Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/766 E. 2022/795 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/766
KARAR NO : 2022/795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : Müdahalenin Men’i ve Ecrimisil
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı S.S…. Konut Yapı Kooperatifi’nin 21 numaralı üyesi olduğunu, ferdi mülkiyete henüz geçilmediğini, 18/06/2005 tarihinde genel kurulda yapılan kura çekilişinde C1 Blok 12 numaralı dubleks dairenin müvekkiline çıktığını, bu durumun kooperatif kayıtlarında ve Küçükçekmece C. Savcılığının soruşturma dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporuyla belli olduğunu, böyle olduğu halde davalı …’in 2006 yılından beri, davacının dairesine haksız müdahalede bulunarak işgal ettiğini, müvekkilinin dairesine giremediğini, dairesinden faydalanamadığını, girmek – görmek istese davalı tarafından tehdit edildiğini, korkuya kapılan davacının bu durumu Küçükçekmece C. Savcılığına ihbar ettiğini, bunun üzerine Küçükçekmece C. Savcılığının davalı aleyhinde soruşturma başlattığını, bütün bu sözlü, yazılı, ikaz, uyarı ve şikayetlere rağmen haksız, hukuksuz, yasa dışı müdahale ve işgalin halen sürdüğünü, işgaline son vermesi için davalı kooperatife Bakırköy 10. Noterliğinin 08/02/2010 tarihli ve 21/05/2010 tarihli ihtarnameleri keşide edilmesine rağmen sonuç alınamadığını, davacının davalı Kooperatife herhangi bir borcu veya aksayan ödemesi bulunmadığını, bu haksız ve kanunsuz müdahale ve işgale son verilerek, taşınmazın boşaltılmasını ve müvekkiline teslim edilmesini istemenin yasal bir zorunluluk olduğunu, haksız (fuzuli) işgal ve müdahale nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararlar olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız müdahaleye son verilerek taşınmazın boş olarak müvekkiline teslimine ve 2006-2010 yılları arasında (2006 yılı için 3.600,00 TL, 2007 yılı için 4.800,00 TL, 2008 yılı için 6.000,00 TL, 2008 yılı için 7.200,00 TL ve 2010 yılı için 8.400,00 TL) toplam 30.200,00 TL ecrimisil bedelinin işgal tarihinden bu yana işlemiş ve işleyecek faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Küçükçekmece Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu dubleks dairenin Kooperatif kayıtlarında görüldüğü üzere …’a ait olup davacı ile bir ilgisi olmadığını, dairenin mal sahibi ….’ın bilgisi dahilinde 2005 yılından bu yana tarafından kullanılmakta olduğunu, Kooperatifin 01/08/2008 tarihli genel kurulunda dairelerin üyelere dağılımı yapılmış olup buna ilişkin karar örneğinin ilişikte sunulduğunu, davacı …’a C 1 blok 1 no’lu daire isabet ettiğini, davacının dava konusu ettiği C 1 Blok 12 no’lu dubleks dairenin ise …’a ait olduğunu ayrıca davacı tarafından ecrimisil talep edilebilmesi için gereken intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek, öncelikle yetki yönünden, aksi halde haksız ve hukuki mesnetten yoksun açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Kooperatif Yönetimi cevap dilekçesinde özetle; Kooperatifin adresi ve dava konusu taşınmazların Başakşehir’de olması itibarıyla davada Küçükçekmece Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Kooperatifin 01/08/2008 tarihli genel kurulunda dairelerin üyelere dağılımı yapılmış olup, bu dağılım çerçevesinde davacı …’a C 1 blok 1 no’lu dairenin isabet ettiğini, C 1 Blok (11-12) no’lu dairenin … adına kayıtlı olduğunu ve halen (11) kapı numarası ile görülen … adına olan dairenin oğlu … tarafından kullanıldığını, C1 blok (12) no’lu dubleks dairenin ise üye dağılım listesinde (13-14) olarak görülmekte olup bu dubleks dairenin … adına kayıtlı olduğunu, …, Kooperatifimizin kayıtlı üyesi olup 2007 yılı Genel Kurul toplantımızın yapıldığı 24.06.2008 tarihinde, …’ın katılmadığı toplantıda yer belirleme ve numaralandırma yetkisi Yönetim Kuruluna verilmesi yönünde karar alınmıştır. Yönetim Kurulu, Genel Kurulca verilen yetki gereği 01.08.2008 tarih ve 79 rıo’lu Yönetim Kurulu kararı uyarınca …’ın yerinin C Blok 1 nolu daire olarak belirlenip numaralandırıldığını, bugüne kadar davacı dahil hiçbir üyenin numaralandırma konusunda itirazı olmadığı gibi, davacıya genel kurul davetiyesi gönderildiği halde genel kurula katılmadığı ve kooperatif üyesi olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini ayrıca davacı tarafından ecrimisil talep edilebilmesi için gereken intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, dairenin kullanımının 2005 yılından beri … ailesine ait olduğunu belirterek öncelikle yetki yönünden, aksi halde haksız ve hukuki mesnetten yoksun açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; “Dava müdahalenin men’i, taşınmazın tahliyesi ve ecrimisil içeriklidir.
