Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/856 E. 2022/1392 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/856
KARAR NO: 2022/1392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
ESAS NO: 2014/415 Esas
KARAR NO: 2018/1328
DAVA TARİHİ: 25/09/2000
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı kooperatifin, … firmasına olan borcundan dolayı 10.12.1998 tarihinde 3.000.000.000 TL ve 29.12,2005 tarihinde 5.850,000.000 TL yi kooperatifin … Cevizli Şubesine … nolu senet hesabına davacı tarafından yatırıldığını, iş bu ödemeler için davacı tarafından kredi kullanılarak 4.056.000,000 TL faiz ödemesinin yapıldığı ilgili çekler ile ilgili davacı tarafın, davalı kooperatiften 12.906.000,00 TL alacaklı olduğunu, kooperatifin çevre düzenlemesi yapan … Firmasının 1.500.000,000 TL lik … Cevizli Şubesi çeki ve … Bankası Cevizli Şubesinin çeklerini 14.05.1999 tarihinde davacı tarafından yine kredi kullanarak sağlandığım ve ödemeler için 850.000.000 TL faiz ödemesinin yapıldığını, söz konusu çekler içinde davacının, davalıdan toplam 5.850.000.000 TL alacaklı olduğunu, 16.09.1999 tarihinde davalı kooperatife ait aşağıdaki çeklerin davacı tarafından ödendiğini, ayrıca, aynı tarihte …’e BTB kaplama bedeli olarak makbuz, karşılığında 2.500.000.000 TL, … firmasına 11.500.000.000 TL, … Firmasına 30.09.1999 tarihli senet bedeli olarak 1.500.000.000 TL, … Firmasına verilen 15.09.1999 vadeli senet tutarı 350.000.000 TL in davacı tarafından 16.09.1999 tarihinde kredi temin edilerek ödendiği, toplam ödenen tutarın 30.873.800.000 TL olup, iş bu ödemeler için 8.500.000.000 TL faiz ödemesi yapıldığı, yine, 03,04,2000 tarihinde kooperatifin borçlu olduğu, Kadıköy İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına davacı tarafından 981.000.000 TL, İstanbul …îcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına 04.04.2000 tarihinde 1.428.913.000 TL, İstanbul …1cra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına bakiye borcu olan 1.0000.0000 TL 03.02.2000 tarihinde ödendiğini, davacı tarafından, … Yapıya … nolu … Cevizli Şubesi kredi temin edilerek 7.500.000 000 TL sinin 27,07,1998 tarihinde … Cevizli Şubesinin … no.lu kooperatif hesabına yatırıldığım, iş bu ödeme için 2.572.000.000 TL faiz ödemesinin yapıldığını, ayrıca davacının, Yönetim Kurulu Başkanı olarak alması gereken 3 aylık maaş tutarı olan 450,000.000 TL’in ödenmediğini, davacı tarafın, davalı kooperatiften 56.061.713,00 TL (56.061,71 TL) alacaklı olduğunu ve fazlaya ilişkin haklar sakil kalmak kaydıyla 5.0000.000.000 TL (5.000 TL) nin, talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili savunmasında özetle: davacının, Kooperatifin, ekonomik sıkıntıların, üyelerin düzenli aidat ödememesinden kaynaklandığının bir an için kabul edilse dahi bu sıkıntıyı giderme yolunun üçüncü şahıslardan faizle para almak olmadığını, eğer üyeler aidatları ödemekte temerrüde düşüyorsa, tahsili amacıyla bu borçların yasal yollardan tahsilinin mümkün olduğu gibi kooperatif ortaklığından çıkarma yetkilerinin de bulunduğunu, ana sözleşme uyarınca borç alma yetkisinin kuruluşlara tanındığını, özel kuruluşlardan borç alma yetkisinin bulunmadığını, kooperatif kurulunun sözleşme gereğince ve genel kurulunun belirlediği limit kadar kredi kullanma yetkisinin olduğunu, dava dilekçesinde, … şirketine 14.600.000.000 TL tutarlı çekin 8.000.000.000 TL bakiyenin, … Bankası Kartal şubesinden alınan aylık %8 faizli tüketici kredisi ile ödendiğini ve paranın bankaya 12.580.000 TL olarak ödendiğini beyan etmiş ise de bu kredinin kimler tarafından bankadan talep edildiğine dair bir açıklama bulunmadığım, … Bankası Kartal şubesinden verilen kredilerin tüketici kredisi olduğunu, kooperatifin tüzel kişiliği ile bir ilgisinin bulunmadığım, bir an için bu işlemin, kooperatif çekinin ödenmesi amacıyla yapıldığı varsayılsa dahi yönetim kuruluna, karşılıksız çıkma ihtimali bulunan her çek için bankadan, kooperatifle iş yapan bir takım şirket yöneticileri tarafından kendi adına kredi çekme yetkisinin tanınmadığı, öte yandan, üçüncü şahıslardan kaynak temini yoluna gidileceği hususunda yönetim kurulu karar defterine geçirilmiş olmasının, bu olaya meşruiyet kazandırmayacağını, yönetim kurulunun, kooperatifi usul ve yasa göre yönetmek zorunda olduğunu, davacın kendi evini hacz ettirerek 3.