Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/788 E. 2022/742 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/788
KARAR NO: 2022/742
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/486
KARAR NO: 2018/972
KARAR TARİHİ: 06/11/2018
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin şirketin kayıtları arasında yer alan ve şirket yönetim kurulu üyesi … tarafından temsil nedeniyle zaman zaman taşınmak suretiyle kullanılan 16.000,00-TL fatura değerli saat 16/06/2014 tarihinden sonraki bir tarihte, hırsızlık veya emniyeti suistimal olarak değerlendirilebilecek bir şekilde, otelin şirket yönetim kurulu üyesi …’a tahsisli odası olan ve kilitli bulundurulan 604 numaralı odadan kaybolduğunu, davalı sigorta şirketinin, müvekilin zararının tazmin etmemek üzere öne sürdüğü gerekçelerin geçersiz olduğunu, davalının olayın ortaya çıkarılması ile ispatlanması hususlarındaki değerlendirmesi hatalı olduğunu, göz önüne alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 16.000,00-TL tazminatın, rizikonun gerçekleşme tarihi olan 16/06/2014 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar ihbarının taraflarına 29/09/2014 tarihinde yapılmasını takiben ekspertiz incelemesi başlatıldığını ve maddi vakıların tespit edildiğini, taraflar arasında münakit emniyet-i suistimal teminatı hükmü içerdiğini, hasar teminat kapsamı dışında kalmakla haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde fahiş tazminat talebi ve faiz başlangıç tarihinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ‘…Davacı ile davalı arasında hırsızlık sigorta poliçesi ve emniyeti suistimal sigorta poliçesi düzenlendiği, olayın davacı işyerinde 16.06.2014-06.08.2014 tarihleri arasında meydana geldiği, otel çalışanları … ve …’in davacı oteldeki işlerinden olaydan sonra ayrıldıkları, her ne kadar davalı sigorta şirketi çalışanlarının işten ayrıldığı tarihten 15 gün içerisinde olayın ortaya çıkarılması gerekirken 40-45 gün sonra ortaya çıkarıldığını iddia etmişse de; klozda belirtilen süre içerisinde suçun ortaya çıkarılması külfetinin yalnızca davacı tarafa yüklenemeyeceği gibi davacı tarafın olayı tespit eder etmez kolluğa başvurusu nazara alındığında bu savunmaya itibar edilemeyeceği, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle otel odasının içine girişin zorlama olmaksızın anahtar ile olduğu izleniminin edinildiği, söz konusu odanın anahtarının otel çalışanlarında bulunduğu, otel çalışanları … ve … hakkında yürütülen soruşturma sonrasında şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, oda anahtarlarını ellerinde bulunduran otel çalışanlarının sorumluluğunun değerlendirilmesi kapsamında olayın bu haliyle emniyeti suiistimal suretiyle gerçekleştirildiği ve emniyeti suiistimal yoluyla oluşan zararların poliçe kapsamında olduğu, dava konusu saatin hasar tarihindeki piyasa rayiç değerinin 15.101,38-TL olduğunun tespit edildiği, %10 oranında tenzili muafiyet uygulanması sonucunda hasarın ve davacı şirket zararının 13.591,24-TL olduğu anlaşılmış, bu nedenle davanın kısmen kabulü ile 13.591,24-TL’nin başvuru tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren 30 gün içerisinde sigortalıya ödenmek zorunluluğu bulunduğundan 31/12/2014 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; maddi vakalar ve sigorta sözleşmesinde yaran yer alan emniyeti suistimal kılavuzu nazara alındığında davanın reddine karar verilmesi gerektiği, tazminat miktarı olarak belirlenen 13.591,24 TL’lik bedele herhangi bir itirazının bulunmadığı ancak faizin başlangıç tarihinin hatalı tespit edildiği nitekim hasar ihbarı ve akabinde ekspertiz raporu teslimine itibaren 30 gün sonra temerrüt oluştuğu dolayısıyla temerrüt tarihinin 31.12.2014 olduğu belirtilerek öncelikle davanın reddine, aksi halde faiz başlangıç tarihinin 31.12.2014 olarak düzeltilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklı olarak hırsızlık olayı sonucu uğranıldığı iddia olunan zararın faiziyle birlikte tazmini talebine ilişkindir. … numaralı otel paket sigorta poliçesinin 23.02.2014-2015 dönemini kapsadığı ve davacı şirkete ait olduğu belirtilen … mevkii … Manavgat adresindeki 348 odalı 5 yıldızlı otelin emniyeti suistimal rizikosuna karşı 100.000 TL sigorta bedeli ile teminat kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Poliçenin demirbaşlar başlığı altında altında teminat verilen riziko adresindeki bina – binalar içerisinde bulunan işletmenin demirbaş kayıtlarında yer alan her türlü taşınabilir belgeler ile sigortalıya ve çalışanlarına ait kişisel eşyalarının teminat kapsamına dahil olduğu, odalardaki müşteri eşyaları istisna klozunda ise her türlü nakit para, nakit özelliğine sahip her türlü kart, çek ve benzeri doküman, kredi kartları, seyahat biletleri, takı ve mücevherat değerli saatler, elektronik cihazlar, profesyonel kameralar ile her türlü spor malzemesi belirtilmiştir. Sigorta sözleşmesinin emniyeti suistimal başlıklı maddesinde ”sigortalıya bir hizmet sözleşmesi ile bağlı olarak çalışan personelin sigorta süresi içindeki emniyeti suistimallere ekli hırsızlık sigortası genel şartları, iş bu poliçede belirtilen olay başına/yıllık sigorta bedeli ile sınırlı olarak teminat altına alınmıştır. Emniyeti suistimal fiilinin sigorta süresi içerisinde ve emniyeti suistimal fiilini gerçekleştiren kişinin işyerinde aralıksız olarak çalıştığı ve – veya sözleşmesinin devam ettiği süre içinde yapılmış olması ve emniyeti suistimal filmini gerçekleştiren kişinin işten çıkarılması, emekli olması, ölümü veya sözleşmenin sona ermesini takip eden 15 gün içerisinde ortaya çıkarılmış olması gerekir. Muafiyet: Beher emniyeti suistimal hasarında oluşan hasar bedelinin %10’u ödenecek hasar tutarından tenzil edilecektir ” hükmü yer almaktadır. Dava dilekçesinde ekli … seri numaralı faturanın incelenmesinde 1 adet … kol saatinin toplam bedeli 16.000 TL olarak belirtilmiştir. Dava dışı …’ın sigorta şirketi hasar servisi müdürlüğüne yaptığı başvuruda sürekli kaldığı 604 numaralı odadan 16.06.2014 tarihinde ayrıldığı ve 10 gün sonra otele geldiğinde odada saatin olmadığını fark ettiği, odaya giren temizlik veya teknik görevlilerinin olayı gerçekleştirdiğinin düşünüldüğü belirtmiş, iş akdi feshedilen çalışanlara ait düzenlenen iş akdi feshi ihbarnamesinin (30.05.2014 tarihli) bir örneği de eklenmiştir. İşten çıkarılan kişilerin işten çıkış bildirgelerinin incelenmesinde dava dışı …’ın 23.06.2014, dava dışı …’in 26.06. 2014 tarihinde işten çıkarıldığı tespit edilmiştir. Sigorta şirketince düzenlenen ekspertiz raporunda; poliçe şartları bağlamında yapılan değerlendirmede emniyeti suistimal teminatının sigortalıya bir hizmet sözleşmesi ile bağlı çalışan personelin sigorta süresi içindeki emniyeti suiistimallerinin hırsızlık genel şartları uyarınca verildiği, bu haliyle hasarın beyan edildiği şekilde hırsızlık genel şartları kapsamında olduğu, ancak poliçede açıkça belirtilen ”emniyeti suistimal olayının fiili gerçekleştiren kişinin işten çıkarılması, emekli olması, ölümün veya sözleşmenin sona ermesini takip eden 15 gün içerisinde ortaya çıkarılmış olması gerekir.” şartı gereğinin teminat harici olduğu, hala ortaya çıkarılmış sabit bir emniyeti suistimal olayının bulunmadığı, kolluk kuvvetlerine başvurunun 1,5 ay şirkette ihbarın 3,5 ay sonra yapıldığı, olay tarihi net olmamakla birlikte 16.06.2014-26.06.2014 tarihleri arasında gerçekleştiği beyan edildiği ve buna göre mağdurun olayı fark ettikten sonraki 1,5 aylık süreçte otel müdürü veya yetkililerinin resmi makamlar olayı ihbar ederek gerekli ifadeleri aldırıp tespitlerin yapabileceği nazara alındığında hasarın teminat kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen kök raporda özetle: davacıya ait işyerinde 14-24.06.2014 tarihleri arasında gerçekleşen hırsızlık fiilinin emniyeti suistimal rizikosu şeklinde oluştuğunun davacı tarafça ispatı halinde poliçe kapsamında sorumluluğunun 16.000 TL sigorta bedeli – %10 karşılığı 14.400 TL tutarında olabileceği, sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınan rizikonun gerçekleştiği iddia edilmiş ise de, bu hususun hazırlık soruşturması veya ceza dosyası kapsamı uyarınca ispat olunamadığı belirtilmiştir. Dava dışı …’ın Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı’na verdiği 06.08.2016 tarihli ifadede otelde temizlik görevlisi olarak çalışan ve ismini verdiği 2 kişiden hırsızlık olayı nedeniyle şüphelendiğini belirtmiştir. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/12483 soruşturma nolu dosyasında, bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkındaki hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu nedeniyle iş akdini son verilen çalışanlar aleyhine şüpheliler sıfatıyla başlatılan soruşturmada, bahse konu odanın otelin en üst katında olduğu, çevresinde herhangi bir güvenlik kamerasının bulunmadığı, odanın çevresinde çok sayıda oda olduğu, olay tarihinin beri olmadığı bu nedenle olay yerini gören veya olayla ilgisi bulunan herhangi bir tanığın tespit edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde hırsızlık suçuna konu eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek ölçüde yeterli delil elde edilemediği belirtilerek, şüpheliler hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından ayrı ayrı kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve bu karara yönelik müşteki vekilince yapılan itiraz üzerine Manavgat Sulh Ceza Hakimliği’nce 04.08.2015 tarih ve 2015/2292 değişik sayılı karar ile itiraz eden avukat …’ın müşteki temsile yetkili olmadığından itirazın reddine dair karar verilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda özetle: Davacıya ait işyerinde meydana geldiği iddia olunan hırsızlık fiilinin emniyeti suistimal rizikosu şeklinde oluştuğu hususunun kanıtlanmamış olduğu, emniyeti suistimal sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınan rizikonun gerçekleştiği iddia edilmiş ise de, bu hususun hazırlık soruşturması ve ceza dosyası kapsamında ispatlanamadığından kök raporda herhangi bir değişiklik bulunmadığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davaya konu somut olayda öncelikle sigorta sözleşmesinde belirtilen emniyeti suistimal başlıklı madde yer alan şartların mevcut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK nun 1401. maddesinde ”Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarar uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir yada birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, emniyeti suistimal olayının fiili gerçekleştiren kişinin işten çıkarılması, emekli olması, ölümün veya sözleşmenin sona ermesini takip eden 15 gün içerisinde ortaya çıkarılmış olması gerektiği belirtilmekle, teminatın kapsam ve şartları belirtilmiştir. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/12483 soruşturma nolu dosyasında uyuşmazlık konusu olayla ilgili davacı çalışanları hakkında yapılan şikayet üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmekle, uyuşmazlık konusu olayın emniyeti suistimal neticesinde gerçekleştiğinin ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Nitekim TTK’nun 1409 maddesinde sigortacının, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıya ait olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle, davacının sigorta poliçesi kapsamında gerçekleştiği iddia olunan zararın emniyeti suistimal şeklinde gerçekleştiğinin ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça ispat edilemediği ve kolluk kuvvetlerine başvurunun 1,5 ay, şirkete ihbarın 3,5 ay sonra yapıldığı nazara alındığında da poliçede belirlenen 15 günlük bildirim süresi şartına da riayet edilmediği açıktır. Tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa konu ve taraflar arasında düzenlenen poliçe kapsamında rizikonun teminat şartları kapsamında gerçekleştiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın kısmen kabulüne dair karar ihdası yoluna gidilmesi dosya kapsamına uygun bulunmamıştır. HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2015/486 Esas, 2018/972 Karar sayıl ve 06/11/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; Davanın REDDİNE, İlk derece mahkemesi yönünden: 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL red harcının davacı tarafından yatırılan 273,24 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 192,54 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, İstinaf giderleri yönünden; 7-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye GELİR KAYDINA, 8-İstinaf eden davalı tarafça yatırılan 235,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı tarafa İADESİNE, 9-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 23,63 TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 144,93 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE, 10-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/06/2022