Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/757 E. 2022/598 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/757
KARAR NO: 2022/598
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/969
KARAR NO: 2018/826
KARAR TARİHİ: 06/09/2018
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının “… Mah. … Cad. … Sk. No:.. D:… Güngören/İstanbul” adresini depo olarak kullanmak üzere kiraladığını ve davalı … ile 12/04/2016 – 23/03/2017 tarihlerini kapsayan 118129244 poliçe no ile sigorta sözleşmesi akdettiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, 30/05/2016 tarihinde müvekkilinin sigortalanan deposunda hırsızlık olayı meydana geldiğini, hırsızlık olayı neticesinde meydana gelen zararların davalı tarafından karşılanmadığını, müvekkilinin deposundan 23.000 adet bayan kazağının çalındığını, Emtea Hırsızlık rizikosuna karşı müvekkili şirketin deposunun 500.000,00 TL ile sigortalandığını, hırsızlık sonrası müvekkilinin uğradığı zararın davalı tarafından karşılanması gerektiğini beyanla, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan hırsızlık olayının meydana geldiği 30/05/2016 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının rizikonun gerçekleştiğini kanıtlamak zorunda olduğunu, iddia edilen riziko ve hasarın gerçek bir hırsızlık sonucu meydana geldiğinin somut ve kabul edilebilir delillerle ispat yükünün davacının üzerinde bulunduğunu, davacının hasar tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi talebinin yersiz olduğunu, ticari işlerde talep edilebilecek faiz türünün avans faizi olduğunu beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece ”… davacı sigortalının vaki riziko nedeniyle riziko adresinde sigorta güvencesindeki emtia bakımından meydana gelen zararın miktarını tespit amacıyla bilirkişiler Doç. Dr. … (Yeminli Mali Müşavir), … (Sigorta Eksperi), … (E. Emniyet Müdürü) ve… (Tekstil Müh.)’ten alınan 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile davacı ve davalı beyanları doğrultusunda davacı işyerinde hırsızlık rizikosunun meydana geldiği kanaati ile birlikte davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde dosya kapsamında yapılan incelemede hırsızlık rizikosunun meydana geldiği 30/05/2016 tarihine kadarki giriş faturaları toplam tutarının 3.195.200,00 TL (KDV hariç), çıkış faturalarının toplamının ise 2.458.200,00 TL olduğu, bu giriş çıkışlar çerçevesinde olay öncesinde riziko adresindeki depoda toplam 737.000,00 TL (KDV hariç) mal bulunduğu, %10 enflasyon korumalı mal sigorta bedelinin riziko tarihinde 509.315,07 TL olduğu, riziko tarihindeki toplam mal bedeli ile sigorta bedeli karşılaştırıldığında %30,8934 oranında eksik sigorta yapıldığının tespit edildiği, eksik sigorta bedeli nazara alındığında davacıya ait riziko adresinde çalınan mallar nedeniyle 268.997,44 TL, kırılan kapı kilidi nedeniyle 150,00 TL zararı olmak üzere toplam 269.147,44 TL zarar meydana geldiği ve bu zararın sigorta kapsamında kaldığı saptanmıştır.
Bu şekilde değerlendirilen deliller kapsamında rizikonun meydana geldiği ve davacının zararının 269.147,44 TL olduğu kanaatine varılarak bu zararın davalı … şirketinden tahsiline” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1- Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ıslah neticesinde arttırılan talebe dair faiz başlangıç tarihinin 11.06.2018 olarak belirlenerek yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
2- Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacının ıslah ile arttırdığı tazminat talebinin zamanaşımına uğradığı, zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle zaman aşımı definin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, hırsızlık olayının gerçekleştiği yönündeki değerlendirmelerin hatalı olduğu, şüpheye mahal bırakılmaksızın ispatlanması gerektiği, her durumda tazminat tutarının davacının tüm işyerine ilişkin tutulan ticari defterler üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu, davacının 3 ayrı işyeri bulunmakla merkez, şube ve depoda yer alan emtiaların ayrı ayrı hesaplanması gerektiği, davacının tüm işyerleri (merkez, şube ve depo) nazara alınarak yapılan hesaplamanın ve davacının işyerinden azami 41 adet çuvalın çalınması mümkün iken 69 adet çuvalın çalındığı değerlendirilerek hesaplama yapılmasının da hatalı olduğu, kaldı ki olayı gerçekleştirenlerin olay mahalline tekrar gelerek yeniden yükleme yapmasının da hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;
Dava, sigortalı iş yerinde hırsızlık neticesinde oluşan zararın, sigorta poliçesi kapsamında tazmini istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı … arasında düzenlenen iş yeri sigorta poliçe sözleşmesinin incelemesinde; 12.04.2016-23.03.2017 dönemlerini kapsadığı, riziko adresinin ”… Güngören/İstanbul” belirtildiği anlaşılmaktadır.
