Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/82 E. 2021/44 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/82
KARAR NO: 2021/44
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/161 Esas
KARAR NO: 2017/417
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin, davalı şirketinn kendisine gönderdiği hastalarla ilgili istenen işlemleri hatasız olarak yaptığını ve işlemlerin bedeli davalı şirkete fatura edildiğini, davalı şirketin kendisine fatura edilen borcunun bir kısımı ödemeyince müvekkili şirket tarafından ödenmeyen faturalara istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlu şirket yapılan icra takibine konu borca ve tüm ferilerine müvekkili şirkete hiçbir borcu bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, davalı şirket tarafından yapılan itirazın haksız ve alacak likit bir alacak olduğundan, davalı şirketin itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı firma arasında 02/01/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 4. a ve b maddeleri uyarınca nükleer tıp tetkikleri ile ilgili her türlü sorumluluk davacı firmaya ait olduğunu, yine aynı sözleşmenin 5 – a maddesi uyarınca nükleer tıp tetkiklerini ücretleri müvekkili tarafından SGK’ dan tahsil edildikten sonra davacı firmaya ödeneceğini, yapılan sintigrafi alacakları SGK tarafından kesintiye uğrayarak müvekkili firmaya ödenmediğini, davacı firmanın eksiklikleri sonucu SGK tarafından yapılan kesintiler ve yapılmayan ödemeler nedeniyle 28/02/2013 tarihli 6.554,84 TL bedelli, 04/03/2013 tarihli 11.475,29 TL, 06/12/2013 tarihli 5.000 TL bedelli olarak kesilen iade faturaları davacı firma yetkilisi tarafından vergi açısından kendileri için sorun yaratacağı gerekçesi ile daha sonraki aylarda kesilmesi söyleyerek iade edildiğini, SGK tarafından yapılan kesintiler nedeniyle düzenlenen iade faturası rakamının toplamda 28.030,13 TL’yi bulunduğu düşünüldüğünde davacı firmadan asıl müvekkilinin alacağının olduğunun açık olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ile cevap verdiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 02/01/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalanmış olduğu, SGK genel sağlık sigortası kapsamında, davalı şirket tarafından talep edilen tetkiklere ait davacı şirket tarafından yapılan işlemlere ilişkin, SGK tarafından davalı şirkete yapılan ödemelerde toplam 1.914,50 TL kesinti yapılmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4-a ve b maddeleri uyarınca nükleer tıp tetkiklerinin incelenmesi, raporlanması, ve tıbbı sorumluluğunun davacı şirkete ait olduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalı şirketten 12.348,27 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre ise davacı şirkete 7.348,24 TL borçlu olduğu, taraf şirketlerinin ticari defterlerindeki cari hesap bakiyesi farkının, davalı şirket tarafından tanzim edilen 14/14/2013 tarih, 26958 nolu 5.000 TL tutarındaki faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, SGK tarafından davalıya yapılan ödemelere uygulanan KDV dahil kesinti miktarı olan 2.067,66 TL tutarında davacı şirketin sorumlu olduğu, buna göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan (12.348,27 – 2.067,66 =) 10.280,61 TL alacaklı olduğu, bu miktar bakımından da davalının itirazının haksız olduğu anlaşıldığından ” davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkkil şirketin sorumluluk alanına girmeyen tamamen davalı şirket sorumluluğundaki işlerin eksik yada yanlış yapılmasından kaynaklı olarak SGK tarafından yapılan kesintilerin müvekkil şirkete yüklenmesi hukuka aykırı olduğunu, davacı müvekkilin kendisine gönderilen hastalar için tetkik yapılmasının gerekip gerekmediği konusunda inceleme görev ve yetkisi bulunmamadığını. görev ve yetkili olmadığı bir işin eksik veya gereği gibi yapılmadığı gerekçesiyle davacı müvekkile sorumluluk yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı müvekkil, davalı şirket ile yaptığı sözleşme gereği kendisine gönderilen ve kendisinden