Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/857 E. 2022/1157 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/857
KARAR NO: 2022/1157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/681 Esas
KARAR NO: 2018/922
KARAR TARİHİ: 02/10/2018
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalının yetkilisi olduğu … adlı şirket arasında 09/07/2013 tarihinde Almanya’nın Münih şehrinde yapılacak olan … adli fuara müvekkil şirketin katılacak olması sebebiyle fuar stant teşrifatının temin ve teslimi hususlarında sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereğince dava dışı şirketin sözleşmeden doğan borcunu yerine getirdiğini ve müvekkilin de bu nedenle sözleşme gereği ödemesi gereken 20.395,00-TL tutarındaki borcunu ödemek için anılan şirketten hesap numarası talep ettiğini, davalı …’ün, …- … İnt. adlı TR… ıban numaralı hesaba ödeme yapılmasının uygun olacağını belirttiğini, bu durumu gösterir yazışma ve mail çıktılarının yargılama aşamasında mahkemeye sunulacağını, davalı tarafından verilmiş olan ıban numarasında 17/07/2013 tarihinde 4.500,00-TL ve 5.000,00-TL, 03/10/2013 tarihinde 10.895,00-TL olmak üzere 20.395,00-TL gönderildiğini, ilgili tebliğ gereği müvekkilince katılınan fuar için devlet desteği bulunduğundan müvekkil şirkettin de ilgili destekten faydalanabilmesi için Dış Tic. Müsteşarlığı Anadolu İhracatçı Birliği Genel Sekreterliğine başvuruda bulunduğunu ve harcadığı 20.395,00-TL’nin kendisine ödenmesi talebinde bulunduğunu ancak dava dışı firmaya değil de şirket yetkilisinin hesabına ödeme yapılması sebebiyle müvekkilinin devlet desteğinden faydalanamadığını, bu durumu izah eder bir yazı ile anılan Genel Sekreterliğe yeniden başvuru yapılmasına rağmen yine olumlu bir netice alınamadığını, davalı ile yapılan yazışmalar sonrasında davalının kendi hesabından şirket hesabına gerekli ödemeyi yapacağını beyan ettiğini ancak ilgili ödemeyi şirket hesabına göndermediğini, bu sebeple Çorlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı 03/06/2015 tarihli ihtarname ile bu hususun davalıdan resmi olarak talep edildiği, ancak davalının yanıt dahi vermediğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek 20.395,00-TL’nin 03/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup 19/10/2016 tarihli dilekçe ile, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olarak açılan davanın, davalının kusurlu davranışı nedeni ile maddi zararın tazmini olarak ıslah etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava dışı şirketin tüm edimlerini yerine getirdiği hususunun doğru olduğunu, davacının iki parça halinde 17/07/2013 tarihinde 9.500,00-TL 03/10/2015 tarihinde 10.895,00-TL olmak üzere müvekkili …’ün … Bankası şubesine ödeme yaptığını, davacının söz konusu işe ilişkin müvekkilinin hesabına ödeme yapmasında anormallik olmadığını, bu ödemenin tamamen davacı şirketin insiyatifi ve bilgisiyle yapıldığını, her iki havalede de … San. Ltd. Şti. tarafından hesaba aktarılan şeklinde bir açıklama yer aldığını, dolayısıyla müvekkilinin Almanya merkezli … şirketinin yetkilisi olması sebebiyle sebepsiz zenginleşme iddiasının yerinde olmadığını, müvekkilinin de söz konusu tutarı dilekçe ekinde sunulan makbuzdan da anlaşılacağı üzere … unvanlı şirketin hesabına nakit olarak aktardığını, davalı müvekkilinin dava dışı şirketin tek yetkilisi olduğunu bilen davacının para borcu ifasını yerine getirirken müvekkilini aracı olarak kullandığını, ödemeyi her ne kadar müvekkiline gönderse de yapılan havale açıklamalarında ödemeyi sözleşmenin tarafı olan dava dışı şirkete yaptığının açık olduğunu, dolaylı ifa yoluyla ifa edilen edimin sebepsiz zenginleşme oluşturmadığını, borcun ifası anlamı taşıdığını, tüm bu sebeplerle davacı şirketin devlet teşvikinden yararlanamadım şeklindeki iddiasının tamamen kendi meselesi olup davacının tacir olduğu ve basiretli tacir davranma yükümlülüğü kapsamında devlet teşvikinden kendi hatasıyla yararlanamamasının sonuçlarının müvekkiline hasredilemeyeceğini ve sebepsiz zenginleşmeye dayanarak müvekkilinden geri isteminin hukuken kabul edilir bir talep olmadığını, yine davacı şirketin borç ifası olarak yaptığı ödemeleri 17/07/2013 ve 03/10/2013 tarihinde yani 2 ödeme arasında yaklaşık 3 ay gibi bir zaman olduğu düşünüldüğünde basiretli bir tacirin devlet teşvikinden yararlanma koşula ve şartlarını araştırarak buna göre davranılmasının aşikar olduğunu, aksi durumun düşünülmesi halinde ise bu kerre sözleşme kapsamındaki işin bedelinin ödenmemiş ve kendisinin sebepsiz zenginleşmiş olacağını, ayrıca T.B.K. 82 maddesi kapsamınca sebepsiz zenginleşmeden doğan istemin 2 yıl içerisinde talep edilmesi gerektiği, yapılan ödeme tarihleri ve dava tarihi dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bu sebeple davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Davacının, ıslah ederek maddi tazminat istemine dönüştürdüğü davasında zararın varlığını, davalının kusurunu ve davalı eylemleri ile zarar arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiği, somut dosya kapsamında davacının dava dışı şirketin ortağı olan davalının hesabına ödeme yapmış olması dolayısıyla fuar katılımı sebebiyle bakanlıktan alacağı desteği alamaması ile davalının eylemi arasında illiyetin bulunmadığı, davalının söz konusu ödemeyi dava dışı firmanın hesabına yapacağını belirttiği yönündeki görüşmeleri içerir yazı cevapları ile bakanlık yazısında da ödeme işlemenin destek müracaat süresi içinde tekemmül ettirilmemesi nedeniyle 2009/5 sayılı tebliğin uygulama usul ve esaslarının ödeme esaslarına ilişkin 6. maddesinin 2. Fıkrası uyarınca söz konusu destek müracaatının değerlendirmeye alınmasının mümkün olmayacağının yönündeki yazı cevapları, davacı tarafından davalıya yapılan ödeme tarihleri ile birlikte dikkate alındığında davacının teşvikten yararlanamaması hususunda davalıya yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, bir an için davacının sehven davalıya ödeme yaptığı düşünüldüğünde ise bu kez davacının sözleşme ile yükümlendiği borcun ifasını yerine getirmemiş olacağı, davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü gözetildiğinde tüm sorumluluğunun kendisinde olduğu bu nedenle davacının davalıya yapmış olduğu ödeme sebebiyle eksik veya hatalı başvurusu ile ilgili sorumluluğu davalıya yükleyerek tazminat talep edemeyeceği kanaatine varıldığından ” davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili tarafından dava ve ıslah dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalının yetkilisi olduğu dava dışı şirket ile imzalanan sözleşme uyarınca yurt dışında fuara katılan davacının, Yurt Dışında Fuar Katılımların Desteklenmesine İlişkin Tebliğ kapsamında destekten yararlanamaması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Orta Anadolu İhracatçılar Birlikleri Genel Sekreterliği’ne yazılan yazı cevabında; davacı firmadan alınan 07/05/2015 tarihli yazıda bakanlık onayı beklenmeksizin dosyanın konstrüksiyon faturası haricinde değerlendirilmesi alınması talep edildiğinden söz konusu müracaat 29/06/2015 tarih ve 12003 sayılı yazı ile konstrüksiyon desteği hariç olarak hak edişe bağlandığı ve hesaplanarak Merkez Bankası Edirne Şubesi’ne bildirildiği; Davacı vekili tarafından sunulan ve Orta Anadolu İhracatçılar Birlikleri Genel Sekreterliği’ne yapılan başvuru doğrultusunda anılan Genel Sekreterlik tarafından 28/11/2018 tarihli cevabı yazı içeriğinde ise faturayı düzenleyen Münih merkezli … adlı firmanın fatura üzerindeki kayıtlı hesabına ödemenin yapılmasını vergi ve mali açıdan bir zorunluluk olduğu belirtilmiş; aynı doğrultuda Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü’ne yazılan yazı cevabında ise ilgili kurum ve kuruluşlar ile yapılan yazışma ve görüşmeler neticesinde davacının davalıya yapmış olduğu ödemenin davalı tarafından dava dışı firmaya aktarılacağının ve bu hususunun davacının üyesi olduğu Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği’ne ileteceğinin beyan edildiği, ancak bu şekilde ödeme yapılması halinde ödemenin katılımcı tarafından yapılmaması ve ayrıca destek müracaat süresi içerisinde tekemmül ettirilmemesi nedeniyle ilgili tebliğ gereğince destek müracaatının değerlendirilmeye alınmasının mümkün olmayacağı hususunu davacı şirkete bildirildiği, bu kapsamda davacı tarafından stant harcamaları dışındaki diğer destek müracaatların değerlendirilmeye alınması talebine dair ilgili Genel Sekreterliğe iletildiğini dolayısıyla stant harcamalarına ilişkin destek ödemesinin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Somut olayda, davacı ile dava dışı … firması arasında davacının yurt dışında katılacak olduğu fuar stant teşrifatının temin ve teslimatı hususunda sözleşme imzalandığı, sözleşme doğrultusunda anılan firma tarafından üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirildiği, davacı tarafından sözleşme kapsamında üstlenilen borcun, söz konusu firmanın Türkiye yetkilisi davalıya yapıldığı, davacı tarafından söz konusu fuara katılım sebebiyle stant konstrüksiyon hususunda devlet desteği alınması için ilgili kuruluş olan bağlı bulunduğu Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine yapılan başvuru neticesinde stant temini konusunda yapılan ödemenin, davacı tarafından temini sağlayan firmaya yapıldığının ispatı gerektiği, bu kapsamda davacının teşvik desteği talebinin reddedildiği, davalının kusuru nedeni ile davacının teşvikten yararlanamadığı iddiası ile uğranılan zararın tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere, davacının teşvikten yararlanamamasının nedeni, stant hizmetine ilişkin ödemenin, tedarikçi firmaya değil, Türkiye yetkilisi davalıya yapmasından kaynaklanmıştır. O halde davacının, basiretli tacir gibi davranarak teşvik şartlarını gözeterek ödemeyi tedarikçi firmaya yapması gerekirken kendi kusuru ile teşvikten yararlanamadığı, davalıya yüklenecek bir kusur bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,0 TL’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2022