Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/844 E. 2022/451 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/844
KARAR NO: 2022/451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/364
KARAR NO: 2017/964
KARAR TARİHİ: 05/12/2017
DAVA: Sözleşmenin İptali
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 20/06/2014 tarihinde 1 yıl geçerli olmak üzere dava dışı … Ltd. Şti. Aracılığı ile sigorta sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sigorta poliçesi her ne kadar yangın sigorta poliçesi olarak adlandırılmakta ise de söz konusu poliçenin hırsızlık klozu içerdiğini, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği adreste 19/03/2015 tarihinde sigortalı iş yeri içerisinde bulunan lastiklerin çalındığını, söz konusu lastiklerin toplam değerinin yaklaşık olarak 20.000,00 TL olduğunu, yaşanan hırsızlık olayı neticesinde müvekkili şirket yetkilisi …’nun davalı sigorta şirketi ile görüştüğünü, zararın tazmin edilmesini talep ettiğini, şirket adına talebin reddedildiğini, bu sebeplerle davalarının kabulüne fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğradığı zararın davalı sigorta şirketinden tazmin edilerek müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirketin müvekkili şirket nezdinde 20/06/2014-2015 tarihleri arasında … nolu … Kobi Sigorta Poliçesi ile sigorta ettirildiğini, dava konusu hasar nedeni ile hasar dosyası açıldığını, hasar dosyası kapsamında yer alan hasar belgeleri ve düzenlenen ekspertiz raporu ile meydana gelen hadisenin poliçe teminatında yer almadığının tespit edildiğini, dosya kapsamında depo alanı iç ve dış kısmında alarm olmadığını, mahallede bekçi güvenlik personeli bulunmadığını, riziko mahallinde aküye bağlı alarm sisteminin mevcut olmadığının tespit edildiğini, poliçede aranılan hırsızlık önleminin alınmaması nedeniyle hasar poliçe teminatı dışında olup, davanın bu nedenle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Taraflar arasında 20/06/2014 tarihinde ve bir yıl geçerli olmak üzere Akaryakıt Servis İstasyonu Yangın Sigorta Poliçesi imzalandığı, davacı şirketin faaliyet gösterdiği adreste 19/03/2015 tarihinde saat 05.00 sıralarında işyerinde bulunan lastik deposunun kapısı zorlanmak suretiyle açılıp buradaki lastiklerin plakasız bir araca yüklenmek suretiyle çalındığı ve buna ilişkin 16/04/2015 tarihinde Güneşli Polis Merkezinde ifade alınıp olay yeri inceleme raporu tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Poliçenin hırsızlık klozu da içerdiği ve hırsızlık muhteviyatının da 1.105.000,00 TL’ye kadar teminat altına alındığı ancak … nolu poliçede hırsızlık önlemi klozu kapsamında hırsızlık hasarlarının teminat altına alındığı ve hırsızlık önleminin; aküye bağlı alarm olduğu, aksi takdirde hırsızlık hasarlarının tanzim edilmeyeceği görülmektedir. Hasar dosyası kapsamında depo alanı iç ve dış kısmında alarm olmadığı, mahalde bekçi-güvenlik personeli bulunmadığı ve viziko mahallinde aküye bağlı alarm sisteminin mevcut olmadığı tespit edilmiş olup bu sistemin mevcut olmadığı davacı tarafın da kabulünde bulunmaktadır. Davacı taraf bu yönden aküye bağlı alarm sistemi için çekince konulduğunu belirtmiş olmakla birlikte celbedilen belge kapsamlarında bu yönde bir çekinceye rastlanmadığı gibi keza davacı tarafça da iddiasını ispata yarar yazılı bir delil ibraz olunmamıştır. Açıklanan bu durum karşısında viziko mahallinde aküye bağlı alarm sisteminin mevcut olmadığı ve hasarın poliçe teminatı dışında kaldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Davalı şirketin zararın tazmin edilmesi talebini reddetmesinin sebebinin “Aküye Bağlı Alarm Sisteminin’’ bulunmaması olduğu, öncelikle müvekkil şirket petrol istasyonu olarak tabir edilen bir iş yeri olup iş gereği de 24 saat açık olduğunu, müvekkil şirket 24 saat süreyle güvenlik kameraları ile izlendiğini, ayrıca müvekkil şirkette bekçi de bulunduğunu, sigorta poliçesi düzenlenirken bu hususların sigorta şirketine bildirildiğini, davalı şirket de sözleşmenin bu şekilde geçerli olacağını, alarm sisteminin olmasa da müvekkil şirketin hırsızlık klozundan yararlanabileceğini belirttiğini, davalı şirketin aküye bağlı alarm güvenlik tedbirinin olmadığını bilerek sözleşmeyi imzaladığını ve