Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/748 E. 2022/699 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/748
KARAR NO : 2022/699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın internet alan (com.net,biz.,…vs) adlarının alınması konusunda aracılık yaptığını, aynı zamanda isteyen müşterilerine de hosting denilen site içeriğindeki klasörlerin kayıtlı olduğu alanlar kiraladığını, davalı ile 23/01/2014 tarihinde yapılan hizmet sözleşmesi ile müvekkili şirketin davalıya; sunucu kiralama, yayınlanma ve barındırma hizmeti verdiğini, verilen bu hizmet sebebiyle toplam 27.842,62 TL fatura kesildiğini ancak davalının bu bedelin 7.363,67 TL’lik kısmını ödemediğini bundan dolayı icra takibi başlattıklarını, davalının 3.681,84 TL yönünden takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilerek % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin www…com internet sitesinin sahibi olduğunu, davacı taraf ile sunucu barındırma hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davacı tarafından taahhüt edinimlerin sözleşmenin 3.1 maddesinde belirtilen şartlar dahilinde yerine getirilmediğini, site erişimin sürekli sıkıntı yaşandığını, konunun davacı tarafa bildirildiğini fakat bir sonuç alınamadığını, özellikle müvekkilinin işi ile ilgili önem arz eden Haziran ayında (futbol transfer dönemi) saatlerce süren kesinti sonrasında müvekkili firmanın reklam geliri ve ziyaretçi kaybına uğradığını, bunun üzerine müvekkil firmanın Temmuz 2014 itibari ile sunucularında acilen başka bir şirket aktarmak zorunda kaldığını, bu durumun davacı tarafa bildirildiğini ancak buna rağmen davacı tarafça Temmuz ayına ilişkin fatura düzenlendiğini, davacının bu faturayı ihtarname ile müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından Kadıköy 30. Noterliğinin 21/08/2014 tarih ve … yevmine no.lu ihtarnamesi ile Temmuz ayına ilişkin faturanın süresinde iade edildiğini, takipte itiraz edilen kısmın da Temmuz ayı faturası olduğunu müvekkilince alınmayan hizmetin bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; “Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında 2014 yılında hizmet sözleşmesi akdedildiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Sözleşme kapsamında davacının davalıya internet üzerinden sunucu kiralama, yayınlama ve barındırma hizmeti verilmesi hususunda anlaşıldığı görülmektedir. Bu noktada davacının iş bu sözleşmeye istinaden tanzim ettiği takip konusu faturalar bazında davalı tarafça sözleşmeye konu edimin sağlanmadığı ve ilgili faturaların süresi dahilinde iade edildiği itirazında bulunulmakla fatura temelindeki hizmet sunumunu yerine getirdiğine dair teslim olgusunu kesin delillerle ispatı gerekmektedir. Yapılan mali incelemede 4844790 numaralı 2.985,40 TL bedelli 24/07/2014 tarihli ve 484789 numaralı 696,11 TL bedelli, 24/07/2014 tarihli takip konusu faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarında işli olmadığı, takip konusu edilen faturalardan 480846 ve 480847 numaraları fatura bedeli toplamı olan 3.681,83 TL’nin davalı tarafça icra dosyasına ödendiği tespit olunmuştur. Bu minvalde bakiye alacağa yönelik dava konusu edilen faturaların davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ – teslim edildiğine dair dosyada herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Dava konusu faturalara ilişkin hizmet ediminin davalıya sağlanıp sağlanmadığına yönelik olarak yapılan teknik inceleme neticesinde ise mevcut çelişkileri gidermek adına alınan son teknik raporda da ifade edildiği üzere taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında dava konusu hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğine yönelik kesin bir sonuca varılamayacağı, Temmuz 2014 tarihinde davacının davalıya söz konusu hizmeti vermiş olduğunu kesin olarak ispatlayan teknik bir verinin olmadığı ifade edilmekle, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiği ispatlanamadığından davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından sözleşmenin 5.maddesi uyarınca takip başlatıldığını, davalının ise herhangi bir yazılı fesih bildiriminde bulunmadan salt hizmet alınmadığı