Davacı taraf 18.5.2005 tarihindeki genel kurulda yapılan kura çekilişinde Cı blok 12 no dubleks dairenin kendilerine çıktığından bahsetmiş, kooperatif herhangi bir borcu ödemesi olmadığını söyleyerek haksız isgal edilen yere müdahalenin önlenmesini istemiş, ecrimisil talebinde bulunmuştur.Davalı … kooperatif kayıtların dubleks daire sahibinin …olduğu davacıya C1 blok 1 nolu dairesi isabet etmiş olduğunu söylemiştir.
Davalı S.S…konut yapı kooperatifi ise yine 01.08,2008 tarihli genel kurulda dairelerin üyelere dağılımının yapıldığını C.1 blok 12 NOLU DAİRENEN… A AİT OLDUĞUNUnu söylemiştir davacının buna itiraz etmediği genel kurul davetiyesine rağmen kurula katılmadığı kooperatif üyesi olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini söylemiştir.Delil olarak sunulan K.çekmece 4. Sulh ceza mahkemesinin 2011/914 esas sayılı dosyasında davacı … ‘ın görevi kötüye kullanmak suçundan katılan sıfatınını alarak davalı …’in sanık olarak yargılandığı dosyada tahsislerin müşteki katılan … ‘ın eşi …koopertif başkanı iken yapıldığını 1 nolu dairenin davacı adına 12 nolu dairenin eşi …adına kayıtlı olduğunu plan değişikliğinde ve 775 sayılı yasa gereğince karı- kocanın koopertifte ikisinin aynı anda hak sahibi olamayacağı kuralına istinaden …’ın kendi dairesini reşit olan kızı adına tahsis ettiğini 12 nolu dairenin tapu tahsisi Irmak … adına kayıtlı olduğunu söylediği karar içeriğinden anlaşılmıştır. Hüküm sonucunda sanık davalı …’in beraat ettiği görülmüştür.Yaptırılan bilirkişi incelemesinde 18.6.2005 tarihli kura sonucu davacı … …C1 blok 12 nolu bağımsız bölüm üzerinde şahsi hak sahibi olduğu, ancak koopratiflerde tahsis, teslim, tescil işlemlerinin ayrı ayrı işlemler olup herhangi bir ortağın tahsis hakkına sahip olduğu dairenin kendisi verilmesi talep edebilmesi için öncelikle Kooperatife karşı akçalı yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluna bağlı olduğu, davacının 2006 tarihine kadar bu yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 31.3.2007 tarihli genel kurul gereği belirlenen aidatları ödemediği daha sonraki aidatları da ödediğine dair herhangi bir belge sunulmadığını bu nedenle davacı tahsis hakkı sahibi olmakla birlikte dairenin teslimi talebinde bulunma hakkı doğmamış olduğunu bildirdikleri görüldüğünden,
Davacı tarafın yükümlülüklerine yerine getirmemesi nedeniyle taleplerinin reddi cihetine gidilmiş tapu kaydı üzerinde bulunan şerhin karar kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava müdahalenin meni, tapu iptali – tescil ile ecrimisil istemine ilişkin olmasına rağmen mahkemece davanın sadece işgal tazminatı olarak yanlış vasıflandırdığını, kararda davanın önemli delili olan bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığını ve raporlardan söz edilmediğini, bilirkişi raporları ile dava konusu C/1- 12 no’lu dairenin davacıya ait olduğu ve kura çekiminde davacıya verildiği tespit edilmesine ve bu durum genel kurul tutanaklarıyla sabit olmasına rağmen gerekçeli kararda müvekkilinin aleyhine olan herhangi bir delilden bahsedilmeksizin sadece kooperatifin müvekkilinden alacaklı olduğunun ifade edildiğini, bunun davanın esasıyla hiçbir ilgisi bulunmadığını, kooperatifin alacakları var ise bunları yasal yollarla takip edebileceğini, yine mahkemenin ret kararını hangi yasal gerekçelere dayandırdığını da söylemediğini, yasal gerekçelerin açıkça ifade edilmesinin hukuki bir zorunluluk olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.
