Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/820 E. 2022/1014 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/820
KARAR NO: 2022/1014
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/442 Esas
KARAR NO: 2018/1001
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
DAVA: Rucüen Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı … Sigorta AŞ.’nin … nolu Yangın Sinai İşletme Sigorta Poliçesi ve … nolu Elektronik Cihaz Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı … AŞ.’ye ait tesiste 07/07/2012 tarihinde davalının gerçekleştirdiği proje çalışması sırasında yangın çıktığını, yangın sonrasında sigortalının müracaatı ile hasar dosyası açılarak inceleme yapıldığını, düzenlenen ekspertiz raporu ile tespit edilen 361.414 TL hasar tazminatının 08/11/2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini, meydana gelen olay sebebiyle zarar sorumlusuna TTK 1472. maddesi gereği rücu müracaatında bulunulduysa da davalının talebe olumlu yanıt vermediğini, bu nedenle huzurdaki davanın açıldığını, dava konusu yangın günü davalı tarafından çalışma konusu işlerle ilgili saman depolarının bulunduğu bölümde elektrik ark kaynağı kullanılarak işlem yapılmakta olduğunu, bu sırada gerekli dikkat ve tedbirin sarf edilmemesi neticesinde kaynak sırasında sıçrayan kıvılcımların saman depolarında yangına neden olduğunu, davaya konu zararın meydana geldiğini, yangın sırasında davalı yanca olay yerinde yapılan çalışma haricinde yangına sebebiyet verecek başkaca hiçbir etken ve faktör olmadığını, bu hususun davalı tarafça da fark edilmiş olmasına rağmen yapılan rücu müracaatına mukabil davalı yanca inkar anlayışıyla yaklaşıldığını, olumsuz cevap verildiğini belirterek 361.414 TL tazminatın ödeme gününden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirketin sigortalısı olan … A.Ş ile 22/11/2011 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleme uyarınca …’ın maliki olduğu Paşaköy-Lüleburgaz’da bulunan tesisin 12 bölümden oluşan ve saman deposu olarak kullanılan kısmının giriş bölümlerine açılır ve kapanır mekanizmalı branda yapılması konusunda tarafların anlaştığını, davacının sigortalısına ait riziko adresinde yangının çıkış noktası olarak iddia edilen bölümün davalı şirketin de branda işi yaptığı saman deposu kısmı olduğunu, yangının çıkış noktasının 7.bölüm olarak tespit edildiğini, davalı şirketin açılır-kapanır branda mekanizmalarının kurulması işi için olay gününden 3 gün öncesinde çalışmalarına başladığını, olay günü 12. ve son bölmenin mekanizmasının da yerleştirerek işini tamamladığını, davalı şirketin riziko mahallinde yaptığı işin kapsamının öncelikle branda mekanizmasının kaynak makinası vasıtasıyla monte edilmesi, ardından brandanın kurularak mekanizmanın çalıştırılması işi olduğunu, davalının kaynak makinası ile monte işlemi yaptığı esnada gerekli tüm önlemleri aldığını, işlemin yapıldığı esnada sıçramayı önleyici ve yanıcı olmayan brandalar kullanılarak kaynak işlemi yapıldığını, hemen ardından soğutma işlemi yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi riziko adresinde davalı şirketin işleminden başka yangına sebebiyet verecek başka birşey olmadığı iddasının mahkemeyi yanıltmaya yönelik, gerçeği yansıtmayan iddialardan ibaret olduğu, riziko adresinin son derece büyük bir işyeri olduğunu, davalı şirket çalışanlarından başka kaynak işlemleri yapan firmaların da olduğunun davalı şirket çalışaları tarafından gözlendiğini, davacı tarafın konuya ilişkin beyanının somut gerçeklikten son derece uzak olduğunu, Lüleburgaz ilçe Jandarma Konutanlığı tarafından olayla ilgili olarak düzenlenen tutanakta olay yerinde çok sayıda kaynak ve spiral makinası bulunduğundan davalı şirket çalışanlarından başka çalışanların olduğu ve çalışmaların da yapıldığının gayet açık olduğunu, davalı şirketin 2 çalışan ve tek kaynak makinası ile riziko adresinde çalışmakta olduğunu, rizikonun meydana geldiği esnada davalı şirketin çalışanlarının 12. bölmedeki kaynak çalışmalarını tamamlamış ve mekanizmayı kurmuş durumda olduğunu, davalı şirketin 12. bölümdeki kaynak çalışmalarını bitirdikten yaklaşık olarak yarım saat ile 45 dakika sonrasında 7. bölümde yangının başladığını, davacının iddia ve beyanlarının gerçek dışı ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Yangın sonucu 2818542 hasar nolu dosyasından 7 nolu bölmede 500 adet elektronik tasmanın zayi olması nedeniyle 120.277 TL sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı, … nolu hasar dosyasından bina ve emtianın hasar görmesi nedeniyle 241.137,44 TL ödeme yapıldığı, buna göre davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 361.414,44 TL ödeme yapıldığı, yangının olay mahalinde davalı … – … – … şirketi tarafından gerçekleştirilen kaynak çalışmasına bağlı olarak çıktığı, olayın çıkış nedeninin kaynak işlemi olduğu, bu nedenle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı şirkete sigorta poliçeleri kapsamında yapılan ödemeleri davalıdan rücuen talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile ” 361.414 TL nin 08.11.