Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/901 E. 2022/1002 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/901
KARAR NO: 2022/1002
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
ESAS NO: 2016/1241 Esas
KARAR NO: 2018/860
DAVA TARİHİ: 22/11/2016
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Ücretinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın kooperatif üyesi olduğunu, ancak Şubat 2012-Ağustos 2016 arasındaki üyelik aidatlarını ödemediğini, alacağın tahsili için Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibi takip çıkışının 18.658,46-TL olduğunu, işbu dava ile takibin 11.924,31-TL’lik kısmı için yapılan itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu beyanla; itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kök üyenin … olduğunu, 28.09.2014 tarihindeki vefatından sonra geriye mirasçı olarak 2/8 oranında …, 3/8 oranında … ve 3/8 oranında … kaldığını, muris …’in davacı kooperatife üyelik için 05.04.2004 tarihinde başvurduğunu, kooperatifin 05.04.2004/78 sayılı yönetim kurulu kararı ile 146 nolu üyelik kaydının yapıldığını, 2008 yılından sonra aidatların düzenli olarak ödenemediğini, bu nedenle davacı tarafından muris aleyhine 22.06.2011 tarihinde 2011/10525 E sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, itiraz üzerine Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/856 E sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını, mahkemenin 27.05.2014 – E. 856 K. 123 sayılı kararında, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ve asıl alacak 4.252.27 TL kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının, muris aleyhine 26.04.2016 tarihinde Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden 1.311 TL site aidatı için takip yapıldığını ve murisin icra dosyasına 28.06.2010 tarihinde 1.500 TL ödeyerek dosya borcunun kapatıldığını, davacının, Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden muris aleyhine 931.49 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığını, son olarak davacının, işbu davaya konu olan alacak için Anadolu …icra müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takip yapıldığını, muris … 28.09.2004 tarihinde vefat ettikten sonra 15.10.2014 tarihinde davalılardan … ve …’nin miras haklarında davalı … lehine feragat ettiklerini, …’in daireyi küllü halef olarak hak ve borçları ile birlikte devir aldığını, takip tarihi itibariyle davalılar … ve …’nin anılan dairede herhangi bir hissesi bulunmadığı için kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, muris … tarafından yapılan ödemeler dikkate alınmadan takibin yapıldığını, zira …’in 26.02.2015 tarihinde 2.000 TL, 06.02.2016 tarihinde 1.000 TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödemeler dikkate alınmadan takibe girişildiğini, takibe konu dönem için esas borçlarının 7.012 TL olduğunu, 09.12.2016 tarihinde davacı tarafından verilen üye hesap kartında belirtilen rakamlar üzerinden Ocak-2012 – 31.08.2016 tarihleri arasındaki dönem için faiz işlememesi açısından bakiye 7.012,00 tl anapara miktarın 09.12.2016 tarihinde müvekkili … adına tarafınca davacının hesabına ödendiğini, davalılar davacı tarafından temerrüte düşürülmediği için -faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, genel kurul kararlarının tüm üyelere tebliğ edilmesinin zorun olduğunu, eğer usulüne uygun tebligat yapılmamış ise Genel Kurul kararında belirtiklen aidat miktarına faiz işletilmesi hukuken mümkün olmadığını, ayrıca ödenmeyen aidatlar için faizin hangi tarihten itibaren ve ne şekilde işletileceğinin Genel Kurul Kararlarında açıkça yazılması gerektiğini, bunların olmadığını, icra takiplerinde derdestlik olduğunu, site yönetim aidatlarının da takip konusu yapılmış olabileceğini savunarak davanın husumet ve alacak yönünden reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, icra dosyası incelendiğinde, davacının davalılar hakkında aidat alacağına ilişkin 14.692.00 TL ana para, 3.966.46 TL faiz olmak üzere toplam 18.658.46 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davalıların derdestlik ve husumet itirazında bulundukları, derdestlik itirazının icra dosyası geldikten sonra husumet itirazının ise esasla birlikte değerlendirilmesine karar verilmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır. Davalılarca beyan edilen icra dosyaları, tapu kaydı, İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/856 Esas sayılı dosyası dosyamız arasındadır. Belirtilen dosya incelendiğinde; muris …’in 2009 mayıs-2012 Haziran dönemi arasındaki ait borçlarını ödemediği bahisle açılan dava olduğu davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan koopertif defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi … tarafından düzenlenen rapora göre; kök üye …’in, kooperatif yönetim kurulunun 05.04.2004 tarih 78 sayılı kararı ile 146 ortak numarasıyla davacı kooperatife üye olduğu ve kendisine … Blok …kat … nolu dairenin tahsis edildiği, tapu senedine göre ise, … Blok ….kat … nolu dairenin 16.10.2014/… yevmiye numarasıyla … adına tescil edildiği, davalıların, kök üyenin murisleri olup, her ne kadar kök üyeye tahsil edilen dairenin, tapuda 16.10.2014/… yevmiye numarasıyla … adına tescil edildiği görülmüş ise de tapu devrinin, üyelik devri anlamına gelmeyeceği, kooperatife, üyelik devri beyan edilmedikçe ve kooperatif kayıtlarına işlenmedikçe, kooperatif borçlarından murislerin tamamının sorumlu tutulacağı, talep edilen alacağın 30.01.2012-30.08.2016 döneminde ödenmeyen kooperatif aidat bedellerine dayandırıldığı, kooperatif genel kurul toplantı tutanaklarına göre davacının toplam 14.692.00 TL alacağının olduğu, kooperatifin defter kayıtlarında, davalı tarafın; 28.02.2015 tarihinde 2.000.00 TL, 10.02.2016 tarihinde 1.000.00 TL olmak üzere toplam 3.000.00 TL ödeme kayıt edildiği, bu durumda davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 11.692.00 TL alacağı olduğu, 19.06.2011 tarihli genel kurulda, aidatlarını gecikmeyle ödeyen ortaklardan yasal faiz alınmasına karar verildiği, bu tarihten sonraki genel kurullarda faiz kararının alınmadığı, davacının 3.619.76 TL faiz alacağı olduğu, belirtilmiştir. Tarafların bilirkişi raporu itirazı sonucu bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda; takip tarihi itibariyle takip sonrası ve dava öncesi yapılan ödemelerin dikkate alındığı, davacının davalılardan 9.536,00 TL ana para, 2.388,31 TL faiz alacağı olduğunu beyan ettiği, eğer davalıların 3.000,00 TL ödemesi dikkate alınmadığı taktirde davacının bu beyanda haklı olduğu ancak 3.000,00 TL ödemenin davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle davalılardan 6.536,00 TL ana para, 1.966,04 TL faiz alacağının bulunduğu, davalıların takipten sonra davadan önce 04/10/2016 tarihinde 100,00 TL 15/11/2016 tarihinde 200,00 TL olmak üzere toplam 300,00 TL ödeme yaptığı, dava tarihinden sonra 09/12/2016 tarihinde 100,00 TL, 30/12/2016 tarihinde 7.012,00 TL olmak üzere toplam 7.112,00 TL ödeme yaptığı, takip sonrası dava öncesi yapılan 300,00 TL ödemenin 1.966,04 TL işlemiş faiz alacağından düşülerek davacının 1.791,85 TL faiz borcu olduğu, belirtilmiştir.İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve icra takip dosyası içeriğine göre; davalı/ borçluların murisi …’in davacı kooperatifin üyesi olduğu; kök üye …’in, kooperatif yönetim kurulunun 05.04.2004 tarih 78 sayılı kararı ile 146 ortak numarasıyla davacı kooperatife üye olduğu ve kendisine … Blok …kat … nolu dairenin tahsis edildiği, her ne kadar … ve …’in dairede paylarının olmaması nedeniyle aidat borcundan sorumlu olmayacaklarına yönelik itirazda bulunmuş olsalar da tapu senedine göre ise, .. Blok …kat … nolu dairenin 16.10.2014/… yevmiye numarasıyla … adına tescil edildiği, davalıların, kök üyenin murisleri olup, her ne kadar kök üyeye tahsil edilen dairenin, tapuda 16.10.2014/16900 yevmiye numarasıyla … adına tescil edildiği görülmüş ise de tapu devrinin, üyelik devri anlamına gelmeyeceği, kooperatife, üyelik devri beyan edilmedikçe ve kooperatif kayıtlarına işlenmedikçe, kooperatif borçlarından murislerin tamamının sorumlu tutulacağı, …’in 28.09.2014 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak eşi …, oğlu … ve kızı …’in kaldığı, sunulan mirasçılık belgesinin tetkikinden anlaşıldığı, kök üye …’in borcundan dolayı davalı mirasçıların tamamının sorumlu olduğu, davalıların husumet itirazının reddine karar verildiği, bilirkişi tarafından genel kurulda belirlenen aidat tutarlarına göre davacının alacağının belirlendiği, tarafların davalılar tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki itirazları sonucu bu hususun değerlendirilmesi açısından bilirkişiden ek rapor alındığı, davacının davalılardan 9.536,00 TL ana para, 2.388,31 TL faiz alacağı olduğunu beyan ettiği, davalılar tarafından 3.000,00 TL ödemenin davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle davalılardan 6.536,00 TL ana para, 1.966,04 TL faiz alacağının bulunduğu, davalıların takipten sonra davadan önce 04/10/2016 tarihinde 100,00 TL, 15/11/2016 tarihinde 200,00 TL olmak üzere toplam 300,00 TL ödeme yaptığı, dava tarihinden sonra 09/12/2016 tarihinde 100,00 TL, 30/12/2016 tarihinde 7.012,00 TL olmak üzere toplam 7.112,00 TL ödeme yaptığı, takip sonrası dava öncesi yapılan 300,00 TL ödemenin 1.966,04 TL işlemiş faiz alacağından düşülerek davacının 1.791,85 TL faiz borcu olduğunun anlaşıldığı, mahkememizce davalıların borçlarının ek raporla hesaplandığı şekilde 6.536,00 TL asıl alacak, 1.791,85 TL işlemiş faiz alacağı olduğu, her ne kadar davalılar vekilinin davacının davalılar hakkında aynı alacak nedeniyle başka icra takipleri yaptığını, bu nedenle alacağın derdest olduğunu ileri sürmüş olsa da getirtilen icra takip dosyalarının daha önceki tarihlere ait genel kurul da alınan aidat bedellerine ilişkin olup, yine İstanbul Anadolu 2 ATM 2011/856 Esas sayılı dosyasında talep edilen alacağın önceki tarihlere ait aidat alacağa olmakla mahkememizce talep