istenen tetkikleri isteğe uygun olarak yaptığını, tetkikin gerekli olup olmadığı ya da hastanın dosyası veya SGK’ya fatura kesilmesi işleriyle müvekkil şirket ilgilenmediğini. davalı şirketin, müvekkil şirketin tetkikleri hiç veya gereği gibi yapmadığı konusunda bir iddiası da bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı firma anılan sözleşme uyarınca müvekkil şirketin hastalarına vermesi gereken hizmeti gereği gibi vermediğinden sintigrafi alacağı SGK tarafından müvekkil firmaya ödenmediğini, söz konusu sözleşme uyarınca nükleer tıp tetkikleri ile ilgili her türlü sorumluluk davacıya ait olduğundan ve yine aynı sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca nükleer tıp tetkiklerinin ücretleri müvekkil tarafından SGK’dan tahsil edildikten sonra davacı firmaya ödeneceğinden müvekkil tarafından SGK’ dan tahsil edilemeyen ücretler davalıya ödenemediğini, ancak daha öncede belirttiğimiz üzere; faturalar SGK tarafından SGK – Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü’nün 13.6.2007 tarih ve 2007/46sayılı genelgesi kapsamında örnekleme yoluyla kontrol edilmekte olup belirlenen kesinti oranları dahilinde yansıtılarak ödeme yapılmaktadır. Bu kapsamda dava konusu işlemler nedeniyle müvekkilden yapılan toplam kesinti tutarının bilirkişilerce tespit edilen 1.914.50 TL değil örneklenen 33.408,30 TL olması nedeniyle davanın reddi gerekirken kısmen kabulü yönüde karar verilmiş olup bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, takibe dayanak yapılan faturaya konu hizmetin tam ve eksiksiz olarak verilip verilmediği ve davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının kalıp kalmadığı noktasındadır. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden 12,348,28 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların dava ve cevap dilekçesinde dayandığı tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, sayıştay denetçisi, finans uzmanı ve hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 28/07/2015 tarihli kök raporda özetle; ” taraflar arasında 02.01.2012 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesinin imzalanmış olduğu, SGK Genel Sağlık Sigortası kapsamında, davalı şirket tarafından talep edilen tetkiklere ait davacı şirket tarafından yapılan işlemlere ilişkin, SGK tarafından davalı şirkete yapılan ödemelerden toplamda 1.914,50 TL kesinti yapılmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.a ve b maddesi uyarınca; Nükleer Tıp tetkiklerinin incelenmesi, raporlanması ve tıbbi sorumluluğunun davacı … Ltd. Şti. nc ait olduğu, davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği ticari defterlerinde, takip tarihi itibariyle davalı şirketten 12.348,27 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin incelemeye ibraz ettiği ticari defterlerinde, takip tarihi itibariyle davacı şirkete 7.348,24 TL borçlu olduğu, taraf şirketlerin ticari defterlerindeki cari hesap bakiyesi farkının, davalı şirket tarafından tanzim edilen 14.11.2013 tarih … no.lu 5.000,00- TL tutarındaki faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, SGK tarafından davalıya yapılan ödemelere uygulanan kesinti miktarı olan 1.914,50 + KDV = 2.067,66 TL tutarından davacı şirketin sorumlu olduğu, buna göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın ( 12.348,27-2.067,66=) 10.280,61 TL olduğu ” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edilmiştir. Tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor olanmasına karar verilmiş bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 19/11/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda, kök raporda varılan sonuçta herhangi bir değişiklik olmadığı bildirildikten sonra bilirkişi heyetine radyoloji teknikleri hususunda uzman bir bilirkişi eklenerek bilirkişi tarafından ikinci kez ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 12/12/2016 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda, ” davalıdan SGK’nın yaptığı kesintinin, 02/01/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde olduğunu, davacının, davalı ile yaptığı SGK’lı hastaların Nükleer Tıp Tetkiklerinin SGK’nın norm ve kurallan çerçevesinde yapılması, raporlanması faturalanmasının koşula bağlandığını, SGK tarafından davalıdan yapılan kesintilerden kaynaklanan ve davacıdan davalının yaptığı kesintinin değerlendirme yapılan detaylandırılmış hesaplama sonucuna göre, davacının, davalıdan, 12.348.27 TL alacaklı olduğu, SGK’nın davalıdan, l.914,50 TL+ KDV= 2.067,66 TL kesinti yaptığını, bu nedenle davacının davalıdan; 12.348.27TL 2.067.66TI.