Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/776 E. 2022/748 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/776
KARAR NO: 2022/748
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/126
KARAR NO: 2018/318
KARAR TARİHİ: 03/05/2018
DAVA: Kooperatife Denetim Kurulu Atanması
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İkitelli’de faaliyet gösteren davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin denetleme kurulu üyelerinin tümünün 15/11/2017 tarihinde görevlerinden istifa ettiklerini, kooperatif tarafından davet edilen yedek denetçilerin de istifa ettiklerini, denetçilerin istifa ettikleri tarihten beri kooperatif üyeleri tarafından seçilen yönetim kurulu başkanını çoğunluğu elinde bulunduran yönetim kurulu üyeleri başkanlıktan aldığı gibi denetçi tayini için mahkemeye başvurmaktan kaçındıklarını, yönetim çoğunluğunu elinde bulunduran yönetim kurulu üyelerinin görevlerini kasıtlı şekilde yerine getirmeyerek denetçi tayini için mahkemeye başvurmadığını, şu anda kooperatifin denetçi olmadan yönetilmekte olduğunu, kooperatifin olağan genel kurulunun Mayıs ayında yapılması gerektiğini, buna rağmen çoğunluğu elinde bulunduran yönetim kurulunun kasıtlı olarak denetçi tayini için mahkemeye başvurmayarak olağan genel kurulun yapılmasını geciktirmek istediklerini ileri sürerek kooperatifin menfaatinin korunması ve olağan genel kurul toplantısının zamanında yapılabilmesi için kooperatif yönetiminde oybirliği ile kabul edilecek bir denetçi atanması mümkün görülmediğinden Mayıs ayında yapılması gereken olağan genel kurul toplantısına kadar mahkemece uygun görülecek dışarıdan bir denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, 16/05/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, …, … ve …’nin asil üye, …, … ve … isimli şahısların da yedek üye olarak 2 yıl süre ile … Yapı Kooperatifi’ne denetçi olarak seçildiklerini, denetçi olarak atanan …, … ve …’nin 15/11/2017 tarihli dilekçeleri ile denetçilik görevlerinden istifa ettiklerini, yedek denetim kurulu üyeleri … ile …’nun 20/11/2017, …’un ise 27/10/2016 tarihinde görevlerinden istifa ederek istifalarını yazılı dilekçe ile kooperatife bildirdiklerini, davacı iddialarının aksine kooperatif denetim kurulu asil ve yedek üyelerinin tamamının istifa etmesi nedeniyle kooperatif organsız kaldığından kooperatifin ilk yapılacak genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere denetçi tayin edilmesi talebi ile … Yapı Kooperatifinin Yönetim kurulu üyesi … ve 261 nolu kooperatif üyesi … tarafından Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1102 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın devam ettiğini belirterek haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … denetçiler kooperatif genel kurulunca seçilir. Tüm denetçilerin istifası nedeniyle denetim organından yoksun kalan kooperatif için, yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırarak denetçi seçilmesini sağlaması gerekir. Gerek 1163 sayılı Kanun, gerekse TTK’da denetçilerin istifası halinde denetçinin mahkemece atanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Her ne kadar TTK’nun 399. maddesinde A.Ş.’lerde bağımsız denetçinin bazı hallerde mahkemece seçilmesine ilişkin hüküm bulunmakta ise de, davacının atanmasını istediği denetçi A.Ş.’lerde olduğu gibi bağımsız denetçi niteliğinde değildir. Davacı organ boşluğu nedeniyle mahkemece bu boşluğu doldurmak üzere ilk genel kurulda yeni denetim kurulu seçilinceye kadar denetçi atanmasını istemiştir. Bu sebeple TTK’nun 399. maddesinin somut olayda uygulanma şartları bulunmamaktadır. Diğer yandan davacının ortağı olduğu kooperatifte denetçilerin istifası nedeniyle organ boşluğu meydana gelmiş ise de bu organ boşluğunun genel kurulca giderilmesinin mümkün olduğu, bunun için YK’nun genel kurulu bu maksatla toplantıya çağırması gerektiği, bu şekilde organ boşluğunun giderilme imkanının bulunduğu, şayet YK bu görevini ihmal etmekte ise o durumda mahkemeye başvurularak genel kurulun toplantıya çağrılması için kayyım atanmasının istenebileceği nedeniyle denetim organı boşluğunun doldurulması amacıyla kooperatife denetçi atanması mümkün olmadığından davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Kooperatiflerde yedekler dahil olmak üzere hiçbir denetçinin kalmaması halinde genel kurulun ilk toplantısına kadar görevli olması şartıyla her ortağın veya yönetim kurulu üyelerinden her birinin talebi üzerine kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesince denetçinin tayin edilmesi gerektiği, Kooperatifler Kanununun 98. maddesinin anonim şirketlere ait hükümlerinin uygulanmasına yönelik atıf yaptığı, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, Kooperatifi denetim kurulu atanması istemine ilişkindir. … sicil numaranın davalı kooperatifin en son sicil kayıtlarına göre sicil özet bilgileri İstanbul Ticari Sicil Müdürlüğünce mahkemeye gönderilmiş ve kooperatifin en son tescilini 17.11.2017 tarihinde yaptırdığı belirtilmiştir. