Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/908 E. 2022/1246 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/908
KARAR NO: 2022/1246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/324 Esas
KARAR NO: 2018/447
KARAR TARİHİ: 30/04/2018
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı ile davalı arasında ticari iş ilişkisinin mevcut olduğunu, vaki ilişki kapsamında davalının hizmetten yararlanan konumunda olduğunu, davacının ise reklam faaliyetlerini üstlendiğini, bu kapsamda üstlendiği reklam hizmetini aylık yayınlanan … adlı derginin Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos 2016 aylarında yayınlatmak suretiyle hizmeti sağladığını, sağladığı hizmeti 01/04/2016-… ve 4.500,00 TL miktarlı, 01/05/2016-… sayılı, 4.500,00 TL miktarlı, 01/06/2016-… sayılı, 4.500,00 TL miktarlı, 01/07/2016-… sayılı, 4.500,00 TL miktarlı ve 01/08/2016- … sayılı, 4.500,00 TL miktarlı faturalar ile davalıya fatura ettiğini, sözleşme gereği fatura edilen alacağın 60 gün içinde ödenmesi gerektiği halde ödenmemesi nedeniyle alacağını tahsil için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden faturalara dayanmak suretiyle ilamsız yolla takibe koyduklarını, ancak davalının haksız bir şekilde takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile İİK 67.maddesi uyarınca takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı taraf ile davalı şirketin yapmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı ve mutabakat olmamasına rağmen davacının davalıyı ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalıştığını, oysa alacağın varlığının ancak ve ancak yazılı bir cari hesap sözleşmesinin varlığına bağlı olduğunu, davacı tarafın cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturaların davalıya tebliğ edilmediğini, bu sebepten bu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu nedenle borcu kabul etmediklerini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe konu alacak likit olmadığından inkar tazminatını da kabul etmediklerini, bu sebepten haksız ve dayanaksız davanın reddini ve haksız ve kötü niyetli olan davacının aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini cevaben talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Bilirkişi …’dan alınan 07/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporuyla, davacı alacaklının dava tarihi itibariyle 17.110,00 TL alacaklı olduğu, davacının sözleşme kapsamında düzenlediği fatura bedeli olan 26.550,00 TL’den davalının düzenlediği fatura bedelleri olan 9.440,00TL bedellerin mahsubu ile davacının 18/11/2016 tarihi itibariyle 17.110,00 TL alacaklı olabileceği, ancak mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 4.7 maddesi çerçevesinde davacının Barter hakkını kullanması konusunda seçimlik hakkı olmadığının benimsenmesi halinde ise 18/11/2016 takip tarihi itibariyle 13.275,00 TL alacaklı olabileceği sonucuna varılmış ise de, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2017/400 Esas ve 2018/1440 Karar sayılı kararı ve genel olarak Yargıtay uygulamasına göre “ itirazın iptali davalarında takip dayanağı faturalar ile sınırlı inceleme yapılacağı” ilkesi mahkememizce de benimsenmekle davacı alacağının sözleşmeye dayalı cari hesaba göre değil, ancak takibe dayanak yapılan 01/04/2016-… ve 4.500,00 TL miktarlı, 01/05/2016-… sayılı, 4.500,00 TL miktarlı, 01/06/2016-… sayılı, 4.500,00 TL miktarlı ve 01/07/2016-… sayılı, 4.500,00 TL miktarlı 4 adet fatura kapsamıyla belirlenmesi gerektiği, bilirkişice bu şekilde bir hesaplama yapılmamakla birlikte bu konuda yeniden bilirkişi incelemesine yer olmadığı ve ek rapor alınmasına gerek olmadığı, davacının davalıdan 4 fatura kapsamıyla (4×4.500,00 TL = 18.000,00 TL, 18.000,00 TL x%18 KDV=3.240,00 TL, 18.000,00 TL +3.240,00 TL = 21.240,00 TL ) 21.240,00 TL alacağı olduğu, sözleşmenin 4.3 maddesi ile de davalının bu alacağın yarısını Barter sistemiyle ödeme hakkına sahip olmasına rağmen davacı tarafın bu hakkını Barter sistemiyle kullanma isteminde bulunduğunun dosya kapsamında sabit olmaması karşısında davacının ancak 21.240,00 TL’nin yarısını (21.240,00 TL/2=10.620,00 TL ) yani 10.620,00 TL’yi nakit olarak talep hakkına sahip olduğu ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Davalı tarafın İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 10.620,00 TL bakımından iptaline, alacağı takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, İİK’nun 