gerekçesiyle dava konusu faturayı kabul etmediğini, sözleşme gereği müvekkili şirketin edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek bu iddialarına yönelik bir delil ibraz etmediğini, mali incelemede faturaların tebliğ edildiği ve müvekkili şirketin usüle uygun şekilde alacaklı olduğunun tespit edilmesine rağmen, Yerel mahkemenin bakiye alacağa yönelik faturaların davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ-teslim edildiğine ilişkin delil bulunmadığı yönündeki ifadesinin mali bilirkişi raporunun yok sayılarak haksız ve mesnetsiz olarak karar verildiği göstermekte olduğunu, yine gerekçede yer alan “davacının sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiğinin ispatlanamadığı” ifadesinin aldırılan teknik bilirkişi raporlarında aydınlatılmış olmasına rağmen yerel mahkemece yanlış yorumlandığını, teknik inceleme yapan bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından temmuz ve ağustos 2014 yılında sistemden giriş yapıldığı tespit edilmekle bu durum davalının sisteme giriş yaparak sistemi kullandığının açıkça bir göstergesi iken 17/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkil şirkette bir kısım ilgili teknik kayıtların bulunmaması sebebiyle sözleşme kapsamındaki hizmetin sunulmuş olacağı sonucuna varılamayacağı şeklinde çelişkilerle dolu bir ifade ortaya konulduğunu, 5651 sayılı kanun ve bu kapsamda çıkarılan yönetmelik uyarınca log kayıtlarının yer sağlayıcılar için 6 ay geriye dönük olarak tutulması zorunlu olduğundan ve davaya konu olay 2014 yılının temmuz ayına ilişkin olduğundan müvekkili şirkette log kayıtlarının bulunmamasının yasal olarak bir eksiklik olmadığını, bu durumun göz ardı edilerek değerlendirme yapılması ve anılan rapora yönelik itirazlarının yerel mahkeme tarafından göz ardı edilmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi, davalının yazılı bir fesih beyanının olmaması ve sözleşmeyi feshederek kalan bakiyeyi ödememesi için geçerli bir neden bulunmadığından kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul 24. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında; davacı tarafından 7.363,67 TL asıl alacak 360,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.724,18 TL üzerinden 14/10/2014 tarihinde takip başlatılmış, ödeme emrinin 24/10/2014 tarihinde tebliği üzerine, davalı tarafça 24/10/2014 tarihinde 3.681,84 TL asıl alacak ve 360,51 TL işlemiş faiz yönünden borca itiraz edilmiş, dava İİK’nın 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal sürede ve 3.681,84 TL asıl alacak üzerinden açılmıştır.Taraflar arasında 23/01/2014 tarihinde davacının yüklenici, davalının müşteri olarak anıldığı hizmet sözleşmesi imzalanmış ve sözleşme gereğince davacı sunucu kiralama ve yayınlama, sunucu barındırma hizmetlerini kesintisiz olarak vermeyi üstlenmiştir. “Sözleşmenin Süresi ve Fesih” başlıklı 5.maddede; “Sözleşmenin süresi 12 (on iki) aydır, Yüklenici tarafından kiralık sunucu ve hat hizmetleri müşteriye özel olarak yapılandırılarak Müşterinin kullanımına teslim edilmektedir. Sözleşme süresi içinde yapılmış olan yatırımlar nedeniyle Yüklenicinin sorumluluklarını yerine getirmediği durumlar haricinde Müşteri’nin iptal talepleri kabul edilemeyecektir. Aksi durumlarda Müşteri sözleşme bitimine kadar oluşacak ücreti ödemekle yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt eder. Sözleşme süresince taraflardan biri yükümlülüklerini yedi (7) günden daha uzun süre yerine getirmediği durumlarda sözleşme tek taraflı olarak fesih edilebilir. Müşteri, sorumlulukları nedeni ile sözleşmenin iptal olması durumunda sözleşme bitimine kadar olan ödeme müeccel hale gelecektir. Yüklenici, bu durumda kalan sözleşme süresine ait tüm ücreti tek bir fatura düzenleyerek talep edebilecektir. Sözleşme, süre bitiminden en az bir (1) ay öncesinde yazılı olarak fesih edilmediği sürece iş bu sözleşme süresi kadar tekrar uzayacaktır. Sözleşmenin uzaması halinde Türk Lirası olarak sözleşmede yer alan bedeller, TÜFE (sözleşmenin yenilendiği tarihte geçerli olan TÜFE endeksi) oranında arttırılarak uzatılan dönemde geçerli olacaktır. TÜFE oranı yüklenici tarafından