Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/912
KARAR NO: 2022/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/142 Esas
KARAR NO: 2019/202
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirkete gümrük hizmeti verdiğini, davalı borçlu şirketin 9.801,78 TL alacaklı olmasına karşı bu borcun ödenmediğini, açılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete verdiği ve söz konusu borcun doğmasını sağlayacak herhangi bir hizmeti bulunmadığını, müvekkil şirketin borcu bulunmadığını davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” gümrük hizmetinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … Ltd. Şti. tarafından borçlu … Ltd. Şti. yönelik 9.801,78-TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK’nin 67. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir. Uyuşmazlık icra takibine konu alacaktan dolayı davalı tarafın bir sorumluluğunun olup olmadığı, bu alacağın dayanağı olarak belirtilen Gümrük İşlemleri hizmetinin davacı tarafından davalıya verilip verilmediği noktasındadır. İddia, beyan, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalının ticari işletmesi adına kesilen faturanın davalının ticari defterlerine işlendiği, ancak icra takibinden sonra olmak üzere davalı yanın 02.01.2017 tarihinde davacı yanla ticari ilişkisini takip etmiş olduğu hesaba 9.802,57 TL. borç kaydı muhasebesi gerçekleştirerek (herhangi bir ödeme olmadan) hesabı tasfiye etmiş olduğu, davalı yanın bu kaydın kaynağı olarak 10.862,74 TL.’lık işleme ve borç dekontuna ilişkin olarak gümrük vergisine ait yükümlülüğün kendisine olmadığı savunmasında bulunmuştur. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, Avcılar Uygulama Grup Müdürlüğü’nün 02.07.2018 tarihli cevabi yazısı ve gümrük mevzuatı yönünden takibe konu faturadan dolayı davalının sorumluluğunun bulunmadığı ve bu bağlamda davacı yanın davalı yandan tazmin edeceği bir bedel olmadığı takdir ve sonucuna varılarak ispatlanamayan davasının reddine ancak, takip haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak yapıldığı davalı tarafça ispatlanamadığından, davalı vekilinin de tazminat talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından sehven yapılan ödemelerin davalı hesabına iade edilmiş olması nedeniyle uyuşmazlığa konu alacak bakiyesi oluştuğu ve davalının sebepsiz zenginleştiği, muhasebe hatalarından dolayı vergi dairesinin hesaplarına intikal eden ilgili işlemin KDV iadelerinin alınamadığı, ancak bu durumun davalı şirketin tamamen kendi çalışmasından kaynaklandığı, bilirkişi tarafından yapılan incelemede her iki tarafın defterlerinin birbiriyle uyuştuğunun tespit edildiği, Büyükçekmece vergi dairesine yazı yazma talebinde bulunulduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, gümrük hizmetinden kaynaklı olarak faturaya dayalı alacağın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … sayıda takip dosyasının incelenmesinden davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı muavin defter alacağı talepli 9.801,78 TL alacağın tazminine yönelik takip başlatılmış olup davalı tarafça icra takibine ödeme emrine, faize yönelik itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde taraflar arasındaki gümrük hizmeti nedeniyle tüm edimlerin davalı tarafça yerine getirildiği, ancak icra takibinin davalıya görülen hizmetle ilgisi bulunmadığı, talep edilen bedelin karşı tarafın işlerini hatalı olarak yapmasından kaynaklandığı, içeriğinin bilinmediği ve davacı tarafça davalıdan talep edilen işbu ödemenin vergi dairesi ödemesi olup bu ödeme ile ilgili olarak davalıya herhangi