Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/845
KARAR NO: 2022/1105
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/11/2018
ESAS NO: 2018/551 Esas
KARAR NO: 2018/1079 Karar
DAVA TARİHİ: 20/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 31/01/2018 tarihinde imzalanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiş bir sözleşme olduğunu, sözleşmeye göre müvekkilinin davalı şirketin markası için dijital iletişim danışmanlığı, sosyal medya yönetim hizmetleri ve online medya reklam satınalma hizmetlerini yapacağını, davalının Ocak ve Şubat 2018 aylarının hizmet bedellerinin gecikmeli de olsa ödendiğini, davalının 16 Nisan 2018 keşide tarihli … yevmiye numaralı Beyoğlu … Noterliği’nden ihtarname keşide ederek sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiklerini, ihtarnamenin müvekkiline 19/04/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, sözleşmenin 9. maddesinin (1.4) klozuna göre “davalının sözleşmeyi her zaman en az 1 ay öncesinden Noter’den yazılı fesih bildiriminde bulunmak suretiyle fesih etme hakkına sahiptir” maddesi itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkiline tebliğ edildiği tarihten itibaren yani 19 Mayıs 2018 tarihinde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını, davalının Nisan 2018 faturası olan KDV dahil 16.204,35 TL ve fesih tarihi olan 19/05/2018 tarihine kadar hesaplanan KDV dahil 7.772,24 TL’lik fatura bedellerini ödemediğini ve iade ettiğini, her iki faturanın toplamı olan 23.979,59 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, davanın kabulüne, ilgili icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 24/04/2018 tarih ve 16.204,35 TL bedelli fatura ile 18/05/2018 tarih ve 7.772,24 TL bedelli fatura içeriğinde yer alan hizmetleri sunmadığını, müvekkili şirketin Üsküdar … Noterliği’nin 02/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 24/04/2018 tarihli faturayı, Üsküdar … Noterliği’nin 02/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de 18/05/2018 tarihli faturayı kanuni süresinde davacıya iade ettiğini, davacının alacağını ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddine ve davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava, İİK 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Dava dosyasına celbedilen İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı/borçlu aleyhine 29/05/2018 tarihinde, faturaya dayalı dayalı olarak, 29.976,59 TL asıl alacağın yıllık avans faizi ile birlikte tahsilini talep etttiği, ödeme emrini borçluya tebliğ üzerine davalı/borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir …’den alınan 05/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; incelemeye sunulan davacı ve davalı şirket ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde, davacı ile davalı arasında 31/01/2018 tarihinde … Lab sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ile davacı tarafından davalıya sosyal medya hizmeti sunulmasının konu edildiği, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen hizmet nedeniyle düzenlenen 21/02/2018 tarihli ve 12.272,00 TL ve 01/04/2018 tarihli 19.838,83 TL miktarlı faturaların düzenlendiği, ve bu faturaların davalı tarafından kabul edilip ödendiği, taraflar arasında akdedilmiş bulunan sözleşmenin davalı tarafından sözleşmenin 1.4 bendi kapsamında Beyoğlu … Noterliğinin 16/04/2018 tarih … yevmiye nolu evrakı ile feshedildiği, davacı tarafından verilen hizmet iddiasıyla davalıya kesilen 24/04/2018 tarih 403386 nolu ve 16.204,35 TL miktarlı faturanın davalı tarafından Üsküdar … Noterliği’nin 02/05/2018 tarih … nolu ihtarnamesi ile, 18/05//2018 tarih … nolu ve 7.742,24 TL miktarlı faturanın ise Üsküdar … Noterliği’nin 24/05/2018 tarih … nolu ihtarnamesi ile iade edildiği, gerekçe olarak da hizmetin sunulmamış olduğunun gösterildiği, davacı defterleri itibariyle alacağa dayanak 24/04/2018 tarih … nolu ve 16.204,35 TL miktarlı faturanın … yevmiye maddesi ile, 18/05//2018 tarih … nolu ve 7.742,24 TL miktarlı faturanın … yevmiye maddesi ile 120.01.0106 hesap nolu davalı … Ltd. Şti. Müşteri