Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/833 E. 2022/586 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/833
KARAR NO: 2022/586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1191
KARAR NO: 2018/970
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirket müşterisi bulunduğu şirket/belediye v.s kuruluşlara toplu SMS satımı yapan ve bu SMS’leri …, … gibi şirketlere götürmek suretiyle SMS mesajların atılmasına ve bu bedelin bir kısmını sözleşmeye uygun olarak hizmet bedeli olarak tahsil edilmesi ile ilgili hizmet veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin müşterilerinden sağladığı SMS atılması kazancının sözleşmeye göre ödenmesi gereken 29.183,06 TL’sini davalı şirketin ödemediğini, ödenmeyen bedel için Beyoğlu … Noterliği’nce ihtarname keşide edildiğini, davalı şirketin ihtarnameyi Kadıköy … Noterliği’nce kabul etmediğini beyanla faturayı iade ettiğini, bu alacağı tahsil etmek adına İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalı şirketin bu takibe haksız ve hukuka aykırı itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, müvekkilinin Esenyurt ve Sancaktepe Belediye Başkanlığı ile … için KDV dahil 29.183,06 TL hak ediş tutarı olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin sağladığı müşterilerden toplam 39.322,87 TL kazanç elde ettiğini, müvekkilinin tüm ihtarlarına ve taraflarınca başlatılan icra takibine rağmen davalı tarafça ödenmeyen 29.183,06 TL’nin ödenmesi için bu davayı ikame ettiklerini, bu nedenlerle müvekkil mallarınının çalınması sebebiyle İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyaya vaki itirazın iptali ile toplam 29.183,06 TL yönünden takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın süresinde açılmadığından reddinin gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme içerisinde delil sözleşmesinin yapılmış olduğunu, delillerin değerlendirilmesinin gerekli olduğunu, davacı şirketin defterlerini usulüne uygun tutmaması halinde lehine delil teşkil etmeyeceğini, davacı tarafın sözleşmenin maddeleri ve şartları uygulanırken son olarak kestiği dayanaksız faturanın akdedilen sözleşme gereğince mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin 6.3 maddesindeki koşulların oluşmadığını, davalının kestiği faturanın sözleşmenin 5.4 maddesine uygun olmadığını, sözleşmenin 11.maddesinde ifade edildiği gibi bir tahsilat raporunun da bulunmadığını, davacının kestiği faturanın sözleşme gereği Mobildev Dijital kayıtlarına göre fatura edilmesi gerekirken davacı tarafından ne şekilde belirlendiği belli olmayan miktar üzerinden fatura kesildiğini, davacının mesnetsiz iddialarının reddinin gerektiğini, bu nedenlerle %20’den aşağı olmamak üzere davacı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davalı tarafça her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de aralarındaki sözleşmenin 21.2. Maddesinde yetki şartı bulunduğu, İİK 50 ve HMK 17. Maddesi gereğince de münhasıl yetki anlaşması uyarınca tacir olan taraflar arasında İst. İcra dairesi ve İstanbul Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu bu nedenle yetki itirazı yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça asıl alacak sadece dava edilmiş olup, alınan bilirkişi raporu denetime açık, dosya kapsamı ile uyumlu, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun, yerinde ve denetime açık olması nedeniyle itibar edilmiş olup bu raporla da sabit olarak davacının sözleşmeye uygun olarak aracılık yaptığı dava dışı kurum ve şirkete ilişkin toplu mesaj işini davalıya ulaştırmış olduğu ve bunun miktarı net olarak davalı tarafça bilinebilecek olması hususu da dikkate alındığından defterleri itibari ile de bu husus bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup sözleşmedeki fiyatlandırma ölçüsüne göre doğru fiyatlandırma yapılarak toplu SMS’ler dava dışı … tarafından atılıp hak edişleri davalıya yapılmış olmasına rağmen, davalı tarafça davacıya ödemesi gereken kısmı ödememiş olduğu ve gönderilen faturanın da iade edilmiş olduğu, oysa davacının faturasının doğru ve tam olduğu, buna göre de davalıdan alacaklı olduğu, taraflar arasındaki sözleşme, dava dışı … ile davalı arasındaki yazışma ve hesaplamalar uyarınca davalının faturayı iade etmiş olmasına rağmen iadesinin doğru olmadığı ve bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının davalıdan 29.183,06 TL alacaklı olduğu cihetiyle davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı, davanın kabulü ile talep edilen asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı tarafça davacının göndermiş olduğu fatura iade edilmiş