şahıslardan 27.000.000.000 TL kredi tutarını aylık %10 faiziyle temin ettiğini öne sürdüğünü bu durumun davalı kooperatif tarafından kabul edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava, davacının davalı kooperatifin borcuna karşılık olarak yapmış olduğu ödemelerin tespiti ile davalı kooperatiften tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, ceza dosyası ve bilirkişi incelemeleri ile; davacının davalı kooperatifin eski yönetim kurulu başkanı olduğu, 23/01/2000 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı ile bu görevinden ayrıldığı, üyelerin aidat ödeme güçlüğü çekmeleri ve aidatların düzenli olarak tahsil edilememesi gerekçesiyle kooperatifin 3. şahıslara yapması gereken bir kısım ödemeleri davacının bizzat gerçekleştirdiği, davalı kooperatifin dava konusu işlemlerin gerçekleştirildiği 1999-2000 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının TTK hükümlerine uygun olarak tutulmuş olduğu ve sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, kooperatife ait kayıtların incelenmesi ile davacının davalı kooperatif adına toplam 96.270,32 TL’lik ödeme yaptığı, buna karşılık davacının davalı kooperatifin bankalarda bulunan hesaplarından çektiği tutarlar ve kooperatifin davacıya yaptığı nakit ödemeler gözetildiğinde davalı kooperatifin davacıya toplam 95.652,72 TL ödeme yaptığı, buna göre davacı tarafın davalı taraftan herhangi bir alacak bakiyesinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; raporlar arasında çelişki olduğunu, hükme esas alınan raporda bazı alacak kalemlerinin eksik bırakıldığını, kredi ödemelerinin yapıldığı bankalardan 10 yıllık saklama süresi dolduğundan yeterli cevap verilemediğini, kooperatifin aldığı kararlarda kredilerin kullanıldığı ve davacı tarafından ödendiğinin belli olduğunu müvekkili tacir olmadığı için davalının defterlerinin delil olarak değerlendirilemeyeceğini, davalının yevmiye dışındaki envanter ve defteri kebirin kapanış tasdikinin olmadığını, delil niteliğinin olmadığını beyan ederek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, davacının davalı kooperatifin borçlarına karşılık olarak yapmış olduğu ödemelerin tespiti ile davalı kooperatiften tahsili istemine ilişkindir.Davacı, davalı kooperatifin borçlarını ödeyebilmek için kendisinin ve 3.şahısların kredi çektiğini, 3. şahısların çektiği kredilerin faizlerinin tarafınca ödendiğini, kooperatif borçlarının ödenmesi için nakit ödemeler yaptığını ancak kooperatifin yeni yönetiminin borcu kabul etmediğini iddia etmektedir. Davacı, 19/01/1997 tarihinde yönetim kurulu başkanı olmuş, 23/01/2000 tarihinde de görevi sona ermiştir.Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/419 E sayı ile görülen ve kesinleşen davada, sanıklar …, … ve … olup, “ … Kooperatifinde denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma, zimmet” konulu davada yapılan yargılama sonucunda; sanıkların kooperatif yönetim kurulundaki görevlerinden ayrılışlarında kooperatife ait konutların inşaatlarının %100 tamamlandığı, konutların inşaatın yapıldığı tarihteki Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatlarına göre üyelerden toplanan paralar ile kooperatife harcanan paraların karşılaştırılmasında. Kooperatif üyeleri aleyhine bir durum söz konusu olmadığının bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği, kooperatifin banka hesaplarından sanık … tarafından çekilen paraların, daha önce … tarafından kooperatife borç olarak verilen paraya ait olduğu, bu duruma göre zimmetinin bulunmadığı, bu nedenle 20.05.2011 tarihli E. 2009/419 K. 2011/219 sayılı kararla beraatlerine karar verildiği görülmüştür. