Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/875 E. 2022/1128 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/875
KARAR NO: 2022/1128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/794
KARAR NO: 2018/1094
DAVA TARİHİ: 28/07/2015
KARAR TARİHİ: 05/12/2018
DAVA: Tazminat (İşyeri Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, Kocaeli İli, Çayırova İlçesinde mevcut deposunun, davalı sigorta şirketi tarafından, … poliçe numaralı “Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, 01/02/2015 tarihinde meydana gelen fırtına sebebiyle müvekkili şirkete ait deponun 1.000 m2’lik kısmın ciddi hasara uğradığını, davalı şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine davalı tarafından atanan eksper …’ün, depoya gelerek gerekli incelemeleri yaptığını ve çatı onarımının müvekkili şirket tarafından yapılabileceği yönünde müvekkili şirkete bilgi verdiğini, davalı sigorta şirketi eksperinin beyanı ve hava şartları da göz önüne alınarak, hasarın daha da büyümemesi için deponun müvekkili şirket tarafından … İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.’ye 94.000,00TL (KDV dahil) bedelle tamir ettirildiğini, hasarın onarımının akabinde … nolu işyeri sigorta poliçesi kapsamında anılan bedelin davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmişse de davalı şirketten olumlu bir cevap alınamadığını, alacaklarının tahsili zımnında davalı şirkete Kartal … Noterliği’nın 29/06/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarı gönderilmişe de ihtarın gereğinin yerine getirilmediğini beyan ederek, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, 94.000,00 TL tazminatın 01/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu poliçeden dolayı fırtına olayı için maddi tazminat teminat tutarının 3.520.680,00 TL olduğunu, sigortalı işyerinde 01/02/2015 tarihinde fırtınadan kaynaklı hasar meydana geldiğinin ihbar edilmesi üzerine müvekkili şirket tarafından 15/440352 sayılı hasar dosyası açıldığını, kesin ekspertiz raporunda sigortalının zarar talebini dayandırdığı faturanın, hasar ihbarına konu olan fırtına ile ilgisinin olmadığı ilk onarıma yönelik 17.000,00 TL bir fatura kesildiğinin tespit edildiğini, bu bedelin yanlış IBAN numarasına gönderilmesi nedeniyle iade edilmesi üzerine sigortalıdan IBAN bilgileri istenerek bedelin ödeneceği ifade edilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, ekspertiz raporunda ayrıntılarıyla ifade edildiği üzere hasar sonrası sigortalı işyerinde hasar haricinde tadilat ve iyileştirme işleri yapıldığını, bu yüzden talep edilen ek hasar tazminat bedelinin poliçe teminatı kapsamının dışında kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talebinin fahiş olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi ile hasar miktarının tespit edilmesi gerektiğini ayrıca davacının zararın artmasında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacının zararı önlemeye, azaltmaya veya hafifletmeye yarayacak önlemleri alıp almadığı tespit edilerek tazminat miktarından kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, sigorta poliçesinde eksik sigorta olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Taraflar arasındaki poliçede rehin alacaklısı olarak yer alan … Bankası AŞ Anadolu Kurumsal Şubesi’ne yazı yazılarak davaya rehin hakkı sahibi olarak muvafakat verip vermediğinin açıkça mahkememize bildirilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabında muvafakatin bulunduğu anlaşılmıştır. …Davacı