Dava; müdahalenin meni, taşınmazın boşaltılarak teslim edilmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üyeliği nedeniyle kendisine C1 Blok 12 no.lu bağımsız bölümün tahsis edilmesine rağmen, bu taşınmazın diğer davalı … tarafından kullanıldığını, taşınmazda ferdi mülkiyete geçilmediğini ileri sürülerek, eldeki davayı açılmıştır.Davacı tarafından, davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kendisine tahsis edilen taşınmazı kendi üzerlerine geçirdikleri, davacıyı haksız olarak ihraç ettikleri gerekçesiyle yapmış olduğu şikayet sonucu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/3457 sayılı dosyasında yürütülen soruşturma neticesinde yönetim kurulu üyeleri …, …ve …hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/914 E. 2013/413 K sayılı 27/03/2013 tarihli kararıyla; “…bilirkişi raporunda …’ın 31/03/2007 tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar gereğince ödemesi gereken 12.300,00 TL’yi ödemediği, 18/06/2005 tarihindeki genel kurulda yapılan kura çekilişinde C1-12 nolu dairenin …’a çıktığı 24/06/2007 tarihinde yapılan genel kurulda dairelerin numaralandırılması hususunda yetki verildiği, bu karara istinaden C1 nolu dairenin …’a tahsis edildiği, katılanın da beyan ettiği şekilde C1-12 nolu dairenin kooparatifte karı-kocanın aynı anda hak sahibi olamayacağı kuralına istinaden … adına olmayıp eşi … adına olan 12 nolu dairenin müşterek kızları adına tahsis edildiği, her ne kadar kura çekiminde C1-12 nolu daire …’a çıkmış ise de; 12 nolu dairenin katılanın eşi adına 1 nolu dairenin katılan adına tahsis edildiği, yapılan işlemlerde 1163 sayılı yasanın 62/3 maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin kooparatifin mal varlığını zarara uğratmadıkları, katılan ile sanıklar arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu…” gerekçesiyle beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 11/01/2018 tarihli 2014/10073 E. 2018/111 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, anlaşılmıştır. Soruşturma aşamasında smmm bilirkişi tarafından sunulan 04/08/2010 tarihli raporda özetle; 18/06/2005 tarihli genel kurulda yapılan kura çekiminde C1-12 numaralı dairenin davacıya isabet ettiği, davacının 2006 yılı sonuna kadar yükümlülüklerini yerine getirdiği, 31/03/2007 tarihli genel kurulda 12.300 TL yi ödemediğinin anlaşıldığı, Kooperatif Yönetimi’nin alınan kararlara rağmen davacı için bir müeyyide uygulamadığı, 24/06/2007 tarihli genel kurulda dairelerin numaralandırılması hususunda karar alındığı, bu karara istinaden Kooperatif Yönetim Kurulunun 01/08/2008 tarihli kararı ile numaralandırma yaparak C 1 numaralı daireyi davacıya tahsis ettiği, Kooperatif Ana sözleşmesinin 62. maddesindeki konutların ortaklara dağılımı başlığında konutlar noter huzurunda kura ile belirlenir düzenlemesinin yer aldığı, Yönetim Kurulu’nun daireleri yeniden numaralandırma gibi bir yetkisinin bulunmadığı ifade edilmiştir. Mahkemece yargılama aşamasında smmm, inşaat mühendisi ve kooperatif uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 10/02/2014 tarihli raporda; taraflarca defter ibraz edilmediğinden defter inceleme yapılmadığı, davacının, davalı kooperatifin 21 no.lu üyesi olduğu, Kooperatif Yönetim Kurulu’nun 16/05/2005 tarih ve 8 numaralı kararında 18/06/2005 tarihinde yapılacak Genel Kurul gündeminin 8.maddesinde “Kooperatifimizin büyük bir bölümü bitmiş olup daha