Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/799 E. 2022/796 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/799
KARAR NO : 2022/796
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 23/05/2014 başlangıç tarihli 3 yıl süreli Otobil Müşteri Sözleşmesi imzalanarak bu sözleşme kapsamında müvekkiline ait araçlara gerekli cihazların takıldığını, müvekkili tarafından araçların İstanbul içi ve dışı bölgelerde sözleşmenin 3 yıl süreyle geçerli olacağı düşüncesinden hareketle dağıtılmış şekilde kullandığını, davalı-borçlu tarafından ani bir bildirim ile Otobil sisteminin dayanağı olan… firması ile imzalanan Finansal Anlaşmanın … firması tarafından yenilenmeyerek feshedildiğinden bahisle Kasım ayından itibaren müvekkil ile imzalanan Otobil Müşteri Anlaşması kapsamında yakıt alımı yapılmasının mümkün olmayacağı belirtilerek sözleşmenin feshi ile cihazların muhatap adresinde teslim edilmesini istediklerini, bunun üzerine müvekkil şirketin zor duruma düştüğünü, cihazların büyük çoğunluğunun 17/11/2016 tarihinde, şehir dışında bulunan araçlardaki cihazların 18/11/2016 tarihinde teslim edildiğini, davalı tarafından bir gün önce 16/11/2016 tarihinde ise müvekkilinin banka hesabından 18.562,06 TL çekildiğinin tespit edildiğini ve 01/12/2016 tarihinde kendilerine kargo yoluyla cihaz bedeli açıklamalı fatura gönderildiğini, 02/12/2016 tarihli ihtarname ile müvekkili tarafından fatura iade edilerek haksız çekilen paranın da iadesinin talep edildiğini, cihazların geç teslimi nedeniyle sözleşmede yer alan hükümlerin genel işlem koşulu olduğunu, ayrıca müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranışının olmaması ve sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesi nedeniyle sözleşmenin ilgili hükümlerinin uygulanmasının ve bedel talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek haksız olarak çekilen bu paranın iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamını asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, müvekkilinin … ile imzaladığı Akaryakıt Finansal Aracılık Sözleşmesine dayandığını, bu sözleşmenin devamı sırasında … tarafından sözleşmenin yenileneceği belirtilmesine rağmen son anda noter kanalıyla gönderilen ihtarname ile sözleşmenin süre sonunda yenilenmeyeceği bildirilerek feshedildiğini, müvekkilinin gizli kalması gereken müşteri bilgilerini diğer bayilerle paylaştığını, müvekkili aleyhine kampanya başlatılarak iflas ettiği, bundan sonra sözleşmenin yeni bayiye devredildiği, cihazların sökülmesine gerek olmaksızın aynı cihazlarla yakıt alınmaya devam edileceği gibi söylemlerde bulunarak anlaşma süresi içerisinde müvekkilinin hizmet verdiği müşterilerini kaybetmesine sebep olduğunu, buna karşın müvekkilinden ise gönderdiği ihtarname ve e-mailde cihazların iadesinin talep edildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından … aleyhine İstanblu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/79 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, açıklanan nedenlerle yani sözleşmenin … tarafından ani bir şekilde feshedilmesi nedeniyle bu durumun müşterilere bildirilerek cihazların iadesinin talep edildiğini, davacıya da bilgilendirme yazısının gönderilerek 15/11/2016 tarihine kadar cihazların iadesinin talep edildiğini, sözleşmenin 2.2.6 maddesinde cihazların zamanında iadesinin yapılmaması yada hasarlı olması halinde 200 USD + KDV cihaz bedeli fatura edileceğinin düzenlendiğini, davacı tarafça süresi içerisinde cihazlar iade edilmediğinden müvekkili şirketin 16/11/2016 tarihinde cihaz bedeli adı altında fatura düzenleyerek davacı şirkete göndermesinde sözleşmeye aykırılık bulunmadığını, davacı süresinden sonra 17/11/2016 tarihinde cihazları iade etmiş ise de kendisine teslim edilmiş olan tüm cihazların iade edilmediğini, ayrıca iade edilmiş olan bir kısım cihazların arızalı olup bir kısmının ise davacı şirkete ait olmadığını, cihazların …’in yetkili servislerin söküm işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğinden davacı tarafından cihaz söküm formlarının sunulması gerektiğini, davacının iade