Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/849 E. 2022/536 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/849
KARAR NO: 2022/536
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/197 Esas
KARAR NO: 2017/614
KARAR TARİHİ: 24/05/2017
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket ile davalı/borçlu şirket arasında akdedilen hizmet sözleşmesi gereğince müvekkil şirket davalı yana 3 kişiden oluşan güvenlik personeli kadrosu ile hizmet vermeyi, karşılık olarak da davalı yan tarafların üzerinde mutabık kaldıkları meblağı müvekkil şirkete ödemeyi üstlendiğini, ancak müvekkil üstüne düşen vazifeyi yerine getirmesine rağmen davalı firma 2013 yılının Ocak, Şubat ve Mart ayları için kesilen faturaları ödemediğini, bu nedenle hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün …, Sayılı dosyasından bakiye borç meblağı olan 15.256,90 TL üzerinden ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlu tarafından yapılan 5.698,88 TL miktarında kısmi ödeme ve kısmi kabul neticesinde yapılan 5.274,50 TL miktarında ki ödemeler sonucu 4.127,2 TL bakiye borç kaldığını, yapılan kısmi itiraz neticesinde takip durduğundan bakiye borç miktarı olan 4.127,2 TL için takibe devam edilmediğini, bu nedenle itirazın iptali ile takibin bakiye kısım üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme gereğince davacı şirket tarafından güvenlik hizmeti verilecek müvekkili şirket verilen hizmet karşılığı ücret ödeyeceğini, ancak davacı şirket tarafından verilen hizmetin yeterli olmadığını, müvekkili şirkete ait iş yerinde sürekli hırsızlık olduğunu, hırsızlık olayları neticesinde müvekkili şirketin zarara uğradığını, davacı şirket tarafından yeterli hizmet vermeden düzenlenen faturaların ödenmediğini, sunulan hizmete karşı ödemelerini yaptığını, davacının hizmet sunmadan istediği ödemelerin yapılmadığını, icra dosyasına itiraz edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Her ne kadar davalı taraf, davacının güvenlik hizmetini kusurlu olarak ifa etmesinden kaynaklanan zararlar nedeni ile davacıya yansıtma faturası düzenlendiğini ve bu nedenle 4708,80 TL için takibe itiraz edildiğini belirtmiş ise de davalı yanın iddialarına konu hırsızlık olayları nedeni ile davacı tarafa atfedilebilecek kusur bulunmadığı bilirkişi raporu , İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2012/167163 nolu soruşturma dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla söz konusu bedelden indirim yapılmasını gerektiren durumun varlığı davalı tarafından ispat edilemediği ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı hizmet bedeli alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 3 adet faturaya istinaden 15.256,90 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine kısmı itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında, inşaat sahasının güvenliği için 08/04/2012 tarihli 09/04/2012-01/04/2013 döneminde geçerli olmak hizmet sözleşmesi düzenlendiği, personel kadrosunun 24 saat esasına göre vardiyeli 1 güvenlik personeli olmak üzere toplam 3 güvenlik personelinden oluştuğu, işin kapsamı sözleşmenin 5. Maddesinde, oluşabilecek hırsızlık, gasp gibi olaylar önlenmeye çalışılacağı, güvenlik elemanları, ana giriş ve çıkışları kontrol ederek şüpheli şahıslar ile tanımlanmamış ve giriş yetkisi verilmemiş kişi veya araçları içeriye sokmayacağı, özel hükümler başlıklı 7. Maddesinde, sözleşme bedeli aylık 4.800,00 TL + KDV şeklinde kararlaştırıldığı, 2013 yılı Ocak-Şubat-Mart dönemine ait hizmet