tarafından sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın nev’i ile miktarının belirlenmesinin, özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeni ile davalı tarafından sigortalanan işyerinde, davaya konu fırtına olayı nedeniyle meydana gelen hasar ile miktarının ne olduğu konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi icra edilmiştir. Bu kapsamda temin edilen rapor ile tespit edildiği üzere davalı tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde davacının müterafik kusuru ile eksik sigorta bulunup bulunmadığı hususlarının savunma olarak ileri sürüldüğü, ancak bu hususları ispata elverişli belge, beyan ibraz olunmadığı, bu durumda da eskime, aşınma ve yıpranma (kullanma) payı için poliçede belirtilmiş olan azami oranlar bulunması halinde bu oranların veya böyle bir oran belirtilmemiş olması halinde dahi, hasar gören yer veya kıymetin, işçilik, montaj vb. yollarla tamir edilmesi, onarımı veya değiştirilmesi durumunda, sigorta konusu kıymetin rizikonun gerçekleşmesinden hemen önceki haline geri getirilmesinde ortaya çıkan iyileşmenin hasar tutarından/ödenecek tazminattan indirilmesi gerektiği, taraflarınca yapılan değerlendirmede (hasara konu kıymetlerin yenilerinin belirgin randıman ve nitelik farklarının da dikkate almarak) taraflar arasında imza altına alınan ekspertiz protokolüne itibar edilerek %25 oranının tatbiki sonrasında sigortalının davalı sigortacıdan “fırtına” teminatını havi poliçeye istinaden tazminat talep edebileceği, TTK’nın 1429 ve 1448 maddeleri de dikkate alındığında zararın önlenmesi ve büyümesinde sigortalının herhangi bir kusuruna rastlanılmadığı, 01.02.2015 tarihinde meydana gelen şiddetli fırtına nedeniyle davacıya ait depo çatı kaplamalarında açıklıklar oluştuğu, ayrıca diğer bölümlerin kanatlı trapez sac kaplamalarında da kopmalar meydana geldiği, maliyet hesaplamasının yapıldığı, genel toplam montaj bedelinin 28.720 USD + KDV = 91.163 TL KDV dahil (Not: 1 USD = 2,69 TL) olarak hesaplandığı, Poliçe Genel ve Özel şartları uyarınca tatbik gereken iyileşme bedeli (%25 sonrası) 91.163,00 TL x %25 = 22.790,75 TL; 91.163,00 TL – 22.790,75 TL = 68.372,25 TL olduğu, hasar dosyasının irdelenmesinin teknik değerlendirmeye katkı sağlamayacağı, izah edilen nedenlerle mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; bilirkişilerce kadrimaruf bulunan hasar bedeli esas alınarak davanın kısmen kabulüne, davalıya keşide edilen ihtarnamenin 01/07/2015 tarihinde davalıya tebliğ edilmesi ve ihtar kapsamında 3 gün süre verilmesi nedeni ile davalı temerrütünün 07/07/2015 tarihi itibari ile başladığı” gerekçesiyle; “Davanın KISMEN KABULÜ ile, 68.372,25-TL’nin temerrüt tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Poliçede yer alan dain-i mürtehin/rehin kaydı nedeniyle poliçeden doğan hakları talep hakkı … Bankası A.Ş.’ye ait olduğundan davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, sigortalı işyerinde hasardan bağımsız olarak gerçekleştirilen onarım masraflarının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, bu nedenle gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini, hatalı ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna karşı süresi içerisinde itiraz etmelerine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, dava tarihinden önce müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, müvekkili tarafından 17.000,00 TL’lik ödemenin yapılacağı ifade edildiğinden davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini bu nedenle aleyhe yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, 01/02/2015 tarihinde meydana gelen fırtına sebebiyle meydana gelen hasarın işyeri sigorta poliçesi kapsamında tazmini istemine ilişkindir. Davacı şirketin Kocaeli İli, Çayirova İlçesi, … Mahallesi, … Cad. … ada … parsel blok … riziko adresine ilişkin 28/06/2014-28/06/2015 tarihlerini kapsayan “Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, 08/12/2014 tarihinde adres değişikliği nedeniyle Kocaeli İli, Çayirova İlçesi, … Mahallesi, …Cad. … ada … parsel adresine ilişkin 28/06/2014-28/06/2015 tarihlerini kapsayan “Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi düzenlendiği ve bu poliçede … Bankası A.Ş. – Anadolu Kurumsal Şubesi’nin rehin alacaklısı olarak yer aldığı, bina teminatının 3.470.680,00 TL, fırtına teminatının 3.520.680,00 TL olduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Sigorta tazminatı üzerinde hak” başlıklı 879. maddesinde ise “Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Sigorta tazminatı taşınmazın eski hale getirilmesi için harcanacaksa, malik tarafından yeterli bir güvence gösterilmesi koşuluyla kendisine ödenir.” hükmüne yer verilmiştir. Kural olarak tazminat ödemesi sigortalıya yapılır. Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığında, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceğinden poliçede dain-i mürtehin sıfatıyla başka biri gösterilmişse, tazminat artık bu kişiye ödenir. Çünkü, dain-i mürtehin olarak gösterilen bu kişi, sigorta tazminatı açısından öncelikli olarak lehtar konumundadır. Bu husus dava ön şartı olup Kanunda emredici şekilde düzenlenmiştir. Bu kurala aykırı olarak ödeme yapan sigortacı ancak sınırlı hak sahiplerinin sonradan yazılı onay vermesiyle sorumluluktan kurtulabilir. Muaccel olan bir sigorta tazminatı, sigortalıya ancak tüm rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir. Rehin hakkı sahibinin bu rızası, şarta bağlı olamayacağı gibi, sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesine açıkça rıza gösterilmesini de kapsamalıdır (Ulaş, Işıl: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara, 2012 s.169 vd.; Yavaşi, Mahmut: Kara Taşıtları Sigortaları, Ankara, 2019, s. 136 vd). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/11/2008 tarih, 2007/9766 Esas, 2008/12901 Karar sayılı ilamında “4721 sayılı TMK nun 879.maddesine göre, muaccel olan sigorta bedelinin ödenebilmesi için bütün rehinli alacaklıların rızasının bulunması gerekmektedir. YHGK’nun 14/04/2002 gün ve 2002/284-324 sayılı ilamında da açıkça vurgulandığı üzere, TTK’nın 1273.maddesi uyarınca rehinli bir malın maliki tarafından kendi adına yaptırılan sigorta alacaklı lehine yapılmış bir sigorta değilse de, sigorta tazminatı ancak o mal üzerinde rehin hakkına haiz olan alacaklının muvafakatı alınmak suretiyle sigorta ettiren malike ödenir. Başka bir anlatımla sigorta süresi içinde riziko meydana geldiği takdirde, hasar bedeli, bankaya rehinli kredi borcununda bir güvencesidir.”) Somut dosyada poliçede rehin alacaklısı olarak … Bankası A.