edilmeyen cihazlar kadar müvekkiline borçlu olduğunu, davacı taahhütname hükümlerine aykırı davrandığı için müvekkilinin 05/01/2017 tarihinde 28.902,59 TL bedelli fatura tanzim ettiğini, müvekkilinin bu miktar kadar cari hesap alacağı bulunduğunu ve tahsili için İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3559 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını beyan ederek davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; “Dava hukuksal niteliği itibariyle, sözleşmenin feshine bağlı olarak cihazların geç ya da eksik teslimi nedeniyle yapılan kesintinin iadesi için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Uyuşmazlığın özü, taraflar arasında varlığı çekişmesiz Otobil Müşteri Sözleşmesi hükümleri uyarınca davalının feshi sonucunda davacının elindeki cihazları geç teslim etmesine bağlı olarak yapılan 18.772,32 TL cezai şart kesintisinin dayanağının mevcudiyeti noktasındadır.Davalı vekili sözleşmeyi fesh etmediklerini, bir başka deyişle fesih iradelerinin olmadığını, çünkü … ile aralarındaki sözleşmenin dava dışı … tarafından sonlandırılması nedeniyle davaya konu sözleşmenin otomatik olarak infisah ettiğini, kusurlarının olmadığını savunmuş ise de taraflar arasındaki mevcut sözleşmede davalı vekilinin bahsetmiş olduğu dava dışı … ile aralarındaki sözleşmenin sonlandırılmasına herhangi bir atıf bulunmadığı gibi diğer sözleşmenin feshi davacı tarafı bağlayıcı nitelikte değildir. Burada davalı TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli olmak zorundadır. Dolayısıyla dosyada mübrez 15/10/2016 tarihli fesih beyanı davalı tarafın aleyhine sonuç doğuracaktır. Sözleşmenin feshinde davacının kusuru bulunmamakta olup, davalı haksız yere feshetmiştir. Diğer yandan sözleşme hükümlerine göre davacının alım taahüdüne aykırılığı da söz konusu değildir. Bu nedenle; 2.2.6. maddesine gidilmesi ve cezai şart kesintisi söz konusu olamaz. Müşteri davacının sözleşmenin her durumda feshi halinde cihazları süresinde iade etmemesi halinde cezai şart kesileceğine dair açık hüküm düzenlenmemiştir. Sözleşmenin feshi başlıklı 7. maddenin son cümlesinde anlaşmanın sona ermesine mütakiben 15 gün içinde Otobil ekipmanlarının iade edileceği düzenlenmekle birlikte iade edilmemesi halinde ya da bu süreye uymaması halinde uyulacak yaptırım kaleme alınmamıştır. Bu durumda yapılan kesintinin sözleşmesel ve yasal bir dayanağı söz konusu değildir.Davalı; hasarlı ya da başka cihazları teslim ettiğini cevap dilekçesinde ileri sürmüş ise de; TTK’nın 23/1-c maddesi ve TBK’nın 223/2 maddesi gereğince süresinde ve usulüne uygun herhangi bir ayıp ihbarında bulunmamıştır. Bu nedenle bu davada bu yöne dair ayıp savunması dinlenmez. Zira; …’e ait olmayan başka nitelikteki malların verildiği ya da bozuk verildiği yönündeki savunma ayıp def’i niteliğindedir. Davalının basiretli tacir olarak teslim aldığı malları cihazları hemen kontrol edip ihbarda bulunması gerekirdi. Ayrıca; davalı yan alacaklı oldukları yönünde savunma ileri sürmüşse de, usulüne uygun olarak takas defi ileri sürülmemiş, usulüne uygun karşı dava da açılmamıştır. Dolayısıyla, cari hesap alacağı bu davada dinlenemez. Hal böyleyken davalı tarafından yapılan takibe konu kesinti sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğinden, herhangi bir dayanağı olmadığından iadesi gerekmiştir. Uyuşmazlık sözleşmesel ilişkiden kaynaklı olup herhangi bir fatura tanzimi söz konusu değildir. Yapılan kesinti tutarı ve tarihi ihtilafsızdır. Sorunun çözümü tamamen sözleşmenin hukuki olarak yorumlanmasına bağlıdır. Bu nedenle gerek muhasip, gerekse de teknik bilirkişi incelemesine lüzum görülmeksizin hakimliğimizce ihtilafın halli yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm verme cihetine gidilmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, davacı tarafça sözleşme ile belirlenmiş olan süreden sonra 17/11/2016 tarihinde birtakım cihazlar iade edilmiş ise de, tüm cihazları iade etmediğini, ayrıca iade edildiğinde bir kısmının arızalı olduğu, bir kısmının ise davacı firmaya ait olmadığı anlaşıldığından davacı