Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/859 E. 2022/1384 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/859
KARAR NO: 2022/1384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/363 Esas
KARAR NO: 2018/1148 Karar
KARAR TARİHİ: 12/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalıya sunulan hizmetler karşılığında davalıya keşide edilen faturaların davalı tarafından kabul edildiğini, ancak takip konusu olan işbu 14 adet faturaya ilişkin 21.296,02-TL tutarın davalı tarafından ödenmediğini, davalının 31.12.2015, 11.05.2016 ve 30.06.2016 tarihli toplam 6.874,00-TL dışında kalan 21.296,02-TL borcunu ödemediğini, davalıya gönderilen ihtarname ve yapılan telefon görüşmelerine rağmen davalının bu borcu ödememesi üzerine aleyhine takip yapıldığını, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan takibe davalının haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini beyan etmiş, sonuç olarak 21.296,02 TL tutarındaki alacağa davalının yaptığı itirazın iptaline, takibinin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, sebepsiz zenginleşme yoluna giderek davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı şirket ile davalı şirket arasında … Yazılım Lisans Sözleşmesi ve bu yazılıma ilişkin Bakım ve Destek Sözleşmesi imzalandığını, davacının iddia ettiği alacağın bu sözleşmeden kaynaklanabileceğini, davacı tarafın bakım ve destek hizmetine ilişkin raporlamalar çıkarması gerektiği halde bu edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme gereğince hizmet verilmediğinden müşteri hizmet formlarının müvekkili şirkete imzalatılmadığını, bakım hizmeti verdiğini davacının kanıtlayamadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin talep gibi 21.296,02-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın %20’si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 4.259.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik inceleme ve değerlendirmeye dayandığı, Sermaye Piyasası Kurulu tebliğlerine göre muhasebe sistemi konusunda uzman bir bilgisayar bilirkişisinden yeni rapor alınması gerektiği, davacının 2016 dönemiyle ilgili ücretini talep etmesine rağmen ilgili hizmeti vermediği, 2017 yılı içerisinde yapılması gereken kapanış işlemleri sırasında da hata mesajı alındığı, bu durumun davacıya iletildiği ve hizmet veremeyeceklerine dair geri dönüş alındığı, 2016 kapanışının başka muhasebe sistemiyle yapıldığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça 04.11.2015 ve 02.12.2016 dönemlerini kapsayan 14 adet faturaya dayalı olarak 21.296,02 TL’nin davalıdan tahsiline yönelik ilamsız takiple ödeme emri düzenlendiği ve 13.02.2017 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafça 20.02.2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde ödeme emrine, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği belirtilmiş olup, dava yasal sürede açılmıştır. Taraflar arasında … Yazılım Sözleşmesi, İnfleks Yazılım Bakım Sözleşmesi ve Bakım Sözleşmesi ücreti ve süresine ilişkin 19.01.2016 tarihli ek protokol düzenlenmiştir. … Yazılım Lisans Sözleşmesi’nin incelenmesinde; davacı (İnfina) tarafından uygulanması taahhüt edilen İnfleks’in kurulması ve sistemin hayata geçirilmesi projesinin tamamlanması olduğu, sözleşme konusu ve kapsamının İnfleks’in müşteri(davalı)ye portföy yönetimi modülü, muhasebe modülü (eğitim-yükleme) ile ilgili modüller ve hizmetleri vermesine ilişkin olduğu, İnfleksin davacı tarafından davalı sistemle yüklenmesi, test ve eğitimi tarafların ortaklaşa karar verecekleri proje planına göre yapılacağı, sözleşme proje planında belirtilen şartlar dahilinde infleksin davalı ortamında kurulmasını, testini eğitimini ve çalışır vaziyette teslimini kapsadığı, gerekli donanımı altyapısına davalı tarafından projeye uygun olarak hazır edileceği, sözleşmenin 7. maddesinde bakım ve destek hizmetlerinin düzenlendiği ve buna göre sözleşmenin 11.1 maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla İnfleks’in yükleme ve eğitimlerinin tamamlanmasını müteakip sözleşme kapsamında imzalanmış olan ve sözleşmenin ayrılmaz 1 parçası teşkil eden ek:1 deki İnfleks yazılım bakım sözleşmesinin yürürlüğe gireceği, sözleşmenin 8. maddesinde davalının yazılı