bir hizmet verilmediği, fatura edilmediği ve takipten önce de talep edilmediği belirtilmiştir.Mali müşavir ve gümrük uzmanı bilirkişisinden oluşan heyetçe düzenlenen raporda özetle; taraflara ait ticari defterlerin incelenmesinde açılış tasdiklerini zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, defterlerin birbirini teyit eden şekilde düzenlendiği, – Davacı tarafın ticari defterlerinde; Davalı ile ticari ilişkisini 120. alıcılar hesabının altında 03.168 alt kodu ile takip etmiş olduğu, 2015 yılı yevmiye defterinin 12980. Sayfasında yer alan … nolu yıl sonu kapanış maddesinde davalı tarafla ticari ilişkisinin takip ettiği 120.03. 168 alıcılar hesabına 9.801,78 TL alacak bakiyesi vererek yıl sonu kapanışını gerçekleştirdiği ve bu haliyle davacı tarafın kendi kayıtlarında davalıdan 9.801,78 TL alacaklı olduğunun kayıtlarına işlenmiş olduğu, -Davalı tarafın ticari defterlerinde; davacı tarafta ticari ilişkisini 320. satıcılar hesabının altında HG01-01.032 altında takip etmiş olduğu, 2014 yılı ticari defterinin 47. sayfasında yer alan 120 madde nolu yevmiye yıl sonu kapanışında davacı yanına 16.632,61 TL borçlu bulunduğu ancak ibraz edilen muhasebeye ilişkin cari hesap muavinin de davacıya 16.973,70 TL borcunun kayıtlı olduğu ve 0,79 TL hesabı farklı tarafların 2014 yılı sonunda borç – alacak tutarlarının birbiriyle uyumlu olduğu, 2015 yılı sonunda ise davalı yanın kendi kayıtlarında davacı tarafa 31.12.2015 tarih sonu itibariyle 9.802,57 TL borçlu olduğunu kayıtlarının işlendiği, davalının ibraz ettiği muhasebe fişine göre tarafın ticari ilişkisini takip ettiği cari hesaba 9.802,57 TL borç kaydı ve 226. Sırada verilen depozito ve teminatlar hesabına alacak kaydı gerçekleştirerek davacı tarafa olan hesabı tasfiye ettiği, firmaların kendi muhasebelerinde oluşturdukları tek taraflı kayıtlarının 3. kişileri bağlamadığı, bu kayıt sebebinin 25.11.2014 tarihli 2 kap 2 adet eşyanın 10.862,74 TL’lik sehven ödenen vergiden kaynaklandığının davacı tarafça beyan edildiği, – Gümrük hizmetleri açısından yapılan tespitte ise; Gümrük Müdürlüğü’nde davalı şirket adına işlem gören ve davacı … müşavirliğince işlem görmek üzere tescil edilen … sayılı 25.11.2014 tarihli giriş beyannamesi muhteviyatı 1 adet konteynerin muhteviyatının kullanılmadığı, motor cinsi eşyanın … beyanıyla gümrük müşavirliği tarafından 01.11.2014 tarihli dilekçeyle yanlış rejim kodu (4000) verilerek trex olması gerekeceği itirazıyla beyannamenin ilgili gümrük müdürlüğü tarafından iptal edildiği, yine aynı gümrük müşavirliği tarafından aynı firmaya ait aynı eşyanın bu kez … sayı tarihli giriş beyannamesi ile … farklı GTİP beyanıyla tescil edilip kapanmış beyannameyi aynı nedenlerle 01.12.2014 tarihli dilekçeyle iptal için ilgili Gümrük Müdürlüğüne müracaatta bulunulduğu, ancak Gümrük Kanununun 234/1-a maddesine göre cezai müeyyide uygulaması gerekeceği müdürlük makamınca kayıt altına alındığı, İşlem dosyası üzerinde yapılan incelemede eşyanın çekilip firmaya teslim edildiğine dair vezne makbuzuna rastlanılmadığı, ithalatçı firma tarafından GTİP ve rejimin bilinmesini mümkün bulunmadığı ve bunun gümrük müşaviri firmalarının görevi olduğu, ayrıca gümrük müşavirliği firmasınca eşyaların davalı firmaya teslim edildiğine dair vezne makbuzuna dosyada rastlanılmadığı ve dolayısıyla davacı … müşavirliği firmasının 01.12.2014 tarihli dilekçe ile …4 tarihli giriş beyannamesi için gümrük müdürlüğüne ibraz edilen dilekçede belirtilen cezai durumun GTİP ve 4000 değişim bilgilerinin hatalı girilmesinden dolayı hatanın gümrük müşavirliği