Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/814 E. 2022/620 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/814
KARAR NO: 2022/620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI: 2014/323 2018/1144
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında “Milyoner Fuarı” düzenlenmesi konulu 10/09/2008 tarihli sözleşmenin imzalandığını, davalının sözleşmede “organizatör” sıfatıyla hareket ettiğini, sözleşmede fuarda etkinlikte bulunacak firmaların davacının düzenleyeceği fuardan 30 m2 lik alan kiralaması’nın öngörüldüğünü, kiralama yapılmaması halinde bunun bedelinin davalı şirket tarafından ödenmesinin karar-laştırıldığını, davalının düzenlediği “…” isimli etkinliğe …,…, …, … firmalarının sponsor ,katalog vs şeklinde katıldığını, fuara katılan şirketlerin hiç birinin müvekkili şirketten yer kiralamadığını, sözleşme gereğince bu firmaların ödeyecekleri bedelden davalının sorumlu olduğunu, buna dair davalı tarafa 04/02/2009 tarih 42.480,00 Euro bedelli … sıra nolu faturanın tebliğ edildiğini, davalının “borcu bulunmadığı”ndan bahisle faturayı iade ettiğini, söz konusu alacağın tahsili hususunda Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalı boçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptalini ile takibin devamına, davalının % 40 oranından az olmamak üzere icra-inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili … Ltd.Şti ile davalı arasında 10/09/2008 tarihli Milyoner Fuarı’nda “…” isimli etkinliğin yapılması hususunda sözleşmenin mevcut olduğunu, müvekkilinin bu söz- leşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, organizasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğini, etkinliğin tanıtım ve reklamına ilişkin broşür,katalog vb materyallerde iddia edildiği gibi markaların yer almadığını, etkinliğin yapısına göre etkinlik sırasında kullanılan ürünlerin bir düğün organizasyonunda bulunması gereken ürünler olduğunu, faturaya esas teşkil eden markaların davalının rızası hilafına bir faaliyetlerinin bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili firmaya gönderilen ve dayanağı belli olmayan 31/12/2008 tarih 42.480,00 Euro bedelli … sıra nolu fatura ve 04/02/ 2009 tarih 42.480,00 Euro bedelli … sıra nolu faturanın müvekkili firma tarafından Noter ihtarnamesi ile iade edildiğini, fatura düzenlemek için her hangi bir engel bulunmadığını, fatura düzenlenmiş olmasının alacağın varlığını ispata yetmediğini, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, ayrıca müvekkili lehine % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…Toplanan deliller ile düzenlenen bilirkişi raporlarının ihtilafı çözmeye yeterli görülmemesi nedeniyle tahkikatın genişletilmesine, bu doğrultuda “taraflara , dava konusu alacağın dayanağını oluşturan 10/08/2008 ve takip tarihini kapsayan 19/02/2009 tarihlerini kapsayan dönem itibariyle …’ne ilişkin fuarlarda m2 /TL bazında emsal fuar alanı kira bedellerini gösterir emsal sözleşmelerini ve varsa kendi aralarında bu tarih ve öncesinde aynı konuda yapılmış sözleşmeleri , faturaları ve yapılan ödemeleri vs gösterir belgeleri dosyaya sunmak üzere 1’er aylık kesin süre verilmesi” yönünde ara karar kurulmuş ve kesin sürenun sonuçları hatırlatılmıştır. Ayrıca İnternet ortamından yapılan sektörel sorgulamada “fuarcılık ” konusunda ve İstanbul’da faaliyet gösteren ticaret şirketlerinden re’sen tespit edilen şirketlere müzekkere yazılarak ” dava konusu alacağın dayanağını oluşturan 10/08/2008 ve takip tarihini kapsayan 19/02/2009 tarihlerini kapsayan dönem itibariyle Düğün Etkinliğine ilişkin fuarlarda m2/TL bazında emsal fuar alanı kira bedelleri” sorulmuş, varsa emsal sözleşmelerinin celbi sağlanmıştır. Davacının iddiası, davalının savunması, dosyadaki tüm deliller, önceki raporlara itirazlar vs gözetilerek davacının takip ve dava konusu alacağının varlığı ve miktarının tespiti hususunda tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara karar oluşturulmuş ise de, davacı taraf verilen kesin süre ve yapılan ihtarata rağmen takdir olunan bilirkişi ücretini yatırmadığından