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Mahkemenin 13/02/2019 tarihli ek kararı ile davalı vekilinin istinaf süre tutum başvuru dilekçesi verdiği ancak harçları ve gider avansını yatırmadığından eksik harcı ve gider avansını yatırması için davalı vekiline çıkartılan ihtara rağmen yasal süresi içerisinde istinaf harcı ve masrafı yatırılmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 344 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı vekili ek karara karşı yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf incelemesinde; sunmuş oldukları süre tutum dilekçesinin akabinde ayrıntılı adli yardım talepli istinaf dilekçesini 11/02/2019 tarihinde maddi hata sonucu İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/668 Esas sayılı dosyasına gönderdiklerini, istinaf başvurma harcını yatırdıklarını ileri sürerek istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkere cevabında, davalı vekilinin iş bu dosyadaki adli yardım talepli istinaf dilekçesini, 11/02/2019 tarihinde sehven İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesin 2015/668 E. sayılı dosyasına sunmuş olduğu, buna göre davalı vekilinin iki haftalık yasal süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurduğu, adli yardım talebi dairemizce kabul edilmekle istinaf incelemesine geçilmiştir. Davalı vekili istinaf nedeni olarak; bilirkişi raporlarında, yangının kaynak çalışması nedeniyle olduğu ve müvekkil şirketin sebebiyet verdiği tespit edilmişse de bu tespite ilişkin hiçbir teknik veriye yer verilmediğini, yangının çıkış nedeni tam olarak tespit edilemediğini, bilirkişilerce tahmini bir değerlendirme yapıldığını, başka etkenler de olabileceğini, ayrıca sigorta şirketine verilen beyanların sigorta şirketinin emekli çalışanı tarafından silah gösterilerek baskı ve tehdit altında alındığını beyan etmemize rağmen tanıkların mahkeme ifadeleri değil de sigorta şirketinin aldığı ifadelerin karara esas alınması açıkça hukuka aykırı olduğunu, ayrıca yangın sonrası verilen ifade tutanaklarında yangının nasıl çıktığı hakkında bilgisi olduğunu veya gördüğünü ifade edebilen tek bir kişi dahi olmamasına rağmen gerekçeli kararda da tanık beyanlarının hükme esas alınmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile Elektronik Cihaz Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … A.Ş. arasında, Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile Elektronik Cihaz Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sigortalı işletmenin (çiftlik) bulunduğu saman deposu olarak tahsis edilen kısımda çıkan yangının sonucunda uğranılan hasar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına, 08/11/2012 tarihinde elektronik cihaz hasarı olarak 120.277,00 TY, bina emtia hasarı olarak 241.137,44 TL olmak üzere toplam 361.414,44 TL ödeme yapıldığı, ödenen hasar bedelinin, yangına sebebiyet verdiği iddiası ile davalıdan rücun tahsili amacıyla iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki yangın raporuna göre, yangının nasıl ve neden çıktığı tespit edilememiş olup düzenlenen hasar ekspertiz raporlarına göre, olay günü çiftliğin saman balyalarının bulunduğu 7. Bölmede meydana gelen yangında, henüz hiç kullanılmamış sağma sistemine ait 500 elektronik tasmanın zayi olduğu 114 Euro birim fiyatından %10 tenzilat uygulanmak suretiyle 51.300 Euro hasar bedeli tespit edildiği, güncel döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının 120.277,00 olduğu, bina hasarının 184.221,64 TL, emtea hasarının 56.915,80 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafından sigortalısına toplamda 361.414,44 TL TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Tarafların delilleri toplandıktan ve tanıkları dinlendikten sonra mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup dosyaya sunulan 09/02/2015 tarihli bilirkişi heyeti raporda özetle, ” …Yangının saman balyalarının tutuşması sonucu meydana geldiğini, çiftliğin mevki itibariyle yerleşim alanı dışında yer alması sebebiyle yangının oluşabilmesi sebeplerini sınırlı olduğunu, çiftliğin 170.000 metre kare alana kurulu olması sebebiyle de çiftlik dışı etkenlerin yangına sebebiyet vermesinin mümkün