Olay yeri inceleme raporunda, olay yerinin apartmanın giriş katında depo olarak kullanılan yer olduğu , demir tabir edilen giriş kapısının 2 kanatlı ortadan iki yana açılır kapı olduğu, kapı sağ kanadında orta kısımda bulunan kapı kilidinin kilit dilinin dışarıda olduğu, sol kapı kanadının 30×142 cm ebadında camın kırık olduğu, kepengin asma kilit halkasının kesilmiş ve kepenk üzerinde 1 adet kilitli halde asma kilidi takılı olduğunun tespit ettiği belirtilmiştir.9241558 numaralı hasar dosyasının incelenmesinde: 30.05.2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak depoda Mundo ve karışık markalar hariç 23.000 adet bayan kazağın çalındığı, depo içerisindeki malların yerinde kısmen boş kısmın bulunduğu, ön kısmında siyah plastik paletlerin yer aldığı, davacı sigortalı tarafından hırsızlık olayın gerçekleşmesinden bir gün önce depoda mal sayımı yapıldığının belirtildiği ve hırsızlık olayının olduğu 2.gün yeni bir hırsızlık olayına karşılık içeride para edecek tekstil ürünlerinin başka bir depoya aktarıldığını ve yaklaşık 100 çuval ürününün çalınmış olduğu ve maddi değerinin 400.000 TL civarında olduğunu beyan edildiği, iş yerinin güvenlik görevlisinin bulunmadığı ve deponun yeni kiralanmasından dolayı alarm ve kamera sistemine takılmadığı, sigortalı ile sigortalının işyerinin bulunduğu yerdeki komşusunun beyanlarının birbiri ile çeliştiği, bazı komşuların gece geç saatlere kadar oturmalarına rağmen hırsızlık olayını duymadıkları ve sigortalının hırsızlığın gerçekleştiği depoyu olaydan yaklaşık 2,5 ay önce kiraladığı belirtilmiştir.Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/68955 soruşturma nolu dosyasında; uyuşmazlığa konu haksız fiil ile ilgili olarak suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu işlediğinden bahisle dava dışı … ve …. hakkında müştekinin deposundan çalınan markası aynı olan 2 adet kazağı suç eşyası olduğunu bilerek satın alıp kabul ettiklerine dair delil ve emareye rastlanılmadığından haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aynı soruşturma dosyasında nitelikli hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal etmek ve mala zarar vermek suçlarından dolayı daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır .
Davacı tanığı … özetle beyanında ; gece 00:00 civarı beyaz bir minibüsün 3-4 kişiyle geldiği ve deponun kapısını açmaya çalıştıkları, dışarıdan bu kişilere yönelik “ne yapıyorsunuz” diye bir ses geldiği ve bunun üzerine bu kişilerin olay yerinden ayrıldığı, fakat gece 02:30 sularında tekrar arabanın plakasını kapalı olarak o kişilerin depoya geldiği, silahları olabileceğini düşünerek korktukları ve 3- 4 kişinin depodaki çuvaları çekip minibüse yüklediği ve polisin arandığı belirtilmiştir .Bilirkişi raporu: aksi somut delillerle kanıtlanamadığından hırsızlık olayının gerçekleşmesi mümkün olduğu, olayın oluş şekli itibariyle poliçe teminatı kapsamında olduğu, poliçede demirbaş elektronik cihazlar, dekorasyon yönünden teminat bedelinin %10 enflasyon koruması verilerek sigorta teminatı alındığı, ancak 12.04.2016 tarihinde zeyilname ve emtia teminatının 500.000 TL seviyesine düşürüldüğü, poliçe başlangıç tarihinden hasar tarihine kadar 68 gün geçmiş olması nedeniyle 68 günlük enflasyon ilave edildiği, depoda olay öncesinde bulunan malın miktarının değerinin mevcut faturalara göre toplam 737.000 TL olduğu, enflasyon korumalı sigorta bedeli 509.315,07 TL yani bu miktardan tenziliyle %30,8934 oranında eksik sigorta tespit edildiği, hasar araştırma ek raporunda her ne kadar faturalarda iplik satışı olarak düzenlenen faturaların değiştirilerek satış konusunun malın cinsi triko kazak olarak değiştirildiği belirtilmiş ise de kayıtlarda yapılan incelemelerde faturaların kayıtlara uygun olduğunun anlaşıldığı, olayın gerçekleşmesinin bu haliyle mümkün olduğu kanaatine varıldığı, işyerinde fiili sayım sonucu kalın olarak tabir edilen ürününün 13.650 adet olduğu, bu durumda olması gereken miktar 29.525 net olduğuna göre aradaki fark olan 15.875 adetin çalındığı, çalınan miktar toplamı 23.050 adet olduğundan ve bunun 15.875 adedi kalın ürün olduğuna göre kalan 7.175 adedinin ise ince ürün olarak hesaplandığı, Satın alma birim fiyatları uyarınca 389.250 TL olarak tespit edildiği, %30,8934 eksik sigorta uygulanmış olduğu dikkate alındığında çalınan sigortalının maddi zarar tutarı 268.997,44 TL olarak hesaplandığı, kırılan kepenk kilit ve sistemi yönünden onarım için tespit edilen 150 TL