bedeli ödenmediği iddiası takip başlatıldığı, davalı tarafça bir kısım ödemeler yapıldığı ancak bakiye 4.127,20 TL kısım yönünden 23/11/2012 tarihinde inşaat sahasında meydana gelen hırsızlık neticesinde bir kısım malların çalındığından bahisle ödeme yapılmadığı görülmüştür. Dosyaya sunulan davalı firma yetkilisi … ismi bulunan imzasız ve tarihsiz yazıda “güvenlik mobosunun yanına koyulmuş 150 metre 3×25 kesitli kablonun çalındığı, bu kablonun parasal değerinin 3.500,00-TL olduğu ve bunun firmadan (…’dan) kesileceği” hususu yer aldığı, dava dışı … firması tarafından … firmasına kesilen 16.05.2012 tarih ve … no’lu, 150 metre kablo ibareli 3.990,00-TL+KDV tutarındaki faturaya (aynı faturada, kompakt şalter bedeli ile işçilik bedeli ibarelerini ve bedellerinin de yer aldığı ) istinaden davacı tarafından davalıya kesilen 02.01.2013 tarih ve … nolu, yansıtma bedeli ibareli 3.990,00-TL+KDV, 4.708,20-TL tutarındaki fatura gönderildiği, yansıtma faturasının davacı tarafça kabul edilmediği görülmüştür. Söz konusu iddia olunan 23/11/2012 tarihli hırsızlık olayı ile ilgili davacı güvenlik şirketince 17/12/2012 tarihinde suç duyurusunda bulunduğu, İstanbul Cumhuriyet Cumhuriyet Başsavcılığın 2012/167163 soruşturma nolu dosyasında; olay yerini gösterebilecek kamera kayıt sistemine ve olaya tanıklık yapacak herhangi bir şahsa rastlanmadığı tespiti yapıldığı …Hizm. Ltd.Şti. işçisi olan güvenlik görevlisi …’in, polise verdiği 08.03.2013 tarihli ifadesinde, “depo kısmında tek başına çalıştığını, son olarak saat 07:00’de depoların bulunduğu yerde devriye attığını ve herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadığını ve herhangi bir kilidin kırıldığını tespit etmediğini, saat 07.30’da isimlerini bilmediği 3 elektrikçinin şantiyeye giriş yaptığını, saat 08:00’de vardiyasını güvenlik görevlisi …’ya devrettiğini, vardiyasını devredene kadar elektrikçilerin kendisine hırsızlık olayı ile ilgili olarak müracaat etmediğini” Güvenlik görevlisi …’nın da olayla ilgili olarak polise verdiği 1.03.2013 tarihli ifadesinde “23.11.2013 günü saat 08:00-18:00 saatlerinde görev yaptığını, saat 08:45’te saha mühendisinin depo kilidinin kırık olduğunu söylediğini, depoyu kontrol ettiğinde kilidini kırılmış olduğunu gördüğünü, şantiye şefi …’ı çağırdığını, depo giriş kısmında kendisi ile görüştüğünde …’m depo kısmına hiç gitmeden 30 metre kablo ile 1 adet matkabın çalındığını söylediğini ve polis çağıralım dediğinde de ‘her inşaatta malzememiz çalınıyor, bu önemli bir şey değil’ dediğini, bunun üzerine güvenlik şirketi yetkilisini aradığını ve onu gelmesi akabinde polis çağrıldığını” şantiye şefi … ise, polise verdiği 11.04.2013 tarihli ifadesinde “olayı saat 08:30’da elektrikçilerin haber vermesiyle öğrendiğini, depoya gittiğinde güvenlik görevlilerinin orada olduğunu, depoyu kontrol ettiğinde kilidin kırık olduğunu ve içeriden bir miktar kablonu çalınmış olduğunu gördüğünü” beyan ettiği görülmüş olup yapılan soruşturma sonucunda şantiye alanında meydana gelen hırsızlık olayında şantiye görevlileri … ve …’ın olayla ilgili olarak bir kasıt yada kusurları bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan kök raporda özetle; ” Davaya mesnet teşkil eden hırsızlık olayında, yürütülen dava bakımından davacı şirket güvelik elemanlarının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan göıev sınırları içerisinde davranarak olayı önlemeye çalışmalarına rağmen önleyemedikleri, görevlerini aksattıklarını veya kasti bir davranışta bulunduklarım söylemeye yetecek belge ve tespitlerin bulunmadığı, bu sebeple davacı … Hizm, Ltd, Şti.’nin güvenlik elemanlarına ve dolayısıyla anılan güvenlik şirketine kusur atfedilemeyeceği, inşaat alanındaki fiziki şanlara uygun olarak caydırıcı ve önleyici maddi tedbîrleri almamış olan davalı … firmasının (veya iş sahibi … A.