firma hatası olduğu ve eşyalarını çekilip davalı firmaya makbuz ile teslim edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge olmaması nedeniyle davacı firmanın bir alacağının olduğuna dair herhangi bir belge ve kanaate rastlanılmadığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Mahkemece Büyükçekmece vergi dairesine müzekkere yazılarak toplam 10.862,74 TL verginin davalı firmaya iade – mahsup edilip edilmediğini bildirilmesi istenilmiş ve vergi dairesince mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, bilgisayar kayıtlarında yapılan incelemede 18.12.2014 tarih ve … sayılı gümrük beyannamesinden doğan 10.862,74 TL gümrük vergisi ile ilgili mahsup – iade yapılmadığı ve mükellefin bu gümrük borcuna istinaden vergi dairesinden herhangi bir iade ve mahsup talebinde bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi heyetine emekli gümrük başmüfettişi eklenerek yeniden rapor tanzim edilmesi istenilmiş ve bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda özetle ; davalı yanın 2015 yılı ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafa 9.802,57 TL borçlu olduğunu kayıtlarda işlendiği, ancak icra takibinden sonra davalı tarafın 02.01.2017 tarihinde davacı taraf ve ticari ilişkisini takip etmiş olduğu hesaba 9.802,57 TL borç kaydı muhasebesi gerçekleştirerek (herhangi bir ödeme olmaksızın) hesabı tasfiye etmiş olduğu, davalı tarafın gümrük mevzuatı yönünden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı ve davacı tarafın davalıdan tazmin edeceği bir bedel olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş olup davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davaya konuda uyuşmazlıkta mali müşavir bilirkişince düzenlenen raporda taraftan ticari defterlerinin birbirini doğruladığı, davacı tarafın kayıtlarında davalıdan 9.801,78 TL alacaklı olduğunun kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın kendi kayıtlarında davacıya 31.12.2015 tarih sonu itibariyle 9.802,57 TL borçlu olduğunu kayıtlarının işlendiği, ancak davacı tarafın 02.01.2017 tarihli muhasebe fişine göre 9.802,57 TL borç kaydı ve 226. verilen depozito teminatların hesabına alacak kaydı gerçekleştirerek davalı taraf olan hesabına tasfiye edildiği tespitinde bulunmuştur. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan davacının alacağının kaynağını oluşturan 10.862,74 TL’lik borç dekontuna ilişkin yükümlülüğün hangi tarafta olduğu hususu önem arz etmektedir. Gümrük Kanunu’nun 234/1-a maddesinde ”a) 15. maddede belirtilen gümrük tarifesini oluşturan unsurlardan veya vergilendirme esas olan sayı, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü ve beyanına göre hesaplanan ithalat vergileri ile muayene sonuçlarına göre alınması gereken ithalat vergileri arasındaki fark %5’i aştığı takdirde ,ithalat vergilerinden ayrı olarak bu farkın 3 katı para cezası alınır ”hükmü yer almaktadır. Buna göre davacı firmanın 01.12.2014 tarihli dilekçesi ile … tarihli giriş beyannamesi yönünden cezai durumun GTİP ve 4000 değişim bilgilerinin hatalı girmesinden kaynaklı olduğu, anılan hatanın davacı … müşavirliği firmasına ait olduğu ve vergi dairesine yazılan müzekkere cevabında da davalı tarafa … nolu gümrük beyannamesi için 18.12.2014 tarihinde yatırılan gümrük vergisi ve damga vergisi olmak üzere toplam 10.862,74 TL tutarındaki verginin iade veya mahsup edilme işleminin yapılmadığı, mükellefin bu gümrük borcuna ilişkin herhangi bir iade ve mahsup talebinde de bulunmadığı yönündeki bilgi ve tespitler nazara alındığında mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022