tutarın eklenmesiyle toplam 269.147,44 TL sigorta bedelinin hesaplanmış olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekilince mahkemeye sunulan 11.06.2018 tarihli beyan dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL üzerinden ikame edilen davada ıslah ile dava değerinin 259.147,44 TL artırıldığı belirtilmiş ve aynı tarihli düzenlenen sayman mutemedi alındısı mahkemeye ibraz edilmiştir. Davalı vekili için ıslah dilekçesine karşı sunulan beyan dilekçesinde davacının ıslaha konu maddi tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığı, zira TTK’nun 1420 maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tüm istemlerin 2 yılda zaman aşımına uğrayacağı, zaman aşımı süresinin 30.05.2016 tarihinden itibaren işlemeye başladığı ve 11.06.2018 tarihinde ıslah dilekçesi ile zaman aşımı süresi dolduktan sonra dava değerinin arttırdığı ve bu haliyle ıslahla artırılan kısım yönünden zaman aşımı nedeniyle talebin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiş olup taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Islah dilekçesinde belirtilen tutarın zaman aşımına uğradığı yönündeki davalı tarafça sunulan istinaf sebebinin incelenmesi ;
Rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 1420. maddesi genel kural olarak sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 2 yılda zaman aşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. Aynı Kanunun 1446. maddesinde, sigorta ettirenin, rizikonunun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirmesi gerektiği, 1427/2. bendinde, sigorta tazminatı veya bedelinin, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olacağı düzenlenmiştir.Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ek dava ile talep edilecek (ya da ıslahla artırılacak kısım yönünden) miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir.
Davaya konu somut uyuşmalıkta, hasar tarihinin 30.05.2016, dava tarihinin 10.10.2016, ihbar tarihinin 30.05.2026, ıslah tarihin ise 11.06.2018 olduğu ,ihbar tarihinden 45 gün sonra alacağın muacceliyet kazandığı ve bu haliyle ıslah tarihinde dava konusu edilen alacağın zaman aşımına uğramadığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu somut olayda; 30.05.2006 tarihinde meydana gelen davacıya ait triko emtialarının çalınması olayına ilişkin sunulan bilgi ve belgeler incelendiğinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uyuşmazlığa konu hırsızlıkla ilgili olarak soruşturma dosyası düzenlendiği ve daimi arama kararı çıkarıldığı, davaya konu hırsızlık olayının poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, hırsızlık olayı şüphelilerinin aranmaya devam edildiği, bu haliyle bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere aksi somut delillerle kanıtlanamadığından hırsızlık olayın gerçekleşmesi mümkün olduğu kanaatine varıldığı, hırsızlık sigortası genel şartlarında göre davaya konu edilen hırsızlık olayında kepenk kilidinin ve depo kapısı kırılarak hırsızlık olayının gerçekleştiği beyan edilmekle olayın oluş şekli nazara alındığında da poliçe teminatı kapsamında olduğu, hüküme esas alınan bilirkişi heyet raporunda depoda olay öncesinde bulunan malların miktarı ve değeri mevcut faturalara göre tespit edilerek hesaplamanın yapıldığı iş bu nedenle çalınan sigortalı malın tutarına, kırılan kepenk anahtar sisteminin onarımı için tespit edilen tutarın eklenmesi sonucunda toplam 269.147,44 TL sigorta bedelinin hesaplandığı ve tespit edilen sigorta bedelinin teminat bedeli altında yer aldığı, bu haliyle mahkemece toplam 269.147,44 TL zararın davalı … şirketinden tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda davacı sigortalının söz konusu depoda alarm sistemi kamera gibi güvenlik önlemlerini almamış olmasının kusur oluşturduğu ancak sigorta poliçesindeki hırsızlık teminatında mesai saatleri dışında sigortalı işletmenin tüm pencere ve kapılarında bulunması kaydıyla kepenk parmaklık dış cephesinde darbelere dayanıklı güvenlik alarm sistemi özel güvenlik ya da gece bekçisi koşullarından en az birinin bulunması ve aktif durumda olması kaydıyla hırsızlık teminatının geçerli olduğu aksi halde her bir hasarda minimum 500 USD olmak üzere hasarın %10 oranında muafiyet uygulanacağı belirtilmekle poliçe şartındaki kepenk ve parmaklık koşullarından en az biri yeterli görüldüğünden hırsızlık teminatının muafiyetli olarak verildiği ve söz konusu depoda kepenk bulunduğundan ilgili teminat şartını da karşılandığı belirtilmiştir.