hırsızlık olaylarına karşı teminat ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, bu nedenle aküye bağlı alarm siteminin olmaması ayrıca mahalde bekçi olmaması gibi sebeplerle davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sigortalı iş yerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle uğranılan zararın ” Yangın Sigorta Poliçesi” teminat kapsamında tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre taraflar arasında 20/06/2014-2015 dönemini kapsayan “Akaryakıt Servis İstasyonu Yangın Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, Polis Merkezinde düzenlenen tutanağa göre, 19/03/2015 tarihinde sigortalı iş yeri içerisinde bulunan lastik deposunun kapısının zorlanması suretiyle içeride bulunan lastiklerin, plakasız bir araca yüklenmek suretiyle çalındığı, hırsızlık olayının sigorta teminat kapsamında olduğundan bahisle zararın tazmini amacıyla davalı sigorta şirketine başvurulduğu, sigorta şirketince, depo alanı iç ve dış kısmında alarm olmadığı, mahalde bekçi-güvenlik personeli bulunmadığı ve riziko mahallinde aküye bağlı alarm sisteminin mevcut olmadığı gerekçesiyle hasarın poliçe teminat kapsamı dışında olduğu bildirilerek talebin reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu sigorta poliçenin ” Hırsızlık Önleme Klozu” incelendiğinde; iş bu poliçede alınmış olduğu belirtilen hırsızlık önleminin aküye bağlı alarm olduğu, hırsızlık teminatının işyerinde bu poliçede yazılı hırsızlık önleminin bulunması kaydıyla verildiğini, aksi takdirde hırsızlık hasarları tazmin edilmeyeceği kararlaştırılmıştır. Sigortalı iş yerinde poliçede belirtilen alarm sisteminin kurulmadığı tarafların kabulündedir. 6102 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce gerçekleştirilen sigorta poliçelerinde aydınlatma yükümlülüğü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 11/9. bendindeki düzenleme kapsamında, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümleri kapsamında gerçekleştirilmektedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 11/9. bendinde, bilgilendirilmeye ilişkin hükümlerin yönetmelikte düzenleneceğine yer verilmiştir. Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik ise, 28.10.2007 tarihli Resmî Gazetede yayınlanmış, yönetmeliğin “3”. maddesinde, yönetmeliğin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 11. maddesinin üçüncü fıkrasına göre dayanılarak hazırlandığı belirtilmiştir. Ancak somut olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 1423. Maddesidir. Çünkü tazminat talep edilen sigorta sözleşmesi ( 14/07/2012 tarihli) daha sonraki tarihlidir. (emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/16351 Esas, 2017/8265 Karar ve 27.09.2017 tarihli ilamı vb). Sigortacının borç ve yükümlülükleri arasında, “ Aydınlatma Yükümlülüğü” TTK’nın 1423. maddede düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin karşılığı, 6102 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kaldırılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun’ da mevcut değildir. 6102 sayılı TTK’ nun 1423 maddesi ” (1) Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar. (2) Aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir. (3)Hazine Müsteşarlığı, çeşitli ülkelerin ve özellikle Avrupa Birliğinin düzenlemesini dikkate alarak, tüketiciyi aydınlatma açıklamasının şeklini ve içeriğini belirler” hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükmüne göre poliçenin sigortalıya tesliminden sonra sigortalı tarafından 14 gün içinde itiraz edilmemişse geçerli hale geleceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının 20/06/2014 tarihinden itibaren 14 gün içerisinde sigorta poliçesinin hırsızlık önlemine ilişkin yazılı bir itirazı bulunmadığı gibi bu yönde çekince koyduğunu yahut alarm sisteminin olmasa da davacının hırsızlık klozundan yararlanacağı davalı tarafça kabul edildiğini ispata elverişli deliller ile ispatlayamamıştır. Bu durumda sigorta poliçesi mevcut şartlarda davacı yönünden bağlayıcı nitelikte olup olay günü sigortalı işyerinde alarm sistemi bulunmaması nedeniyle hasarın poliçe teminat kapsamı dışında olduğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,0 TL’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/04/2022