edilen aidat tutarlarıyla bir ilgisi olmadığı anlaşıldığından davalıların derdestlik itirazının da reddine karar vermek gerekmiş yine davalılar tarafından dava tarihi olan 22/11/2016 tarihinden yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmiş ve davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduklaro 6.536,00 TL asıl alacak, 1.791,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.327,85 TL alacağa yönelik itirazlarının iptaline, takibin 6.536,00 TL asıl alacak, 1.791,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.327,85 TL üzerinden devamına, asıl alacağa 15/11/2016 (kısmi ödeme tarihi) tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, dava tarihi olan 22/11/2016 tarihinden sonra davalılar tarafından yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının yaptığı ödemelerin dikkate alındığını, davanın tam kabul edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini beyan ederek reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; gerek kooperatif üyeliğinin ölümle mirasçılara doğrudan geçmemiş olması ve gerekse dairedeki hisselerini murisin ölümünden 17 gün sonra (takip tarihinden önce) diğer davalı …’e devretmiş olmaları nedeniyle; davanın davalılar … ve … yönünden pasif husumet yoklığı nedeniyle reddinin gerektiğini, alacağın likit olmadığını, yargılamayı gerektirdiğini, müvekkillerinin alacak miktarını bilecek durumda olmadığını, borcun tebliğ edilmediğini, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, reddedilen kısım yününden kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğini, işlemiş faize hükmedilemeyeceğini beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddine ve davalılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, davacının istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesinde; ”yargılama sırasında tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya bilirkişiye verilmiştir. bilirkişi kök raporunda malesef davacının da taleplerini aşacak şekilde hatalı tespit ve hesaplamalarda bulunulmuştur. sonrasında, tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda dosyada ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda takip tarihi itibariyle davacının davalılardan 6.536,00 tl ana para alacağı olduğu belirtilmiştir. bu miktar davacı vekilinin 11.10.2017 tarihli dilekçesindeki taleplerine ve davacı kooperatif kayıtlarına ve tarafımızca dosyaya sunulan üye hesap kartı kayıtlarına da uygundur. Oysa dava dilekçesinde 11.924,31 tl yönünden itirazın iptali talebinde bulunulmuştur. bu durumda bizim takibe itirazımızda ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, 07.09.2016 tarihinde davalılar aleyhine 14.692,00TL ana para, 3.966,46TL faiz olmak üzere toplam 18.658,46 TL alacağın asıl alacağa işletilecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalıların yasal süresinde ödeme emirlerine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı, alacağın dayanağının 30.01.2012-30.08.2016 döneminde ödenmeyen kooperatif aidat bedeli olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre; Davalıların murisi …’in, davacı kooperatife 146 ortak numarası ile üye olduğu ve kendisine … Blok …kat … nolu dairenin tahsis edildiği, …’in 28.09.2014 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak eşi …, oğlu … ve kızı …’in kaldığı, dosyaya sunulan tapu senedine göre ise, … Blok …kat … nolu dairenin 16.10.2014/… yevmiye numarasıyla … adına tescil edildiği görülmüştür.Davalılar … ve …, miras haklarından diğer davalı … lehine feragat ettiklerini, dava konusu dairenin tapusunun …’e devredildiğini, hisselerinin olmadığını beyan ederek husumet itirazında bulunmuşlardır. Davanın çözümü için ölen ortağın ortaklık sıfatının sona erip ermeyeceği, hangi şartlarda sona ereceği konusunun çözümlenmesi gerekir. 1163 sayılı Kooperatifler Yasası’nın 14. maddesinde ortağın ölümü ile ortaklık sıfatının sona ereceğinin, ancak ana sözleşmede gösterilecek şartlarla ölen ortağın mirascılarının ortak olarak kalabilmelerinin sağlanabileceği düzenlenmiştir.Mahkemece, kooperatif ana sözleşmesi temin edilerek, sözleşmede ölen ortağın mirascılarının ortak olarak kalabilmelerinin mümkün olup olmadığı, davalıların şartları sağlayıp sağlamadığı, ortaklığın devam edip etmediği tespit edilerek, sonuca göre davalılar … ve …’in husumet itirazının değerlendirilmesi gerekirken bu hususta inceleme yapılmaksızın husumet itirazının reddi isabetli olmamıştır. Mahkemece eksiklikler tamamlanıp, husumet itirazı da değerlendirilerek esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca hükmün kaldırılma gerekçesine göre, davacının tüm, davalıların sair itirazları incelenmeksizin davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının ve davalıların sair istinaf itirazları incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1241 Esas, 2018/860 Karar sayılı ve 22/11/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Taraflarca yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2022