önce genel kurulca karar verilmesine rağmen bütün üyelerimizin kura ile çektikleri dairelerin şemasının genel kurulca bir kez daha onaylanmasını..” hususunun yer aldığı, 18/06/2005 tarihinde yapıları genel kurulda 8. maddenin “Kooperatifin daha önce kura ile çektikleri dairelerin şeması genel kurulumuzca kabul edilmiş olup bu hususta yönetim kurulu yetkili kılınmış olup oy birliği ile kabul edilmiştir.” şeklinde kabul edildiği ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne verilen dilekçeye üyelerin kura ile çektikleri bağımsız bölümleri gösteren listenin de eklendiği, listeye göre C1 Blok 12 numaralı bağımsız bölümün 21 sıra numaralı üye …’a tahsis edildiği, kooperatifin toplam 42 dairesi bulunmakta iken kura çekimi denilen listede 33 üye görüldüğü, bu 33 üyenin 8 tanesine daire tahsis edilmediği, bu üyelerin kooperatife borçlu olma ihtimallerinin bulunduğu, kura listesi olarak sunulan belgede herhangi bir noter onayı görülmediği için kuranın kooperatifte özel olarak çekildiği veya kooperatif yönetiminin bu listeyi hazırlamış olabileceği kanaatine varıldığı ancak bu listeye 18/06/2005 tarihli Genel Kurulda herhangi bir itirazın da mevcut olmadığı, 23/05/2008 tarihinde yapılan genel kurulun 6.maddesinde ise “…Ayrıca numaralandırma konusunda da yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildi.” şeklinde karar alındığı, Kooperatif Yönetiminin bu yetkiye dayanarak 01/08/2008 tarihinde blok ve dairelere numara verme ile ilgili karar aldığı, bu karara göre daha önce C1, C2 ve C3 olan blok isimlerinin soldan başlamak üzere A Blok, B Blok ve C Blok olarak değiştirildiği, Kooperatif Yönetim Kurulu kararına göre davacı …’a C Blok 1 numaralı dairenin tahsis edildiği, kuradaki üye-daire eşleşmesi ile Kooperatif Yönetiminin yaptığı üye-daire eşleşmesinin tamamen farklı olduğu, 18/06/2005 tarihinde yapılan genel kurulda C1 Blok 12 numaralı bağımsız bölümün davacıya tahsis edildiği, yapı kooperatiflerinde kura çekilmesi bir tahsis işlemi olup, herhangi bir kooperatif ortağı kura çekimi sonucu herhangi bir daire üzerinde tahsis hakkı sahibi olması halinde bu hakkın gerek kooperatife gerekse kooperatifin diğer üyelerine karşı tahsis sahibine şahsi bir hak kazandırdığı ve bu hakkın gerek kooperatife ve gerekse diğer ortaklara karşı ileri sürülebileceği, somut olayda da davacının C1 Blok 12 no.lu bağımsız bölüm üzerinde şahsi hak sahibi olduğu, kazanmış olduğu bu hakkın daha sonra herhangi bir genel kurul kararı ile dahi olsa değiştirilemeyeceği ve ortağın elinden alınamayacağı, bu nedenle davacının C1 Blok 12 no.lu daire üzerindeki şahsi hakkının daha sonra yapılmış bulunan genel kurullarca kaldırılması veya değiştirilmesinin söz konusu olamayacağı ancak kooperatiflerde tahsis-teslim-tescil işlemleri ayrı ayrı işlemler olup, herhangi bir ortağın tahsis hakkına sahip olduğu dairenin kendisine verilmesini talep edebilmesi için öncelikli olarak kooperatife karşı akçeli yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerektiği, dosya içerisinde mevcut savcılık soruşturması ile ilgili belgelerde 04/08/2010 tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacının 2006 yılı sonuna kadar yükümlülüklerini yerine getirdiği 31/03/2007 tarihli genel kurul gereğince belirlenen aidatları ödemediği belirlenmekle, davacının aidatları ödediğine dair herhangi bir iddiasının olmaması ve belge de sunmaması karşısında