tarafça cihazların sökümüne dair söküm formlarının sunulması talep edildiğini, cihazların …’in yetkili servislerinde söküm formları tutularak sökülmesi gerektiğini, söküm formlarında aracın plaka numarası, tarih ve saatini belirtildiğini, yetkili serviste söküm yapılmamasının ise sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, ancak mahkemece bu deliller celbetmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu iddia davacının alım taahhüdüne aykırılığı olmadığından ve faturada açıkça cihaz bedeli yazılı olduğundan mahkemenin cezai şarta ilişkin gerekçesinin olaya uygun olmadığını, davacının taahhütname hükümlerine aykırı davranması nedeniyle müvekkil şirket tarafından İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmasına rağmen, bilirkişi incelemesi yaptırmadan davanın kabulüne karar verildiğini, sözleşme kapsamında davacı şirkete teslim edilen cihazların mülkiyeti …’e ait olduğundan ve cihaz bedellerinin sözleşmenin feshinden bağımsız olarak sözleşme sona erdiğinde iade edilmesi gerektiğinden, cihazlar iade edilmez ise bedellerinin ödenmesi gerektiği hususları değerlendirilmeden hatalı karar verildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalan Otobil Müşteri Sözleşmesi uyarınca devam eden ticari ilişki kapsamında, sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesi sonucu sözleşme konusu cihazların iade edilmediği gerekçesiyle davalı tarafından düzenlenen faturaya istinaden davacı tarafın banka hesabından yapılan kesintinin haksız olduğu iddiası ile kesilen bedel ve bu bedelin iadesi yönünde davalıya gönderilen ihtarname masrafı toplamının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı tarafından İstanbul Anadolu 7. İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasında 18.562,06 TL asıl alacak, 210,26 TL noter ihtar masrafı olmak üzere toplam 18.772,32 TL alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin 13/12/2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından 14/12/2016 tarihinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu, davanın İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık; davacı tarafından cihazların iade edilip edilmediği, davalı tarafından düzenlenen faturanın sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan 23/05/2014 tarihli “Otobil Müşteri Sözleşmesi” incelenmiştir. Sözleşmede davacının “Tedarikçi”, davalının “Müşteri” olarak yer aldığı, sözleşmenin konusunun “Otobil” faaliyetine yönelik olduğu belirtilmiştir. “Otobil; kullanım hakkı tamamen …’e ait olan ve Otobil Sistemine dahil olup içine elektronik kimlik ünitesi takılan taşıta, yine Otobil Sistemine dahil olan bir istasyondan anında ödeme yapmaksızın, akaryakıt verilmesini sağlayan ve ikmal sırasında, akaryakıt dolumuna ait bilgileri elektronik ortamda … Genel Merkezine gönderecek ve daha sonrasında Müşteriye raporlayacak bir sistem ağıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşmenin 2.maddesi tarafların hak ve yükümlülükleri başlığını taşımaktadır. 2.2 maddesinde “müşterinin hak ve yükümlülükleri” düzenlenmiştir. 2.2.6.maddesinde; “Otobil takılan taşıttaki sistemin çalışması … tarafından 1 yıl garanti altına alınmıştır. Kullanıcı hatasından doğmadığı sürece arıza durumunda servis … tarafından ücretsiz verilir. Kullanıcı hatasından doğan problemler için servis bedeli taşıt başına 20 USD’dir. Müşteri, araçlarına programlama yapılan kilometre takipli ve takipsiz cihazların programlamaları yapıldığı tarih itibari ile veya sözleşme süresi boyunca 3 ay otobil sisteminden yakıt almaması durumunda sözleşmeyi fesih etmiş sayılacaktır. Müşteri bu durumda yazılı uyarıya gerek olmadan 15 gün içinde cihazların hasarsız ve çalışır halde iadesini sağlamakla yükümlüdür. Müşteriye cihazların zamanında ve hasarsız iadesi halinde 50 USD + KDV programlama ve/veya montaj bedeli, zamanında iadesinin yapılmaması yada hasarlı olması halinde ise 200 USD + KDV cihaz bedeli fatura edilecektir.”Sözleşmenin süresi 5.maddesinde; “İşbu sözleşme imza tarihinden itibaren 3 yıl süre ile geçerlidir. Taraflardan her biri sözleşme