Sigorta şirketince düzenlenen araştırma raporunda hırsızlık olayında kullanılan kamyonetin ölçüsü yönünden yapılan incelemede uzunluğunun 2,5 m genişliğinin 1,65 m olduğu, iş yerinde kalan triko çuvalları incelendiğinde kalın malların çuval ebadının 90x60x25 cm, ince kumaş ebadının 80x70x20 cm olduğu, çalınan çuvallar en ve boy olarak hesaplandığında istifli yüklenmesi halinde 40 çuval mal alınabileceği ancak hırsızların istifli yükleme yapamayacağı düşünüldüğünde daha az malın çalınması gerektiği ve sigortacıya doğru beyanda bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir .
Bilirkişi raporunda depoda olay öncesinde bulunan malın miktarı ve değeri mevcut faturalara göre incelendiğinde; kalın kazak giriş adedinin 139.267 ,giriş tutarı 2.785.200 TL, çıkış adedi 109.735 ,çıkış tutarı 2.194.701 TL kalan adet 29.525 ve kalan tutar 590.500 TL, ince kazak yönünden giriş adedi 41.000, giriş tutarı 410.000 TL çıkış adedi 26.350, çıkış tutarı 263.500 TL, kalan adet 14.650 ve kalan tutar 146.500 TL olmak üzere toplam kalan tutar 737.000 TL olarak hesap edilmiş ise de ; öncelikle hırsızlık olayında kullanıldığı belirtilen Ford transit aracın boyut ve iç hacimlerinin her ne kadar değişiklik gösterdiği belirtilse de iş bu dosyadaki bilgi ve belgeler, tanık anlatımları ve ceza soruşturmasında yer alan beyanlar nazara alınarak hırsızlık olayında kullanılan aracın kamyonet ya da minibüs tarzda ticari araç olup olmadığı belirlenerek aracın iç hacmi tespit edilmeli, azami ebatları uyarınca yaklaşık alabileceği çuval sayısı tespit edilmelidir. Zira bilirkişi raporuna sunulan itiraz dilekçesinde rapor içerisinde belirtilen aracın minibüs tarzı ticari araç olduğu ve panelvan tipi bir aracın iç hacminin 14,3 m3 olmasının mümkün olmadığı iddia edilmiştir.
Aynı zamanda bilirkişi raporunda depoda olay öncesinde bulunan malların miktarı ve değeri mevcut faturalara göre tespit edildiği belirtilmiş ise de; işbu faturaların hangi dönemleri kapsadığı, defterlerin usul ve yasaya uygun tutulup tutulmadığı, faturalarda belirtilen değer ve miktarın davacının tutmakta yükümlü olduğu ticari defter, mali kayıtlar ile şirketin stok kayıtları, KDV beyannameleri ve diğer bilgi ve belgelerle uyumlu olup olmadığının tespit edilmesi ve şüpheye mahal bırakılmaması gerekmektedir.
Aynı zamanda mahkemece ”259.147,44 tl’nin ıslah tarihi olan 02/07/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2.maddesinde düzenlenmiş avans faizi üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” dair hüküm kurulmuş ise de , yapılan inceleme de ıslah dilekçenin 11/06/2018 olduğu anlaşılmakla, ıslah edilen kısım yönünden faiz başlangıç tarihi yönünden yeniden inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan hususlarla ilgili bilirkişi heyetinden denetime elverişli, hükme esas alınacak ek rapor tanzim edilmesi istenilerek varılacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde işlem yapılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜNE,
2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/969 Esas, 2018/826 Karar sayılı ve 06/09/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince davacı ve davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacı ve davalıya İADESİNE,
5-Davacının ve davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022