bilirkişi incelemesi yapılamamış, böylelikle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda ; davacı taraf takip konusu alacağın varlığını ve miktarını ispata elverişli yasal delil sunamadığından sübuta ermeyen davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Dosyanın, 06.02.2015 tarihli celsesinde mahkeme hakimi tarafından, dosya da birbirini doğrulayan 3 adet bilirkişi raporu bulunması ve davalı vekilinin talep ettiği şekilde yeni heyet incelemesinin yaptırılmasının dosyaya bir yenilik getirmeyeceği kanaatine varılarak, dosyanın bulunduğu aşama nedeniyle, tahkikat aşamasının bitirildiği, dosyanın hüküm aşamasında olduğu ve bir sonraki celse sözlü yargılamaya geçileceği taraflara ihtar edilmiş ise de 03.04.2015 tarihli duruşmasında mahkemece, dosyadaki raporun mevcut hali ile dosyaya ve oluşa uygun olmadığı, alacak miktarı olarak tespit edilen miktarın neye göre tespit edildiğinin ayrıntılı olarak belirtilmediği ve mevcut raporun karar vermek için yeterli olmadığı gibi mahkemenin kendi karar ve tespitleri ile çelişen bir gerekçe ile dosyada mevcut bulunan 06.02.2015 tarihli sözlü aşamaya geçilmesi kararından rücu edilerek, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi yönünde kararı üzerine dosya 4. sefer olmak üzere yeniden bilirkişi heyetine tevdi edildiğini, ancak dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesi taleplerinin olmadığı gibi, mahkemenin bu kararı için kabul edilebilir bir gerekçesi bulunmadığını, bu nedenle bilirkişi ücretinin tarafımıza yükletilmesi kesinlikle kabul edilemez olduğunu, dosyaya tarafımızca tüm deliller sunulduğunu, dosyada dinlenilmesini talep ettiğimiz tanıkların dinlendiğini, bu doğrultuda farklı farklı heyetlerden bilirkişi raporları alındığını, yeri geldiğinde müzekkereler elden takip edilerek cevapları mahkemeye tarafımızca getirildiğini, açıkçası davacı taraf olarak dosyada tarafımıza düşen tüm sorumluluklar yerine getirildiğini, buna rağmen mahkemece halen bir bilirkişi raporu alınması yönünde bir kanaat var ise bu keyfiyetin bedelini hiç bir şekilde yeni rapor talep etmemiş, dosyadaki 4 raporunda açıkça lehine olan davacı tarafa değil, davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini, bununla birlikte dosyanın karar vermeye elverişli olduğu dosyanın tekemmül ettiği, dosyada karar verilmesi gerektiği, bizzat davalı vekilinin 06.11.2018 tarihli son duruşmadaki beyanıyla da kabul edildiğini, aynı şekilde yine davalı vekili beyanında dosyanın fuarcılık konusunda uzman bir bilirkişiye tevdiini talep etmiş olup bizzat davalı vekilininde bu yönde bir beyanı varken, (mahkemece ille de 6. Bilirkişi raporu isteniyorsa) bilirkişi ücretinin davalının talebi üzerine davalıya yükletilmesine karar verilebilecekken, tarafımızın bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması ve davanın reddine karar verilmesi hakkaniyete aykırı olduğunu, Bir an için tarafımızca bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş olduğumuz düşünülse bile mahkemece dosyada 5 adet bilirkişi raporu, tanık beyanları, sunulan emsal ücretler, imzalı sözleşmeler mevcutken, sanki hakimin karar vermesi yalnızca bilirkişi raporuna dayalı olması gerekiyormuş gibi, bütün sonucu bilirkişi raporuna yükleyerek karar vermekten kaçınması ve bu delile dayanmaktan vazgeçmemiz sebebiyle davanın reddine karar verilmesi yine de mümkün olmadığını, böyle bir durumda bile mahkemece eldeki tüm deliller değerlendirilerek bir karar oluşturulması zorunlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, mevcut deliller doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili katılma yolu ile sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; tarafımıza takdir edilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, davacının gerek icra dosyasında, gerekse işbu davadaki taleplerinde davanın her aşamasında 42.480,00 Euro talep edildiğini, karar tarihi itibariyle TCMB kurlarına göre 42.480,00 Euro 259.399,87 TL’ye isabet ettiğini, buna göre takdir edilmesi gereken vekalet ücretinin 21.513,99 TL olması gerekirken 5.022,80 TL vekalet ücreti takdir edildiğini ayrıca davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davacının istinaf talebinin reddini, mahkemenin vekalet ücreti ve kötüniyet tazminat talebine ilişkin kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının,10/09/2008 tarihli sözleşmeye ve sözleşme uyarınca düzenlenen 1 adet faturaya istinaden 42.480,00 Euro asıl alacak, 174,58 Euro işlemiş faiz, 53,14 İhtarname masrafı olmak üzere toplam 42.654,58 Euro, 53,14 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda; davacı … ile davalı … Ltd. Şti. (Organizatör) ve … A.