Ş. – Anadolu Kurumsal Şubesi yer almakta olup mahkemece yargılama aşamasında … Bankası’na yazılan müzekkereye verilen 11/12/2017 tarihli cevabi yazıda; sigortalı taşınmaz üzerinde Banka lehine ipotek tesis edilmiş ise de ipoteğin fekki için Banka tarafından 09/01/2015 tarih ve 2421 sayılı yazı ile tapu müdürlüğüne talepte bulunulduğu ve söz konusu ipoteğin Banka kayıtlarından fek/terkin edildiği, ipotek şerhi kaldırıldığı için sigorta poliçesindeki daini mürtehin sıfatlarının da sona erdiği bildirilmiştir. Bu durumda davalı vekilinin aktif husumete yönelik itirazlarının yerinde olmadığı açıktır. Davacı vekili tarafından Kartal … Noterliği’nden keşide edilen 29/06/2015 tarih … yevmiye no.lu ihtarname ile 94.000,00 TL hasar bedelinin 3 gün içerisinde ödenmesi aksi halde dava yoluna başvurulacağı davalı tarafa ihtar edilerek, 01/07/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yangın Sigortası Genel Şartlarına göre yangın sigortası ile birlikte verildiği takdirde yangın poliçesine eklenecek fırtına klozu; “Yağmur, kar, dolu ile beraber olsun olmasın münhasıran fırtına (10 metre yükseklikte hızı, saniyede 17.1 metre “7 bofor”dan fazla esen rüzgarlar) veya fırtına sırasında rüzgarın sürüklediği veya attığı şeylerin çarpması sonucu sigortalı şeylerde doğrudan meydana gelecek zararlar teminata ilave edilmiştir.” şeklinde düzenlenmiştir. Kocaeli Meteoroloji Müdürlüğü’nün 24/02/2015 tarihli yazısında 30/01/2015 tarihi saat 23:55’te maksimum rüzgar hızının 11,4 m/sn ve 6 bofor değerinde, 30/01/2015 tarihi saat 12:53’te maksimum rüzgar hızının 18,6 m/sn ve 8 bofor değerinde, 01/02/2015 tarihi saat 14:46’da maksimum rüzgar hızının 18,7 m/sn ve 8 bofor değerinde olduğu ayrıca 6 bofor değerin kuvvetli rüzgar, 7 bofor değerin fırtınamsı rüzgar, 8 bofor değerin fırtına olduğu belirtilmiştir. 01/02/2015 tarihinde meydana gelen fırtına olayı nedeniyle, davacı sigortalı tarafından 12/03/2015 tarihinde davalı sigorta şirketine ihbarda bulunulması üzerine, sigorta şirketi tarafından gerekli incelemelerin yapılması için …. Hiz. Ltd. Şti.’ye ihbar bildirilmiş, eksper … tarafından ekspertiz ön incelemesi yapılarak düzenlenen 08/04/2015 ön ekspertiz raporunda; “13/03/2015 tarihinde yapılan incelemelerde lodos fırtınasına bağlı çatı kanatlı trapez çatı kaplamalarında kopmalar ve parçalanmalar meydana geldiği ifade edilerek son ekspertiz raporunun hazırlanacağı” belirtilmiş ayrıca aynı eksper tarafından düzenlenen ekspertiz protokolünde “6 ayrı kapı/rampa girişi bulunan deponun 1.nolu rampa girişindeki boş depo çatı kaplamalarının aydınlık kısımlarının 01/02/2015 tarihinde meydana gelen şiddetli lodos fırtınası nedeniyle kısmen uçtuğu, açıklıklar oluştuğu ayrıca yapılan kontrollerde diğer bölümlerin kenetli trapez sac kaplamalarında da kopmalar açılmalar meydana geldiği beyan ve tespit edilmiştir.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir. .. Ltd. Şti.’de görevli eksper … tarafından düzenlenen 17/06/2015 tarihli son ekspertiz raporunda ise; ilk ekspertiz çalışmasının eksper … tarafından 13/05/2015 tarihinde sigortalı şirketin idari işler müdürü … eşliğinde gerçekleştirildiği ve depo hollerinin içinden yani alt taraftan görülebilen hasarlı kısımların fotoğraflanarak olumsuz koşullar nedeniyle çatının üstüne çıkılamadığı, 04/06/2015 tarihinde gerçekleştirilen ikinci ekspertiz çalışmasının sigortalı şirketin idari işler müdürü … ve sigorta müdürü … eşliğinde gerçekleştirildiği, bu kişilerin tamiratların tamamlandığını, sökülen hasarlı sandviç panel, CPT aydınlatma paneli vb parçaların belediyenin geri dönüşüm organizasyonuna teslim edildiğini ifade ettikleri, çatıda yapılan incelemede sandviç panel şeklinde orijinal çatı kaplamasının tamamının yeni bir sac trapez tarzı kaplama ile kaplanmış olduğunun tespit edildiği, ekspertiz çalışmaları sırasında krem rengi olduğu görülen çatının 