dairenin teslimi talebinde bulunma hakkının doğmadığı, daire teslimi hakkına sahip olmadığı için ecrimisil talep etme hakkının da bulunmadığı yönünde görüş sunmuşlardır. Bilirkişi raporunun dosya kapsamında yer alan evrakların incelenmesi neticesinde düzenlendiği, kooperatif defterlerinde bir inceleme yapılmadığı ve ihtilaf konusu yerde keşfen inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Başakşehir Tapu Müdürlüğü’nün 15/05/2014 tarihli cevabi yazısı incelendiğinde; kooperatif yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından tapu müdürlüğüne verilen tahsis listesi ile taşınmazların ortaklar adına tescil işleminin yapılmasının talep edildiği, tapu müdürlüğünce düzenlenen 24/12/2012 tarihli ve 15106 yevmiye no.lu “tescil istem belgesi” başlıklı belgede, davalı kooperatif adına kayıtlı olan tüm bağımsız bölümlerin listede yer alan ortaklar adına tescil edilmesi istenildiği, kayıtlara göre A Blokta 14, B Blokta 14 ve C Blokta 14 bağımsız bulunduğu, liste incelendiğinde C Blok 1 no.lu bağımsız bölümün davacı adına, C Blok 12 no.lu bağımsız bölümün ise davacının kızı olduğu dosya kapsamı itibariyle anlaşılan …adına ferdileşme işleminin yapılmasının talep edildiği, bu talep uyarınca tapu müdürlüğünce oluşturulan tapu kayıtlarının ise yazı ekinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Başakşehir Tapu Müdürlüğü’nün 13/12/2017 tarihli yazısında ise; B Blok 12 no.lu, C Blok 1 no.lu ve C Blok 14 no.lu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtlarının gönderildiği, B Blok 12 no.lu bağımsız bölümün 06/11/2013 tarih ve 16157 yevmiye no.lu ferdileşmeye istinaden davacı adına tapuya kaydedildiği, C Blok 1 no.lu bağımsız bölümün 24/12/2012 tarihli ve 15106 yevmiye no.lu ferdileşmeye istinaden davacı adına tapuya kaydedildiği ve C Blok 14 no.lu bağımsız bölümün 24/12/2012 tarihli ve 15106 yevmiye no.lu ferdileşmeye istinaden davalı … adına tescil edildiği ve üç bağımsız bölüm kaydına da eldeki dosya nedeniyle “davalıdır” şerhi işlendiği tespit edilmiştir. Dava açıldığı tarih olan 02/02/2011 tarihinde henüz taşınmazların kooperatif ortakları adına tescil işleminin yapılmadığı, dava tarihinden sonra ferdileşmeye geçildiği açıktır. Davacı tarafından kendisine tahsisine karar verilen taşınmaza yönelik müdahalenin meni, taşınmazın teslimi ve ecrimisil istemiyle eldeki dava açıldığından öncelikle kooperatifin 18/06/2005 tarihinde yapılan genel kuruluna esas tahsis kayıtları ile daha sonra yapılan ferdileşmeye ilişkin kayıtlar incelenip, dava konusu yerde keşfen inceleme yapılarak davacıya ilk kararda tahsis edilen bağımsız bölümün tespit edilmesi gerekmektedir. İlk listeye göre bloklar C1, C2 ve C3 olarak belirlenmişken, tapuda A, B ve C blok olarak kayıtlıdır. C1 bloğun yeni oluşumda hangi blok olduğu, 18/06/2005 tarihinde yapılan genel kurulda ifade edilen kura ile davacıya isabet eden taşınmazın hangi bağımsız bölüm olduğu tespit edilmemiştir. Ayrıca Başakşehir Tapu Müdürlüğü’nün 13/12/2017 tarihli yazısı ekinde yer alan kayıtların incelenmesinde B Blok 12 no.lu ve C Blok 1 no.lu olmak üzere iki adet taşınmazın davacı adına tescil edildiği de anlaşılmakla bu kayıtların ise gerek ilk tahsis listesi gerekse tapuya yapılan başvuruda sunulan liste ile B Blok 12 no.lu bağımsız bölüm yönünden uygun olmadığı anlaşılmaktadır. B Blok 12 no.lu bağımsız bölüm yönünden taraflarca dosya kapsamına sunulan bir