Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/848 E. 2022/1016 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/848
KARAR NO: 2022/1016
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/438
KARAR NO: 2018/754
KARAR TARİHİ: 05/07/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalı arasında 01/09/2014 tarihinde ticari nitelikte Servis Büro Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre davalı tarafından müvekkilinin müşterilerinden dava dışı … AŞ’ye verilecek hizmetin şekil ve şartları belirlenmiş olduğunu, davalı tarafından verilecek hizmet dava dışı …’nın lokasyonlarından evrakların teslim alınması ile başlamak ve diğer hizmetlerin verilmesi ile tamamlamakta olduğunu, sözleşme çerçevesinde davalı tarafından hizmet verilirken dava dışı müşteri …’nın lokasyonlarından evrak gönderimleri sırasında bazı lokasyonların sözleşmenin ayrıntısını bilmemesinden dolayı doğrudan davalıya yapılan gönderimlerde karşı ödemeli şeklinde gönderilmesi gerekirken, lokasyonun kargo/kurye masrafına katlanarak gönderim yaptığını, …’nın çok fazla sayıda şubesinin olması, bu şubelerin Türkiye’nin farklı yerlerinde olması gibi nedenlerden dolayı toplam 23.026,80 TL’lik kargo/kurye bedelinin … tarafından ödendiği tespit edilerek, müvekkili ile dava dışı … arasındaki anlaşma çerçevesinde …, 23.026,80 TL’lik fatura tanzim ederek müvekkile teslim ettiğini, müvekkili de davalı ile arasındaki sözleşme çerçevesinde aynı miktarda 30/11/2016 tarih ve 030062 numaralı faturayı tanzim ederek davalı gönderdiğini, ancak davalı faturayı kabul etmeyerek 2. Kez iade etmesi üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, takibin haksız yere itiraz edilmesi nedeniyle davanın kabulü ile, davalının yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptal edilerek takibin kaldığı yerden devamına, takip tarihinden başlamak üzere tahsil tarihine kadar işleyecek olan reeskont avans faizi oranından işleyecek faizin tahsiline, davalının müvekkile olan borcunun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; İstanbul dışındaki iş yerlerinden gönderilecek olan evrakların posta masrafına hangi tarafın katlanacağına ilişkin bir hükmün taraflar arasında imzalanmış sözleşmede bulunmadığını, sözleşmenin devam ettiği süre boyunca posta masraflarına dava dışı 3.kişi … AŞ tarafından katlanıldığını, gönderi masraflarının alıcı ödemeli olması durumunda söz konusu hizmeti vermek için müvekkilinin makul bir yararınnı kalmayacağını, verdiği hizmetin karşılığında kar etmenin de ötesinde maliyet bedellerinin bile karşılanamadığını, İstanbul dışı işletmelerden alınacak dokümanların kargo bedellerinin müvekkil şirkete yansıtılmasının aşırı yararlanmaya (gabin) sebep olacağı, bu koşullarda müvekkilinin bu ticari ilişkide herhangi bir fayda sağlayamayacağı ve sözleşmenin davacı tarafından yorumlandığı şekliyle geçerli olmayacağı belirtilmiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte kaldığı 24 ay boyunca İstanbul dışındaki lokasyonlardan toplanan evrakların kargo bedelleri dava dışı … tarafından ödendiğini, bu husus taraflar arasında ticari bir kural haline gelerek açıkça kabul edildiğini, müvekkili şirket çalışanı … tarafından davacı şirket çalışanı … adlı çalışana kargo yansıtma faturalarının kesileceği bilgisi de verildiğini, herhangi bir itiraz ile karşılaşılmamış olduğunu, davacı şirkete hem e-mail hem ihtarname yolu ile de defalarca İstanbul dışındaki lokasyanlardan gelecek dokümanların kargo bedellerinin müvekkili tarafından ödenmesi halinde müvekkilin İstanbul dışı projelerden zarar edeceği, maliyeti dahi karşılayamayacağı açıklanmış olduğunu beyan ederek salt sözleşme maddesi ile hüküm kurulamayacağı, tarafların asıl iradelerinin değerlendirilmesi neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davalı şirketin 11/09/2014 tarihli sözleşmenin 2 ve 5 maddeleri uyarınca dava dışı … veya iştirakleri bünyesinde bulunan yeme içme sektöründeki işletmelere ait finansal belgelerin ilgili lokasyonlardan alınması maliyetini karşılamak zorunda olduğu, davacının dava dışı şirkete mahsup yoluyla ödemek zorunda kaldığı bedeli kendi akidinden anılan maddeler kapsamında talep edebileceği, nitekim takip tutarının tam olarak kargo ödemeleri tutarına tekabül ettiği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 