ise de yine davalı ile dava dışı … arasındaki yazışmalar ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının davacıya olan borcunu bilebileceği, tespit edebileceğine, bu haliyle de alacağın likit olduğuna kanaat getirildiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden davacı lehine ayrıca takdiren %20 oranında hesaplanan 5.836,61 TL inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkil şirketi arasında akdedilen sözleşmedeki hükümlerin esaslı bir şekilde incelenip yorumlanmadan karar verildiğini, davanın süresinde açılmadığını, delil sözleşmesine dair hükümlerin göz ardı edildiğini, Mahkemece ticari defterlerin sunulması için süre verildiğini ancak davacının defter-i kebir sunmadığını dolayısıyla ticari defterlerini eksik ibraz ettiğini, davacı tarafın herhangi bir temele dayandırmadan fatura keserek alacağın tahsilini talep ettiğini, hizmetin sunulduğu kurumlara ve ilgili operatörlere müzekkere yazılmasının gerektiğini, ancak gelecek cevaplara göre davacı lehine doğan bir alacağın varlığının tespitinin mümkün olacağını, dosya kapsamında yapılan incelemede sadece mali müşavir bilirkişisinin görevlendirilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın teknik bir mesele olduğunu başka bir bilirkişinin daha görevlendirilmesinin gerektiğini, davaya konu faturaya davacı tarafın ticari defterlerinde rastlanılmadığını, bu duruma bilirkişi raporunda da yer verildiğini, açıklanan nedenlerle kararın hatalı olduğunu beyan ederek İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1191 Esas ve 2018/970 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. Maddesi’ndeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” kuralı nazara alınmıştır. Dava tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasında; davacı tarafından 29.183,06 TL asıl alacak (20/05/2015 tarih ve 29.183,00 TL bedelli 1 adet fatura) + 719,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.902,64 TL alacağın, asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle 28/08/2015 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 28/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 28/12/2015 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu, davanın İİK’nun 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı belirlenmiştir. Davacı ile davalı arasında 31/05/2012 tarihinde imzalanan Mesajlaşma Servisleri Hizmet Sözleşmesi’nde “… A.Ş.’nin bundan sonra “…”, … İletişim …’ın “…” olarak adlandırıldığı”; Sözleşmenin “konu” 2. maddesinin “… tarafından sunulan mesajlaşma servisi ve hizmetleri kapsamında iş ortağı ile paylaşılan, bağlantı protokol, uygulama, yazılım, hizmet ve servisleri ile bunlar ile ilgili dokümanların İŞ ORTAĞI tarafından MÜŞTERİLER’e sunulmasına, ürün, çözüm ve hizmetlere entegrasyonu konusunda aracılık edilmesine, ii.Mesajlaşma servisleri hizmeti aracılığı ile müşterilerin gsm operatörlerinin faturalı hesapları ve ön ödemeli hesapları üzerinden tahsil edilen tutarlar üzerinden, … tarafından elde edilen gelir üzerinden anlaşılan kısmın İŞ ORTAĞINA aktarılmasına ilişkin usul ve esasların ve bu kapsamda tarafların hak ve yümlülüklerinin belirlenmesidir”, Sözleşmenin 5.4. maddesinin “MÜŞTERİ’nin GSM OPERATÖRLERİ tarafından gönderilen hizmet faturası’nın tamamını ödemesi halinde tahsiline aracılık edilen bedel’den Madde 7 hükmüne göre mahsup edilecek GSM OPERATÖRLERİ’NE ait ücretin mahsubundan kalan bakiye tutarın … hesaplarına aktarılmasını takiben İŞ ORTAĞI hesabına aktarılacağı”, Sözleşmenin 6.1. Maddesinin “…, … ile anlaşmış olduğu hizmet bedellerini … tarafından ilgili döneme ait tahsil edilen bedellerin kendi hesabına aktarılmasını takiben İŞ ORTAĞI hesabına aktaracaktır”, 6.3. maddesinin “…, … tarafından mal ve/veya hizmetin GSM OPERATÖRLERİ aracılığı ile tahsiline aracılık edilen bedelden Madde 7 hükmüne göre mahsup edilecek MOBİLTİM ve GSM OPERATÖRLERİ’ne ait ücretin mahsubundan kalan bakiye tutarı, MÜŞTERİ’den sadece ilgili ay içerisinde GSM OPERATÖRÜ HİZMET FATURASI tutarının tamamının tahsil edilesi kaydıyla İŞ ORTAĞI’na aktaracaktır. GSM OPERATÖRÜ HİZMET FATURASI’nda belirtilen son ödeme tarihi artı 30 gün içinde tahsil edilemeyen bedeller için İŞ ORTAĞI’na herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.”, Sözleşmenin 7. maddesinin “…, tahsiline aracılık edilen bedel için aşağıda belirtilen içerikte hazırlayacağı tahsilat raporunu, İŞ ORTAĞI ile İŞ ORTAĞI Yönetim Arayüzü üzerinden paylaşacaktır. i) İlk tahsilat raporu, ilgili hizmetin sunulmaya başlandığı ayın son gününden itibaren 60. günden sonra gönderilecektir, ilk raporu takip eden aylar için ise raporlar aylık olarak her ayın 25’inden sonra gönderilecek olup, Aylık Tahsilat raporları Sözleşme konusu HİZMET’in ilgili aya ilişkin kullanım miktarını ve bu kullanımlar kapsamında tahsilatına aracılık edilen toplam bedeli gösterecektir. ii) MOBİLTİM yukarıda alt başlık (i)’de belirtilen şekilde tespit edilen tahsilatına aracılık edilen bedel’den EK 1’de belirtilen tabloda İŞ ORTAĞI için hedeflere bağlı belirlenen yüzde oranı üzerinden hesaplanacak tutarı İŞ ORTAĞI’na bildirecek ve söz konusu hizmet bedelini İŞ ORTAĞI’nın faturalamasını takiben ödeyecektir.