67.maddesi kapsamında davalıdan 10.620,00 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 2.124,00 TL icra inkar tazminatının alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Karara mesnet bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporunda da faturaların davalıya teslimine veya tebliğine yönelik ibare ya da emare yoksa da … Dergisi’nde yapılan sadece reklam baz alınarak alacağa hükmedildiğini, söz konusu reklamın dergide yer almış olması, müvekkilin reklam hizmeti için sözleşme yaptığı anlamına gelmeyeceğini, söz konusu reklamın müvekkil tarafından verilip verilmediği belli olmadığını, zira, sadece reklamın dergide çıkması arada faturaya konu olabilecek ticari anlaşma olduğunu göstermeyeceğini, kayıtlarımızda tarafımıza teslim edilen söz konusu konuya ilişkin fatura bulunmadığını, dolayısıyla sadece çıkan reklam dikkate alınarak alacağa hükmedilmesi hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirketin davalı yandan 17.110-TL bakiye alacağının bulunduğu sabit olup ilk derece mahkemesi tarafından sözleşmenin 4.3. maddesi yanlış yorumlandığını, bu nedenle itirazın iptaline konu 3.835 tl’lik talebin haksız olarak reddedildiğini, davalının hiçbir şekilde ödeme yapma niyetinde olmadığını, sözleşme bedelinin yarısının dahi ödenmemesi nedeniyle barter sisteminin kullanılmadığını, bu nedenle müvekkilinin bedelin tamamının talep etme hakkı bulunduğunu, ilk derece mahkemesi faturalar ile sınırlı inceleme yapılması prensibi gereği 01.08.2016 tarihli faturayı dikkate almadığını, oysa 01.08.2016 tarihli fatura takip talebi ve ödeme emrinin üzerine sehven yazılmadığını ancak ödeme emrinin ekinde 01.08.2016 tarihli fatura da dahil edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, reklam hizmetinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 4 adet faturaya istinaden 17.110,00 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan 07/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ” …Davacının ibraz olunan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, e-defter beratlarının süresinde alındığı, envanter defterlerinin süresinde noter tasdiklerinin yapıldığı, bu vasıflara haiz defterlerin sahibi olan davacı lehine delil vasfına haiz olduğu, defter kayıtları itibariyle davacı alacaklının dava tarihi itibariyle 17.110,00 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerini ibraz etmediği için davalının ticari defterlerinin incelenemediği, ayrıca dava dosyasındaki sözleşmenin 4.7 maddesi çerçevesinde davacının Barter hakkını kullanma konusunda seçimlik hakkı olduğunu kabul edilmesi halinde davacının sözleşme kapsamında düzenlediği fatura bedeli olan 26.550,00 TL’den davalının düzenlediği fatura bedelleri olan 9.440,00 TL bedellerin mahsubu ile davacının 18/11/2016 tarihi itibariyle 17.110,00 TL alacaklı olduğu, ancak mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 4.7 maddesi çerçevesinde davacının Barter hakkını kullanması konusunda seçimlik hakkı olmadığının benimsenmesi halinde ise 18/11/2016 takip tarihi itibariyle 13.275,00 TL alacaklı olabileceği, davacı taraf iddialarının benimsenmesi halinde davacının alacağının yıllık % 10,50 avans faizi uygulama hakkına sahip olduğu” tespitine varıldığı bildirilmiştir. Dosya kapasıma göre, taraflar arasında 15/03/2016 tarihli Reklam/İlan sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 2.1 maddesi ile davacının davalının gönderdiği reklamları … dergisi …’ta 12 ay süresince yayınlama edimini üstlendiği, 4.maddesiyle bu edimin ifası halinde davalının ödemesi gereken ücretin her ay için 4.500 TL+KDV olduğu, 4.2 bu bedelin yarısının (2.250,00 TL+KDV) tanzim edilecek olan faturanın tebliğinden itibaren en geç 60 gün içinde ödeneceğinin, diğer yarısının ise Barter olarak ödeneceği kararlaştırıldığı, Barter sisteminin ise davacının yönlendireceği kişilerin otel konaklama hizmetlerinden faydalanmak olarak tanımlandığı, Dosya içerisinde örnekleri sunulan … Dergisinin Nisan 2016, Mayıs 2016, Haziran 2016 ve Temmuz 2016, Ağustos 2016 sayılarından alınan örnekler incelendiğinde davacı şirketin 15/03/2016 tarihli sözleşmeye uygun olarak davalı şirketin reklamını tam sayfa halinde yayınlatmak suretiyle edimini ifa ettiği görülmüştür. Bu itibarla davacının sözleşmeye uygun olarak tanzim ettiği, Nisan 2016, Mayıs 2016, Haziran 2016 ve Temmuz 2016, Ağustos 2016 dönemine ait