23.026,80-TL alacaklı olduğu… ” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdrülüğünün … Esas sayılı takibine davalı tarafça yaplan itirazın iptali ile takibin takip tutarına %9,75 oranından başlamak üzere değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi ile devamına, alacak likit bulunduğundan davalının alacağın %20 si oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmede tarafların gerçek iradeleri tespit edilmediğini, sözleşmenin doğru yorumlanmadığını, sözleşmede yer alan ” ilgili lokasyonlardan alınması” ibaresinin İstanbul içindeki … işletmelerinden … kuryeleri ile alınması anlamını taşıdığını, sözleşme süresi boyunca kargo bedellerinin dava dışı … tarafından ödendiğini, bu husus taraflar arasında ticari bir kural haline geldiğini, 24 ayın sonunda, davacının sözleşmede yer alan “ilgili lokasyonlardan alır” kelimesi ile İstanbul dışından gelen kargo ücretlerinin de dahil olduğu yönündeki yorumu kabul edilemeyeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 1 adet kargo gideri yansıtma bedeli açıklamalı faturaya istinaden 23.026,80 asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre; davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında 11/08/2014 tarihli servis büro hizmetleri sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı 01/09/2014, 01/05/2015 tarihli ek protokolleri düzenlendiği, davacının 11/08/2014 tarihli sözleşme ile üstlendiği edimin yerine getirilmesi amacıyla bu kez davalı ile 11/09/2014 tarihli alt sözleşme mahiyetindeki servis büro hizmetleri sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme konusunun, … veya iştirakleri bünyesinde bulunan yeme içme sektöründeki işletmelere ait finansal belgelerin ilgili lokasyonlardan alınması, alınan belgelerin kontrol edilerek sınıflandırılması, servis büro hizmeti ile gelen belgelerin elektronik ortama akratılması, kutulanarak, etiketlenmesi ve barkodlanarak fiziksel saklanmaya hazır hale getirilmesi ve Bonded tesislerine nakliyesinin sağlanması hizmetini kapsadığı görülmüş olup taraflar arasındaki uyuşmazlık İstanbul dışındaki lokasyonlardan dava dışı firmaya ait belgelerin alınması işinin maliyetinin hangi tarafa ait olduğuna ilişkindir. Davalı taraf her ne kadar masrafların, hangi tarafın katlanacağına ilişkin bir hükmün taraflar arasında imzalanmış sözleşmede bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte kaldığı 24 ay boyunca İstanbul dışındaki lokasyonlardan toplanan evrakların kargo bedelleri dava dışı … tarafından ödendiğini, bu husus taraflar arasında ticari bir kural haline gelerek açıkça kabul edildiğini savunmuş ise de sözleşmenin faturalama, ödeme koşulları ve faize ilişkin 5.maddesinde, “evrak alım zamanının haftada yedi gün, lokasyon birim fiyatının 350-TL artı KDV olduğu, sözleşmeye konu belgelerin ilgili lokasyondan alınması, alınan belgelerin kontrol edilerek sınıflandırılması, servis büro hizmeti ile gelen belgelerin elektronik ortama aktarılması, Bonded kutularına konulması, barkodlanması, etiketlenmesi, indekslenmesi, fiziksel saklamaya hazır hale getirilmesi, ve barkodlanarak fiziksel saklanmaya hazır hale getirilmesi maliyetleri ile ve bonded tesisine ulaşım maliyetlerinin bu birim fiyata dahil olduğu” kararlaştırılmıştır. Görüldüğü üzere sözleşmenin 5. Maddesinde; İstanbul içi, İstanbul dışı ayrımı yapılmadan sözleşmeye konu belgelerin “ilgili lokasyonlardan alınması” suretiyle tüm lokasyonlardan evrak toplama işinin davalıya ait olduğu, masrafların birim fiyata dahil edildiği, sözleşme sonrasında, İstanbul dışındaki lokasyonlardan gelecek dökümanların masraflarının, davacı tarafça karşılanacağına ilişkin davacının muvafakati bulunduğuna ilişkin belge sunulmadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, dava dışı … firmasının belgelerin gönderimi için yaptığı toplam kargo ödemesinin 23.058,67-TL olduğu, bu tutarın … tarafından davacı firmaya fatura edildiği ve davacının …’dan olan alacağından, bu bedelin mahsup edildiğinden, davacının da bu tutarı davalı firmadan talep etmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcından, davalı tarafından yatırılan 392,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 311,70 TL’ nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2022