2014 Google görüntülerinde ise mavi olduğunun tespit edildiği, ekspertiz çalışmaları sırasında sigortalı binanın yanı sıra diğer binaların da onarım işlerini yaptığını beyan eden …’un sahibi … ile yapılan görüşmelerde ilk onarımı şubat ayı içinde gerçekleştirdiklerini, ilk onarım çalışmasının ayrılan yerlerin bağlantılarının yapılması, CPT aydınlatması, hasar yerlerinin yapıştırılması gibi kalemlerden oluştuğu, ilk onarım sırasında atılmış herhangi bir sandviç panel, CPT aydınlatma gibi parçaların olmadığı, ilk onarımda 17.000,00 TL civarı fatura kesildiği, bu onarım sonrasında rüzgarlarla çatının tekrar hasar gördüğü ve nisan başlarında çatının komple saç trapez ile kaplandığını ifade ettiği anlaşılmakla, sigortalının zarar talebine dayandırdığı faturanın hasar ihbarına konu olan fatura ile ilgisinin bulunmadığı, hasar ihbarına konu olan fırtına hasarının giderilmesiyle ilgili olan onarımın ilk onarım olduğu, 17.000,00 TL hasar bedelinin uygun olduğu, eksik sigorta olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece inşaat mühendisi… ve sigorta uzmanı …’ten alınan 14/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kocaeli Meteoroloji Müdürlüğü’nün 24/02/2015 tarihli yazısında 30/01/2015-01/02/2015 tarihli arasında rüzgârın 11.4 ve 18.7 m/sn hızında estiğinin bildirildiği tespit olunmakla taraflar arasında münakit yangın sigorta poliçesi genel ve özel şartları kapsamında (10 metre yükseklikte hızı, saniyede 17.1 metre “1 bofor”dan fazla esen rüzgar) olduğu tespit olunan dava konusu rizikonun sigortalıya ait bina ve çatısında hasar oluşturabileceğinin kabul olunduğu, ekspertiz şirketi tarafından düzenlenen ve sigortalının idari işler yöneticisinin imzası ile teyit olunan 13/03/2015 tarihli “Ekspertiz Protokolü”nde durumun hasar gören deponun boş olması nedeniyle yeni fark edildiğinin belirtildiği, uyuşmazlık konusu hasarın poliçe teminatında olduğu konusunda taraflar arasında mutabakatsızlık bulunmadığı, somut ihtilafa tatbiki gereken Genel Şartlar’ın “B.4-Hasarın Tesbiti” başlıklı düzenlemesinin “Bu sözleşme ile sigorta edilmiş şeylerde meydana gelen zararın miktarı taraflar arasında yapılacak anlaşmayla tespit edilir.” şeklinde olduğu, “B.5-Tazmin Kıymetlerinin Hesabı” başlıklı düzenlemesinin B.5.1- bendinde ise “Binalarda rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte piyasa rayiçlerine göre bulunan yeni inşa bedeli esas tutulur. Ancak bu bedelden, eskime, yıpranma ve başka sebeplerden ileri gelen kıymet eksilmeleri indirilir. Bina yeniden inşa edilmeyecekse, tazmin kıymeti, binanın rizikonun gerçekleşmesinden bir gün önceki alım-satım değerinden arsa kıymeti düşülmek suretiyle bulunur” şekilde hesaplanacağı hususunun belirtildiği, gerek poliçe tanzim gerekse hasar tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK 1464. maddesi uyarınca; taraflar sözleşme ile sigorta değerini belirli bir para olarak belirlemişlerse, bu paranın taraflar arasında sigorta değeri için esas alınması gerektiği, eskime, aşınma ve yıpranma (kullanma) payı için poliçede belirtilmiş olan azami oranlar bulunması halinde bu oranların veya böyle bir oran belirtilmemiş olması halinde dahi yaşın aşılmış olması halinde, hasar gören yer veya kıymetin, işçilik, montaj vb. yollarla tamir edilmesi, onarımı veya değiştirilmesi durumunda, sigorta konusu kıymetin rizikonun gerçekleşmesinden hemen önceki haline geri getirilmesinde ortaya çıkan iyileşmenin hasar tutarından/ödenecek tazminattan indirilmesi