beyan olmadığı gibi, mahkemece bir incelemede yapılmamıştır. B Blok 12 no.lu bağımsız bölümün, C Blok 1 no.lu bağımsız bölümden sonra 06/11/2013 tarihli işlemle ferdileşme neticesinde davacı adına kaydedildiği anlaşılmakla ihtilafa konu taşınmazın B Blok 12 no.lu daire olup olmadığı, bu taşınmazın davacı adına tescil nedeni de anlaşılamamaktadır. Zira mahkemece bu yönde bir inceleme yaptırılmadığı gibi tescil işlemine esas kayıtlar ise ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmemiştir. Açıklanan durum karşısında mahkemece öncelikle ihtilafa konu olan taşınmazın net olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemece tapu müdürlüğünden ana taşınmazın kooperatif adına tescil edildiği andan itibaren oluşan tüm tapu kayıtlarının, tüm bağımsız bölümlere ilişkin kayıtların dayanak belgelerin geldi-gittileri ile birlikte getirtilmesi, ihtilafa konu taşınmazın daire teslimine ilişkin belgeler, plan-proje ve kooperatif kayıtları incelenerek tespit edilmesi, taşınmaz başında gerek ihtilaf konusu taşınmazın gerekse taşınmaz değerinin belirlenmesi için keşfen inceleme yapılması gerekmektedir. Ayrıca davacının meni müdahale ve taşınmazın boş olarak teslimi isteminin de mevcut olduğu nazara alınmadan taşınmaz değeri tespit edilmeksizin karar verilmesi de hatalıdır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2021 tarihli 2018/10164 E. 2021/427 K. sayılı ilamında; “…Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleblerine ilişkindir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, elatılan yer (kısım) ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı olan 5.000,00 TL dava değeri üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, davacı vekilince 03.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesinde 5.000,00 TL olan ecrimisil bedelinin bilirkişi raporu doğrultusunda 37.496,00 TL üzerinden (32.496,00 TL artırarak) ıslah ederek, ecrimisil talebi yönünden 555,00 TL ıslah harcı yatırıldığı, elatmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da elatılan taşınmazın bilirkişi tarafından belirlenen değeri olan 165.120,00 TL üzerinden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Şu halde, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili elatılan taşınmazın bilirkişi tarafından belirlenen değeri olan 165.120,00 TL üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değil/dir…” denilerek harç ikmalinin zorunlu olduğuna aksi takdirde müteakip işlemlerin yapılmayacağına işaret edilmiştir. Mahkemece davacı tarafın akçeli yükümlülüklerini yerine getirmediği, dairenin teslimi talebinde bulunma hakkı doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de ferdileşme işlemi yapılarak davacı adına bağımsız bölüm tescil edildiği dosya kapsamıyla sabit olup davacının iddiası kendisine kura neticesinde isabet eden dubleks daire yerine başka bir dairenin verildiğine ilişkindir. Yani davacı tarafın akçeli yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilse dahi taşınmaz tahsis ve dava aşamasında tapuya tescil işleminin yapıldığı açık olup bu durumda eksik inceleme ve hatalı değerlendirme içeren mahkeme gerekçesi dosya kapsamıyla uyumlu değildir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra yeni bir heyetten rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/362 E. 2018/891 K. Sayılı 12/07/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/06/2022