Ş. arasında milyoner fuarı kapsamında düzenlenecek olan “…” adlı etkinlik konusunda anlaşmaya varıldığı, sözleşmenin 3.maddesinde “ön hazırlıkların 31/Ekim/2008 cuma günü yapılacağı 01/Kasım/2008 tarihinde organizasyonun gerçekleşeceği” 4.1 maddesinde “kamu kuruluşları hariç tutul- mak üzere organizasyona ait broşür, katalo vb materyallerle ismi geçen ve etkinlikte bulunacak firmaların ilgili fuar da en az 30 m2 alana sahip olmaları gerektiği, etkinlikte yer alan ve ismi geçen firmalar alan kiralamadıkları takdirde alan bedelinin organizatörden tahsil edileceği” 4.4 maddesinde ” Etkinliğin tanıtımı için organizatör tarafından bastırılan yazılı ve görsel materyaller için CNR’in izni alınacağı ” hususu kararlaştırılmış olup davacı taraf, davalının düzenlediği “…” isimli etkinliğe …, …, …, … firmalarının sponsor, katalog vs şeklinde katıldığını, ancak fuara katılan şirketlerin hiç birinin müvekkili şirketten yer kiralamadığını beyan ve iddia ile adı geçen şirketlerin alan kira bedeli ile ilgili olarak davalı taraf adına 04/02/2009 tarih 36.000,00 Euro asıl alacak + 6.480,00 Euro % 18 KDV ‘den ibaret toplam 42.480,00 Euro bedelli faturaya istinaden alacak talebinde bulunmuş, davalı taraf ise, sözleşmeyi ihlal edecek herhangi bir davranışta bulunmadığından itirazda bulunmuştur. Mahkemece, 3 farklı heyetten bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup birinci heyete fuarcılık alanında uzman bilirkişisinin de dahili ile Bilirkişi kurulu hazırladıkları 31/01/2013 – 24/04/2014 ve 31/10/2014 tarihli raporlarında: “sözleşmenin 4. Md gereğince etkinliğin tanıtımı için organizatör tarafından bastırılan yazılı ve görsel materyaller için CNR’nın izninin alınmasının gerektiği ve adı geçen firmalara teşekkür eden afişte “CNR’ın izninden geçmiştir” ibaresinin kullanıldığı, ancak davacının onayının bulunduğuna dair delil sunulmadığı, “… “isimli etkinlikte yer alan ve teşekkür niteliğinde basılı olarak fuar alanında sergilenen afişte …, …, …, … firmalarının isimlerinin bulunduğu adı geçen firmaların fuara aktif olarak katıldıkları ancak sözleşmedeki belirtildiği gibi en az 30 m2 lik yer kiraladıklarına dair belge bulunmadığı” tespiti yapılmıştır. Önceki rapora itiraz ve tarafların talebi üzerin dosya bu kez SMMM Öğr. Görevlisi … , Fuarcılık Uzmanı … ve İ.Ü. Hukuk Fakultesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. …’e tevdi edilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 17/09/2015 tarihli raporda “…10/09/2008 tarihli sözleşmede kira bedelinin belirlenmesine ilişkin unsurda anlaştıklarına dair her hangi bir hüküm bulunmadığından anılan sözleşmenin icra takibine konu alacağa dayanak teşkil edecek nitelikte bulunmadığı, bu nedenle alacağın belirlenemediği” belirtilmiştir. Alınan önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişki ve raporların hükme elverişli olmaması nedeniyle mahkememizce bu kez Gayrimenkul Yatırım Uzmanı- İnşaat Mühendisi …, Gayrimenkul Alım Satımcısı … Hukukçu …, Mali Müşavir … ve Fuar Danışmanı – Makine Mühendisi …’ten rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Üçüncü bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 06/01/2017 tarihli raporda “…Davalının düzenlemiş olduğu organizasyonda ve organizasyonun afişinde …, …, … ve … isimli firmaların yer aldığı görseller ve şahit beyanlarıyla sabit olduğu, davalı vekili beyanlarında bu görseller için izin alındığını iddia ettiğini, ancak izin şartı yazılı olarak getirilmiş olması sebebiyle izin verildiğinin de yine yazılı