belirlenecektir. Döviz olarak belirlenen bedeller ise uzatılan dönemde de geçerli olmaya devam edecektir. İşbu sözleşme nedeniyle verilen hizmet aylık olarak fatura edildiğinden, sözleşmenin fesih edilmesi halinde hizmet bedeli ay sonuna kadar faturalandırılacaktır.”, “Ödeme ve Ücretlendirme” başlıklı 6.maddesinde; “Ödemeler aylık olarak gerçekleştirilecektir (ödemeler aylık ve ön ödeme şeklinde yapılır). İşbu sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar yüklenici tarafından müşteriye iadeli taahhütlü posta, kurye veya kargo yoluyla gönderilir…” şeklinde düzenlenmiştir.Davalı tarafından keşide edilen Kadıköy 30. Noterliğinin 21/08/2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname incelendiğinde; davacının keşide ettiği Eyüp 9.Noterliğinin 13/08/2014 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesine cevaben düzenlendiği, sözleşme konusu hizmetin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle şirketin zarara uğradığı, problemlerin davacı tarafça çözümlenmediği ifade edilerek bu nedenle sözleşmenin Temmuz 2014 itibariyle haklı nedenle feshedildiği ve sunucunun başka bir firmaya taşındığı, Temmuz 2014 tarihinden itibaren sistemin kullanılmadığı ve hizmet alınmadığı, açıklanan nedenlerle Eyüp 9. Noterliğinin 13/08/2014 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi ekinde yer alan faturaya itiraz edilerek ihtarname ekinde iade edildiği belirtilmiş ve ihtarnamenin davacı tarafa 27/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İhtarname içeriğinde davacı tarafından keşide edildiği belirtilen Eyüp 9. Noterliğinin 13/08/2014 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi gerek davacı gerekse davalı tarafça ibraz edilmemiş olup dosya kapsamında bulunmamaktadır. Somut olayda ihtilaf, davacı tarafından hizmetin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği ve icra takibinde itiraza konu olan Temmuz ayı faturası nedeniyle davalının borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece ilk olarak mali bilirkişi…’dan rapor alınmış, tanzim olunan raporda, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerine göre takibe konu 480846, 480847, 484789 ve 484790 no.lu faturalar nedeniyle 7.363,67 TL alacaklı olduğu ancak bu miktarın 3.681,83 TL’lik kısmı icra dosyası kapsamında itiraza uğramayarak ödendiği için 3.681,83 TL bakiye alacağın kaldığı, davalı defterlerinde yapılan incelemede ise takibe konu faturalardan 480846 ve 480847 no.lu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup aynı zamanda takip dosyasında bu faturalara konu borcun davalı tarafça kabul edildiği ve miktarının 3.681,83 TL olup takip dosyasına ödendiği, 484789 ve 484790 no.lu faturaların ise davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, hizmetin verildiğinin tespit edilmesi halinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 3.681,84 TL alacaklı olabileceği belirtilmiştir. Uyuşmazlık teknik incelemeyi gerektirdiğinden mahkemece heyete bilgisayar mühendisi bilişim uzmanı bilirkişi eklenerek bilirkişiler … ile ….’dan alınan ek raporda özetle; Davacı tarafından hizmet verilmesi kesildiğinden, halen aktif bir kullanım söz konusu olmadığından 2014 yılı Temmuz ayına ait davacının, davalı tarafa hizmet sunduğuna dair direkt bir teknik delil bulunmadığı, bununla birlikte hizmet veren firma bilişim sistemi üzerinde verilen hizmetle ilgili tali kayıtların arşiv kayıtları tutulmakta olduğu, bu nedenle davacı firma ofisinde yerinde inceleme yapıldığı, bilirkişi incelemesi sırasında, IP bilgileri ile birlikte yönetici ekranlarına erişim zaman bilgileri, firewall hizmetinin internet hızına etkisi ile ilgili LOG kayıtları, web sitesi ziyaretçi istatistikleri, müşteriye ait destek talep kayıtları ve müşterinin aldığı hizmet listesinin istenildiği, taraflar arasındaki internet sitesi sorunlarına ait yazışmalar, e-posta, görüşme kayıtlarının talep edildiği, davacı firma bilişim sisteminde ilgili hizmetin verildiği 2014 yılında ziyaretçi istatistiğinin kayıt altına alınmadığı, ziyaretçi istatistiğinin anlık olarak grafik ekranından kullanıcı tarafından da izlenebildiği, hali hazırda firmanın yeni