin tamamlandığını, davacı ile 03.07.2013 tarihinde yapılan sözleşmenin … markasının 01, 02, 06, 11, 17, 21, 22, 23, 26, 27, 31. emtia sınıflarında tescili için yapıldığını, sözleşmede bu sınıfların davacı ile kararlaştırıldığını, davacının bahsettiği sözleşme bedelinin 6175 TL değil masraflar, harçlar ve KDV dahil 4.630,00 TL olduğunu, davacı hangi sınıflarca marka tescili talep etmiş ise o sınıflarda marka tescili yapıldığını, davacının zaten kendi faaliyet alanında … ve … tescil numaralı markaları olduğunu, davacının … sayılı markayı sınıf genişletme amacıyla tescil ettirdiğini, müvekkili tarafından da talebine uygun işlem yapıldığını, davacının müvekkili ile başka işlemler için de anlaşmaları olduğunu, fakat iş bu davanın konusunun 03.07.2013 tarihli sözleşme gereğince 11 sınıfta marka tescili işi olduğunu, 03.07.2013 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye göre tescil edilen markaya ait belge, fatura, banka harç ödeme dekontları olduğunu, bu belgelerin davanın ve takibin haksız olduğunun yazılı kanıtı olduğunu beyan ederek; davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine ve kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir. Dava, ayıplı hizmet nedeni ile oluşan bedelin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasında mevcut 03.07.2013 tarihli 4.630,00 TL bedelli “Marka ve Patent Vekilliği Sözleşmesi” uyarınca davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında 11 sınıfta marka tescili işinin yapılması için avans ödemelerin yapıldığı, davalı tarafından davacı adına; 18.02.2016 tarihli … sıra nolu 3.450,00 TL tutarlı marka başvuru ücreti açıklamalı, 22.03.2016 tarihli, … sıra nolu 677,00 TL tutarlı marka tescil belgesi düzenleme ücreti açıklamalı, 23.11.2017 tarihli … belge numaralı 1.500,00 TL tutarlı “Manyetik Kavramak Çift Cam Arası Kumandalı Jaluzi Patent Hizmet Bedeli” açıklamalı ve 23.11.2017 tarihli … belge numaralı, 1.180,00 TL tutarlı “… Bilgisayar Yazılım Telif Hakkı Hizmeti” açıklamalı faturaların düzenlendiği görülmüştür. Dosya kapsamına davalı tarafından Türk Patent Enstitüsü hesabına 10.07.2013 tarihinde 1.930,00 TL, 04.07.2014 tarihinde 490,00 TL olmak üzere toplam 2.420,00 TL para gönderildiği, dekont açıklamalarında, “… … çift cam arası jaluzi belge talebi” ibaresinin yer aldığı, bu çerçevede 10.07.2013 tarihinden itibaren 10 yıl geçerli olacak şekilde,01, 02, 06, 11, 17, 21, 22, 23, 26, 27, 31 nolu 11 adet emtia için marka tescil belgesinin üretildiği ancak taraflar arasındaki sözleşmede alınması için anlaşılan sınıfların 01, 02, 06, 09, 11, 17, 21, 22, 23, 26, 27, 31, 37 olmak üzere 13 sınıf olarak belirlenmiştir. Bu anlamda 09 ve 37 numaralı sınıfların, alınan marka tescil belgesinde yer almadıkları görülmüştür. Vekalet sözleşmesi kapsamında bulunan dava konusu 3.7.2013 tarihli marka vekilliği sözleşmesinde “… Çift Cam Arası Jaluzi” markasının yukarıda anılan diğer emtia sınıfları yanı sıra 11. emtia sınıfı için de tescili kararlaştırılmış ve tescil işlemi de gerçekleşmiş olup Marka vekili 10.7.2013 tarihinde başvurusunu yaptığı, 27.8.2017 tarihinde tescillemenin tamamlandığı ve ifa sürecinde zamanlamaya özen gösterildiği, marka vekilinin koruyucu/genişletici marka tescil ettirme görevini yerine getirdiği, 9 ve 37. sınıflarının marka tescilinde seçilmemiş olması ile ilgili olarak ,9. sınıfın, termometre, barometre, ampermetre, voltmetre, nem ölçer, test cihazı, teleskop, periskop ve pusula gibi ürünleri kapsadığı, 37. sınıf ise, hizmetlerle ilgili olup, kiralama, bakım, tamir ve restorasyon gibi hizmetleri kapsadığı, davacının iştigal alanın ise ; inşaat ve bilhassa cam olduğu bu nedenle 9. ve 37. sınıfın tescil kapsamında dışlanması, onun iştigal konusunu ilgilendiren esas cam veya jaluzi gibi ürünlerin atlanmasına sebep olmadığı ancak sözleşme ile bu sınıfların da tescilinin kararlaştırılmış olmasına rağmen yerine getirilmemesinin vekalet görevinin eksik ifa anlamı taşıdığı yine bilirkişi heyetinde yer alan sektör bilirkişisinin rapordaki tespitleri uyarınca davacının iştigal konusunu birebir ilgilendiren sınıfın, “inşaatlar için cam ürünleri” ibaresiyle 19’uncu emtia sınıfı olmasına rağmen, davalının bu sınıfın tescilini marka sahibine önermemesi ve dolayısıyla da