olarak ispatlanması gerektiği, davalı vekili her ne kadar geçerliliği şekle tabi olmayan sözleşmelerde değişiklik yapılması için herhangi bir şekle gerek olmadığı beyan edilmişse de belirli bir şekle uyularak yapılan sözleşmelerin değişikliği de yine aynı şekle tabi olunarak yapılabileceği ancak dosyada dosyada izin veya onay verildiğine ilişkin bir belge olmadığı, Adı geçen firmaların milyoner fuarında 30 m, yer kiraladığına dair bir veri dosyada olmadığı, sözleşmenin 4.1 maddesi üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olup kira sözleşmesinden bağımsız değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmenin 4.1 maddesinin esaslı unsur olduğu ve emsal sözleşmeler ile bu maddeye uygulanacak olan kira bedellerinin belirlenebilir olduğu dikkate alınırsa sözleşmenin bu maddesinin geçersizliğini iddia etmenin söz konusu olmadığı, dosyaya sunulan örnek sözleşmelerdeki ortalama m2 birim fiyatının 305 Euro + KDV olduğu, davaya konu faturanın da 36.000 Euro + KDV üzerinden hesaplandığı, dava konusu dört firmanın kiralaması gereken 30 m2 x 4 = 120 m2 lik alanın kira bedelinin 36.000 Euro /120 = 300 Euro + KDV olduğu, dosya kapsamına göre davacı tarafça düzenlenen takip ve dava konusu faturanın işin mahiyetine uygun olduğu ” kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkemece, düzenlenen bilirkişi raporlarının ihtilafı çözmeye yeterli görülmemesi nedeniyle tahkikatın genişletilmesine, bu doğrultuda “taraflara, dava konusu alacağın dayanağını oluşturan 10/08/2008 ve takip tarihini kapsayan 19/02/2009 tarihlerini kapsayan dönem itibariyle Düğün Etkinliği’ne ilişkin fuarlarda m2 /TL bazında emsal fuar alanı kira bedellerini gösterir emsal sözleşmelerini ve varsa kendi aralarında bu tarih ve öncesinde aynı konuda yapılmış sözleşmeleri, faturaları ve yapılan ödemeleri vs gösterir belgeleri dosyaya sunmak üzere 1’er aylık kesin süre verilmesi” yönünde ara karar kurulmuş ve ayrıca internet ortamından yapılan sektörel sorgulamada “fuarcılık ” konusunda ve İstanbul’da faaliyet gösteren ticaret şirketlerinden re’sen tespit edilen şirketlere müzekkere yazılarak ” dava konusu alacağın dayanağını oluşturan 10/08/2008 ve takip tarihini kapsayan 19/02/2009 tarihlerini kapsayan dönem itibariyle Düğün Etkinliğine ilişkin fuarlarda m2 /TL bazında emsal fuar alanı kira bedelleri” sorulmuş, varsa emsal sözleşmelerinin celbi sağlandıktan sonra yeni bir heyetten bilirkişi incelemesi için ara karar oluşturulmuş, davacı tarafa verilen kesin süre ve yapılan ihtarata rağmen takdir olunan bilirkişi ücreti yatırılmadığından davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kabulü ile davacının alacağın varlığını ve miktarını ispata elverişli yasal delillerle ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de dosyanın geldiği aşamada içerisinde fuarcılık alanında sektör bilirkişisinin de bulunduğu üç farklı heyetten rapor aldırıldığı görülmüştür. Mahkemenin dördüncü heyetten bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerekçesinin, fuar alanı kira bedelinin tespiti olduğu anlaşılmıştır. Ancak önceki raporlarda emsal kira sözleşmeleri getirtilmeden raporların düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla usul ekonomisi ilkesi uyarınca öncelikle son heyetten alınacak ek rapor ile dosyaya sunulan emsal kira sözleşmeleri dikkate alınarak ve piyasa şartları da değerlendirilerek sözleşmenin 4.1 maddesinde kararlaştırılan rayiç kira bedelinin belirlenmesi mümkün iken yeni bir heyetten rapor alma yoluna gidilmesi usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bu aşamada istinaf başvurusu incelenmeksizin, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tarafın istinaf talebinin varılan sonuç itibariyle bu aşamada incelemeye yer olmadığına, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/323 E. 2018/1144 K. Sayılı 06/11/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan, başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf başvuru ve karar harcının istemi halinde davalıya iadesine, 6-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022