olmadığını, muhtelif sebeplerin sigara izmariti, elektrik kontağından çıkmış olabileceği veya kaynak çalışması sırasında muhtemel kıvılcım sıçraması sonucu meydana gelmiş olabileceği, yapılan incelemede, depolara ait duvar ve çevresinde elektrik hattının bulunmadığı, priz vs.elektrik kontağı sebebiyle yangın çıkmasına neden olabilecek unsur bulunmadığının tespit edildiği, olay yerinde yapılan kaynak çalışmasına dair kaynak makinasının bulunması, yangında kaynak makinasının hasar görmesi, davalı tanıkları … ve …’in her ne kadar yargılama aşamasında beyanlarını değiştirmiş olsalar da olaydan kısa bir süre sonra kendi el yazıları ile sigorta şirketine kaynak işlemini tamamlamalarının hemen ardından yangın çıktığını beyan etmeleri, dosyada mevcut deliller tanık beyanları, olay yeri görgü, bilgi ve tespit tutanağı ve yangının meydana geldiği bölge birlikte değerlendirildiğinde, yangının … – … şirketi tarafından gerçekleştirilen kaynak çalışmasına bağlı olarak çıkmış olduğu kanaatinin hasıl olduğunu, mevcut zararın davalıdan rücu gerektiği, riziko kapsamında hasar gören veya zayi olan ürünlere ilişkin davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, ürünlerin güncel piyasa ve rayiç değeri üzerinden olduğu” tespiti yapılmıştır. Davalının itirazları doğrultusunda yangının çıkış nedenini belirlenmesi amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi’nde görevli öğretim üyesi Prof. Dr. …’ndan ikinci bir rapor alınmış olup, 27/05/2018 tarihli raporda özetle; ” …Olay günü kaynak makinası ile perde raylarının sabitleme çalışması yapıldığının anlaşıldığını, ancak bu kaynak işi sırasında samanların içinde bulunduğu depoların üzerinde veya kaynak yapılan bölge ile samanların (yanıcı madde) etkin olarak birbirinden ayrılmadığının tespit edildiği, meydana gelen olayda toplam 12 dönümden oluşan bir katlı 7 metre yükseklikte 25 metre uzunlukta 10 metre derinlikteki saman deposunda 7 bölümde bulunan saman balyalarının yandığı, depoda yaklaşık 350 ton samanın bulunduğunu ve tamamının alev alarak yandığı, saman deposunun direklerinin çelik çatısının ve duvarlarının yangında zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiği, sonuç olarak kaynak esnasında sıçrayan kıvılcımların eğer çevrede yanıcı maddeler var ise yangına sebebiyet verebileceği, kaynağa başlamadan önce mutlaka çevrenin kağıt, bez, üstübü, odun, talaş, benzin, plastik, yağ, boya, polbent gibi kolay tutuşabilecek maddelerden temizlenmiş olması gerektiği, kaynakçının kaynak yaparken taktığı gözlük, siperlik ve bunun gibi koruyucu ekipmanlar nedeniyle etrafını göremediğinden sıçrayan kıvılcımların döşeme, çatlak ve aralarına girerek için için yanmaya başladığını ve bazen saatlerce sonra yangına neden olabildiği, bu nedenle kaynağa başlamadan önce çevrenin yanıcı maddelerden arındırılması ve yangın söndürücü bulundurulması gerektiği, meydana gelen yangın olayının çıkış nedeninin olay yerinde öncesinde yapılmış olan kaynak işlemi olduğu, kaynak işlemi sonrasında etrafa sıçrayan kıvılcım ve metal parçacıklarının uygun ortam içinde değil bir buçuk saat sonra iki- üç saat sonra bile yangın çıkartabileceği, olayının çıkış nedeninin olay yerinde öncesinde yapılmış olan kaynak işlemi olduğu” görüşüne yer verilmiştir. Somut olayda; yangının çıkış nedeninin tespiti bakımından alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, bilirkişi raporlarına göre, elektrik kontağı sebebiyle yangın çıkmasına neden olabilecek unsurların bulunmadığı, kaynak işlemine başlamadan önce çevrenin yanıcı maddelerden arındırıldığına ilişkin bir tespit bulunmadığı, kaynak işi sırasında samanların içinde bulunduğu depoların üzerinde veya kaynak yapılan bölgede samanların etkin olarak birbirinden ayrılmadığı, olay yerinde yapılan kaynak çalışmasına dair kaynak makinesinin bulunması ve yangında hasar görmesi ve davalı tanıkların her he kadar duruşmada beyanlarını değiştirmiş olsalar da olaydan kısa bir süre sonda sıcağı sıcağına kendi el yazıları ile sigorta şirketine kaynak işleminin tamamlanmasından hemen sonra yangının çıktığını beyan etmeleri nazara alındığında yangının davalıya ait …-…işletmesi tarafından gerçekleştirilen kaynak çalışması sırasında meydana geldiği kanaatine varılmıakla, davalının, yardımcı kişinin eyleminden dolayı TBK 116. maddesinden doğan sorumluluğu nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Davalı tarafça istinaf başvurma harcı sehven İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/668 Esas sayılı dosyasına yatırılmış olmakla noksan kalan 80,70 TL maktu karar harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28/09/2022