kabulünden sonra geliştirme çalışmalarının davacı tarafından sonuçlandırılıp davalıya teslim edileceği, ek taleplerin 120 TL/(adam*saat) + KDV olacağı, bu bedelin her sözleşme dönemi başında TÜİK’in belirlediği tüketici fiyatları endeksinin ve üretici fiyatları endeksinin değişim oranları ortalaması kadar otomatik olarak arttırılacağı, sözleşmenin 9. maddesinde davalının portföy yönetimi ve muhasebe modülü ürün bedeli olarak 17.500,00 TL + KDV ödeyeceği belirtilmiştir. Ek: 1 … Yazılım Bakım Sözleşmesi’nde; bakım sözleşmesi kapsamı, destek saatleri bakım sözleşmesi ücreti ve süresi (madde 8 de belirtildiği üzere, müşterinin aylık bakım ücreti 2.000 TL+KDV olarak belirlenmiş, finbase uygulanmasına müşterinin sisteme yüklenmesinden bir ay sonra, bakım ödemesine başlayacağı, bakım hizmetlerinin aylık olarak ve her hizmet döneminin başında davacı tarafından fatura edileceği ve ödemelerin faturanın tebliğinden itibaren 5 iş günü içerisinde davacının … Bankası Kozyatağı Şubesi nezdindeki hesaba yapılacağı, sözleşmenin geçerlilik süresi 1 yıl olup taraflardan biri sözleşmeyi süresi sona ermeden bir ay önce karşı tarafa yazılı ihbarda bulunarak feshetmediği takdirde, sözleşmenin aynı koşullarla birer yıllık dönemler halinde uzayacağı belirtilmiştir. 19.01.2016 tarihli ek protokolde Infleks yazılım bakım sözleşmesinin madde 8 ”bakım sözleşmesi ücreti ve süresi”nde değişiklik yapılmış olup buna göre davalının, davacının Infleks portföy yönetimi modülünü kurum muhasebesinin tutulması amacıyla kullanacağı, 2 adet bireysel müşterinin portföy hesapları 2016 yılında da değerleme kapsamında tutulacağı ve davacının, davalıdan ödenen ücret haricinde bir talepte bulunmayacağı, davalının 8.1 ve 8.2 de yer alan kapsam için 2016 yılının ilk 6 ayı için 1.000 TL+KDV, ikinci 6 ayı için 2.000TL+KDV’yi davacıya ödeyeceği, davalının, … portföy yönetimi modülünü tekrar portföy değerlemesi için kullandığında belirten fiyatlara ilave olarak 2.000+KDV ödeyeceği bir sözleşmenin 31.12.2016 tarihine kadar geçerli olduğu, taraflardan her birinin hiçbir şarta bağlı olmaksızın en az 30 gün önceden yazılı olarak bildirmek koşuluyla sözleşmenin feshini her zaman talep edebileceği belirtilmiştir. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde davacı tarafın bakım ve destek hizmeti ile ilgili raporlamalar çıkarmadığı ve bu hizmetleri verdiğinde ispatlayamadığı belirtilerek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen e-posta yazışmalarında, davalının son kapanış hata konulu elektronik postalar gönderdiği ve davacı şirket tarafından sorunlarının çözümüne ilişkin mail yoluyla cevap verildiği (örneğin 22.03.2016 tarihli mailde 18.03.2016 hisse senedi kapanışları konulu elektronik postadan işlem defterinin iletilmesinin talep edildiği, davacı tarafça aynı gün maile cevap verildiği ve saat 15:25 de gönderilen cevabı mailde işlem defterinin ekte olduğunun belirtildiği, 11.05.2016 tarihli fon kapanış hata konulu elektronik postadan davalı şirketin son kapanışa girerken hata mesajı aldığı ve yardımcı olunması talebinde bulunulduğu, bu konu ile davalı şirketten destek grubu tarafından aynı gün saat 16:54 de gönderilen elektronik postada sorunun çözümüne yardımcı olmaya çalışıyordu belirtir cevapların verildiği, wildfly bir versiyon yüklemesi yapıldığını ve tekrar deneme yapılması gerektiği belirtildiği ve bu sorunla ilgili olarak karşılıklı yazışmalar sonucunda son kapanış hata verme arızasının giderildiğinin anlaşıldığı) tespit edilmiştir. Mali müşavir … ve Yrd. Doç. Dr. … tarafından düzenlenen raporda özetle: – mali yönden yapılan incelemede, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında 2015 -2016 yılında ticari ilişkilerin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle her iki tarafın defterlerine göre davacının davalıdan 21.296,02 TL cari hesap alacağı bulunduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Teknik yönünden yapılan incelemede, davalı taraftan bilgisayar kayıtlarının üzerinde inceleme yapıldığı, 2016 yılı hizmet döneminde davalı tarafından davacı taraftan elektronik posta ile yapılan destek talebinin sadece 5 adet olup, en son yapılan destek talebinin son kapanış hatası ile ilgili olduğu ve 11.05.2016 