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde kooperatifin denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin tamamının istifa etmesinden dolayı denetim organının boş kaldığı, bu sebeple kooperatifin ilk yapılacak genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere denetçi tayinine karar verilmesi amacıyla 261 numaralı üye … tarafından Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1102 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı ve davanın derdest olduğu belirtilmiştir. Dosya arasına alınan Bakırköy 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1102 esas 2018/138 karar sayılı ilamın incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından kooperatif – denetçi tayin edilmesi istemli açılan davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda, TTK’da A.Ş.’lerde bağımsız denetçi in bazı hallerde mahkemece seçilmesine ilişkin hüküm bulunmakta ise de davacıların atanmasını istediği denetçinin bağımsız denetçi niteliğinde olmadığı, organ boşluğunun genel kurulca giderilmesinin mümkün olduğu ve bunun için yönetim kurulunun genel kurulun bu maksatla toplantıya çağırması gerektiği yani yönetim kurulunun bu görevi ihmal etmesi durumunda mahkemeye başvurarak genel kurulun toplantıya çağırmasının istenebileceği belirtilerek davanın reddine dair karar verildiği belirtilmiş ve UYAP sisteminde yapılan incelemede iş bu karara yönelik istinaf yasa yoluna başvurulması nedeniyle yapılan incelemede dairemizin 2020/197 E. 2021/477 K. sayılı ilam ile istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. ”… Anonim şirketlerin organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim organı olarak üçe ayrılmaktadır. Yönetim kurulu, esas itibariyle yürütme ve temsil organıdır. Yönetim kurulu üyeleri, ya genel kurul kararıyla seçilirler ya da ortaklığın ani kuruluşunda anasözleşmeye yazılmak suretiyle atanırlar. TTK’nun 314. maddesi hükmüne göre, yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl müddetle seçilirler. Anasözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değil ise, tekrar seçilmeleri mümkündür. Yönetim kurulunun seçim süresine ilişkin bu düzenleme, emredici niteliktedir. Başka bir anlatımla, anasözleşme veya genel kurul kararı ile, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin 3 yılı aşkın bir süre tayini mümkün değildir. Ayrıca, yönetim kurulunu tayin yetkisi, ortakların iradesinin tecelli ettiği genel kurula aittir. O halde, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin dolmasıyla üyelerin görevlerinin sona erdiğinin kabulü gerekir.(Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu.; Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 11, Basım İstanbul 2009 sh.324 ve devamı, Eriş G.; Açıklamalı ve İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, 2. Bası, Ankara 2010, sh.2165 ve devamı.) Öte yandan, anonim şirketin denetleme organı denetçilerdir. TTK’nun 347’nci maddesi hükmüne göre, anonim şirketlerde beşten fazla olmamak üzere bir veya daha çok denetçi bulunmak zorundadır. Denetçiler, pay sahibi olan ve olmayanlar arasından ilk defa bir yıl için kuruluş genel kurulu ve sonradan en çok üç yıl için yine genel kurul tarafından seçilir. Denetim fonksiyonu dışında, yönetim kurulunun ihmali halinde olağan ve olağanüstü olmak üzere genel kurulu toplantıya çağırmak dahil bir çok görevleri bulunmaktadır. Genel kurul, en yetkili organ olup, pay sahiplerinden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri ile denetçileri seçme hakkı bu organa aittir. Anılan yetki, devredilemez yetkiler arasında yer alır. Ancak, genel kurul her zaman süresinde toplanamayabilir veya toplanmasına rağmen herhangi bir nedenle hemen yönetim kurulu üyeleri ile denetçileri seçemeyebilir. O halde, şirketin yönetim ve denetim organı olan eski yönetim kurulunun şirketin