bir yazılım kullandığı, eski yazılımla ilgili kayıtların saklanmadığı, eski yazılımla bu istatistiklerin kayıt altına alınmadığı, inceleme sırasında davacı teknik elemanı Bilgisayar Mühendisi … tarafından “Söz konusu müşterinin almış olduğu hizmet paketi kapsamında web sitesi yönetimi hizmeti olmadığı için ve sitesini kendisinin yönetiyor olması nedeniyle, böyle bir istatistiğe tarafımızca ulaşılamamaktadır.” beyanında bulunulduğu, davacı firma bilişim sisteminde Firewall hizmetinin internet hızına etkisine ilişkin LOG kaydı tutulmadığı, davalı tarafa verilen hizmetle “Citrix Netscaler” ürünü kullanıldığı, davacı firma tarafından Ticket yazılım uygulaması ile müşteri şikâyetlerinin takip edildiği, tüm sorunlara bu yazılım üzerinden müdahale edildiği anlaşıldığından taraflar arasında geçen yazışmaların tamamının talep edildiği, davalının birden fazla ticket geçmişi olduğu , taraflar arasında geçen ticketlar incelendiğinde, ikisinde davalının kendi yönetliği sunucusunda kendisine tanımlı olan bağlantı limitin üzerinde trafik çıkarttığı bu sebeple internet sitesinde yavaşlık yaşadığı, birinde davalı firmanın yavaşlık sorunu yaşadığını bildirdiği ve davacı firma çalışanı tarafından müdahale edildiği, davalı çalışanının onay mesajı ile kurallardan kaynaklanan yavaşlık sorununun düzenleme yapılarak 16 dakika içerisinde düzeltildiği, diğer ticket içerisinde davalı firmanın yavaşlık sorunu yaşadığını bildirdiği ve davacı firma çalışanı tarafından kontrol edildiği, 200Mbit hat limiti olmasına rağmen sunucudan çıkan trafiği 432 Mbit’e ulaştığı hat kapasitesinin üzerinde hizmet verildiği, diğer iki ticket incelendiğinde davalı tarafın teknik elemanının sunucu yönetiminde bilgi eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılar yaşadığı, davacı tarafın yükümlülüğü olmamasına rağmen sınırlı olarak davalı teknik elemanına yardım ettiğinin tespit edildiği, yapılan incelemeler neticesinde davalı ihtarnamesinde de belirtildiği gibi Temmuz 2014 zamanı içerisinde taşındığı, dolayısıyla sözleşme hükümlerine göre Temmuz ayı içerisinde davalının kullanımının bulunduğunun, 13/08/2014 tarihli davacı ihbarnamesine karşılık 21/08/2014 tarihinde yazılı ihbarname ile yazılı bildirimde bulunduğu, internet sitesi yönetici giriş LOG’larına göre davalı tarafın Temmuz 2014 sonrasında 27/08/2014 tarihinde son kez site yönetim ekranına giriş yaptığı ve hizmet sonlanması sonrasında kontrol amaçlı dahi olsa web sitesi yönetici ekranına giriş yaptığı, dosyadaki belgeler ve tespitler birlikte değerlendirildiğinde, Temmuz 2014 tarihinde davacı firma tarafından hizmet verilmeye devam edildiği ve verilen hizmet ile davacı tarafın ücret almaya hak kazandığı yönünde görüş bildirilmiştir. Rapora karşı davalı vekili tarafından sunulan itirazların değerlendirilmesi için teknik bilirkişi …’dan alınan ek raporda; teknik inceleme sırasında temin edilen ticket kayıtlarına göre 01/07/2014 tarihinde internet sitesi ile ilgili sorun üzerine karşılıklı yazışmalarla görüşüldüğünün tespit edildiği, ilgili kayıtlarla Temmuz 2014 ayında hizmetten faydalanıldığının anlaşıldığı, davacı firma bilişim sisteminde kayıtlı davalıya ait yönetici erişim LOG kayıtlarına göre davalı tarafından sisteme ilk giriş tarihinin 03/01/2014 olduğu, son giriş yapıldığı tarihin 27/08/2014 olduğu ticket kayıtlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, Log kayıtlarının uyumlu olduğu 01/07/2014 tarihinde yönetici girişi yapıldığı, ilgili kayıtlarla 2014 Temmuz ayında hizmetten faydalanıldığı, dosyaya konu verilen hizmetin davalı vekili ihbarnamesinde de belirtildiği gibi Temmuz 2014 zamanı içerisinde taşındığı dolayısıyla sözleşme hükümlerine göre Temmuz ayı içerisinde davalının kullanımının bulunduğu, 13/08/2014 tarihli davacı ihbarnamesine karşılık 21/08/2014 tarihinde yazılı ihbarname ile yazılı bildirimde bulunduğu internet sitesi yönetici giriş LOG’larına göre davalı tarafın Temmuz 2014 sonrasında 27/08/2014 tarihinde son kez site yönetim ekranına giriş yaptığı ve hizmet sonlanması sonrasında dahi kontrol amaçlı dahi olsa web sitesi yönetici ekranına giriş yaptığı, 