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda; “Davacının 2015 yılına ilişkin yevmiye defterinin açılış ve kapanış, envanter defterinin açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak defteri kebir ibraz edilmediğinden ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadığı ve delil kabiliyetinin olmadığı, davalının 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, taraflar arasında, davacının pazarlama yaptığı müşterileri; Esenyurt Belediyesi, Sancaktepe Belediyesi ve … Marketin toplu SMS taleplerinin davacı … tarafından alınması (satış ve pazarlama faaliyeti sonucunda), davacı ile Mobildev arasındaki anlaşma ve … ile … arasındaki anlaşmalar şeklinde yürütülen iş ilişkisi olduğu, operatör tarafından müşterilerin toplu SMS taleplerinin karşılanması ve operatör nezdinde meydana gelen ciro üzerinden davalı … ve davacı …in hakediş elde etmeleri şeklinde 2012 yılından itibaren 2015 yılına kadar işleyen bir ticari ilişki olduğu, davacının takibe konu alacağının 20/05/2015 tarih, … no.lu “Prim Hakediş Toplamı açıklamalı” 29.183,06 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, faturanın davalı tarafça kabul edilmediği ve süresinden noter marifetiyle davacıya iade edildiği, davacının dosyaya ibraz ettiği bilgi ve beyanlara göre; hak ediş tutarlarının ((1) 18.218,88 TL + (2) 4.813,04 TL+ (3) 1.702,49 TL=) 24.731,41 TL + 4.451,65 TL KDV olmak üzere; davacının faturasındaki gibi; 29.183,06 TL olduğunun görüldüğü, davacı tarafın 28/08/2015 tarihli icra takibinde 29.183,06 TL asıl alacağına 719,58 TL işlemiş faiz talep ettiği, dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin Beyoğlu … Noterliği 23/06/2015 tarih, … yev. no.lu ihtarnamenin davacı tarafından keşide edildiği, noter tebliğ şerhine göre; davalının 27/06/2015 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davacının talep edebileceği işlemiş faizin 446,13 TL olarak hesaplandığı, davacının takip tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği, davacının 29.183,06 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan %9 ve değişen oranlarda kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceği” görüşü bildirilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.)…. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)…Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Somut dosyada, davacı tarafça düzenlenen ve takibe konu edilen 20/05/2015 tarih … “Prim Hakediş Toplamı” açıklamalı 29.183,00 TL bedelli 1 adet faturanın, davacı tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 23/06/2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından Kadıköy … Noterliği’nin 29/06/2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile iade edildiği ve davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı açıktır. Yukarıda açıklandığı üzere fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Ayrıca davacı tarafından defteri kebir ibraz edilmediği için defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, faturaların davalı tarafça süresi içerisinde iade edildiği de sabittir. Bu durumda faturaların taraflar arasındaki sözleşme uyarınca düzenlendiğinin ve fatura konusu hizmetin verildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Bu nedenle ilgili gsm operatörüne müzekkere yazılarak; faturaya konu SMS kayıtlarının, operatör nezdinde Esenyurt Belediyesi, Sancaktepe Belediyesi ve … Marketin toplu SMS taleplerinin karşılanması sonucu bir tahsilat meydana gelip gelmediği sorularak ilgili tüm kayıtların getirtilmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine göre telekomünikasyon konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu heyetten rapor alınarak davalı vekilinin cevap dilekçesinde, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde de ileri sürdüğü hizmet bebelinin hak kazanılmasına ilişkin sözleşme hükümleri de değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1191 E. 2018/970 K. Sayılı 24/10/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/05/2022