hesabına borç olarak kaydedilmiş olduğu, bu kayıt kapsamında 16/07/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 23.976,59 TL alacaklı göründüğü, ancak davalı kayıtlarında davacının … hesap nolu cari hesap üzerinden kayıt gördüğü ve ancak takip dayanağı 2 adet faturanın davalının defter ve kayıtlarında kayıt görmemiş olduğu, dolayısıyla davalı defter ve kayıtları itibariyle borç bakiyesinin olmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamı ve düzenlenen bilirkişi raporu ile; faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya sunulduğu ispat edilemediğinden subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme gereğince 19/05/2018 tarihinde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını, buna rağmen davalının nisan 2018 ve mayıs 2018 e ait faturaları iade ettiğini, davalının sözleşmeyi feshederken ve faturaları iade ederken hizmet almadıklarına dair bir itiraz ileri sürmediklerini, mahkemece hizmet sunulduğunu kanıtlamak için sunulan e-mail yazışmalarının dikkate alınmadığını, bu yazışmalarla hizmetin verildiğinin kanıtlandığını, mahkeme, HMK.199.maddesini hiç dikkale almadığı gibi aynı kanunun 31. Maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında da bu hususları açıklığa kavuşturmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” kuralı nazara alınmıştır. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi taleplidir. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı aleyhine 24/04/2018 tarihli 16.204,35 TL bedelli ve 18/05/2018 tarihli 7.772,24 TL bedelli faturaların toplamı 23.976,59 TL alacağın tahsili için takip başlatığı, davalının süresi içinde alacaklıya borçlu olmadıklarını beyan ederek takibe itiraz ettiği, davacının yasal süresi içinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 31/01/2018 tarihli … Sosyal Medya Sözleşmesi imzalandığı, davalının Beyoğlu … Noterliğinin 16/04/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 9. Maddesinin ”… işbu sözleşmeyi her zaman en az 1 ay öncesinden noterden yazılı fesih bildiriminde bulunmak sureti ile fesih etme hakkına sahiptir” maddesi gereğince sözleşmeyi feshettiğini ihtar ettiği, davaya konu faturaları noter aracılığıyla şirketle ilgisi bulunmadığından, cari hesaplarında kayıtlı olmadığından bahisle iade ettiği dosya kapsamında mevcut belgeler ile sabittir. Davacı vekili, sözleşmenin 9. maddesinin (1.4) klozuna göre “davalının sözleşmeyi her zaman en az 1 ay öncesinden Noter’den yazılı fesih bildiriminde bulunmak suretiyle fesih etme hakkına sahiptir” maddesi itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin fesih ihtarının müvekkiline tebliğ edildiği tarihi itibari ile 19 Mayıs 2018 tarihinde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını, davalının Nisan 2018 faturası olan KDV dahil 16.204,35 TL ve fesih tarihi olan 19/05/2018 tarihine kadar hesaplanan KDV dahil 7.772,24 TL’lik fatura bedellerini ödemediğini ve iade ettiğini beyan ederek itirazın iptalini talep etmiş, dava dilekçesinde delil olarak sözleşme, faturalar, icra dosyası vs. delillere dayanmış, dava dilekçesine sözleşme, ihtarname ve fatura suretlerini eklemiştir. Davalı taraf ise davacının fatura içeriğinde belirtilen hizmetleri sunmadığını iddia etmektedir. Davacı taraf, 07/09/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde 2018 nisan-mayıs ayları itibari ile davalıya verilen hizmetlere ilişkin e-posta yazışmalarını sunmuştur. Davalı taraf, 18/10/2018 tarihli beyan dilekçesinde basit yargılama usulünde cevaba cevap dilekçesi sunulamayacağını, dava dilekçesinde ve delil listesinde belirtilmeyip sunulmayan belgelerin HMK 318 madde gereğince delil olarak değerlendirilemeyeceğini beyan etmiştir. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış, alınana bilirkişi raporunda; davacı defterleri itibariyle alacağa dayanak faturaların davalı … Ltd. Şti. müşteri hesabına borç olarak kaydedilmiş olduğu, bu kayıt kapsamında 16/07/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 23.976,59 TL alacaklı göründüğü, ancak davalı kayıtlarında davacının 320.01.634 hesap nolu cari hesap üzerinden kayıt gördüğü ve ancak takip dayanağı 2 adet faturanın davalının defter ve kayıtlarında kayıt görmemiş olduğu, dolayısıyla davalı defter ve kayıtları itibariyle borç bakiyesinin olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece, takip dayanağı iki adet faturanın davalının defter ve kayıtlarında kayıt görmemiş olduğu, dolayısıyla davalı defter ve kayıtları itibariyle borç bakiyesinin olmadığının tespit edildiği, dosya kapsamı ve düzenlenen bilirkişi raporu ile; faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya sunulduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine kararı verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri”nin gösterilmesi gerektiği düzenlendiği gibi “Cevap dilekçesinin içeriği” başlıklı 129. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde de “Davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri”nin bulunması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere davacı dava dilekçesinde talep sonucunu haklı göstermeye yarayan yani davanın temelini oluşturan maddi vakıaları yazmak zorundadır. Aynı ilke uyarınca davalı da cevap dilekçesinde savunmasının dayanağını oluşturan vakıaları sunmak zorundadır. Böylece davacı iddiasını, davalı da savunmasını somutlaştırmış olacaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, basit yargılama usulünde, dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi verilemez. Bu çerçevede, taraflar dilekçeleriyle birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar (m. 318). Dilekçe sayısı, bu usulde görülecek işlerin basit olması ve kısa sürede karara bağlanmasını sağlamak amacıyla sınırlandırıldığından, birer defa dilekçe vermek durumunda olan tarafların daha dikkatli davranmaları gerekmektedir. Basit yargılama usulünde iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, yazılı yargılama usulünden farklı olarak dava açılmasıyla ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar (m.319). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 322. maddesi atfı ile basit yargılama usulünde de uygulama alanı bulan HMK’nın “Ön İnceleme duruşması” başlıklı 140. maddesinin 5. fıkra; “139 uncu madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Burada vurgulanması gereken husus özellikle 140. maddede “dilekçelerinde gösterdikleri” ibaresinin kullanılmış olmasıdır. HMK’nın 140. maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere taraflar, delil olarak dayandıkları belgeleri dilekçelerine ekleyerek vermek ya da başka yerden getirilecekse, bunu belirtmek zorundadırlar. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas no: 2020/(22)9-700 Karar no: 2022/207, 24.02.2022) Uyuşmazlık, davacının, davalıya takibe konu faturalardaki hizmetleri sunduğunu kanıtlayıp kanıtlamayamadığından kaynaklanmaktadır. Davalı, icra takibine itirazında borcu kabul etmemiştir, taraflar arasında hizmet sözlemesi olduğuna ve borcun ödendiği iddia edilmediğine göre davalı taraf, hizmet almadığını ileri sürmektedir. Fatura düzenlenmesi, hizmetin ifa edildiği anlamına gelmemektedir. Davalı taraf da borcu kabul etmemektedir. HMK 119. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi gereği davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini göstermesi, bu çerçevede, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirtmesi, bildirmesi, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermeleri bir zorunluluktur.(m. 318). Bu bağlamda; davacının dava dilekçesinde hizmeti verdiğine dair delillerini sunması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre; basit yargılama usulüne tabi yargılamada davacının dava dilekçesinde belirtmediği ve sunmadığı e-posta yazışmalarını hizmet verdiğini kanıtlamak üzere cevaba cevap dilekçesi ile sunması yasal olarak mümkün değildir. Mahkemece iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında bu belgelere itibar edilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı taraf, davaya konu hizmeti sunduğunu ve alacaklı olduğunu ispatlayamamıştır. Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022