sözleşmede yer verilmemesinin, uzmanlığın gerektirdiği teamüle aykırı ağır ihmal olarak nitelendirilmesi gerektiği ,dava konusu uyuşmazlıkta mütefakik kusur koşulunun oluşmadığı, bu durumda davacı tarafça davalıya ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali gerektiği kanaatine varılmış takipten öne temerrüt oluşmadığı, ve alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeni ile koşulları oluşmayan icra inkar talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; marka tescil işleminde eksik ifanın söz konusu olmadığını, markanın 11 sınıfta tescil edildiği, 2 sınıf için benzer marka nedeni ile başvurunun reddedildiğini, bu sınıf zaten davacının faaliyet alanında olmadığından redde itiraz edilmediğini, sözleşmede 19. Sınıf için marka tescili talep edilmediğini, bu hususta görevlendirilmediklerini, davacının … markasının zaten … ve … tescil numaraları ile tescilli olduğunu, davacının dava konusu sözleşmeyi farklı sınıflarda tescil alarak sınıf genişletme amacıyla yaptığını, sözleşmede 19. Sınıfın yer almamasının eksiklik yada hata olmadığını, dava konusunun 03/07/2013 tarihli sözleşme olduğunu, taraflar arasındaki tüm ticari ilişki değerlendirilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek istinaf itirazlarının kabulü ile davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nin 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, marka patent vekilliği sözleşmesi kapsamında davalının davacının esas iştigal alanında marka tescili yapmayarak ayıplı hizmet verdiğinden bahisle fazla ödenen hizmet bedelinin iadesi amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine fazla ödenen hizmet bedelinin iadesi için 4.166,00TL asıl alacak, 73,10 işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.239,10 TL tutarında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça borca süresinde itiraz edilmekle takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf, sözleşmeye istinaden şirketin iştigal alanları ile ilgili marka tescili yapılması için 6.175,00TL ödeme yaptıklarını, davalı tarafın tescil ettirdiği 11 sınıf içerisinde kendilerinin esas iştigal alanında marka tescili yapılmadığından davalının ayıplı hizmet verdiğini, ödenen bedelin iadesi talep edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını, davalının ödediği resmi bedellerin mahsubu ile 4.166,00TL için icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu beyan etmektedir. Davalı taraf, takibe itiraz dilekçesinde davacıya borçlu olmadıklarını beyan etmiş, süresinde olmayan cevap dilekçesinde ise sözleşme gereği 11 adet sınıfta marka tescilinin yapıldığını, davacının zaten kendi faaliyet alanında … ve … tescil numaralı markaları olduğunu, davacının dava konusu … sayılı markayı sınıf genişletme amacıyla tescil ettirdiğini, kendilerinin talebe uygun işlem yaptığını savunmaktadır. Somut olayda; davacı, 04/07/2013 tarihli … sözleşme numaralı marka ve patent vekilliği sözleşmesini, davalı hakkındaki ilamsız takip dosyasına ekleyerek fazla ödenen hizmet bedelinin tahsilini istemiştir. Takip dayanağı borcun varlığını ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından takibin dayanağı olarak takip dosyasına eklenen sözleşme ile dava dilekçesine ekli ve yargılamada esas alınan sözleşmenin farklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.11.2011 gün 2011/19-671 E. 2011/749 K. sayıllı kararında da belirtildiği üzere, itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Davacı tarafça takip dayanağı olarak takip dosyasına eklenen sözleşme 04/07/2013 tarihli … numaralı olmasına rağmen, dava dilekçesine 03/07/2013 tarihli … numaralı sözleşmenin eklenmesi ve yargılamada bu sözleşmenin esas alınmasının çelişkili bir durum yaratması karşısında; bu hususta davacı tarafa beyanda bulunmak üzere süre verilip, sonucuna göre yukarıda belirtilen esaslar da dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yaptıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, kaldırma sebebine göre davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/435 E. 2018/1379 K. Sayılı ve 21/12/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nrn 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan 72,00 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2022