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2391 Esas 2016/1047 karar sayılı ilamı şu şekildedir; ”1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi göndermesiyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve kooperatifler hakkında da uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın ” Hükmi Şahısların Ehliyeti” başlıklı 137. maddesinde; ” Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup, şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartıyla bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur. ” hükmü yer almakta olup, bu hükümle ticaret ortaklıklarının medeni haklardan yararlanma ehliyeti düzenlenmiştir. 662 sayılı Ticaret Kanunu’nda yer alan bu düzenleme ile ticaret ortaklıklarının yararlanma hakkı kanuni istisnalar saklı kalmak kaydıyla şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çerçevesi ile sınırlandırılmış olup, “ultravires” olarak adlandırılan bu teoriye göre, ortaklığın iştigal konusu dışında kalan işlerinin ortaklığı bağlamayacağı ilkesi benimsenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.12.1998 tarih ve 1998/11-863 E., 1998/895 K. sayılı kararında, kooperatifin böyle bir işlemle bağlı sayılabilmesinin bu işleme açıkça icazet vermesiyle mümkün olacağı belirtilmiştir.1163 sayılı Kanunu’nun 59/1. maddesi hükmü karşısında da, temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabileceklerinden kooperatifçe açıkça icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunmadığı durumda, kooperatif yöneticilerinin yetkisiz olarak yaptıkları işlemler kooperatif yönünden bağlayıcı olmayacaktır. Bu durumda, öncelikle, özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığı belirlenmeli, kooperatif yöneticilerine özel kişilerden borç alma konusunda yetki verilmemiş ancak buna rağmen borç alınmış ise uyuşmazlık ilke olarak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmelidir.” Her ne kadar davacı taraf 3. Şahıslardan borç alınmasına yetki verildiğine dair genel kurul kararı olduğunu iddia etmekte ise de; buna ilişkin bir genel kurul kararı mevcut değildir. 30/08/1998 tarihli, 223 numaralı genel kurul kararında yönetim kuruluna verilmiş olan banka kredisi alma limiti, 30.000.000 TLden 50.000.000 TL’ye yükseltilmiştir. Davacı ve iki üyeden oluşan yönetim kurulu, çeşitli tarihlerde bankalardan ve 3. Şahıslardan kredi ve borç alınmasına karar vermiştir, ancak bu hususta genel kurulun, yönetim kuruluna verdiği bir yetki bulunmamaktadır. Yönetim kurulunun genel kurulda verilmeyen bir yetkiyi kullanması mümkün değildir. Somut olayda kooperatif doğrudan bankaya borçlanmamıştır. Davacının ve 3. Şahısların çektiği kredilerle ve davacının yaptığı ödemelerle kooperatifin borçlarının ödendiği iddia edilmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi, her ne kadar yönetim kurulu, bu şekilde kooperatifi borçlandırmaya yetkili değilse de, kooperatifçe söz konusu borçlar alındığından uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenecektir.Mahkemece dava konusu edilen kredi borçlarının ve faizinin kim tarafından ödendiğine dair bankalara yazılan müzekkerelere; faizin ödendiği veya kim tarafından ödendiğine dair kayıt olmadığı veya kanuni saklama süresi geçtiğinden talebin yerine getirilemediği şeklinde cevaplar verilmiştir.Mahkemece, davacının sunduğu belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde mali müşavir ve hukukçu bilirkişi heyetinden alınan 02/09/2016 tarihli raporda ”davacının davalı kooperatifin borçlarını ödemek için çektiği krediler ve yaptığı nakit ödemeler, sunulan makbuz ve çek fotokopileri irdelenmiştir. Rapora göre; 07.09.1999 tarih 1.250.000.