gerektiği, yapılan değerlendirmede (hasara konu kıymetlerin yenilerinin belirgin randıman ve nitelik farklarının da dikkate alınarak) taraflar arasında imza altına alınan ekspertiz protokolüne itibar edilerek %25 oranının tatbiki sonrasında sigortalının davalı sigortacıdan “fırtına” teminatını havi poliçeye istinaden tazminat talep edebileceği kanaatine varıldığı, hasara konu deponun 01/02/2015 tarihinde meydana gelen şiddetli Lodos fırtınası nedeniyle kısmen uçtuğu, açıklıklar oluştuğu ayrıca diğer bölümlerin kanatlı trapez sac kaplamalarında da kopmalar meydana geldiğinin tespit edildiği, meydana gelen hasarın giderim bedelinin 28.720 USD + KDV olup 1 USD=2,69 TL olduğundan KDV dahil 91.163,00 TL olarak hesaplandığı, poliçe genel ve özel şartları uyarınca tatbik gereken %25 iyileşme bedelinin düşümü sonrasında (91.163,00 TL x %25 = 22.790,75 TL olup 91.163,00 TL – 22.790,75 TL) 68.372,25 TL hesaplandığı belirtilmiştir. Davalı vekili tarafından sigortalı işyerinde hasardan bağımsız olarak gerçekleştirilen onarım masraflarının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, bu nedenle gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini ifade edilerek kesin ekspertiz raporundaki tespitler nedeniyle rapora itiraz edilmiş ise de; kesin ekspertiz raporunda dava konusu hasarın 17.000,00 TL olduğu yönündeki tespite esas verinin, dava konusu faturayı düzenleyen …’un sahibi … ile yapılan görüşmelerde “ilk onarımı şubat ayı içinde gerçekleştirdikleri, ilk onarım çalışmasının ayrılan yerlerin bağlantılarının yapılması, CPT aydınlatması, hasar yerlerinin yapıştırılması gibi kalemlerden oluştuğu, ilk onarım sırasında atılmış herhangi bir sandviç panel, CPT aydınlatma gibi parçaların olmadığı, ilk onarımda 17.000,00 TL civarı fatura kesildiği” yönündeki beyanı olup, dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu üzere sigortalı tarafından hasar ihbarı şubat ayında değil 12/03/2015 tarihinde yapılmıştır. Yani şubat ayında bir onarımın gerçekleştirilmiş olması halinde, sigortalı tarafından 12/03/2015 tarihinde yapılan hasar ihbarı üzerine ilk inceleyi yapan ekspertiz …’ün hasarın onarımın yapıldığını tespit etmesi gerekmektedir. Ancak ekspertiz tarafından 6 ayrı kapı/rampa girişi bulunan deponun 1.nolu rampa girişindeki boş depo çatı kaplamalarının aydınlık kısımlarının şiddetli lodos fırtınası nedeniyle kısmen uçtuğu, açıklıklar oluştuğu ayrıca yapılan kontrollerde diğer bölümlerin kenetli trapez sac kaplamalarında da kopmalar açılmalar meydana geldiği tespit edilmekle ve bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmelerde de ekspertiz … tarafından tespit edilen hasarların onarım bedelinin (28.720 USD + KDV olup 1 USD=2,69 TL olduğundan) KDV dahil 91.163,00 TL olarak hesaplandığı anlaşılmakla, hasar onarımının ilk tespitle uyumlu olduğu ayrıca hasar bedelinden % 25 oranında indirimin de olaya uygun olduğu kanaatine varıldığından bu yöndeki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir. Davalı vekili, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini ileri sürmüş ise de, davalı şirkete yapılan başvuruya ve gönderilen ihtarnameye rağmen sigorta tazminatının ödenmediği anlaşılmakla, bu yöndeki itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmakla; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, oluşa uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 1.167,63 TL’den mahsubu ile bakiye 1.086,93 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022