süresinin hitamından en az 3 ay önce süresi sonunda yenilenmeyeceğini bildirmediği takdirde sözleşme aynı hüküm ve şartlarla 2’şer yıllık süreler halinde kendiliğinden yenilenecektir.”Fesih ise 7.maddesinde; “Taraflardan herhangi birinin bu sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimlerine uymaması durumunda diğer taraf sözleşmeyi 3 ay önceden bildirmek şartı ile tek taraflı olarak feshetme hakkına sahiptir. Müşterinin bu sözleşmedeki edimlere uymaması veya sözleşmenin zamanından önce ve/veya tek taraflı feshetmesi durumunda, müşteri kendisine tahsis edilen otobil ekipmanı başına 200 USD + KDV’yi tedarikçiye öder. Anlaşmanın süresi içinde dolması ve feshini takiben müşteri, otobil ekipmanlarını 15 gün içerisinde iade edecektir.” hükümleri yer almaktadır.Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmenin davalı (tedarikçi) tarafından süresinden önce ve davacıdan (müşteri) kaynaklanmayan nedenlerle feshedilmesi halinde cihazların geç teslim edilmesi durumunda cihaz bedeli adı altında davacıya bir bedel fatura edileceğine dair hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin sözleşmenin 2.2.6.maddesinde yer alan cihaz bedeli hükmünün ve fesih maddesinde yer alan ceza hükmünün somut olay yönünden uygunlamayacağı ayrıca ayıp iddiası yönünden süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı hususlarındaki değerlendirmesi yerindedir. Ancak davacı tarafından cihazların büyük çoğunluğunun 17/11/2016 tarihinde, şehir dışında bulunan araçlardaki cihazların ise 18/11/2016 tarihinde teslim edildiği iddiasına karşılık, davalının savunması cihazların eksik teslim edildiği yönündedir. Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde (ek3) sunulan, “Otobil Cihaz Montaj ve Söküm İşlemi Bildirgesi” başlıklı, araç plaka ve takılan cihazların yer aldığı tabloda, 17/11/2016 tarihinde el yazısı ile “gelen ve gelecek olan” cihazların yazıldığı, gelen cihazların “8 anahtarlık, 1 VIU, 13 halka, 12 seyir mobil ATS” olarak belirtildiği, gelecek olan kısmında; “2 adet seyir ATS eksik – kargoda gelecek, 1 VIU (km okuyan) eksik – kargoda gelecek, 2 anahtar cihazı eksik (kayıp)” yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde 2 adet seyir mobil ATS, 1 VIU, 2 anahtarlığın 18/11/2016 tarihinde davalıya teslim edildiğini ancak teslim alan davalı çalışanının süresi geçti diyerek tutanak tutmaktan imtina ettiğini, tüm cihazların teslim edildiğini ifade etmiştir. Bu durumda cihazların tamamının teslim edilip edilmediği hususu ihtilaflı olup dosya kapsamında bu yönde kesin kanaat oluşturacak bir kayıt bulunmamaktadır.Davalı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşme dosya arasında yer almadığından incelenememiş ise de; … tarafından, davalı şirkete gönderilen 27/09/2016 tarihli fesih ihtarında, davalı şirkete sözleşme kapsamında 3343 adet km okuyan ve km okumayan otobil cihazı teslim edildiği belirtilmiş ve “km okuyan VIU35” tanımlı 691 adet ekipmanın hasarsız olarak 30 gün içerisinde iade edilmesi istenerek, iade edilmemesi halinde yine sözleşme gereğince her bir km okuyan cihaz için 130,00 USD ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. Cihazların davacı araçlarına, Otobil Müşteri Sözleşmesi kapsamında bedelsiz olarak takıldığı, yani davacının cihaz bedeli ödemediği sabittir. … tarafından ise sözleşmenin feshi nedeniyle cihazların (km okuyan) iadesi talep edilerek aksi halde bedel ödenmesi davalıdan istenildiğine göre, davacı tarafından teslim edilmeyen cihazların bulunması ve bu cihazlara ilişkin bedellerin davalı tarafından …’e ödenmesinin davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceği açıktır. Bu durumda mahkemece tüm cihazların teslim edilip edilmediği araştırılarak, teslim edilmeyen cihazlar mevcut ise davalı şirket ile … arasında imzalanan sözleşme uyarınca, davalının …’e ödemesi gereken bedel yönünden davalının cihaz bedeli talebinde haklı olduğu nazara alınarak değerlendirme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/845 E. 2018/1110 K. Sayılı 21/11/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/06/2022