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 24.08.1999 tarihli tahsilat makbuzu 16.09.1999 tarih 5.000.000.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 16.09.1999 tarihli tahsilat makbuzu, 16.09.1999 tarih 1.000.000.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 16.08.1999 tarihli tahsilat makbuzu, 06.09.1999 tarih 1.420.000.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 06.09.1999 tarihli tahsilat makbuzu, 07.09.1999 tarih 500.000.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 16.08.1999 tarihli tahsilat makbuzu, 07.09.1999 tarih 2.000.000.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 16.08.1999 tarihli tahsilat makbuzu, 16.09.1999 tarih 82.800.000 TL nin, … nolu çek için … tarafından nakit ödendiğine ilişkin alıcı tarafından imzalanmış 16.09.1999 tarihli tahsilat makbuzu, Olup sunulan çek fotokopilerine göre, ödenmeyen çeklerin, kooperatif keşideli ve davalı kooperatifi borç altına sokak kambiyo niteliğindeki çekler olduğu açıkça anlaşılmaktadır.Her ne kadar 25.02.2003 tarihli ek raporumuzda bu çeklerle ilgili değerlendirmelerde bulunulmuş ise de davacı, yukarıdaki ödemeleri; gerek kooperatif yönetim kurulunun kabul ettiği aynı tutarlar üzerinden ve gerekse sunulan belgelere göre davacının davalı kooperatif adına yaptığı hususunun kabulü gerektiği kanaatine varılmış olup, aradan geçen bunca süreye rağmen davalının bu tespitlerin aksini kanıtlayıcı bir belge sunmaması nedeniyle ek raporumuzdaki görüşümüzden dönülmesi gereği hasıl olmuştur.Her ne kadar, kooperatifin kişi ve kuruluşlardan borç para veya kredi temin etmesinin genel kurul kararıyla olanaklı olacağı bir gerçek ise de fiili durumda kooperatif başkanı olan davacı, mevcut nakit akışındaki olumsuzluklar nedeniyle kooperatif tarafından keşide edilen çek/senetlerin ödendiği hususu, yönetim kurulu kararıyla ve sunulan ödeme belgeleriyle de kanıtlanmış bulunmaktadır. Bu nedenle genel kurul kararının alınmamış olması bir eksiklik ise de kooperatif lehine yapılan eylem nedeniyle davacı tarafından ödenen bu tutarların, kooperatif tarafından tazmin edilmesi gerekeceği, Ayrıca, …’ün yönetim kurulu başkanı olmasının, defter kayıtlarının da lehine düzenlenmesini gerektirmeyeceği, zira kooperatifin …’e olan borcunundiğer yönetim kurulu üyeleri ile birlikte tutanak altına alınması e karara bağlanması nedeniyle kooperatif bağlayıcılık taşıyacağı, yüce mahkemenin takdirinde bulunmaktadır. Bu durumda davacının, yukarıda tespit edilen 30.873.800.000 TL tutarlı ödemeyi, davalı kooperatiften tahsili istemesinde haklı bulunmaktadır. Ne var ki kooperatifin 336.02 kodlu …’e ait cari hesabında, 24.09.1999 tarihi itibariyle …’ün yaptığı tahsilatlar nedeniyle kooperatifin …’e bakiye borcu 27.104.070.986 TL kaldığı tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu durumda davacı, kooperatif adına yaptığı ödemelerden dolayı, davalı kooperatiften 27.104.070.986 TL (27.104.07 YTL) alacaklı bulunmaktadır. Davalı kooperatif, bu hesabın sıfırlandığına, yani davacı tarafından kooperatiften çekildiğine ilişkin bir delil dosyaya sunmamıştır. Diğer taraftan davacı talepleri arasında bulunan İcra dosyasına yapılan ödeme belgeleri incelendiğinde; -Kadıköy …icra müdürlüğü … sayılı tahsilat makbuzunda 981.142.000 TL nin, … Konut Yapı Kooperatif adına eski başkan …” açıklamasıyla 03.04.2000 tarihinde, -İstanbul …icra müdürlüğü … sayılı tahsilat makbuzunda 1.428.913.000 TL nin, “…” açıklamasıyla 04.04.2000 tarihinde, -İstanbul …icra müdürlüğünün … E sayılı dosya borcuna mahsuben … Konut Yapı Kooperatif adına alıcı … Bankası A.