Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/798 E. 2022/781 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/798
KARAR NO: 2022/781
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/587 Esas
KARAR NO: 2018/1249
KARAR TARİHİ: 04/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 16.250,00 TL fatura bedeli ödenmediğinden davalı adına İstanbul … İcra Dairesinde icra takibi başlatıldığını, davalının gönderilen ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra 18,800 TL’yi İstanbul …İcra Dairesine yatırdığını ancak ilgili ödeme emrine ” takip tarihine kadar işlemiş faiz oranının faiz miktarının fahiş hesaplandığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini ” belirterek takibe konu asıl alacağa eklenen faiz oranına ve takip tarihine kadar hesaplanan faizin miktarına kısmi itirazda bulunduğunu, itirazın faiz tutarına ve hesap şekline yönelik olduğunu, dolayısıyla fatura borcuna faiz hesaplanacağı konusunda tarafların mutabık olduğunu, ticari işlerde ticari faiz uygulanacağını, eğer sözleşme ile belirlenmemişse dahi faiz oranı ticari faiz olduğunu, buna rağmen ilgili ödeme emrine bakıldığında esas borca yüzde dokuz (%9) yasal faiz oranı yürütüldüğünü, dolayısıyla faizin fahiş olduğundan söz edilemeyeceğini, davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, borçlu tarafından kabul edilen faturadaki asıl alacak miktarına ticari temerrüt faiz oranının uygulanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; huzurdaki davanın, davalı aleyhine başlatılan icra takibinde, takip tarihinden önce işlemiş faize vaki İtirazın iptali talebi ile ikame edildiğini, davalının itiraz dilekçesi incelendiğinde “… Faiz yönünden itirazımız sebebi ile itiraz olunan kısım itibarı ile takibin durdurulması” şeklinde faize itiraz ettiğini, davacının, davalıya ihtarname gönderilmediğini, düzenlenen faturanın üzerinde ödeme tarihi bulunmadığını, takipten önce faiz talebi usul ve yasaya, yerleşmiş yargıtay kararlarına açıkça aykırı olduğunu, TBK.117 maddede yer alan “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer…” şeklindeki düzenlemenin davacı talebinin yasaya aykırı olduğunu, açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak sebeplerle,davacımn öncelikle dava dilekçesinde talep ettiği miktarın açıklatılmasını ve eksik harcın tamamlatılmasını, davanın reddi ile, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa aidiyetine karar verilmesîni talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…İcra takibindeki asıl alacak miktarı olan 16.520,00-TL kabul edilerek ödendiği, oysa faiz oranına, miktarına ve dönemine itiraz edildiği, takip talebinde 3.609,62-TL geçmiş gün faizi talep edildiği ve takipten sonra da yıllık % 9 yasal faiz istendiği anlaşılmaktadır. TTK 1530 mad.ye göre para borcunun ifa edileceği tarih belirli veya kesin vade biçiminde belirlenmemişse borçlu kural olarak borçlu faturanın tebliğ edildiği tarihten 30 gün geçmekle veya tebliğ tarihi belli değilse mal veya hizmetin teslim tarihinden 30 gün geçmekle temerrüde düşer. Buna göre fatura 07/11/2013 tarihinde tebliğ alındığına göre 07/12/2013 tarih itibariyle temerrüt gerçekleşmiş olmaktadır. Bu tarihten takip tarihi olan 20/04/2016 tarihine kadar işlemiş faiz miktarı 3.523,51-TL olmakta olup her ne kadar her iki tarafın ticari şirketleri dolayısıyla tacir sıfatına sahip olup ticari işletmeyi ilgilendiren tüm işlemler TTK 3 mad.göre ticari iş olmasına rağmen takip talebinde yıllık % 9 yasal faiz işletildiği ve istendiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği, yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınacağı, asıl alacak miktarının zaten davalının kabulünde olup itiraza uğramadığı, bu alacak miktarına takip tarihinden itibaren % 9 yasal faiz uygulanması gerektiği, takibe kadar 3.523,51-TL faiz miktarının mevcut olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen faiz alacağının % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaati ile ” davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra müd. … esas sayılı takip dosyasında davalının faize ve faiz oranına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 3.523,51-TL işlemiş faiz ve ayrıca faize faiz yürütülmeksizin asıl alacak miktarına taleple bağlı kalınarak yasal faiz olan %9 oranını uygulanmasına, takipten sonra yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra müd. … sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine 16.250,00 TL asıl alacak, 3.609,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.129,62 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde sunmuş olduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde, takibe konu asıl alacağa eklenen faiz oranına ve takip tarihine kadar hesaplanan faiz miktarına itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının, davalı tarafından istinaf edilen kısmı, davacı tarafça talep edilen 3.609,92 TL faiz alacağın mahkemece kabul edilen 3.523,51-TL kısmı olduğu, HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca dava değeri bakımından karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 3.560,00 TL olduğundan davalının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu durumda, davalı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/587 E. 2018/1249 K. sayılı 04/12/2018 tarihli kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan başvuru harcının Hazineye irat kaydına, karar harcının istemi halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/06/2022