= 10.280,61 TL alacaklı olduğu ” kanaat ve sonucuna varıldığı mütala edilmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında davalı şirketin hastalarına, nükleer tıp tetkiklerinin yapılması hususunda 02.01.2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi düzenlendiği, tarafların yükümlülükleri başlıklı 4 maddede a) … Ltd, Şti. kendisine, … A.Ş. tarafından gönderilen hastaların nükleer tıp tetkiklerinin incelenmesinde, raporlanmasında her türlü sorumluluğu üzerine alacağı, b) Nükleer Tıp tetkiklerinin tıbbi sorumluluğu … Ltd. Şti. ne ait olacağı, ödeme şekli başlıklı 5. Madde de a)Nükleer Tıp tetkiklerinin ücretleri, … Hiz. A.Ş. tarafından SGK’ dan tahsil edildikten en geç 7 iş günü içerisinde … Ltd. Şti. ne ödeneceği kararlaştırıldığı, SGK Genel Sağlık Sigortası kapsamında, davalı Redline Kardiyoloji Merkezinde yapılan sintigrafi tetkiklerinde, SGK tarafından kesintiler yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı yan her ne kadar davalı şirketin yaptığı eksiklikler nedeniyle SGK tarafından yapılan kesintilerin davacıya yükletilemeyeceğini iddia etmiş ise de ;taraflar arasındaki sözleşmenin 4.a ve b maddeleri uyarınca davalı tarafından gönderilen hastaların nükleer tıp tetkiklerinin incelenmesinde, raporlanmasında her türlü sorumluluğunun davacıya yüklendiği ve ücretin SGK’dan tahsil edildikten sonra ödeneceği kararlaştırılmış olduğundan, davacının 1914,50 TL lik kısım yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Ancak davalı istinaf dilekçesinde, SGK tarafından genel sağlık sigortası kapsamında yapılan kesintilerin örnekleme hesabı yapılarak hastalara ait toplam kesinti tutarının 1.914,50 TL değil, 33.408 TL olduğundan bahisle bu rakamın göz önüne alınarak hesap yapılmasını talep etmiş ise de hükme esas alınan 16/11/2015 tarihli bilirkişi heyetinin 1. Ek raporunda belirtildiği gibi Cibali Sosyal Güvenlik Merkezi’nden alınan yazıda belirtilen, örneklenen kesinti tutarı miktarları davalı şirketin çalışmış olduğu tüm sağlık kuruluşlarına yaptırılan işlemlerden kesilen toplam miktarları kapsadığı, SGK’dan bildirilen, kesinti yapılan hastalara ait bilgilere göre SGK tarafından davalı şirkete 1.914,50 TL kesinti yapıldığı anlaşılmakla bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmakla davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş ise de verilen hükmün taraflarca istinaf edilebilmesi için kabul ve reddedilen miktarın, kararın verildiği tarihteki istinaf sınırının üzerinde olması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir. İstinafa konu ilk derece mahkemesinin itirazın iptali kararının, davacı tarafından istinaf edilen kısmı, karar tarihi itibariyle 2.067,67 TL olduğundan HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 3.110,00 TL olduğundan davacının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b bendi gereğince esastan reddine, davacı vekili istinaf başvurusunun reddedilen miktar bakımından kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı tarafın istinaf başvurusunun kesin hüküm nedeniyle HMK’ nın 352/1.b maddesi gereğince REDDİNE, 3- Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 85,70 ‘er TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından alınması gereken 702,26 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 175,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 526,61 TL.’ nin istinaf eden davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.20/01/2021