Ş vekili Av. … tarafından düzenlenen makbuzda, “Kooperatif yetkilisi …’den 1.000.000.000 TL tahsil edilmiştir.” Açıklamasıyla 03.02.2000 tarihinde, ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. ‘Bu durumda davacının, dava tarihi itibariyle davalıdan; (27.104.07 * 981.13 *1.328.91) – 29.414.11 TL alacağının bulunduğu kanı ve sonucuna varılmaktadır.” şeklinde tespitte bulunulmuştur. Davacı vekili, 04/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmiş, 29.414,11 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesini talep etmiştir.Mahkemece davalı kooperatifin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde mali müşavirler ve kooperatif uzmanı bilirkişiden oluşan yeni heyetten alınan 15/11/2017 tarihli raporda; Davacı tarafın, davalı kooperatif ile olan borç/alacak ilişkilerinin tespiti amacıyla, davalı kooperatifin 1999 yıllına ait ticari defterleri incelenmiş olup, davalı taraf defter kayıtlarında, dava dilekçesinde belirtilen çek ödemeleri, senet ödemeleri, nakit ödemeler ile dava konusu olamayan ödemeler ile birlikte davacı tarafından kooperatif adına 93.844,03TL’lik ödeme yapıldığı, kooperatif tarafından davacı tarafa 97.152,72 TL’lik ödeme yapıldığı, davalı taraf defter kayıtlarında son kayıt tarihi olan 31.12.1999 tarihli kapanış fişi dikkate alındığında davacı tarafın davalı tarafa 3.308,69 TL borçlu olduğu; davalı taraf defter kayıtlarında, ilk kayıt tarihi olan 01/01/1999 tarıhlı açılış fiş kaydı dikkate alınarak; davacı tarafın 5.850.000 TL hesap alacak bakiyesi ile kayıtlı olduğu , toplam 4.437,34 TL ödeme yapıldığı, davalı taraf defter kayıtlarında son kayıt tarihi olan 31/12/1999 tarihi kapanış fiş kaydı dikkate alınarak davacı tarafın 1.382.66 TL hesap alacak bakiyesi ile kayıtlı olduğu; 2000 yılı ticari defterlerine göre ilk kayıt tarihi olan 01/01/2000 tarihli Açılış Fiş Kaydı dikkate alınarak, davacı tarafın 3.308,69 TL hesap borç bakiyesi ile kayıtlı olduğu diğer bir ifade ile davalı tarafın 3.308,69 TL alacaklı olduğu, yevmiye defterlerine kayıt tarihi olan 03.01.2000 tarih 7.no.lu yevmiye maddesi ile 500.000 TL’lik tutarın hesap borç bakiyesi ile kayıt edildiği, diğer bir ifade ile kooperatif tarafından davacı tarafa 500.000 TL”’ lik ödeme yapıldığı, yevmiye defterlerine kayıt tarihi olan 03/04/2000 tarih 110 no.lu yevmiye maddesi ile icra dairesi ödemeleri ile diğer ödeme toplamı olan 2.436,30 TL’lik tutarın alacak kayıt edildiği, diğer bir ifade ile davacı tarafından kooperatif adına 2.436,30 TL’lik ödeme yapıldığı, yevmiye defterlerine kayıt tarihi olan 03,04.2000 tarih 110 yevmiye maddesi ile 336.01 … Borç Hesabında kayıtlı 1.382,66 TL borç tutarının hesaplar arası virman ile 336.02 … Emanet Hesabının alacağına virman yapığı, diğer bir ifade ile 336.02 … Emanet Hesabınızdaki borç tutarından mahsup edildiği, Davalı taraf defter kayıtlarına göre 31.12.2000 tarihi itibari ile davacı tarafın 336.01 … borç Hesabı ile 336.02 … Emanet Hesabında davalı taraftan herhangi bir alacak tutarının kayıtlı olmadığı, bankalardan gelen cevabı yazılarda kredi ödemelerinin ve krediler için ödenen faizlerin kim tarafından ödendiğine dair kayıt sunulmadığı gibi davacı tarafından da ödeme belgesi ibraz edilmediği mütalaa olunmuştur. Raporda belirtilen defter kayıtlarında, davacının dava dilekçesinde belirttiği kooperatifin borcuna karşılık yaptığı nakit ödemeler ve çektiği kredilerle yaptığı borç ödemeleri yer almaktadır. Diğer heyettin sunduğu 02/09/2016 tarihli raporda belirtilen ve bu kapsamda oluşan borcun davalı tarafından davacıya ödendiği, davalının davacıya borcu olmadığı, defter incelemesine dayalı son bilirkişi raporu ile anlaşılmaktadır.Davacının, kooperatifin borcunun ödenmesi için 3. Şahısların çektiği kredilere ilişkin tarafınca yapıldığını iddia ettiği faiz ödemelerini sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edebilmesi, bu faiz ödemelerinin kendisi tarafından yapıldığını ispatlamasına bağlıdır. Davacı tarafça, bu hususta ödeme belgesi vb. delil sunulmamış, iddiası ispatlanamamıştır. Bu bağlamda, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/12/2022