08/02/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda her hangi bir çelişki bulunmadığı, bilirkişi raporunda geçen direkt delillerin kullanıcı istatistikleri, bağlantı istatistikler, kapasite kullanım seviyesi vb anlaşmazlığa konu yavaşlığın anlaşılacağı grafik ekranlar ve raporlar olduğu, tespit edilen ticket kayıtları ve sistem giriş kayıtları hizmetin kullanıldığını gösterdiği, dosyadaki belgeler vc tespitler birlikte değerlendirildiğinde Temmuz 2014 tarihinde davacı firma tarafından hizmet verilmeye devam edildiği ve verilen hizmet ile davacı tarafın ücret almaya hak kazandığı belirtilmiştir. Mahkemece bilgisayar yüksek mühendisi Yrd. Doç. Dr….’dan alınan bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamında yer alan kayıtlar, önceki bilirkişi raporu ve itirazlar incelendiğinde Temmuz 2014 itibariyle davacının davalıya hizmet verdiğini ispatlayan teknik bir veri bulunmadığı, davacının Temmuz 2014 yılında davalıya ait sunucuları açık bırakmasının ve taraflar arasındaki ticket yazışmalarından davacının bu hizmeti verdiği anlamına gelmediği, çünkü davacının bu konuyla ilgili log kayıtları ve veri trafik kayıtları konusunda teknik somut bir veri ve bilgi bulunmadığı, bu durumda dava konusu hizmetin verildiğinin söylenemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Raporlar arasında çelişki olduğundan mahkemece bilgisayar mühendisi Yrd. Doç. Dr….den yeni bir rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi raporunda özetle; … firmasında 11/01/2018 tarihinde her iki taraf avukatlarının da katılımı ile yerinde inceleme yapıldığı, ana sunucu (server) bilgisayar kayıtlarının incelendiği, yaklaşık 3 sene önceki hizmetin verildiğine dair bir takım bilgilerin yer aldığı ancak zaman damgaları ve ilgili teknik kayıtlar bulunmadığından taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında dava konusu hizmetin sunulduğuna dair kesin bir sonucu varılamayacağı, hem ana sunucu (server) bilgisayarlardaki hem de normal bilgisayarlardaki verilerin 3 sene önceki asıl kayıtlarına göre çeşitli manipülasyon/müdahale işlemleriyle değiştirilebileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.)…. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)…Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir.İtiraza konu 24/07/2014 tarihli 484789 no.lu 2.985,40 TL bedelli ve 24/07/2014 tarihli 484790 no.lu 696,44 TL bedelli faturaların davalı tarafa hangi tarihte tebliğ edildiğine dair bir kayıt sunulmamıştır. Davalı tarafından keşide edilen Kadıköy 30. Noterliğinin 21/08/2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinde faturanın davacının keşide ettiği Eyüp 9.Noterliğinin 13/08/2014 tarihli… yevmiye no.lu ihtarnamesi ile taraflarına gönderildiği belirtilmiştir, bu durumda cevaben düzenlenen ihtarname ile faturaların süresi içerisinde iade edildiği anlaşılmaktadır. Mali inceleme neticesinde de faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarına işlenmediği tespit edilmiştir. Bu durumda hizmetin verildiğini ispat yükü davacı üzerindedir. Somut dosya kapsamında teknik inceleme raporlarının tamamında, hizmetin verildiğini gösterir direkt kayıtların bulunmadığı tespit edilmiştir. İlk teknik raporda bir kısım yan veriler nazara alınarak hizmetin verilmiş olabileceği ifade edilmiş ise de diğer iki raporda teknik veriler olmadan böyle bir tespitin yapılamayacağı ayrıca ilk raporda ifade edilen taraflar arasındaki ticket yazışmalarından ve davacının Temmuz 2014 tarihinde davalıya ait sunucuları açık bırakmasından davacının bu hizmeti verdiği anlamının çıkarılamayacağı, hem ana sunucu (server) bilgisayarlardaki hem de normal bilgisayarlardaki verilerin 3 sene önceki asıl kayıtlarına göre çeşitli manipülasyon/ müdahale işlemleriyle değiştirilebileceği, log kayıtları ve veri trafik kayıtları konusunda teknik somut bir veri ve bilgi bulunmadığından dolayı dava konusu hizmetin verildiğinin söylenemeyeceği belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle; hizmetin verildiği davacı tarafça ispat edilmediğinden dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf 121,30 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/06/2022