tarihli olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacı tarafa yapılan yazılı bir destek talebi veya bu destek taleplerinin davacı tarafından yerine getirilmediğini ilişkin dosyada somut bir veri bulunmadığı, davalı tarafından elektronik posta yoluyla yapılan destek taleplerinin de davacının yetkilileri tarafından elektronik postayı alır almaz karşılanmaya başlanıldığı ve kısa sürede çözüme kavuşturulduğu, bu durumun elektronik posta yazışma içeriklerinden anlaşıldığı, bu haliyle takip tarihi nazara alındığında davacının davalı taraftan 21.296,02 TL alacaklı olduğu, icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanuna göre değişen oranda avans faiz talep edebileceği görüş ve tespitinde bulunmuştur. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 31.12.2016 tarihine kadar geçerli olduğu, yapılan değişikliğe göre 05.07.2010 tarihli yazılım bakım sözleşmesi, 05.07.2015-31.12.2015, 01.01.2016-31.12.2016 tarih aralığındaki dönemler için yenilendiği, uyuşmazlığa konu faturalarım önceki ücretlendirmeye göre düzenlenen Kasım 2015 ve Aralık 2015 ayları faturası ile 8. maddede yapılan değişiklik ile yeni ücretlendirmeye göre hazırlanan ve yeniden 01. 01.2016 -31.12.2016 tarih aralığı olarak hizmet dönemi belirlenen 12 aya ait bakım hizmet faturaları olduğu, bu faturalarla ilgili davalı tarafından davacı hesabına 31.12.2015 tarih saat 15:09:20 de 2.000 TL, 30.06.2016 tarih saat 17:27:18 de 2.000 TL ve 11.05.2016 tarih saat 15:11:31 de 2.874 TL olmak üzere 6.874 TL tutarında EFT yapıldığı, davalı tarafından yapılmış bir fesih ihbarına rastlanılmadığı, ancak davalının bakım sözleşmesindeki hizmetleri gereği gibi yerine getirilmediğini iddia ettiği, 2016 döneminde davalı tarafından yapılan destek talebinin yalnızca 5 adet olduğu, davacı tarafından da bu destek taleplerinin elektronik postayla alınır alınmaz karşılanmaya başlanıldığı ve elektronik posta yazışmaları içeriklerinde kısa sürede sorunların çözüme kavuşturulduğunun anlaşıldığı, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu bir takip tarihi itibarıyla her iki tarafın ticari defterlerinde davalının, davacıya 21.296,02 TL cari hesapla borçlu olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nin m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… Borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir.Davaya konu somut uyuşmazlıkta, itirazın iptali davası konu edilen faturaların kasım 2015 ve aralık 2015 dönemine ilişkin faturalar ile 01.01.2016 -31.12.2016 tarih aralığı dönemine ilişkin 12 aya ait bakım hizmet faturaları olduğu, bu faturalarla ilgili olarak davalı tarafından davacı hesabına 31.12.2015 -30.06.2016 ve 11.05.2016 tarihlerinde toplam 6.874 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafça her ne kadar davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmediği iddia edilmiş ise de; davalı tarafından yapılmış bir fesih ihbarına ilişkin dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığı, taraftarın 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği, gerek davacı tarafın gerekse davalı tarafın bu döneme ilişkin düzenlenen ticari defterlerin incelenmesinde takip tarihi itibari ile davalının, davacıya 21.296,02 TL borçlu olduğu ve aynı zamanda bakım destek hizmetinin de taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarında davacı tarafça yerine getirdiğine dair tespitlerin yer aldığı, takip talebine konu 14 adet faturanın toplam bedelinin 28.170,02 TL olduğu, davalı tarafça yapılan 6.874 TL ödemenin tenzili sonucunda bakiye 21.296,02 TL alacağın tahsiline yönelik takip başlatılması nazara alındığında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 121,30 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf nispi karar harcından, davalı tarafından yatırılan 272,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 192,15 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 07/12/2022
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği, (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E. 2021/7367 K. sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi’nce HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına” dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.