varlığını devam ettirmek için gerekli ve zorunlu işleri yapmak yükümlüğü mevcuttur. Başka bir anlatımla, yeni yönetim kurulu oluşuncaya kadar eski yönetim kurulunun şirketin devamlılığı için gerekli zorunlu işlemleri yapması geçerlidir. Ancak, bu durum, TTK’nun 314. maddesindeki emredici sürenin aşılarak yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin uzadığı veya yenilendiği anlamına gelmez. Eş deyişle, şirketin organsız kaldığı sonucunu ortadan kaldırmaz. Şirketin organsız kalması durumunda, hukuki yararı olanların genel kurul tarafından diğer organların seçimine kadar şirkete yönetim kayyımı atanmasını mahkemeden isteme hakları mevcuttur.” (bkz. Yargıtay 1.Hukuk dairesi 2009/12668 E. 2011/10598 K. sayılı ilam) K.K. madde 4/7 uyarınca kooperatifler tescil edilmekle tüzel kişilik kazanmış olacaklarından ve tüzel kişiliği kazandıkları andan itibaren de organlarını oluşturmaları gerektiğinden ilk denetim kurulu üyelerinin ana sözleşme ile atanması zorunludur. Denetim kurulu üyelerinin seçmek, genel kurulunun devir ve terk edemeyeceği yetkiler arasında sayılmıştır (K.K.m.42/2) Bu itibarla K.K. madde 65 uyarınca denetçilerin esas itibariyle genel kurul tarafından seçileceği belirtilmiştir. Ancak ana sözleşmeyle atanmış olsalar dahi denetçilerin genel kurul tarafından her zaman özel ve yerlerine yenileri tayin edilebilir. Denetim kurulu üyeleri en az 1 yıl için seçilir ve denetçi veya denetim kurulu üyelerinin en çok kaç yıl için seçileceğinin belirtilmediği için ana sözleşmede aynı zamanda denetçilerin en çok kaç yıllığına seçileceklerinin de belirtilmesi gerekmektedir. (K.K. m. 4/1-7) Kooperatifler kanunu, yedek denetçi seçilebileceğini kabul etmiştir. (K.K. m.65/2) Bu nedenle bir denetçiliğinin boşalması halinde ilk önce onun yerine yedek denetçilerle doldurması zorunludur. Bunun için en çok oy alan denetçi sırasıyla göreve çağrılır. Yedek denetçilerinin görevi kabul etmemeleri veya yedek denetçilerin de kalmaması halinde (kanunda nasıl bir işlem yapılacağı belirtilmediğinden ) kanaatimizce genel kurulun derhal olağanüstü toplantıya çağrılarak, yedekleriyle birlikte denetçilerin seçilmesi gerekir. (Mahmut Coşkun, Kooperatifler Hukuku, S:992) Dairemizin 2020/197 E. 2021/477 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere ,6102 sayılı TTK’nun 530. maddede ise, uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması durumunda pay sahipleri, şirket alacaklıları veya gümrük ve ticaret bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirleyeceği, bu süre içerisinde durumun düzeltilmemesi halinde, mahkemenin şirketin feshine karar vereceği ve davanın açılması halinde mahkemenin taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabileceği düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde, “Gerekli organın mevcut olmaması ile kastedilen bu organın gerçekten bulunmamasıdır. Yönetim kurulunun süresi sona ermiş olmasına rağmen, yeni bir yönetim kurulunun seçil(e)memiş olması veya yönetim kurulu üyelerinin istifaları ile kurulun boşaldığı ve yerlerini doldurma imkânının bulunmadığı hâllerde yönetim organının mevcut olmadığı kabul edilmelidir.” denilmiştir. Dolayısıyla yönetim kurulu veya denetim kurulu üyeliğinin belirli bir süre için seçilmiş olması ve sürenin dolmuş olması yada istifa etmeleri tek başına TTK’nın 530. maddesindeki organ yokluğu sonucunu doğurmayacağı gibi süresi dolan yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırma yetki ve görevi de devam eder. Nitekim bu husus Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/13135 Esas – 2014/3515 Karar sayılı 25/02/2014 tarihli kararında “Anonim şirketlerde görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar olağanüstü ve acil durumlar için görevlerine devam edeceklerinin kabulü gerekir. Bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kaldığından söz edilemez.” şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla kooperatif denetim kurulu üyelerin istifası halinde denetim organından yoksun kalan kooperatifin genel kurulu toplantıya çağırarak denetçi seçilmesini sağlaması gerekir. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere TTK’da denetçilerin istifası halinde denetçinin mahkemece atanacağına ilişkin bir hüküm bulunmaktadır. Sonuç olarak mahkemece verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,30 TL başvuru harcının Hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/06/2022