Ş.’nin) tamamen kusurlu olduğu” tespiti yapılmış olup rapora davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine alınan ek raporda ” 23.11.2012 tarihinde inşaat sahasındaki depodan yapılan hırsızlık olayında, inşaat sahasına ait bir deponun asma kilidinin yerinden sökülerek içeriden bir adet matkap ile bir miktar kablo çalınması olayı olduğu, sözü edilen asma kilidin özellikleri, bu kilidin anahtarının kimlerde bulunduğu, çalınma olayından önce depoda bulunan malzemeler ve olaydan sonra depoda bulunan malzemelere ilişkin depo sayım tutanaklarının bulunup bulunmadığı, olayın tespitinden önce bu depoya en son kimin girip çıktığı, vs anlaşılamamıştır.Buna göre, böyle bir çalınma olayının olup olmadığını hususunu net olmadığı, elektrikçilerin şantiyeye giriş yaptığı 07:30 ile şantiye şefi …’ı arayıp durumu haber verdikleri 08:30 arasındaki 1 saatlik süre içerisinde vardiyasını 08:00’de devreden güvenlik görevlisine veya vardiyasını 08:00’de devralan güvenlik görevlisine durumu neden haber vermediklerinin anlaşılamadığı, somut bilgi ve belgelerin bulunmaması sebebiyle bu olayda … Hizm. Ltd.Şti.’nin olay mahallinde görevli güvenlik görevlilerinin suçlanmasının mümkün olamayacağı kanaati hasıl olduğu, 15.01.2013 tarihli hırsızlık olayının değerlendirilmesinde; Polis tarafından düzenlenen ve … tarafından da imzalanmış olan 15.01.2013 tarihli Görgü Tespit Tutanağı’nda, “açıktan hırsızlık nedeniyle 15.01.2013 tarihinde saat 11:00 sularında inceleme yapıldığı, işyerinin inşaat halinde olduğu, rulo halinde sarılı olarak elektrik kablosunun yerinde olmadığı, olay yerini gösteren kamera kaydının olmadığı” hususlarının belirtildiği, Mimar … tarafindan polise verilen 15.01.2013 tarihli ifadede de bu tarihli olayla ilgili bilgi bulunmadığı görüldüğü söz konusu olayla ilgili olarak yukarıda belirtilen tespitlerin dışında dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı ve bu bilgi ve belgelere göre, sözü edilen kablonun kullanılarak tüketilip tüketilmediği veya çalınıp çalınmadığı hususunda kanaat oluşturulamadığı, somut bilgi ve belgelerin temin edilmesi durumunda yeniden inceleme yapılması mümkün olup, bu aşamada kusur incelemesi yapılması da mümkün olmadığı” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davalı taraf, güvenlik mobosunun yanına 150 metre kesitli kablonun çalınmasından dolayı uğranılan zarardan davalı güvenlik şirketinin sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de gerek bu olaya gerekse 15/01/2013 tarihinde vukubulduğu beyan edilen olaya ilişkin kamera kaydı yahut görgü tanığı bulunmadığı, iddia olunan hırsızlık olayının kim tarafından ve nasıl gerçekleştiği tespit edilememiştir. Meydana geldiği iddia olunan hırsızlık olaylarından dolayı davalı şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi için davalının sözleşmede üstlendiği yükümlükleri hiç veya gereği gibi ifa etmemesinden dolayı kusurlu olması gerekir. Bu itibarla iddia olunan hırsızlık olaylarının kim tarafından ne şekilde gerçekleştiği tespit edilemediğinden dolayısıyla davalıya atfedilecek bir kusur ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf 121,30 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2022