faturalardan kaynaklanan hizmeti sunduğu, verilen hizmetlerden dolayı toplam 26.550,00 TL fatura alacağı bulunduğu, 9.440,00 TL bedelin mahsubu ile bakiye 17.110,00 TL alacağı kaldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar ödeme emrinde 2016 Ağustos dönemine ait 01/08/2016 tarihli KDV dahil 5.310,00 TL bedelli fatura gösterilmemiş ise de ödeme emrine ekli dayanak belgeler içerisinde cari hesap açıklamalı belgede 01/08/2016 tarihli KDV dahil 5.310,00 TL bedelli faturanın da yer aldığı, talep edilen 17.110-TL bakiye alacak içerisinde söz konusu faturanın da dahil edilmesine rağmen ödeme emrinde sehven gösterilmediği kabulü ile davacının, takibe dayanağının davaya konu 5 adet fatura olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4 maddesinde, sözleşmenin bedelinin 1/2’sinin, yani aylık bedelin yarısının her ay 2.250,00 TL artı KDV peşin olarak, bakiye kalan yarısının da davacının en az 15 iş günü öncesinden yazılı olarak konfirme almak koşulu ile uygun görülen zamanlarda … Hotels’de konaklama hizmetlerinden faydalanacağı bedelden mahsup edilerek barter prensibi ile ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı vekili her ne kadar, davalının hiçbir şekilde ödeme yapma niyetinde olmadığını, sözleşme bedelinin yarısının dahi ödenmemesi nedeniyle barter sisteminin kullanılmadığını, sözleşme bedelinin tamamının nakit olarak ödenmesini talep etmiş ise de yukarında ifade edildiği gibi davacının, sözleşmenin 4.5 maddesi uyarınca sözleşmenin yarı bedeli için öncelikle en az 15 iş günü öncesinden yazılı olarak konfirme almak koşulu ile uygun görülen zamanlarda … Hotels’de konaklama hizmetleri için başvuruda bulunması gerekir. Barter olarak ödenmesine karar verilen konaklama talebinin davalı tarafça reddi halinde davacı ancak kalan bedelin nakit olarak ödenmesini talep edebilir. Takip tarihi itibariyle davacı tarafın bu hususta bir talebi olmadığı yada davacının talebinin reddedildiğine ilişkin bir belge sunulmadığından, barter sistemi ile ödenmesi kararlaştırılan miktarın henüz muaccel olmadığı, dolayısıyla davacının, 5 adet faturadan kaynaklı 26.550,00 TL alacağının yarısı olan 13.2750,00 TL’yi nakit olarak talep etme hakkı bulunmadığından davalının takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 13.275,00 TL miktar üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. İİK 67/2.maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır. Takip tutarı sözleşmede kararlaştırılan bakiye fatura bedeli olup alacak likit/belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b-1 bendi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.b-2 bendi uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile, HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/324 Esas, 2018/447 Karar sayılı ve 30/04/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 3-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, a-Davalının, İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 13.275,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, b-Alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, c-İİK’nun 67.maddesi kapsamında kabul edilen 13.275,00 TL takip tutarının % 20’si oranında hesaplanan 2.655,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 906,81 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 292,20 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 614,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, e-Davacı tarafından yatırılan 292,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafça sarf edilen, başvurma harcı: 31,40 TL, posta gideri; 173,50 TL bilirkişi ücreti; 691,50 TL, olmak üzere toplam 900,90 TL yargılama giderinin kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 698,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, f-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, g-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.835,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 4-Harçlar Kanunu gereğince taraflardan alınan 121,30 TL istinaf başvuru harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, taraflarca yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 36,30’ar TL’nin istinaf eden davalıdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafça sarf edilen 165,70 TL istinaf harcı, 90,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 232,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.